Harun Ülger
Köşe Yazarı
Harun Ülger
 

GÖRÜNMEYEN YARALAR

Deprem, doğanın bizlere hatırlattığı en acımasız gerçeklerden biridir. Saniyeler içinde binalar yıkılır, sokaklar tanınmaz hale gelir, hayatlar altüst olur. Ancak depremin bıraktığı izler yalnızca fiziksel değildir. Gözle görünmeyen, fakat ruhlarda derin yaralar açan bir başka gerçek daha vardır: Travma. *** Deprem anında yaşanan korku ve dehşet, birçok kişinin zihnine kazınır. Sarsıntı geçse de etkileri uzun süre devam eder. En küçük bir titreşim, bir kapının çarpması ya da duyulan ani bir ses, kişiyi o anlara geri götürebilir. Bu tekrar yaşama duygusu, insanın ruhunda ağır bir yük oluşturur. Kimileri bu duyguyla yüzleşmeye çalışırken, kimileri içine kapanır, sessizleşir ve dünyadan uzaklaşır. *** Travma, özellikle depremzedelerde yoğun bir şekilde görülür. Kaygı bozukluğu, uykusuzluk, kabuslar, sürekli tetikte olma hali gibi belirtiler kişinin yaşam kalitesini derinden etkiler. Çocuklar bu süreçte daha savunmasızdır. Oyunlarında depremi tekrar canlandırabilir, sürekli ebeveynlerine yapışır ve yalnız kalmaktan korkarlar. *** Bu psikolojik yükle baş etmek kolay değildir. Ancak doğru destekle bu travmanın üstesinden gelmek mümkündür. İlk adım, yaşanılan duyguların doğal olduğunu kabul etmektir. Korku, üzüntü ve kayıp duyguları bastırılmamalı, aksine ifade edilmelidir. Ailelerin ve arkadaşların desteği, bireyin iyileşme sürecinde önemli bir rol oynar. Aynı zamanda bir uzmandan yardım almak, bu duyguların hafiflemesine katkı sağlayabilir. *** Zamanla, bu zorlu süreç aşılabilir. Travma, insanı zayıf düşüren bir yara gibi görünse de, iyileşme süreci kişiye dayanıklılığın ne kadar güçlü olduğunu gösterir. İnsan, her zorluğun ardından yeniden ayağa kalkmayı başarır. Belki o sarsıntının izleri her zaman ruhumuzun bir köşesinde kalacaktır, fakat dayanışma ve destekle bu izler bize güç katacaktır. *** Sonuç olarak, deprem sonrası travma, insan hayatının kırılganlığını hatırlatsa da, aynı zamanda dayanıklılığın ve yeniden başlama gücünün de bir göstergesidir. Unutulmamalıdır ki her karanlık gecenin ardından mutlaka bir sabah doğar.
Ekleme Tarihi: 07 Şubat 2025 - Cuma
Harun Ülger

GÖRÜNMEYEN YARALAR

Deprem, doğanın bizlere hatırlattığı en acımasız gerçeklerden biridir. Saniyeler içinde binalar yıkılır, sokaklar tanınmaz hale gelir, hayatlar altüst olur. Ancak depremin bıraktığı izler yalnızca fiziksel değildir. Gözle görünmeyen, fakat ruhlarda derin yaralar açan bir başka gerçek daha vardır: Travma.

***

Deprem anında yaşanan korku ve dehşet, birçok kişinin zihnine kazınır. Sarsıntı geçse de etkileri uzun süre devam eder. En küçük bir titreşim, bir kapının çarpması ya da duyulan ani bir ses, kişiyi o anlara geri götürebilir. Bu tekrar yaşama duygusu, insanın ruhunda ağır bir yük oluşturur. Kimileri bu duyguyla yüzleşmeye çalışırken, kimileri içine kapanır, sessizleşir ve dünyadan uzaklaşır.

***

Travma, özellikle depremzedelerde yoğun bir şekilde görülür. Kaygı bozukluğu, uykusuzluk, kabuslar, sürekli tetikte olma hali gibi belirtiler kişinin yaşam kalitesini derinden etkiler. Çocuklar bu süreçte daha savunmasızdır. Oyunlarında depremi tekrar canlandırabilir, sürekli ebeveynlerine yapışır ve yalnız kalmaktan korkarlar.

***

Bu psikolojik yükle baş etmek kolay değildir. Ancak doğru destekle bu travmanın üstesinden gelmek mümkündür. İlk adım, yaşanılan duyguların doğal olduğunu kabul etmektir. Korku, üzüntü ve kayıp duyguları bastırılmamalı, aksine ifade edilmelidir. Ailelerin ve arkadaşların desteği, bireyin iyileşme sürecinde önemli bir rol oynar. Aynı zamanda bir uzmandan yardım almak, bu duyguların hafiflemesine katkı sağlayabilir.

***

Zamanla, bu zorlu süreç aşılabilir. Travma, insanı zayıf düşüren bir yara gibi görünse de, iyileşme süreci kişiye dayanıklılığın ne kadar güçlü olduğunu gösterir. İnsan, her zorluğun ardından yeniden ayağa kalkmayı başarır. Belki o sarsıntının izleri her zaman ruhumuzun bir köşesinde kalacaktır, fakat dayanışma ve destekle bu izler bize güç katacaktır.

***

Sonuç olarak, deprem sonrası travma, insan hayatının kırılganlığını hatırlatsa da, aynı zamanda dayanıklılığın ve yeniden başlama gücünün de bir göstergesidir. Unutulmamalıdır ki her karanlık gecenin ardından mutlaka bir sabah doğar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.