Merve Aydın
Köşe Yazarı
Merve Aydın
 

DEPRESYON MU BESLENME BOZUKLUĞUNA SEBEP OLUR YOKSA BESLENME BOZUKLUĞU MU DEPRESYONA?

Depresyon günümüzde çok yaygın olarak görülen zihinsel bir bozukluktur. Dünya Sağlık Örgütü; depresyonu en az 2 hafta boyunca günlük aktiviteleri yapamamaya eşlik eden kalıcı hüzün ve normalde zevk aldığımız aktivitelere olan ilgi kaybı ile karakterize zihinsel bir bozukluk olarak tanımlamıştır. Belirtileri; üzgün hissetme, isteksizlik, yorgunluk, öz saygıda azalma, suçluluk hissi, uyku ve iştahta bozulma, konsantrasyon sorunları ve ölümle ilgili düşünceler olan depresyona; cinsiyet, ekonomik durum, genetik faktörler, sosyal destek, alkol ve ilaç kullanımı, hastalıklar ve diyet yapmak sebep olabilir. TÜKETİLEN BESİNLER DUYGU DURUMLARINI ETKİLEYEBİLİR Besinler ile depresyon arasında çift yönlü bir ilişki vardır. Duygu durumları bireylerin hangi besini tüketeceğini etkilediği gibi; tüketilen besinler de duygu durumlarını etkileyebilir. Beslenme; depresyon için değiştirilebilir risk faktörü olduğundan  beslenmedeki değişiklikler depresyonu azaltabilir.Son zamanlarda depresif bozukluklardaki artış; düşük diyet kalitesi gibi sağlıklı yaşam tarzı davranışlarında azalma ile paralellik gösterirken  kötü beslenme; ruhsal hastalıkların hem sebebi hem de sonucu haline gelmektedir.Yapılan çalışmalarda da depresyonun obezite riskini; obezitenin de depresyon riskini arttırdığı görülmüştür. BALIK TÜKETİMİ DEPRESYONDAN KORUYUCUDUR B vitamini, C vitamini, D vitamini, çinko, magnezyum, kalsiyum, krom ve demir gibi bileşiklerin eksikliği depresyonla ilişkilidir. Yüksek fast food, unlu mamuller ve tatlılar gibi rafine karbonhidratlardan zengin beslenme düzeni de depresyon riskini arttırmaktadır. Bu tip yiyeceklerdeki trans yağ içeriği de bu olumsuz duruma katkı sağlamaktadır. Ayrıca hazır paketli gıdalarda bulunan bazı katkı maddelerinin de(örneğin monosodyum glutamat ) depresyonla doğrudan ilişkili olduğu saptanmıştır.Buna karşılık yüksek lifli ya da omega-3 içeren gıdalar ile balık tüketimi ise depresyondan koruyucudur. *** Bağırsak florasının sağlığı ile de depresyon ilişkili bulunmuştur. Sağlıklı bir bağırsak florası için diyet önemli bir faktördür. Baklagiller, rafine edilmiş buğday, yulaf, muz, yer elması, kuşkonmaz gibi prebiyotik besinlerin bağırsak sağlığını desteklediği bilinmektedir. Sebzeden zengin akdeniz tipi diyetin de; bağırsak mikrobiyotasını desteklemesiyle birlikte bilişsel fonksiyonlara katkı sağladığı görülmüştür. GELELİM DEPRESYONDA BESLENME TAVSİYELERİNE… Kötü beslenme alışkanlıklarınızı sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile değiştirin. İşlenmiş gıdalar, hızlı hazırlanan gıdalar, pastane ürünleri ve tatlı tüketiminizi sınırlandırın. Beslenmenizde balığa yer verin. Meyve, sebze, baklagiller, tam  tahıllar, fındık ve tohum tüketiminizi arttırın. Bu besinler lif bakımımdan iyi bir kaynak olup trans ya da doymuş yağ içerikleri açısından tehlike oluşturmadığından diyetinizin büyük kısmını oluşturmalıdırlar. Gereksiniminiz kadar su tüketin. Çünkü su tüketimindeki artışın duygu durumuna olumlu katkıları olduğu saptanmış ve su tüketimi fazla olan bireylerin az su tüketenlere göre; gerginlik ve depresyon skorlarının daha düşük olduğu görülmüştür.
Ekleme Tarihi: 02 Şubat 2023 - Perşembe
Merve Aydın

DEPRESYON MU BESLENME BOZUKLUĞUNA SEBEP OLUR YOKSA BESLENME BOZUKLUĞU MU DEPRESYONA?

Depresyon günümüzde çok yaygın olarak görülen zihinsel bir bozukluktur. Dünya Sağlık Örgütü; depresyonu en az 2 hafta boyunca günlük aktiviteleri yapamamaya eşlik eden kalıcı hüzün ve normalde zevk aldığımız aktivitelere olan ilgi kaybı ile karakterize zihinsel bir bozukluk olarak tanımlamıştır. Belirtileri; üzgün hissetme, isteksizlik, yorgunluk, öz saygıda azalma, suçluluk hissi, uyku ve iştahta bozulma, konsantrasyon sorunları ve ölümle ilgili düşünceler olan depresyona; cinsiyet, ekonomik durum, genetik faktörler, sosyal destek, alkol ve ilaç kullanımı, hastalıklar ve diyet yapmak sebep olabilir.

TÜKETİLEN BESİNLER DUYGU DURUMLARINI ETKİLEYEBİLİR

Besinler ile depresyon arasında çift yönlü bir ilişki vardır. Duygu durumları bireylerin hangi besini tüketeceğini etkilediği gibi; tüketilen besinler de duygu durumlarını etkileyebilir. Beslenme; depresyon için değiştirilebilir risk faktörü olduğundan  beslenmedeki değişiklikler depresyonu azaltabilir.Son zamanlarda depresif bozukluklardaki artış; düşük diyet kalitesi gibi sağlıklı yaşam tarzı davranışlarında azalma ile paralellik gösterirken  kötü beslenme; ruhsal hastalıkların hem sebebi hem de sonucu haline gelmektedir.Yapılan çalışmalarda da depresyonun obezite riskini; obezitenin de depresyon riskini arttırdığı görülmüştür.

BALIK TÜKETİMİ DEPRESYONDAN KORUYUCUDUR

B vitamini, C vitamini, D vitamini, çinko, magnezyum, kalsiyum, krom ve demir gibi bileşiklerin eksikliği depresyonla ilişkilidir. Yüksek fast food, unlu mamuller ve tatlılar gibi rafine karbonhidratlardan zengin beslenme düzeni de depresyon riskini arttırmaktadır. Bu tip yiyeceklerdeki trans yağ içeriği de bu olumsuz duruma katkı sağlamaktadır. Ayrıca hazır paketli gıdalarda bulunan bazı katkı maddelerinin de(örneğin monosodyum glutamat ) depresyonla doğrudan ilişkili olduğu saptanmıştır.Buna karşılık yüksek lifli ya da omega-3 içeren gıdalar ile balık tüketimi ise depresyondan koruyucudur.

***

Bağırsak florasının sağlığı ile de depresyon ilişkili bulunmuştur. Sağlıklı bir bağırsak florası için diyet önemli bir faktördür. Baklagiller, rafine edilmiş buğday, yulaf, muz, yer elması, kuşkonmaz gibi prebiyotik besinlerin bağırsak sağlığını desteklediği bilinmektedir. Sebzeden zengin akdeniz tipi diyetin de; bağırsak mikrobiyotasını desteklemesiyle birlikte bilişsel fonksiyonlara katkı sağladığı görülmüştür.

GELELİM DEPRESYONDA BESLENME TAVSİYELERİNE…

Kötü beslenme alışkanlıklarınızı sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile değiştirin.

İşlenmiş gıdalar, hızlı hazırlanan gıdalar, pastane ürünleri ve tatlı tüketiminizi sınırlandırın.

Beslenmenizde balığa yer verin. Meyve, sebze, baklagiller, tam  tahıllar, fındık ve tohum tüketiminizi arttırın. Bu besinler lif bakımımdan iyi bir kaynak olup trans ya da doymuş yağ içerikleri açısından tehlike oluşturmadığından diyetinizin büyük kısmını oluşturmalıdırlar.

Gereksiniminiz kadar su tüketin. Çünkü su tüketimindeki artışın duygu durumuna olumlu katkıları olduğu saptanmış ve su tüketimi fazla olan bireylerin az su tüketenlere göre; gerginlik ve depresyon skorlarının daha düşük olduğu görülmüştür.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.