Ortak akıl, bir grubun, kurumun ya da toplumun karşılaştığı sorunları birlikte düşünerek, farklı görüşleri dinleyerek ve ortak bir anlayış geliştirerek çözme biçimidir.
***
Bireysel çıkarların değil, ortak yararın ön planda olduğu bir düşünme ve karar alma kültürüdür.
***
Bir kişinin fikrine teslim olmak değil; herkesin katkısıyla daha doğruyu bulma arayışıdır.
***
Bir araya gelen akıllar, yalnız bir akıldan daima üstündür. Çünkü ortak akıl, hem bilgi hem vicdanın toplamıdır. Ortak aklın sahibi çok olduğundan karşı çıkanlar azalır, yaşam geçirilmesi kolaylaşır.
***
Ortak akıl; herkesin aynı şeyi düşündüğü, eleştirinin susturulduğu bir uyum ortamı değildir. Tam tersine, farklılıkların konuşulabildiği, fikirlerin çarpıştığı, ancak sonunda ortak bir sonuca varılabilen bir süreçtir.
***
Çoğunluğun dediği değil, herkesin katkısıyla oluşan ortak doğrudur.
***
Çok kullandığım sürekli yinelediğim bir sözümü burada yine yazma ihtiyacı duydum. Tartışarak karar alacağız, aldığımız kararlara tartışmasız uyacağız. Bu söz bizim başarıya giden yolumuzu aydınlatıyor.
***
Katılım olmadan atılım olmaz; Sözümü de çok kullanıyorum. Ortak akıl katılımla ortaya çıkar. BEN’ler BİZ’e dönüşür.
***
Yönetmek için bilmek, bilmek için dinlemek gerekir.
Ortak akıl, yalnızca düşünmekle değil, karar almak ve uygulamakla anlam kazanır.
Bir kurumda farklı fikirlerin olması doğaldır; hatta gereklidir.
Çünkü farklılıklar olmadan gelişim olmaz.
Ancak ortak akıl, bu farklılıkları çatışma nedeni değil zenginlik olarak görür.
Tartışmalar kişisel değil, fikri düzeyde yapılır.
Ama karar alındıktan sonra herkes o kararın arkasında durur.
Bir yöneticinin en büyük erdemi, her şeyi bildiğini sanmamak; çevresindekilerin bilgi ve sezgilerinden yararlanabilmektir.
Yöneten, dinleyen kişidir.
***
“Önce tanı, sonra yönet” ilkesiyle başlayan her süreç, ortak aklın yeşerdiği topraktır.