Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

DEPREMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Değerli dostlar, geçen hafta gerçekten yüz yılın felaketi diyebileceğimiz çok büyük bir deprem, yıkımı ve etki alanı çok şiddetli bir felaket yaşadık. Deprem felaketi yaşayan bölge insanlarımıza geçmiş olsun dileklerimizle birlikte bu depremde yaşamını yitiren on binlerce insanımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu deprem felaketinde çaresiz kalanlara da devletimizin ve halkımızın güçlü elinin en kısa sürede ulaşarak çözümler üreteceğine inancımız ve güvenimiz tam. *** Evet değerli dostlar, yüz yılın felaketlerinden biri yaşandı. Başta Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay olmak üzere Malatya, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana ve Kilis illerimizi etkileyen bu deprem felaketi ile yıllardır ihmal edilen gerçekler, bir bir ortaya döküldü. 1999 yılında 17 Ağustos felaketi yaşandı; sonuç ortada. Ardından üç ay sonra Düzce depremi. 2011’de Van depremi. 2020 yılının Ocak ayında Elazığ depremi. Yine 2020 yılının Ekim ayında İzmir depremi. 2022 yılının Kasım ayında Düzce depremi. Ve geçtiğimiz hafta yaşadığımız yüz yılın en büyük felaketlerinden biri olan Kahramanmaraş depremi. ÖNLEM, KURAL, DÜZEN VE YAPTIRIM UYGULANMAMIŞ Aradan 23 yıldan fazla bir süre geçmiş. Bu sürede irili ufaklı onlarca deprem olmuş. Ama yaşam alanlarıyla ilgili gerekli ciddi bir önlem, kural, düzen ve yaptırım uygulanmamış. Televizyon ekranlarından yansıtılanların yanı sıra farklı ortamlarda paylaşılan görüntüleri incelediğimizde çok ilginç yorum ve değerlendirmeler yapılabiliyor.  Ekranlarda görünenlere göre bazı binaların bisküvi gibi yığıldığını ve binaların ana taşıyıcısı olan o kolon, kiriş ve duvarların kurabiye gibi un ufak olduğunu; diğer yanda ise yıkılan, un ufak olan binanın yanındaki veya birkaç metre uzağındaki bazı binaların sapasağlam ayakta kaldığını görüyoruz. DOĞRULAR VE GERÇEKLER, ZAMANA KARŞI DİRENİYOR Yaşanan ve tüm gözlerin gördüğü bu durum nasıl değerlendirilmeli? 2020 İzmir depremi sonrasında dile getirdiğim birkaç uyarı, bu son depremden sonra neredeyse her televizyon kanalında, her katılımcı ve konuşmacı tarafından dile getirildi. Yani aklın yolu bir! Doğru, her yerde doğru; gerçek, her yerde gerçek! Geçen haftaki yazımda, 2020 İzmir depremi sonrasında dile getirdiklerimin bir bölümüne yer vermiştim.  Doğrular ve gerçekler, zamana karşı direniyor, ama değişmiyor. *** Son yaşanan deprem felaketi ile bir kez daha yakından tanıdığımız ünlü Japon bilim insanı ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’de yapıların, Bina Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmadığına dikkat çekerek “Türkiye’de binalar, izinsiz yapıldığı, malzeme çalındığı ve kontrol edilmediği için tamamen çöküyor.” demesi ilginç gerçeği gözler önüne seriyor. *** Yine Yoshinori Moriwaki’nin çok yerinde bir tespiti de şöyle: Türkiye'de insanlar üniversite bitirdikten sonra “Ben mimarım, ben mühendisim.” diyerek istediği projeye imza atabiliyor. Japonya'da ise o diplomayı alsan da henüz bir şey değilsindir. Önce doktor gibi iki yıl staj yapman ve daha sonra devletin açtığı sınavı kazanman gerekir. Bu sınav çok zordur. O yüzden sınava girenlerin yalnızca yüzde 5’i veya yüzde 7'si başarılı olabiliyor. Çünkü bu durum, insan hayatıyla ilgilidir ve yanlış atılan bir imza, binlerce insanın yaşamının yok olmasına yol açabilir. DÜRÜST İNSAN, ÖVGÜYLE TANITILMALI Ülkemizde yaşanan bu büyük felaketin ortaya çıkardığı bir başka gerçek daha var. Dürüst ve işini doğru yapan insanların da olduğu… Hatay'da can kaybı olmayan tek ilçe, Erzin. Televizyon ekranlarına çıkan Erzin'in Belediye Başkanı şöyle diyor: “Tek bir kaçak yapıya izin vermedim. Bunun için bana herkes kızdı. Memlekette tek doğru adam sen misin, dediler. Şu anda vicdanım çok rahat!” İşini ve görevini layıkıyla yapan her dürüst insan, böyle övgüyle tanıtılmalı. Buna gerçekten ihtiyacımız var. *** Yine Japon deprem uzmanının söylediği şu cümle çok anlamlı ve önemli. “Binalar, barınmak için değil güvende olmak için yapılmalı.” Evet, Japonya’da binalar, barınmak için değil güvende olmak için yapılıyor ki o kadar şiddetli depremlerde bile yıkılmıyor; yıkılsa da öldürmüyor. Buradan çıkan sonuç şu: Bina inşaa etmek yerine önce her yönüyle gerçek bir insan; dürüst, güvenilir, işinin ehli insanlar yetiştirmek için çaba göstermeliyiz. Bugün yaşananlardan sonra ülkemizde bir daha imar affı, vergi affı, ceza affı, suç affı olmasın. Afların sonu bu! Sözün Özü Deprem öldürmez, çürük ve usülsüz yapılan binalar öldürür. Deprem Uzmanları
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2023 - Salı
Mustafa ATALAY

DEPREMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Değerli dostlar, geçen hafta gerçekten yüz yılın felaketi diyebileceğimiz çok büyük bir deprem, yıkımı ve etki alanı çok şiddetli bir felaket yaşadık. Deprem felaketi yaşayan bölge insanlarımıza geçmiş olsun dileklerimizle birlikte bu depremde yaşamını yitiren on binlerce insanımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu deprem felaketinde çaresiz kalanlara da devletimizin ve halkımızın güçlü elinin en kısa sürede ulaşarak çözümler üreteceğine inancımız ve güvenimiz tam.

***

Evet değerli dostlar, yüz yılın felaketlerinden biri yaşandı. Başta Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay olmak üzere Malatya, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana ve Kilis illerimizi etkileyen bu deprem felaketi ile yıllardır ihmal edilen gerçekler, bir bir ortaya döküldü. 1999 yılında 17 Ağustos felaketi yaşandı; sonuç ortada. Ardından üç ay sonra Düzce depremi. 2011’de Van depremi. 2020 yılının Ocak ayında Elazığ depremi. Yine 2020 yılının Ekim ayında İzmir depremi. 2022 yılının Kasım ayında Düzce depremi. Ve geçtiğimiz hafta yaşadığımız yüz yılın en büyük felaketlerinden biri olan Kahramanmaraş depremi.

ÖNLEM, KURAL, DÜZEN VE YAPTIRIM UYGULANMAMIŞ

Aradan 23 yıldan fazla bir süre geçmiş. Bu sürede irili ufaklı onlarca deprem olmuş. Ama yaşam alanlarıyla ilgili gerekli ciddi bir önlem, kural, düzen ve yaptırım uygulanmamış. Televizyon ekranlarından yansıtılanların yanı sıra farklı ortamlarda paylaşılan görüntüleri incelediğimizde çok ilginç yorum ve değerlendirmeler yapılabiliyor.  Ekranlarda görünenlere göre bazı binaların bisküvi gibi yığıldığını ve binaların ana taşıyıcısı olan o kolon, kiriş ve duvarların kurabiye gibi un ufak olduğunu; diğer yanda ise yıkılan, un ufak olan binanın yanındaki veya birkaç metre uzağındaki bazı binaların sapasağlam ayakta kaldığını görüyoruz.

DOĞRULAR VE GERÇEKLER, ZAMANA KARŞI DİRENİYOR

Yaşanan ve tüm gözlerin gördüğü bu durum nasıl değerlendirilmeli? 2020 İzmir depremi sonrasında dile getirdiğim birkaç uyarı, bu son depremden sonra neredeyse her televizyon kanalında, her katılımcı ve konuşmacı tarafından dile getirildi. Yani aklın yolu bir! Doğru, her yerde doğru; gerçek, her yerde gerçek! Geçen haftaki yazımda, 2020 İzmir depremi sonrasında dile getirdiklerimin bir bölümüne yer vermiştim.  Doğrular ve gerçekler, zamana karşı direniyor, ama değişmiyor.

***

Son yaşanan deprem felaketi ile bir kez daha yakından tanıdığımız ünlü Japon bilim insanı ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’de yapıların, Bina Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmadığına dikkat çekerek “Türkiye’de binalar, izinsiz yapıldığı, malzeme çalındığı ve kontrol edilmediği için tamamen çöküyor.” demesi ilginç gerçeği gözler önüne seriyor.

***

Yine Yoshinori Moriwaki’nin çok yerinde bir tespiti de şöyle: Türkiye'de insanlar üniversite bitirdikten sonra “Ben mimarım, ben mühendisim.” diyerek istediği projeye imza atabiliyor. Japonya'da ise o diplomayı alsan da henüz bir şey değilsindir. Önce doktor gibi iki yıl staj yapman ve daha sonra devletin açtığı sınavı kazanman gerekir. Bu sınav çok zordur. O yüzden sınava girenlerin yalnızca yüzde 5’i veya yüzde 7'si başarılı olabiliyor. Çünkü bu durum, insan hayatıyla ilgilidir ve yanlış atılan bir imza, binlerce insanın yaşamının yok olmasına yol açabilir.

DÜRÜST İNSAN, ÖVGÜYLE TANITILMALI

Ülkemizde yaşanan bu büyük felaketin ortaya çıkardığı bir başka gerçek daha var. Dürüst ve işini doğru yapan insanların da olduğu… Hatay'da can kaybı olmayan tek ilçe, Erzin. Televizyon ekranlarına çıkan Erzin'in Belediye Başkanı şöyle diyor: “Tek bir kaçak yapıya izin vermedim. Bunun için bana herkes kızdı. Memlekette tek doğru adam sen misin, dediler. Şu anda vicdanım çok rahat!” İşini ve görevini layıkıyla yapan her dürüst insan, böyle övgüyle tanıtılmalı. Buna gerçekten ihtiyacımız var.

***

Yine Japon deprem uzmanının söylediği şu cümle çok anlamlı ve önemli. “Binalar, barınmak için değil güvende olmak için yapılmalı.” Evet, Japonya’da binalar, barınmak için değil güvende olmak için yapılıyor ki o kadar şiddetli depremlerde bile yıkılmıyor; yıkılsa da öldürmüyor. Buradan çıkan sonuç şu: Bina inşaa etmek yerine önce her yönüyle gerçek bir insan; dürüst, güvenilir, işinin ehli insanlar yetiştirmek için çaba göstermeliyiz. Bugün yaşananlardan sonra ülkemizde bir daha imar affı, vergi affı, ceza affı, suç affı olmasın. Afların sonu bu!

Sözün Özü

Deprem öldürmez, çürük ve usülsüz yapılan binalar öldürür. Deprem Uzmanları

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.