Ayşe  Yıldız
Köşe Yazarı
Ayşe Yıldız
 

NE İSTEDİĞİNİ BİLEN BİRİ, NEREDE BULMASI GEREKTİĞİNİ DE İYİ BİLMELİ!

Mevlana bir mesnevisinde der ki; "Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, aramamak demektir." Ne aradığını bilmek de yetmez bazen. Nerede arayacağını da bilmeli insan! Bu yazımda 'aramak' ve 'bulmak' kavramlarını ele alacağım. İnsan, hiç yorulmadan bir ömür boyu neyi arıyor? Neyi bulmak istiyor? Bu soruların cevabını merak ediyorsanız, gelin bu yazıya bir göz atalım ne dersiniz? Büyük felsefi deha, özlü söz ustası Ömer Hayyam da der ki; "Bu yolun sonunda bir durabilseydik Ya da bu yolun ucunu görebilseydik O umutta yok, bu umutta yok Hiç değilse; otlar gibi kesilip yeniden sürebilseydik..." Bu bağlamda 'aramak' ile 'umut'un arasında mutlak bir akrabalık da vardır. İnsan neyi aradığını bile bilmiyorken, hep umutludur ve yaşam boyunca daima arama eylemindedir.Ancak aramanın da bir sonu yok, neyi bulmak istediğini bilmedikten sonra... Aslında ararken yaptığımız seçimlerde kendimizi mi bulmaya çalışıyoruz? Bu arama eylemi, bulduklarımızda kendimizi tanıma ve tamamlama isteği olabilir mi? Bazı insanlar kendini daha erken bulur ve arama serüveni sonsuza kadar sürmez. Çünkü bilir ki; bulmak istediği kendi öz benliğidir. Yaşam boyunca öz benliğini geliştirmek için, kendini keşfetmek için bir yolculuk başlatan kişi; akıllı, sağlıklı, sağduyulu ve tedbirli bir irade ile ilerler... ve ezberi, hızlı yaşam akışına kendini kaptırarak, rastlantıların ritmik salınımı içinde savrulmaz. Çünkü ne istediğini bilir ve hiçbir güç, o kendini bilirlik ölçüsünü bozmaz… PEKİ, HANGİSİ ELZEM? Aramak mı daha elzem, yoksa bulmak mı? Aranılanlar mı daha güzel, yoksa bulduklarımız mı? Uzak, soyut olan ve hayal okyanusunda yüzenler mi daha iyi, yoksa gerçek olanlar mı? Ya uyum? Hem de bulmak için tüm çaba ve mücadelelere rağmen... İnsan ne aradığını, nerede arayacağını, nasıl bulabileceğini biliyorsa aklını yeterince kullanabiliyor demektir. Aksi takdirde kişi, dürtülerin yüklediği bir zorunlulukla arayış halinde ise o aklın gereğini yerine getirememiş demektir... Ve yine dönüyoruz başa diyoruz ki; uzun lafın kısası, önce kendi içinde kendini bul. Kendini bulduktan sonra ne istediğini bil. Çünkü ne istediğini ve nerede bulacağını bildikten sonra aramak da güzeldir, bulmak da... Ve bilmek gerekiyor ki; kişinin değeri ne ise aradığı şey de odur... Eylemler ile değer yargılarını birbirine karıştırmadan olabildiğince ‘gerçeği’ bulma niyeti ile....
Ekleme Tarihi: 29 Temmuz 2020 - Çarşamba
Ayşe  Yıldız

NE İSTEDİĞİNİ BİLEN BİRİ, NEREDE BULMASI GEREKTİĞİNİ DE İYİ BİLMELİ!

Mevlana bir mesnevisinde der ki; "Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, aramamak demektir."

Ne aradığını bilmek de yetmez bazen. Nerede arayacağını da bilmeli insan!

Bu yazımda 'aramak' ve 'bulmak' kavramlarını ele alacağım. İnsan, hiç yorulmadan bir ömür boyu neyi arıyor? Neyi bulmak istiyor?

Bu soruların cevabını merak ediyorsanız, gelin bu yazıya bir göz atalım ne dersiniz?

Büyük felsefi deha, özlü söz ustası Ömer Hayyam da der ki;

"Bu yolun sonunda bir durabilseydik

Ya da bu yolun ucunu görebilseydik

O umutta yok, bu umutta yok

Hiç değilse; otlar gibi kesilip yeniden sürebilseydik..."

Bu bağlamda 'aramak' ile 'umut'un arasında mutlak bir akrabalık da vardır. İnsan neyi aradığını bile bilmiyorken, hep umutludur ve yaşam boyunca daima arama eylemindedir.Ancak aramanın da bir sonu yok, neyi bulmak istediğini bilmedikten sonra...

Aslında ararken yaptığımız seçimlerde kendimizi mi bulmaya çalışıyoruz?

Bu arama eylemi, bulduklarımızda kendimizi tanıma ve tamamlama isteği olabilir mi?

Bazı insanlar kendini daha erken bulur ve arama serüveni sonsuza kadar sürmez. Çünkü bilir ki; bulmak istediği kendi öz benliğidir.

Yaşam boyunca öz benliğini geliştirmek için, kendini keşfetmek için bir yolculuk başlatan kişi; akıllı, sağlıklı, sağduyulu ve tedbirli bir irade ile ilerler... ve ezberi, hızlı yaşam akışına kendini kaptırarak, rastlantıların ritmik salınımı içinde savrulmaz. Çünkü ne istediğini bilir ve hiçbir güç, o kendini bilirlik ölçüsünü bozmaz…

PEKİ, HANGİSİ ELZEM?

Aramak mı daha elzem, yoksa bulmak mı?

Aranılanlar mı daha güzel, yoksa bulduklarımız mı?

Uzak, soyut olan ve hayal okyanusunda yüzenler mi daha iyi, yoksa gerçek olanlar mı?

Ya uyum? Hem de bulmak için tüm çaba ve mücadelelere rağmen...

İnsan ne aradığını, nerede arayacağını, nasıl bulabileceğini biliyorsa aklını yeterince kullanabiliyor demektir. Aksi takdirde kişi, dürtülerin yüklediği bir zorunlulukla arayış halinde ise o aklın gereğini yerine getirememiş demektir...

Ve yine dönüyoruz başa diyoruz ki; uzun lafın kısası, önce kendi içinde kendini bul. Kendini bulduktan sonra ne istediğini bil.

Çünkü ne istediğini ve nerede bulacağını bildikten sonra aramak da güzeldir, bulmak da...

Ve bilmek gerekiyor ki; kişinin değeri ne ise aradığı şey de odur... Eylemler ile değer yargılarını birbirine karıştırmadan olabildiğince ‘gerçeği’ bulma niyeti ile....

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.