Bülent Orakoğlu
Köşe Yazarı
Bülent Orakoğlu
 

GENÇ KUŞAKLARIMIZ…

Genç Cumhuriyetimizin… Genç kuşaklarının sorunları var mı? Olabildiğince, gerçekçi olarak ortaya koyabilmek için, çözüm yolları arayışında olmamız gerekiyor. Bu genç dinamik kuşaklara 'Atatürkçülüğün' özü demek olan ilkelerden yararlandıramamak, bugün gençliğimizi çözümsüzlüğe götürmektedir. Oysaki; “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyen M. Kemal ATATÜRK gençliğimizin ve ülkemizin gelecekteki sorunları olan, bugünkü sorunlarımızı, o günlerin şartlarında, o günlerin koşulların da görebilmişti. Çözüm arama yollarını en güzel bir biçim de belirtmiş, sözleriyle uygulamalarıyla halkımızın önüne sergilemişti.  O’nun bilimsel düşünce ve uygulamalarının başında; - Çabuk karar vermemek, - Tarafsızlık, - Temel düşünce ve inançların etkisi altın da kalmadan, - Ön ve art niyetlerden arınmış şekil de. Düşünce biçimini uygulayarak; - Gözlem yaparak, objektif olarak ve irdeleyerek, - İzleme düşüncesiyle, - Çağdaş yapılanma görüşün de olup, Bu gibi uygulamalarla ve bu uygulamalardan yararlanma ile gençliğimize temel düşünceler verilir. Genç kuşaklarımızın; Aile ilişkileri, Yetişme ortamları, Eğitim ve öğretim koşulları, Cinsel yaşam biçimleri, Ekonomik ve sosyal yapı gibi,  Bu gün bu konulardan birini ele alıp, sınırlı bir kesim de, sınırlı sayı da gençle bir anket yapsak acaba ne sonuç çıkacaktır. Bakınız bu sonuç; Bir takım insanlar ve genç kuşaklar için de hüsranla sonuçlanacak gelişmeler çıkaracaktır. Bu gün bu kuşaklar da önce ekonomik dengesizlikler ortaya çıkmaya başladı. Gelinen nokta;  Genç kuşakların beklentilerine, değişme, gelişme isteklerine, kırsal alanlarda çözüm aramayan, programlı, planlı, sanayileşme yapamayan, planlı kentleşme ve kalkınma sürecini başlatamayan,  Siyasiler ve hükümetler çıktı bu gün ortaya. Tarımdan karınlarını doyuramayanların, akın akın büyük kentlere gelip, istedikleri gibi yerleşip çalışmalarına göz yumuldu. Bunu demokrasinin gereği gibi gördü siyasilerimiz. “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” görüşü için de sağlıksız bir kentleşme ortamı yarattılar. Bu siyasiler belirli kurumlara ve onların yarattığı kural ve değerlere bağlı olmadan yaşam savaşımını sürdürmeye çalışan, sayıları milyonları bulan insanlarımızın türemesine neden oldular. Geldikleri kesimlerde uzun yıllar “Kentlerin taşı toprağı altın“ düşüyle yaşayanlar, bu altını elde edecek yolları aramaya başladılar. O yıllar da egemen olan  “Her mahallede bir milyoner yaratma ve küçük Amerika olma” coşkusu bu insanları da sarmıştı. Çeşitli yollardan çok para kazanma ve bol keseden tüketme kişilerin yaşamları davranış ve eylemleri başarı simgesi olarak değerlendirilir hale getirildi. Ancak toplumumuzun ve genç kuşaklarımızın her kesimin de kazanılan saygınlık, ekonomik yapıda ve değer yargılarında büyük dengesizliklere sebep oldu. Sağlıklı sanayileşmenin, emeğe, çabaya, topluma dönük değerleri yerine, Kolay ve çabuk para kazanma ve kendi çıkarlarına dönük değerler kazandırılmaya çalışılan bir kuşaklar yaratılmaktadır. … ve böylece bugün ülkemiz de kırsal bölgelerden gelip, geleneksel kültür değerlerinden uzaklaşan sağlıksız, çıkarcı, bireyci kent yaşamının etkisi altına girmiş bir toplum oluşturulmaktadır. Özellikle kentlerde ya da kentlerin etkisi altında kalan kırsal bölgelerde, geleneksel davranış kalıpları değerlerini yitirmiş, yerlerine yenileri konulamamaktadır. Kavram, değer, davranış kargaşası olmaktadır. Tüm toplumsal kurumlar saygınlığına kaybetmektedir. Bu da ülkemiz de asenkronize bir durum yaratmaktadır. İşte bugünkü genç kuşaklar böyle bir ortam içinde yetişmekte, gelişmekte daima karışık çelişik mesajlar, uygulamalar, değerlendirmeler yapmaktadır. Bunun için gün birlik beraberlik, planlama aydınlanma günü, Geliniz bir olalım. Beraber olalım. Yıkalım bu soğuk kaosa. Esen kalınız efendim.  
Ekleme Tarihi: 01 Temmuz 2019 - Pazartesi
Bülent Orakoğlu

GENÇ KUŞAKLARIMIZ…

Genç Cumhuriyetimizin…
Genç kuşaklarının sorunları var mı?
Olabildiğince, gerçekçi olarak ortaya koyabilmek için, çözüm yolları arayışında olmamız gerekiyor.
Bu genç dinamik kuşaklara 'Atatürkçülüğün' özü demek olan ilkelerden yararlandıramamak, bugün gençliğimizi çözümsüzlüğe götürmektedir.
Oysaki;
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyen M. Kemal ATATÜRK gençliğimizin ve ülkemizin gelecekteki sorunları olan, bugünkü sorunlarımızı, o günlerin şartlarında, o günlerin koşulların da görebilmişti.
Çözüm arama yollarını en güzel bir biçim de belirtmiş, sözleriyle uygulamalarıyla halkımızın önüne sergilemişti.
 O’nun bilimsel düşünce ve uygulamalarının başında;
- Çabuk karar vermemek,
- Tarafsızlık,
- Temel düşünce ve inançların etkisi altın da kalmadan,
- Ön ve art niyetlerden arınmış şekil de.
Düşünce biçimini uygulayarak;
- Gözlem yaparak, objektif olarak ve irdeleyerek,
- İzleme düşüncesiyle,
- Çağdaş yapılanma görüşün de olup,
Bu gibi uygulamalarla ve bu uygulamalardan yararlanma ile gençliğimize temel düşünceler verilir.
Genç kuşaklarımızın;
Aile ilişkileri,
Yetişme ortamları,
Eğitim ve öğretim koşulları,
Cinsel yaşam biçimleri,
Ekonomik ve sosyal yapı gibi,
 Bu gün bu konulardan birini ele alıp, sınırlı bir kesim de, sınırlı sayı da gençle bir anket yapsak acaba ne sonuç çıkacaktır.
Bakınız bu sonuç; Bir takım insanlar ve genç kuşaklar için de hüsranla sonuçlanacak gelişmeler çıkaracaktır.
Bu gün bu kuşaklar da önce ekonomik dengesizlikler ortaya çıkmaya başladı.
Gelinen nokta;  Genç kuşakların beklentilerine, değişme, gelişme isteklerine, kırsal alanlarda çözüm aramayan, programlı, planlı, sanayileşme yapamayan, planlı kentleşme ve kalkınma sürecini başlatamayan,
 Siyasiler ve hükümetler çıktı bu gün ortaya.
Tarımdan karınlarını doyuramayanların, akın akın büyük kentlere gelip, istedikleri gibi yerleşip çalışmalarına göz yumuldu.
Bunu demokrasinin gereği gibi gördü siyasilerimiz.
“Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” görüşü için de sağlıksız bir kentleşme ortamı yarattılar.
Bu siyasiler belirli kurumlara ve onların yarattığı kural ve değerlere bağlı olmadan yaşam savaşımını sürdürmeye çalışan, sayıları milyonları bulan insanlarımızın türemesine neden oldular.
Geldikleri kesimlerde uzun yıllar “Kentlerin taşı toprağı altın“ düşüyle yaşayanlar, bu altını elde edecek yolları aramaya başladılar.
O yıllar da egemen olan  “Her mahallede bir milyoner yaratma ve küçük Amerika olma” coşkusu bu insanları da sarmıştı.
Çeşitli yollardan çok para kazanma ve bol keseden tüketme kişilerin yaşamları davranış ve eylemleri başarı simgesi olarak değerlendirilir hale getirildi.
Ancak toplumumuzun ve genç kuşaklarımızın her kesimin de kazanılan saygınlık, ekonomik yapıda ve değer yargılarında büyük dengesizliklere sebep oldu.
Sağlıklı sanayileşmenin, emeğe, çabaya, topluma dönük değerleri yerine,
Kolay ve çabuk para kazanma ve kendi çıkarlarına dönük değerler kazandırılmaya çalışılan bir kuşaklar yaratılmaktadır.
… ve böylece bugün ülkemiz de kırsal bölgelerden gelip, geleneksel kültür değerlerinden uzaklaşan sağlıksız, çıkarcı, bireyci kent yaşamının etkisi altına girmiş bir toplum oluşturulmaktadır.
Özellikle kentlerde ya da kentlerin etkisi altında kalan kırsal bölgelerde, geleneksel davranış kalıpları değerlerini yitirmiş, yerlerine yenileri konulamamaktadır.
Kavram, değer, davranış kargaşası olmaktadır.
Tüm toplumsal kurumlar saygınlığına kaybetmektedir.
Bu da ülkemiz de asenkronize bir durum yaratmaktadır.
İşte bugünkü genç kuşaklar böyle bir ortam içinde yetişmekte, gelişmekte daima karışık çelişik mesajlar, uygulamalar, değerlendirmeler yapmaktadır.
Bunun için gün birlik beraberlik, planlama aydınlanma günü,
Geliniz bir olalım. Beraber olalım. Yıkalım bu soğuk kaosa.
Esen kalınız efendim.

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.