Ayşe  Yıldız
Köşe Yazarı
Ayşe Yıldız
 

GİDEREK ARTAN ASGARİ ÜCRETLİLER TOPLUMU MU OLDUK?

Güzel ülkemin, güzel insanlarına daha ne kadar haksızlık yapacak bu, kendinden başa kimseyi düşünemeyen yöneticilerimiz? Biliyorsunuz ki; Türkiye'nin en büyük ücret pazarlığı, 2021 asgari ücret görüşmeleri 4 Aralık 2020'de başladı. Pandemi nedeni ile de Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmesi ironik biçimde çevrimiçi (online) yapıldı. Tabii ki komisyon üyeleri riske girmesinler ama bu "İnce düşünce" çalışanlar için, özellikle de özel sektör çalışanları için neden akla gelmez veya neden uygulanmaz? Her gün servislerle, toplu taşımayla işe giden ve yan yana çalışan işçilerin ücretini belirleyen bu komisyon üyeleri, çalışan işçilerin de sağlığını dikkate alamazlar mıydı? Daha asgari ücrete yapılan zammı eleştirmeden, bu konuyu atlamak olmaz diye düşündüm. Her geçen yıl asgari ücret daha büyük bir toplumsal sorun olmaya başladı. Hatta asgari ücret görüşmeleri eskiden sakin geçerken, günümüzde ise daha çok gündem konusu haline geldi. Siyasiler bile asgari ücret konusunda politikalar ve öneriler açıklayarak, asgari ücret üzerinden siyaset yapmaya başladı. Hal böyle olunca; "Filler tepişiyor, çimler eziliyor" söylemini yaşıyoruz ülke olarak. SENDİKALAŞMAYA DAHA FAZLA İHTİYAÇ MI VAR? DİSK-AR'ın asgari ücret araştırmaları olmak üzere çeşitli çalışmalar asgari ücretin ortalama ücret olduğunu gösteriyor. Bu demek oluyor ki; Türkiye giderek artan biçimde bir asgari ücretliler toplumu haline geldi. Türkiye'de, asgari ücret civarında çalışanların oranı AB ülkelerinden kat be kat fazla. Ülkemizde sendikalaşma oranının düşük olması da ücret artışı konusunda pazarlık yapılırken; işçinin "Makus talihi" olan, enflasyonun altında kalan asgari ücrete talim olmasına neden oluyor. GİDEREK YOKSULLAŞTIRILAN BİR MİLLETİN ÜRETMESİ VE MUTLU OLMASI MÜMKÜN MÜ? Her şeye şükreder hale mi geldik? Bilinmesi gerekiyor ki; bir ülkede sosyal yardım alan vatandaşın sayısı fazlaysa, o ülke yoksuldur ya da yoksulluğa itiliyordur! Peki ya, vatandaşın yoksullaşmasını fırsata çeviren siyasi görüşlere ne demeli? 2000'li yıllara bakılırsa asgari ücret enflasyonun üstünde artıyordu ve hatta bazı yıllarda ciddi biçimde yükseliyordu. Ne değişti de, her geçen yıl üreten işçinin, emekçinin emek-sermaya değeri bu kadar düşürüldü? SON KARAR HÜKÜMETİN VE İŞVERENİN Ne yazık ki işçinin emeğinin karşılığı enflasyon rakamlarına göre değil, hükümetin ve işverenin vicdanına göre belirleniyor.  "Asgari ücret artarsa istihdam düşer" şeklindeki neoliberal safsatalara da bakılacak olursa, yapılan araştırmalara göre bu iddianın bilimsel olarak geçerli olmadığı ortaya konmuştur. Basit bir mantık yürütecek olursak; asgari ücret artışı sadece işçiler için değil ekonominin bütünü için de yararlı olacaktır. Asgari ücret artışı talebi artırır, ekonomiyi canlandırır. Ekonomik krize çare aranıyorsa, işçiye enflasyonun gerçek rakamlarına göre bir artış yapılması gerekiyor. Parası olmayan, yoksulluğa mahkum edilen vatandaş nasıl alışveriş yapsın değil mi? Bu durumda sendikacılar sadece kendi üyelerini değil, tüm toplumu düşünecek bir hareket başlatmalı. Toplumsal bilinci ve duyarlılığı artırmak ve toplumsal destek sağlamak yaşamsal önem haline gelmişken, STK'lar birleşerek, daha gür ve daha kararlı biçimde ses çıkartmalı. Kalın sağlıcakla...
Ekleme Tarihi: 30 Aralık 2020 - Çarşamba
Ayşe  Yıldız

GİDEREK ARTAN ASGARİ ÜCRETLİLER TOPLUMU MU OLDUK?

Güzel ülkemin, güzel insanlarına daha ne kadar haksızlık yapacak bu, kendinden başa kimseyi düşünemeyen yöneticilerimiz?

Biliyorsunuz ki; Türkiye'nin en büyük ücret pazarlığı, 2021 asgari ücret görüşmeleri 4 Aralık 2020'de başladı.

Pandemi nedeni ile de Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmesi ironik biçimde çevrimiçi (online) yapıldı. Tabii ki komisyon üyeleri riske girmesinler ama bu "İnce düşünce" çalışanlar için, özellikle de özel sektör çalışanları için neden akla gelmez veya neden uygulanmaz?

Her gün servislerle, toplu taşımayla işe giden ve yan yana çalışan işçilerin ücretini belirleyen bu komisyon üyeleri, çalışan işçilerin de sağlığını dikkate alamazlar mıydı?

Daha asgari ücrete yapılan zammı eleştirmeden, bu konuyu atlamak olmaz diye düşündüm.

Her geçen yıl asgari ücret daha büyük bir toplumsal sorun olmaya başladı. Hatta asgari ücret görüşmeleri eskiden sakin geçerken, günümüzde ise daha çok gündem konusu haline geldi. Siyasiler bile asgari ücret konusunda politikalar ve öneriler açıklayarak, asgari ücret üzerinden siyaset yapmaya başladı. Hal böyle olunca; "Filler tepişiyor, çimler eziliyor" söylemini yaşıyoruz ülke olarak.

SENDİKALAŞMAYA DAHA FAZLA İHTİYAÇ MI VAR?

DİSK-AR'ın asgari ücret araştırmaları olmak üzere çeşitli çalışmalar asgari ücretin ortalama ücret olduğunu gösteriyor. Bu demek oluyor ki; Türkiye giderek artan biçimde bir asgari ücretliler toplumu haline geldi.

Türkiye'de, asgari ücret civarında çalışanların oranı AB ülkelerinden kat be kat fazla. Ülkemizde sendikalaşma oranının düşük olması da ücret artışı konusunda pazarlık yapılırken; işçinin "Makus talihi" olan, enflasyonun altında kalan asgari ücrete talim olmasına neden oluyor.

GİDEREK YOKSULLAŞTIRILAN BİR MİLLETİN ÜRETMESİ VE MUTLU OLMASI MÜMKÜN MÜ?

Her şeye şükreder hale mi geldik?

Bilinmesi gerekiyor ki; bir ülkede sosyal yardım alan vatandaşın sayısı fazlaysa, o ülke yoksuldur ya da yoksulluğa itiliyordur!

Peki ya, vatandaşın yoksullaşmasını fırsata çeviren siyasi görüşlere ne demeli?

2000'li yıllara bakılırsa asgari ücret enflasyonun üstünde artıyordu ve hatta bazı yıllarda ciddi biçimde yükseliyordu.

Ne değişti de, her geçen yıl üreten işçinin, emekçinin emek-sermaya değeri bu kadar düşürüldü?

SON KARAR HÜKÜMETİN VE İŞVERENİN

Ne yazık ki işçinin emeğinin karşılığı enflasyon rakamlarına göre değil, hükümetin ve işverenin vicdanına göre belirleniyor. 

"Asgari ücret artarsa istihdam düşer" şeklindeki neoliberal safsatalara da bakılacak olursa, yapılan araştırmalara göre bu iddianın bilimsel olarak geçerli olmadığı ortaya konmuştur.

Basit bir mantık yürütecek olursak; asgari ücret artışı sadece işçiler için değil ekonominin bütünü için de yararlı olacaktır. Asgari ücret artışı talebi artırır, ekonomiyi canlandırır. Ekonomik krize çare aranıyorsa, işçiye enflasyonun gerçek rakamlarına göre bir artış yapılması gerekiyor.

Parası olmayan, yoksulluğa mahkum edilen vatandaş nasıl alışveriş yapsın değil mi?

Bu durumda sendikacılar sadece kendi üyelerini değil, tüm toplumu düşünecek bir hareket başlatmalı. Toplumsal bilinci ve duyarlılığı artırmak ve toplumsal destek sağlamak yaşamsal önem haline gelmişken, STK'lar birleşerek, daha gür ve daha kararlı biçimde ses çıkartmalı.

Kalın sağlıcakla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.