Harun Ülger
Köşe Yazarı
Harun Ülger
 

C(ESARET)…

Bugün sizlere atalarımızdan bizlere miras kalan ve psikoloji alanında da evrimsel psikoloji terimiyle yer tutan bazı davranış ve biliş süreçlerini ele alacağım. İlk insanların yaşadığı dönemlerde yerleşimin doğayla iç içe olması, korunaklı alanlara daha geçilmemiş olması insanların bazı vahşi hayvanlar tarafından öldürülmesine şahit olunması ve ağacın arkasında gizlenerek veyahut kaçarak hayatta kalabilme mücadelesi zamanla insanları mağaralara daha sonraları yüksek tepelerde yaşam sürmelerine ve bu şekilde hayatta kalmaya çalışmalarına yol açmıştır. İnsanlar o eski dönemlerden bu günlere kadar hayatta kalabilmek veyahut acıdan uzak durmak, onlardan kurtulmak için kaçma davranışa yönelmişlerdir. Atalarımızdan bizlere kalmış bu iç güdüsel olarak dahi nitelendirebileceğimiz süreçleri yaşamımızın her anında farkında olmadan gerçekleştirmekteyiz. Örneğin daha önce bireye acı veren bir olay anında zihnimiz ortamı tamamen kodlar ve o an hava durumunu, sıcaklığı, etrafta olan insanları, hissedilen duyguyu, bedenin hareketlerini, gerçekleşen olayı kaydeder. Belki yıllar sonra benzer bir olayı veya önceden yaşadığımız o olay anındaki herhangi bir his veya imajı benzeterek bir bağlantı kurduğu anda aynı acıyı bir daha yaşamamak adına bizi o ortamdan çıkartmak, kaçırmak için elinden geleni yapar. Bizi tüm bu duygulara hatta dürtülere dahi maruz bırakan tamamen kendi zihnimizdir. Bize acı vermiş, kötü hissettirmiş olayı bir daha yaşamamak adına yaşanmış olan olaya benzeyen her türlü ortamdan bizi kaçırmaya çalışır. Daha önce köpek saldırısına maruz kalmış bir bireyin ilerde köpeğin olduğu ortamlara girmemesi, belki yolunu değiştirip işine geç kalması hatta evinden dahi çıkmaması kaçınmadan başka bir şey değildir. Peki bir çocuğunuz oldu ve el ele yolda yürürken köpek karşınıza çıktı çocuğunuz varken kaçacak mısınız? Yoksa çocuğunuzu arkanıza alıp onu korumaya mı çalışacaksınız? Eminim herkes çocuğunu korumak adına köpeğin önüne geçip çocuğunu arkasında gizleyecektir. İşte bu davranışa yani korkuya rağmen, korkuyu hissederek, onu karşısında görerek yine de dimdik durabilmeye biz cesaret diyoruz. Yaşanmış acılara, üzüntülere rağmen onlardan kaçmayıp karşılarında durabilmek kendimizi dünya açık hava cezaevine atmamak gerekir. Küçük ama çok korkunç bir ses çıkaran hatta çok korkunç gözüken bir yaratık düşünün ve tam karşınızda duruyor. Size asla bir şey yapmıyor, sadece ses çıkarıyor ve siz çok korkuyorsunuz. O yaratık sizin yaşanmış bir olayınızı veyahut bir düşüncenizi temsil ediyor. Korktuğunuz için kaçmanız, kaygılanmamak için düşünüp durmanız, panik atak geçirmemek için çikolata gibi şeylerle gezmeniz bunlar gibi bir çok davranışınız ve en önemlisi duyduğunuz korku onu besliyor ve kocaman bir yaratık haline getiriyor. Size hiçbir zaman zarar vermeyen sadece karşınızda duran bu yaratık sadece görüntü ve sesiyle sizi korkutuyor fakat onu beslediğiniz için daha da büyümesine yol açıyoruz. Bu yaratık panik atak korkunuzu temsil ediyorsa elinizde sürekli su, çikolata veya ilaçlarla gezmeniz belki de evden dahi çıkmamanız sürekli yanınızda başka insanların olmasına gereksinim duymanız ve bu panik atak anından korkmanız sizin yaratığınızı büyütmekten başka bir işe yaramayacaktır. Sizin kaçınma davranışlarınızla korkunuzla beslenen bu yaratık kocaman olucak ama siz hala korkmaya ve hala onu büyütmeye devam edeceksiniz. Peki bu yaratığı nasıl yok edeceğiz? Beslenerek büyüyen yaratığımızı aç bırakmak yani korkuya karşı cesaretli davranarak, kaçınma davranışlarında bulunmayarak bu yaratığı aç bırakıp bir zaman sonra öldürebiliriz. Çoğu temizlik hastaları olarak toplumumuzda bilinen insanlarımız sadece zihinlerinde yer edinmiş o acı verici düşünceden kurtulmak için sürekli temizlenerek sadece anlık olarak rahatlatıyorlar kendilerini. 3 gün boyunca ellerini veya evlerini temizlememeleri o yaratığı beslememeleri eminim ki o yaratığı öldürüp daha kaliteli bir hayat sürmelerini sağlayacaktır. Korkudan veya acıdan kaçmak onu yok etmeyecek ama cesaretli olmak tüm acılara ve korkulara rağmen olduğu yerde durabilmek kaçmadan, kaçınmadan orada bekleyebilmek bizi daha mutlu, huzurlu ve kaliteli bir yaşama götürecektir. Acı ve korkularımıza rağmen cesaretli bir hayat sürebilmek dileğiyle.
Ekleme Tarihi: 27 Kasım 2021 - Cumartesi
Harun Ülger

C(ESARET)…

Bugün sizlere atalarımızdan bizlere miras kalan ve psikoloji alanında da evrimsel psikoloji terimiyle yer tutan bazı davranış ve biliş süreçlerini ele alacağım. İlk insanların yaşadığı dönemlerde yerleşimin doğayla iç içe olması, korunaklı alanlara daha geçilmemiş olması insanların bazı vahşi hayvanlar tarafından öldürülmesine şahit olunması ve ağacın arkasında gizlenerek veyahut kaçarak hayatta kalabilme mücadelesi zamanla insanları mağaralara daha sonraları yüksek tepelerde yaşam sürmelerine ve bu şekilde hayatta kalmaya çalışmalarına yol açmıştır. İnsanlar o eski dönemlerden bu günlere kadar hayatta kalabilmek veyahut acıdan uzak durmak, onlardan kurtulmak için kaçma davranışa yönelmişlerdir. Atalarımızdan bizlere kalmış bu iç güdüsel olarak dahi nitelendirebileceğimiz süreçleri yaşamımızın her anında farkında olmadan gerçekleştirmekteyiz. Örneğin daha önce bireye acı veren bir olay anında zihnimiz ortamı tamamen kodlar ve o an hava durumunu, sıcaklığı, etrafta olan insanları, hissedilen duyguyu, bedenin hareketlerini, gerçekleşen olayı kaydeder. Belki yıllar sonra benzer bir olayı veya önceden yaşadığımız o olay anındaki herhangi bir his veya imajı benzeterek bir bağlantı kurduğu anda aynı acıyı bir daha yaşamamak adına bizi o ortamdan çıkartmak, kaçırmak için elinden geleni yapar. Bizi tüm bu duygulara hatta dürtülere dahi maruz bırakan tamamen kendi zihnimizdir. Bize acı vermiş, kötü hissettirmiş olayı bir daha yaşamamak adına yaşanmış olan olaya benzeyen her türlü ortamdan bizi kaçırmaya çalışır. Daha önce köpek saldırısına maruz kalmış bir bireyin ilerde köpeğin olduğu ortamlara girmemesi, belki yolunu değiştirip işine geç kalması hatta evinden dahi çıkmaması kaçınmadan başka bir şey değildir. Peki bir çocuğunuz oldu ve el ele yolda yürürken köpek karşınıza çıktı çocuğunuz varken kaçacak mısınız? Yoksa çocuğunuzu arkanıza alıp onu korumaya mı çalışacaksınız? Eminim herkes çocuğunu korumak adına köpeğin önüne geçip çocuğunu arkasında gizleyecektir. İşte bu davranışa yani korkuya rağmen, korkuyu hissederek, onu karşısında görerek yine de dimdik durabilmeye biz cesaret diyoruz. Yaşanmış acılara, üzüntülere rağmen onlardan kaçmayıp karşılarında durabilmek kendimizi dünya açık hava cezaevine atmamak gerekir. Küçük ama çok korkunç bir ses çıkaran hatta çok korkunç gözüken bir yaratık düşünün ve tam karşınızda duruyor. Size asla bir şey yapmıyor, sadece ses çıkarıyor ve siz çok korkuyorsunuz. O yaratık sizin yaşanmış bir olayınızı veyahut bir düşüncenizi temsil ediyor. Korktuğunuz için kaçmanız, kaygılanmamak için düşünüp durmanız, panik atak geçirmemek için çikolata gibi şeylerle gezmeniz bunlar gibi bir çok davranışınız ve en önemlisi duyduğunuz korku onu besliyor ve kocaman bir yaratık haline getiriyor. Size hiçbir zaman zarar vermeyen sadece karşınızda duran bu yaratık sadece görüntü ve sesiyle sizi korkutuyor fakat onu beslediğiniz için daha da büyümesine yol açıyoruz. Bu yaratık panik atak korkunuzu temsil ediyorsa elinizde sürekli su, çikolata veya ilaçlarla gezmeniz belki de evden dahi çıkmamanız sürekli yanınızda başka insanların olmasına gereksinim duymanız ve bu panik atak anından korkmanız sizin yaratığınızı büyütmekten başka bir işe yaramayacaktır. Sizin kaçınma davranışlarınızla korkunuzla beslenen bu yaratık kocaman olucak ama siz hala korkmaya ve hala onu büyütmeye devam edeceksiniz. Peki bu yaratığı nasıl yok edeceğiz? Beslenerek büyüyen yaratığımızı aç bırakmak yani korkuya karşı cesaretli davranarak, kaçınma davranışlarında bulunmayarak bu yaratığı aç bırakıp bir zaman sonra öldürebiliriz. Çoğu temizlik hastaları olarak toplumumuzda bilinen insanlarımız sadece zihinlerinde yer edinmiş o acı verici düşünceden kurtulmak için sürekli temizlenerek sadece anlık olarak rahatlatıyorlar kendilerini. 3 gün boyunca ellerini veya evlerini temizlememeleri o yaratığı beslememeleri eminim ki o yaratığı öldürüp daha kaliteli bir hayat sürmelerini sağlayacaktır. Korkudan veya acıdan kaçmak onu yok etmeyecek ama cesaretli olmak tüm acılara ve korkulara rağmen olduğu yerde durabilmek kaçmadan, kaçınmadan orada bekleyebilmek bizi daha mutlu, huzurlu ve kaliteli bir yaşama götürecektir. Acı ve korkularımıza rağmen cesaretli bir hayat sürebilmek dileğiyle.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.