Ayşe  Yıldız
Köşe Yazarı
Ayşe Yıldız
 

ŞİDDETLE BİTEN PEMBE HAYALLER

 Bir çay için buluşmanın sonunda neler olabileceğini nerden kestirebiliriz? Ya, bir yemek sonrası buluşmanın? Ya, sıradan bir sevgi mesajının sonucunun etlerimizin kesilmesi ile sonuçlanacağını, baştan kestirebilir miyiz? Ya, 1 ay önce uğruna tweet attığımız konunun çok değil 1 ay içinde bizim de başımıza geleceğini nereden bilebiliriz?  Önce sizi sevdiklerini söylerler, sizsiz yaşayamayacaklarını, sonra sizi öldürürler ve sizi yaşatmazlar... Oysa, sevgi hayat verir hayat almaz ki! Ah, "Kadın olmak," diyorum; neden bu kadar zor olur ki bu yeryüzünde? "Kadına şiddete hayır" slogan sesleri ne zaman kesilir acaba? Kadın haklarını hiç konuşmaya lüzum görmeden bir yaşama uyanacak mıyız mesela? Gücün, şiddetin konuşmadığı bir düzenin getirilmesi bu kadar mı zor bir ülkede?   Böyle bir çağda, hala kadın-erkek eşitliğini, kadın haklarını konuşmak bir kadın için ne kadar onur kırıcı olduğunu, erkeklerin de empati yaparak düşünmesini ne çok isterdim...  KONUŞMAYI BECEREMEYENLER ŞİDDET DİLİ İLE KONUŞUR HALE GELDİ   "Her şiddet eylemi kelimelere dökmeyi beceremediğiniz bir şeylerin var olduğunun işaretidir."  Ne konuşmayı becerebiliyoruz ne de dinlemeyi... Asıl sorun da bundan kaynaklanmıyor mu sanki? Evde, sokakta, iş yerinde, hatta koskoca mecliste bile konuşmayı ve dinlemeyi beceremediğimizden kaynaklı; seslerin yükseldiğini, kavgaların koptuğunu görebiliyoruz. Konuşmayı bilmiyoruz ki dinlemesini de bilelim. Sevmeyi bilmiyoruz ki sevilmeyi de bilelim. Ne yazık ki dünyanın her yerinde kadına dair psikolojik, cinsel, sözel, ekonomik ve sosyal şiddetin çok yüksek oranda görüldüğünü çok iyi biliyoruz. Bunun önüne geçmek için bir çok farkındalık eylemleri yapılsa bile, hala istenilen seviyeye ulaşamadık, dünya genelinde... EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM...  Çocuklarını yetiştiren anne ve babalar! Öncelikle anne ve babaların farkındalığı ile başlamak gerekiyor şiddeti önlemek için. Lütfen çocuklarınızla sevgi dili ile konuşun ve sevgi dilini çocuklarınıza öğretin. Erkek çocuklarına cinsiyetinin üstün olduğu inancını yanlış öğretiler ile öğretmeyin! Kız çocuklarınım eksik bir canlı olduğunu düşündürecek yaklaşımlarda bulunmayın! Aksi halde erkekler, kadınlar üzerinde her türlü hakkı kendinde görecektir. Kadınlarımız ise kendini hep eksik görerek, karşısına çıkan olur olmaz birine karşı kendini kabul ettirmek için ömür boyu yanlışlar yapacaktır. Aile içinde şiddet gören, şiddete şahit olan çocuklarımız ne yazık ki bu durumu öğrenilmiş bir davranış olarak hayatlarına geçiriyor. Eğitim öncelikle aile içinde, çocukluk döneminde başlar. Dolayısıyla çocuklarımızı doğru bir yaklaşımla ve sevgi ile eğitirsek, kadına şiddetle birlikte tüm şiddet türünün de önüne geçmiş olacağız. Çocuklarımıza, gençlerimize, yakınlarımıza, sevdiklerimize değerli olduklarını hissettirelim. Hissettirelim ki; sevgiyi, ilgiyi, değer görme isteğini başka yerlerde aramasınlar. Şiddeti, şiddetli bir şekilde önlemek için sevgi ve konuşma dilini benimseyelim ve etrafımıza da bunu yayalım. Sevgi ile kalın.
Ekleme Tarihi: 20 Kasım 2020 - Cuma
Ayşe  Yıldız

ŞİDDETLE BİTEN PEMBE HAYALLER

 Bir çay için buluşmanın sonunda neler olabileceğini nerden kestirebiliriz? Ya, bir yemek sonrası buluşmanın? Ya, sıradan bir sevgi mesajının sonucunun etlerimizin kesilmesi ile sonuçlanacağını, baştan kestirebilir miyiz?

Ya, 1 ay önce uğruna tweet attığımız konunun çok değil 1 ay içinde bizim de başımıza geleceğini nereden bilebiliriz? 

Önce sizi sevdiklerini söylerler, sizsiz yaşayamayacaklarını, sonra sizi öldürürler ve sizi yaşatmazlar... Oysa, sevgi hayat verir hayat almaz ki!

Ah, "Kadın olmak," diyorum; neden bu kadar zor olur ki bu yeryüzünde?

"Kadına şiddete hayır" slogan sesleri ne zaman kesilir acaba?

Kadın haklarını hiç konuşmaya lüzum görmeden bir yaşama uyanacak mıyız mesela? Gücün, şiddetin konuşmadığı bir düzenin getirilmesi bu kadar mı zor bir ülkede? 

 Böyle bir çağda, hala kadın-erkek eşitliğini, kadın haklarını konuşmak bir kadın için ne kadar onur kırıcı olduğunu, erkeklerin de empati yaparak düşünmesini ne çok isterdim...

 KONUŞMAYI BECEREMEYENLER ŞİDDET DİLİ İLE KONUŞUR HALE GELDİ 

 "Her şiddet eylemi kelimelere dökmeyi beceremediğiniz bir şeylerin var olduğunun işaretidir."

 Ne konuşmayı becerebiliyoruz ne de dinlemeyi... Asıl sorun da bundan kaynaklanmıyor mu sanki?

Evde, sokakta, iş yerinde, hatta koskoca mecliste bile konuşmayı ve dinlemeyi beceremediğimizden kaynaklı; seslerin yükseldiğini, kavgaların koptuğunu görebiliyoruz.

Konuşmayı bilmiyoruz ki dinlemesini de bilelim. Sevmeyi bilmiyoruz ki sevilmeyi de bilelim.

Ne yazık ki dünyanın her yerinde kadına dair psikolojik, cinsel, sözel, ekonomik ve sosyal şiddetin çok yüksek oranda görüldüğünü çok iyi biliyoruz.

Bunun önüne geçmek için bir çok farkındalık eylemleri yapılsa bile, hala istenilen seviyeye ulaşamadık, dünya genelinde...

EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM...

 Çocuklarını yetiştiren anne ve babalar! Öncelikle anne ve babaların farkındalığı ile başlamak gerekiyor şiddeti önlemek için.

Lütfen çocuklarınızla sevgi dili ile konuşun ve sevgi dilini çocuklarınıza öğretin. Erkek çocuklarına cinsiyetinin üstün olduğu inancını yanlış öğretiler ile öğretmeyin! Kız çocuklarınım eksik bir canlı olduğunu düşündürecek yaklaşımlarda bulunmayın!

Aksi halde erkekler, kadınlar üzerinde her türlü hakkı kendinde görecektir. Kadınlarımız ise kendini hep eksik görerek, karşısına çıkan olur olmaz birine karşı kendini kabul ettirmek için ömür boyu yanlışlar yapacaktır.

Aile içinde şiddet gören, şiddete şahit olan çocuklarımız ne yazık ki bu durumu öğrenilmiş bir davranış olarak hayatlarına geçiriyor.

Eğitim öncelikle aile içinde, çocukluk döneminde başlar. Dolayısıyla çocuklarımızı doğru bir yaklaşımla ve sevgi ile eğitirsek, kadına şiddetle birlikte tüm şiddet türünün de önüne geçmiş olacağız.

Çocuklarımıza, gençlerimize, yakınlarımıza, sevdiklerimize değerli olduklarını hissettirelim. Hissettirelim ki; sevgiyi, ilgiyi, değer görme isteğini başka yerlerde aramasınlar.

Şiddeti, şiddetli bir şekilde önlemek için sevgi ve konuşma dilini benimseyelim ve etrafımıza da bunu yayalım.

Sevgi ile kalın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.