Ayşe  Yıldız
Köşe Yazarı
Ayşe Yıldız
 

"BENİ ANLAMIYORLAR" DEYİP ÜZÜLME!

İnsan yaşamının her alanında onaylanma beklentisi ile yaşar. İnsanın normal doğasında bu vardır ancak bunun altında çoğu zaman farklı travmatik sebepler de olabilir tabii. "Haklı olan sensin" denilmesi ne de çok hoşumuza gidiyor değil mi? Bu onayı almadığımız zaman hiç anlaşılmadığımızı düşünürüz. Onaylanmamayı anlaşılmama olarak algılamak bizim iletişim kanallarımızı kapatır, eşimizin, çevremizin bizi önemsemediği, değer vermediği hissine kapılmamıza ve ilişkide yalnızlaşmamıza sebep olur. Bu karşımızdakinden değil kendi içimizden kaynaklanan bir sorundur. Burada olması gereken "Neden onaylanmaya ihtiyaç duyuyorum?" sorusunun cevabıdır aslında. Oysa onaylanmaya ihtiyacımız yoktur... "Beni anlamıyorsun" söylemleri yanlış anlaşılan bir söylemdir. Özellikle kadınlar bunu sık sık dile getirir. “Beni anlamıyorsun” derken aslında söylediklerimi anlamıyorsun değil, söylemek istediklerimin altında yatan ana sebepleri anlamıyorsun demektir. Tabii karşı taraf "söylediklerimi algılamadın mı?" diye anlar. Bu tarz bir söylem açık ifade arz etmiyor ne yazık ki! Aslında ilişkilerde ve iletişimlerde en sık tekrarlanan sorun; açık ifadedeler kullanmamaktan kaynaklı olan "beni anlasın" beklentisinin fazla olmasıdır. Bizler kendimizi iyi ifade edemezsek, düşüncelerimizi, duygularımızı sansürsüz ifade edemezsek ne yazık ki kimse tarafından anlaşılamayız. Sürekli anlaşılmayı beklemek her türlü ilişkiyi yıpratır. Çünkü beklentiler yorucudur. İnsanların birçoğu suçlanmaktan, yargılanmaktan ve eleştirilmekten korktuğu için de sürekli onaylanmayı ister. Bunun da sebebi hatalarla, yanlışlarla yüzleşme korkusudur. Bazen her şeyi biraz da tersinden ele almak da doğru bir yöntem olabilir! Biz, "İnsanları ne kadar anlamaya çalışıyoruz" diye kendimize soruyor muyuz? Kendimiz yapmadığımız bir şeyi neden karşıdan bekleriz? Sürekli anlaşılmayı beklemenin ana temeli bencilliktir. Hayattan zevk alanlar, anlaşılmak yerine anlamayı tercih edenlerdir. "Ne kadar anlatırsan anlat, ancak karşındakinin anladığı kadar anlaşılırsın" gerçeğine çıkıyoruz yine. Wofgang Van Goethe yine güzel bir sözü geldi aklıma; "İnsan, anlamadığı şeye sahip olamaz." Sonuç olarak; çok da anlaşılmak için yormayın kendinizi. Siz anlamaya çalışın, anlaşılmayı beklemeden anlatın ve her şeyi oluruna bırakın. Tabii bir küçük anekdot da şu ki; siz bir şey anlatırken karşı taraf sizi ne kadar dinliyor? Siz anlatırken karşı tarafın dinleme becerisi, sizin doğru anlaşılmanızı sağlar. Sizi dinlemeye çalışmayan kişiler için hiç zaman kaybetmeden ilerleyin. Anlatamadım, anlaşılmadım diye de ne kendinizde eksiklik görün, ne de karşı tarafı suçlayın. Huzurlu olmanın en güzel yolu her şeyi olduğu gibi kabullenmek ve hiçbir şeyi zorlamadan akışa bırakmaktır.
Ekleme Tarihi: 20 Aralık 2019 - Cuma
Ayşe  Yıldız

"BENİ ANLAMIYORLAR" DEYİP ÜZÜLME!

İnsan yaşamının her alanında onaylanma beklentisi ile yaşar.

İnsanın normal doğasında bu vardır ancak bunun altında çoğu zaman farklı travmatik sebepler de olabilir tabii.

"Haklı olan sensin" denilmesi ne de çok hoşumuza gidiyor değil mi?

Bu onayı almadığımız zaman hiç anlaşılmadığımızı düşünürüz.

Onaylanmamayı anlaşılmama olarak algılamak bizim iletişim kanallarımızı kapatır, eşimizin, çevremizin bizi önemsemediği, değer vermediği hissine kapılmamıza ve ilişkide yalnızlaşmamıza sebep olur. Bu karşımızdakinden değil kendi içimizden kaynaklanan bir sorundur. Burada olması gereken "Neden onaylanmaya ihtiyaç duyuyorum?" sorusunun cevabıdır aslında.

Oysa onaylanmaya ihtiyacımız yoktur...

"Beni anlamıyorsun" söylemleri yanlış anlaşılan bir söylemdir. Özellikle kadınlar bunu sık sık dile getirir. “Beni anlamıyorsun” derken aslında söylediklerimi anlamıyorsun değil, söylemek istediklerimin altında yatan ana sebepleri anlamıyorsun demektir. Tabii karşı taraf "söylediklerimi algılamadın mı?" diye anlar. Bu tarz bir söylem açık ifade arz etmiyor ne yazık ki!

Aslında ilişkilerde ve iletişimlerde en sık tekrarlanan sorun; açık ifadedeler kullanmamaktan kaynaklı olan "beni anlasın" beklentisinin fazla olmasıdır.

Bizler kendimizi iyi ifade edemezsek, düşüncelerimizi, duygularımızı sansürsüz ifade edemezsek ne yazık ki kimse tarafından anlaşılamayız.

Sürekli anlaşılmayı beklemek her türlü ilişkiyi yıpratır. Çünkü beklentiler yorucudur.

İnsanların birçoğu suçlanmaktan, yargılanmaktan ve eleştirilmekten korktuğu için de sürekli onaylanmayı ister. Bunun da sebebi hatalarla, yanlışlarla yüzleşme korkusudur.

Bazen her şeyi biraz da tersinden ele almak da doğru bir yöntem olabilir!

Biz, "İnsanları ne kadar anlamaya çalışıyoruz" diye kendimize soruyor muyuz?

Kendimiz yapmadığımız bir şeyi neden karşıdan bekleriz?

Sürekli anlaşılmayı beklemenin ana temeli bencilliktir.

Hayattan zevk alanlar, anlaşılmak yerine anlamayı tercih edenlerdir.

"Ne kadar anlatırsan anlat, ancak karşındakinin anladığı kadar anlaşılırsın" gerçeğine çıkıyoruz yine.

Wofgang Van Goethe yine güzel bir sözü geldi aklıma; "İnsan, anlamadığı şeye sahip olamaz."

Sonuç olarak; çok da anlaşılmak için yormayın kendinizi. Siz anlamaya çalışın, anlaşılmayı beklemeden anlatın ve her şeyi oluruna bırakın. Tabii bir küçük anekdot da şu ki; siz bir şey anlatırken karşı taraf sizi ne kadar dinliyor? Siz anlatırken karşı tarafın dinleme becerisi, sizin doğru anlaşılmanızı sağlar. Sizi dinlemeye çalışmayan kişiler için hiç zaman kaybetmeden ilerleyin. Anlatamadım, anlaşılmadım diye de ne kendinizde eksiklik görün, ne de karşı tarafı suçlayın.

Huzurlu olmanın en güzel yolu her şeyi olduğu gibi kabullenmek ve hiçbir şeyi zorlamadan akışa bırakmaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.