"Bir Türk, Dünya'ya bedeldir" diyerek başlamak istiyorum bu haftaki köşe yazıma.
Neden mi? Türklüğü unutturmaya çalışan zihniyetlere, unutturamayacakları milli bir değeri hatırlatmak için! Atatürk ve Unutulmaz Anıları'nı kaleme alan Ahmet Gürel ve Bülent Türker, şöyle bir diyalogdan bahseder.
***
Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türk askerlerinin ölçülemez kıymeti hakkındaki fikrini tarihi bir cümleyle ifade etmiştir. 1924 Ağustos ayında, Kastamonu'da asker koğuşlarını ziyaretten çıkarken; "Bir Türk, on düşmana bedeldir" yazılı levhayı görür koğuş duvarında.
Subaya levhayı göstererek sorar paşa:
-"Öyle midir?"
Subay:
"Evet Paşam," der.
Paşa:
-"Hayır, çocuğum, bence öğle değildir. Bir Türk dünyaya bedeldir," der ve Türklerin ne kadar cesur ve mücadeleci olduğunu bu, tarihi sözleri ile ifade eder.
Ne mutlu ki; gururla anacağımız bir ceddin torunlarıyız.
GURURLA ANILAN ZAFER
Her yıl ülkemizde gururla kutladığımız 18 Mart Çanakkale Zaferi'ni anma gününde, tarihe, dünyaya, kahramanlık destanı yazdıran dünya liderini ve bu zaferi alma uğruna canını ortaya koyan gazi ve şehitlerimizi sevgi, minnet ve şükran ile yad ediyoruz. Keşke dünyada savaşlar olmasa ancak; dünyalılar olarak hiç tatmin olmayan, dünyayı verseler uzayı da isteyecek doyumsuz canlılarız ne yazık ki. Yine böyle bir sebepten dolayı çıkan bu savaşta on binlerce insanın kanı aktı. Yer gök kana boyandı. Kan ile ıslanmayan bir parça toprak kalmadı Gelibolu Yarım Adası'nda. Çanakkale Muharebelerinin Gelibolu Yarım Adası'nda çıkmanın en önemli sebebi ise; bu bölgenin jeopolitik bakımdan çok büyük öneme sahip olmasındandı. Boğazlar, Güney Rusya ve bütün Karadeniz kıyılarının açık denizlere olan tek çıkış noktası burasıdır. Tüm dünyanın gözünün boğazlarımızda olduğunu geçmişten bugüne değin biliyoruz.
YANLIŞ EZBERLERİ BOZULDU
Osmanlı Devleti, iyice zayıflamış ve sıkışmıştır. Kaderini alelacele 2 Ağustos 1924'de "Üçlü ittifak"a bağlamıştır. Çanakkale Zaferi'ni yaratan kuvvet, 1914 yazında küçümsenen, değeri hakkında yanlış teşhis konan bu, "Türk Ordusu"dur. Türk askerinin hayatını hiçe sayarak kanını fedakârca akıtması sayesinde kazanılacak bu zaferde Mehmetçik, düşmanı denizden bir adım bile geçirmemeye yemin etmiştir. Ve nitekim kahraman Türk Ordusu yemini tuttu ve "Çanakkale Geçilmez" sözünü tüm dünyaya duyurdu. Evet, Ulu Önder Atatürk ve Türk Ordusu bu büyük zafer ile tüm dünyada tanındı. Bu öyle bir savaştı ki; emperyalist güçlerin oyununlarına alet olan her türlü ırktan, ülkeden, renkten insanların, ne amaçla, kimlerle savaştığını bilmeksizin, kıran kırana savaştığı kanlı bir savaştı.
MEHMET AKİF ERSOY'UN ŞİİRİNDE DEDİĞİ GİBİ:
Eski Dünya, yeni dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi... mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!
"Bir Türk, dünyaya bedeldir. Ne mutlu Türk'üm diyene" nidalarının, tüm dünyada yankılanması dileklerimle...