MANİSA’NIN SİMİTÇİ BABASI İSMAİL GÜLTEKİN HAYATINI DENGE’YE ANLATTI

ÖZEL HABER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.04.2017 - 09:22, Güncelleme: 15.04.2017 - 09:22
 

MANİSA’NIN SİMİTÇİ BABASI İSMAİL GÜLTEKİN HAYATINI DENGE’YE ANLATTI

Bir zamanlar Manisalıların sıcak simit almak için kuyruklarda beklediği, Kelleci Fırını simitlerinin lezzetini hatırlayan çoktur. Manisa Denge Gazetesi Kelleci Fırını’ndan başlayıp, bugün Manisa’nın bir markası haline gelen ‘Manisa Simit Dünyası’nın gelişim sürecini ve Simit ustası İsmail Gültekin’in hayatını, siz okurları için araştırdı.Çırak olarak başladığı simit ve fırıncılık mesleğine, bugün çocuklarıyla beraber devam eden İsmail Gültekin’in, günümüzde şubeleri olan ‘Simit Dünyası’ işletme zincirlerine nasıl sahip olduğunu merakla okuyacaksınız.
Özel Röportaj MUSTAFA ATADİL  Küçük yaşlarda kafasında tepsi ile Manisa sokaklarında bağıra bağıra simit satarak, fırıncılık mesleğine adım atan ve bugün 64 yaşında olan İsmail Gültekin, ‘Simit dünyası’ işletme zincirlerinde onlarca personel istihdam ediyor. ‘Simit Dünyası’nın şu an Manisa’da 4 Şubesi bulunuyor. İsmail Gültekin, şubelerinin sayısını arttırmayı da hedefliyor. Bundan 42 yıl önce simit satarak mesleğe başlayan İsmail Gültekin; çalışkanlığı, gayreti, ileri görüşlülüğü ve girişimcilik ruhu ile bugün Manisa’nın markası oldu. İşte İsmail Gültekin’in başında tepsi ile simit sattığı günlerden bugüne uzanan, başarılarla dolu hayat hikayesi. -Bize kendini tanıtır mısınız? İsmail Gültekin Kimdir? “1953 yılında dünyaya geldim, evli ve 4 çocuk babasıyım. 1960 yılında geldiğim Manisa’da, çocukluk yaşlarımdan beri hep aynı mesleği yaptım ve yapmaktayım. -Manisa’nın en önemli fırınlarından birinde; çıraklık, kalfalık ve ustalık yaptınız. Hayatınızın bu dönemlerinden biraz bahseder misiniz? -Biz memleketten göçtüğümüzde ben henüz 8 yaşındaydım. 5 kardeştik ve beşimiz de ayrı ayrı kollardan iş hayatına atıldık. Çünkü buna mecburduk. Ozamanlar  bana göre yaşım itibariyle yapılabilecek en kolay iş olan simit satmaktı ve bu işi tercih ettim. Sonrasında bu mesleği öğrendim. Çünkü o yıllarufak yaşta meslek öğrenilen ve sonrasında usta olunan zamanlardı. Yanan odunlu fırının başında her ne kadar ter içinde kürek sallayarak çalışıyor olsam da, yaptığım işe hep sebat ettim ve çalışmaya devam ettim. Ve çalışırken de işi öğrenmeye çalıştım. Sürekli sordum ve araştırdım. -Peki daha ya sonra?  Bugünlere gelmeniz, bir marka olmanız nasıl oldu? -Daha sonra işler birbirini kalfalık ve ustalık olarak takip etti. 2004 yılında kelleci fırınındaki klasik Türk simit pişirme tekniklerini,modern hizmet anlayışıyla harmanlamakiçin kolları sıvadık. Böylelikle öncelikli ürünümüz simidin yanı sıra; ev tipi börek, poğaça, yaş ve kuru pasta hizmetlerine de başlamış olduk. 2 oğlum ve 1 kızım olmak üzere toplam 3 çocuğum bana her konuda sonuna kadar destek oldular, hala daha olmaktalar. Bugünlere gelmemin büyük bir sebebide evlatlarımdır. Günler geçti, işlerimiz büyüdü imalathaneler, diğer şubeler derken… Bugün ülkemizde çok sevilen ve tanınan; ekmekten sonra en çok tüketilen ürün olan simidi Manisa'daki şubelerimde çocuklarımla beraber üretip, yine Manisalılara sunmak benim için ayrı bir gurur oldu. -O günden bugüne ürettiğiniz ürünlerde çeşitliliğe gittiniz. Şu an o günden farklı olarak,unlu mamuller kategorisinde neler üretiyorsunuz? - Farklı ürünler üretmek zorundasınız. Çünkü müşteri bunu sizden talep ediyor. Farklı lezzetleri tatmak ve denemek istiyor. Bugün  geçmişteki üretimlerimizden farklı olarak; nohut mayası simidi, nohut mayası ekmeği, nohut mayası peksimetiniyıllar öncesinin sistemleri ve teknikleri ile özel olarak üretmekteyiz. Bu bizim için çok önemli. -Öğrendiğime göre taban simidini tescillemek için başvura da bulunmuşsunuz. Doğrumu? -Taban Simidini nohut mayasından yapıyoruz. Bu gelenek ve lezzet kaybolmasın istiyoruz. Biliyorsunuz taban simidini Manisa'nın haricinde başka bir yerde bulamazsınız. Manisa'da sevilen vetaban gevrek olarak bilinen bu ürün tescillensin istedim.Bu amaçla başvuruda bulunduk. Sağolsun çocuklar coğrafi işareti, yani patenti ile ilgileniyorlar sona yaklaşıldı gibi. İnşallah patentini alacağız. Taban simidinin patentini almak bize gurur verecek. -Manisa’nın çok özel değerleri var. Bu değerlerin yaşatılması açısından, ahilik kültürüne sahip bir işletmeci olarak söyleyecekleriniz var mıdır? Ben yıllardır Manisa’da yaşıyor ve ekmeğimi Manisa’dan kazanıyorum. Ve Manisalıyı istihdam etmeye özen gösteriyorum. Manisa’ya ve halkına sahip çıkmaktır. Manisa'mız çok güzel bir şehir. Bu şehrin lütfen kıymeti bilinsin. Kültürel ve manevi değerlerine sahip çıkılsın. Bazı şeyleri yaşatmalıyız ve gelecek nesillere aktarmalıyız. Bu sadece şehrin mülkü amirleri, belediye başkanları ve müdürleri ile mümkün değil. Esnafı da, halkıda, STK’sı da, dernekleri de elini taşın altına koymalı. -Ticarete atılmak veya kendilerine yeni bir hayat kurmak isteyenlere nasıl tavsiyelerde bulunursunuz? -Yeni nesil gençlere tavsiyem ve nasihatim çok çalışsınlar, yılmasınlar. Öyle bir devirde yaşıyoruz ki her şey tamamen paraya odaklı oldu. Paranın açamadığı hiç bir kapı kalmadı artık. Ama para ile satın alınmayacak tek şey sağlık ve akıp giden hayat. Çok çalışırken sağlıklarına da dikkat etsinler. Hayat çok zor ve çok acımasız artık. Bunun bilinciyle hareket edip, çok çalışsınlar üretken ve girişken olsunlar, tutumlu olsunlar."  
Bir zamanlar Manisalıların sıcak simit almak için kuyruklarda beklediği, Kelleci Fırını simitlerinin lezzetini hatırlayan çoktur. Manisa Denge Gazetesi Kelleci Fırını’ndan başlayıp, bugün Manisa’nın bir markası haline gelen ‘Manisa Simit Dünyası’nın gelişim sürecini ve Simit ustası İsmail Gültekin’in hayatını, siz okurları için araştırdı.Çırak olarak başladığı simit ve fırıncılık mesleğine, bugün çocuklarıyla beraber devam eden İsmail Gültekin’in, günümüzde şubeleri olan ‘Simit Dünyası’ işletme zincirlerine nasıl sahip olduğunu merakla okuyacaksınız.
Özel Röportaj
MUSTAFA ATADİL 

Küçük yaşlarda kafasında tepsi ile Manisa sokaklarında bağıra bağıra simit satarak, fırıncılık mesleğine adım atan ve bugün 64 yaşında olan İsmail Gültekin, ‘Simit dünyası’ işletme zincirlerinde onlarca personel istihdam ediyor. ‘Simit Dünyası’nın şu an Manisa’da 4 Şubesi bulunuyor. İsmail Gültekin, şubelerinin sayısını arttırmayı da hedefliyor. Bundan 42 yıl önce simit satarak mesleğe başlayan İsmail Gültekin; çalışkanlığı, gayreti, ileri görüşlülüğü ve girişimcilik ruhu ile bugün Manisa’nın markası oldu.
İşte İsmail Gültekin’in başında tepsi ile simit sattığı günlerden bugüne uzanan, başarılarla dolu hayat hikayesi.



-Bize kendini tanıtır mısınız? İsmail Gültekin Kimdir?
“1953 yılında dünyaya geldim, evli ve 4 çocuk babasıyım. 1960 yılında geldiğim Manisa’da, çocukluk yaşlarımdan beri hep aynı mesleği yaptım ve yapmaktayım.

-Manisa’nın en önemli fırınlarından birinde; çıraklık, kalfalık ve ustalık yaptınız. Hayatınızın bu dönemlerinden biraz bahseder misiniz?
-Biz memleketten göçtüğümüzde ben henüz 8 yaşındaydım. 5 kardeştik ve beşimiz de ayrı ayrı kollardan iş hayatına atıldık. Çünkü buna mecburduk. Ozamanlar  bana göre yaşım itibariyle yapılabilecek en kolay iş olan simit satmaktı ve bu işi tercih ettim. Sonrasında bu mesleği öğrendim. Çünkü o yıllarufak yaşta meslek öğrenilen ve sonrasında usta olunan zamanlardı. Yanan odunlu fırının başında her ne kadar ter içinde kürek sallayarak çalışıyor olsam da, yaptığım işe hep sebat ettim ve çalışmaya devam ettim. Ve çalışırken de işi öğrenmeye çalıştım. Sürekli sordum ve araştırdım.



-Peki daha ya sonra?  Bugünlere gelmeniz, bir marka olmanız nasıl oldu?
-Daha sonra işler birbirini kalfalık ve ustalık olarak takip etti. 2004 yılında kelleci fırınındaki klasik Türk simit pişirme tekniklerini,modern hizmet anlayışıyla harmanlamakiçin kolları sıvadık. Böylelikle öncelikli ürünümüz simidin yanı sıra; ev tipi börek, poğaça, yaş ve kuru pasta hizmetlerine de başlamış olduk. 2 oğlum ve 1 kızım olmak üzere toplam 3 çocuğum bana her konuda sonuna kadar destek oldular, hala daha olmaktalar. Bugünlere gelmemin büyük bir sebebide evlatlarımdır. Günler geçti, işlerimiz büyüdü imalathaneler, diğer şubeler derken… Bugün ülkemizde çok sevilen ve tanınan; ekmekten sonra en çok tüketilen ürün olan simidi Manisa'daki şubelerimde çocuklarımla beraber üretip, yine Manisalılara sunmak benim için ayrı bir gurur oldu.

-O günden bugüne ürettiğiniz ürünlerde çeşitliliğe gittiniz. Şu an o günden farklı olarak,unlu mamuller kategorisinde neler üretiyorsunuz?
- Farklı ürünler üretmek zorundasınız. Çünkü müşteri bunu sizden talep ediyor. Farklı lezzetleri tatmak ve denemek istiyor. Bugün  geçmişteki üretimlerimizden farklı olarak; nohut mayası simidi, nohut mayası ekmeği, nohut mayası peksimetiniyıllar öncesinin sistemleri ve teknikleri ile özel olarak üretmekteyiz. Bu bizim için çok önemli.

-Öğrendiğime göre taban simidini tescillemek için başvura da bulunmuşsunuz. Doğrumu?
-Taban Simidini nohut mayasından yapıyoruz. Bu gelenek ve lezzet kaybolmasın istiyoruz. Biliyorsunuz taban simidini Manisa'nın haricinde başka bir yerde bulamazsınız. Manisa'da sevilen vetaban gevrek olarak bilinen bu ürün tescillensin istedim.Bu amaçla başvuruda bulunduk. Sağolsun çocuklar coğrafi işareti, yani patenti ile ilgileniyorlar sona yaklaşıldı gibi. İnşallah patentini alacağız. Taban simidinin patentini almak bize gurur verecek.

-Manisa’nın çok özel değerleri var. Bu değerlerin yaşatılması açısından, ahilik kültürüne sahip bir işletmeci olarak söyleyecekleriniz var mıdır?
Ben yıllardır Manisa’da yaşıyor ve ekmeğimi Manisa’dan kazanıyorum. Ve Manisalıyı istihdam etmeye özen gösteriyorum. Manisa’ya ve halkına sahip çıkmaktır. Manisa'mız çok güzel bir şehir. Bu şehrin lütfen kıymeti bilinsin. Kültürel ve manevi değerlerine sahip çıkılsın. Bazı şeyleri yaşatmalıyız ve gelecek nesillere aktarmalıyız. Bu sadece şehrin mülkü amirleri, belediye başkanları ve müdürleri ile mümkün değil. Esnafı da, halkıda, STK’sı da, dernekleri de elini taşın altına koymalı.

-Ticarete atılmak veya kendilerine yeni bir hayat kurmak isteyenlere nasıl tavsiyelerde bulunursunuz?
-Yeni nesil gençlere tavsiyem ve nasihatim çok çalışsınlar, yılmasınlar. Öyle bir devirde yaşıyoruz ki her şey tamamen paraya odaklı oldu. Paranın açamadığı hiç bir kapı kalmadı artık. Ama para ile satın alınmayacak tek şey sağlık ve akıp giden hayat. Çok çalışırken sağlıklarına da dikkat etsinler. Hayat çok zor ve çok acımasız artık. Bunun bilinciyle hareket edip, çok çalışsınlar üretken ve girişken olsunlar, tutumlu olsunlar."
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (1 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hüseyin
(17.06.2022 10:06 - #3958)
Taban Simidi İzmir Ödemiş'indir diye biliyorum.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.