50 yıldır kooperatifçiliğin içindeyim. Önce kırsal kooperatiflerde, sonra Manisa’da konut üretim kooperatiflerinde yöneticilik yaptım. 39 yıldır Manisa Birlik’te görev yapıyorum. Arkadaşlarımızla birlikte 15 bin konutluk Yeni Manisa projesinin gerçekleşmesine katkıda bulunduk. Manisa’nın batısında, çağdaşlığa açılan bir kapı araladık. Obasya adıyla kurduğumuz kırsal konaklama tesisini genişletme çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
***
Yeniden dünyaya gelsem yine kooperatifçi olmak isterdim. Çünkü kooperatifçilik benim için yalnızca bir meslek değil, bir yaşam biçimidir. Kooperatifçilik; üretmek, paylaşmak ve birlikte güçlü olmaktır.
YAŞAMIN ÜÇ AYAĞI
Benim anlayışıma göre yaşam: Eğitim, üretim ve paylaşım sürecidir. Eğitimi beşikten mezara kadar, üretimi elimiz ayağımız tutana, gücümüz yetene kadar, paylaşımı da gözlerimiz kapana kadar düşünmeliyiz. Kooperatifler bu üç ayağı da destekleyen en güçlü örgütlenme biçimidir.
ATATÜRK’ÜN IŞIĞI
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca bir asker ve devlet adamı değil, aynı zamanda kooperatifçiliğin en güçlü savunucusudur. Onun düşüncelerinin ışığı yolumuzu hâlâ aydınlatıyor. Atatürk’ün gösterdiği yol uygarlık yoludur. Ne zaman bu yoldan sapmaya kalksak, başımıza felaketler geldiğini biliyoruz.
EKONOMİK KRİZDEN ÇÖZÜM ARAYIŞINA
Kurtuluş Savaşı sonrasında, özellikle 1929 dünya ekonomik krizinin ardından ülkenin ekonomik yönden çok zayıf düştüğünü gören Atatürk, sanayileşme için devletin devreye girmesini gerekli gördü. O dönemde nüfusun büyük çoğunluğu köylüydü ve ilkel yöntemlerle karasabanla tarım yapılıyordu. Atatürk, köylünün kalkınması için kooperatifçiliği gündeme getirdi. Çünkü küçük tarım işletmelerinin büyümesini, girdi maliyetlerinin düşmesini ve ürünlerin üretici lehine değer bulmasını ancak kooperatiflerle mümkün görüyordu.
***
Atatürk kooperatifçiliği yalnızca önermedi, bizzat yaşama geçirdi.
1925’te Ankara’da tüketim kooperatifinin kuruluşuna öncülük etti ve ilk üyesi oldu.
1929’da Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu çıkarıldı.
1936’da İçel’in Tekir köyünde Tarım Kredi Kooperatifini kurdu ve bir numaralı ortak oldu.
01 Şubat 1931’de İzmir’de yaptığı konuşmada kooperatifçiliğe geniş yer verdi. Özellikle “Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zeka ve maharetleri birleştirmektir.” Sözü kooperatifçiliği ne güzel tanımlıyor değil mi?
***
Atatürk’ün kooperatifçilik vizyonu yalnızca dönemin Türkiye’sine değil, evrensel ölçekte kalkınma anlayışına ışık tutuyordu. Bugün başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın her köşesinde kooperatifler, ekonominin ve toplumsal hayatın güçlü bir unsuru olarak varlıklarını sürdürüyor. ABD’den Japonya’ya kadar gelişmiş ülkelerde kooperatifçilikten yararlanılıyor.
TOPLUMSAL BARIŞ
Kooperatifler salt ekonomik fayda sağlamazlar. Birlikte iş görme alışkanlığını ve yardımlaşmayı geliştirir, en önemlisi de toplumsal barışı güçlendirirler. Başarısız kooperatif örnekleri üzerinden kooperatifçiliği suçlamak doğru değildir. Tıpkı ehliyetsiz birine son model araba teslim edilince yaşanacak kazada suçun arabada değil sürücüde olması gibi… Kooperatifçilik doğru ellerde, doğru yönetimle ve doğru eğitimle kalkınmanın anahtarıdır.
GELECEĞE MESAJ
Yeni kuşaklar için yeniden kooperatifçilik diyorum. Kırsal kalkınma, tarımın gelişmesi, sağlıklı kentleşme ve toplumsal dayanışma ancak kooperatiflerle mümkün olabilir. Çünkü Atatürk’ün gösterdiği yol bilimin ışığıyla aydınlanan yoldur.
***
Eğer barışı, kardeşliği, dayanışmayı ve köylünün kalkınmasını istiyorsak, yeniden kooperatiflere yönelmeliyiz.