Birleşmiş Milletler’in 2025 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan etmesiyle, Türkiye Belediyeler Birliği’nin Ankara’da düzenlediği “Yerel Yönetimler ve Kooperatifçilik Çalıştayı” yerel yönetim ve dayanışma kültürünün yeniden gözden geçirilmesine ve yeni düşüncelerin gündeme gelmesine ve üretilmesine vesile oldu.
***
9-10 Ekim 2025 tarihinde yapılan Çalıştayın açılışında konuşan Prof. Dr. İlhan Tekeli, yalnızca bir akademisyen olarak değil, Türkiye’de kentleşme, yerel yönetim ve kooperatifçilik alanlarının yaşayan tanığı olarak konuştu.
“Benden güzelleme beklemeyin” diye başladığı konuşması alışıldık söylemlerin ötesindeydi; yerel yönetimlere ve kooperatiflerin samimiyet testinden geçirmesi gerektiğini belirtti.
İlhan Tekeli’nin samimiyet testi önerisi son yıllarda sıkça konuşulan ama az sorgulanan bir gerçeği ortaya koyuyor: Birçok kurum “katılımcılık”, “dayanışma”, “kooperatifçilik” gibi kavramları slogan olarak kullanıyor; ancak uygulamada bu ilkelerin içi boşaltılıyor.
SÖYLEM ÇOK, EYLEM YOK
Tekeli’ye göre kooperatifçilik sadece bir ekonomik örgütlenme biçimi değil, insan onuruna dayalı bir toplumsal dayanışma kültürüdür. Bu kültürün yaşaması için önce yönetenlerin, sonra üyelerin samimi olması gerekir. Samimiyet olmayınca gelime olmuyor.
ZİHNİYET DEĞİŞİMİ ŞART
Tekeli’nin konuşmasındaki en çarpıcı tespitlerden biri şuydu: “Biz yerel yönetimlerin katılımcılığın güçlenmesini istiyoruz ama kafalar hâlâ merkeziyetçi.” Sayın Tekeli doğru söylüyor. Sözümüz meclisten dışarı, belediye başkanları ulaşılmaz oluyor. Ne başkanlar çevresine örülen duvarları aşıp yurttaşlara ulaşabiliyor ne de yurttaşlar başkanlara.
***
Katılımcı ve üretken belediyecilikten, kooperatiflerle işbirliğinden söz eden belediye yöneticilerinin samimiyetlerinin de test edilmesi gerekiyor. Gerçekten de, yerel yönetimlerin özerklikten, halkın söz hakkından, katılımcı demokrasiden söz ettiği bir ülkede hâlâ kararlar yukarıdan belirleniyorsa, önce zihniyet değişimi gerekir. Yerel yönetimlerin gücü mevzuattan aldıkları yetkilerden değil, halkın katılımından doğar. Katılım yoksa demokrasi kâğıt üzerinde kalır.
KATILIM OLMAZSA ATILIM OLMAZ
Belediye – Kooperatif İlişkisi: Yerel Demokrasinin ekonomik ve toplumsal gücünü oluşturur. Bunun örneklerini gelişen ve gelişmekte olan ülkelerde çok görüyoruz. Tekeli’ye göre belediyeler ve kooperatifler, aynı amaca hizmet eden iki yapıdır: Biri halkın iradesini, diğeri halkın örgütlü gücünü emeğini temsil eder.
***
İrade ve emek dayanışması, gelişmenin anahtarıdır. Kooperatifler ile belediyelerin işlevleri birbirine yakındır. Bu ilişki yüzeyde kalmamalı, yerel demokrasiyi derinleştiren bir toplumsal dayanışma biçimi haline gelmelidir. Bu bakış, belediyelerin kooperatiflerle sadece ekonomik ortaklık kurmasını değil, toplumsal sorumluluğu da paylaşmasını gerektirir.
Birlikte üretmek, birlikte karar vermek, birlikte paylaşmak… İşte gerçek yerel kalkınmanın özü budur.
Tekeli konuşmasını reçete sunarak değil, düşünmeye davet ederek tamamladı: “Ben burada çözüm önermek değil, birlikte düşünmeye katkı sunmak istiyorum.”
Bu cümle, bir bilim insanının tevazusunu değil; aynı zamanda halkın düşünme gücüne duyduğu inancı yansıtıyor. Yerel demokrasiyi geliştirmek, ütopyasını halkla paylaşabilen yöneticilerin işidir.
SON SÖZ
Prof. Dr. İlhan Tekeli’nin bu konuşması, sadece bir açılış konuşması değil; yerel yönetim ve kooperatifçilik tarihimize düşülmüş bir vicdan notudur. Samimiyet, adalet, dayanışma ve demokrasi… Bu dört sözcük, geleceğin belediyeciliğinin pusulasıdır.
***
Yapacak çok işimiz var. Yerel yönetimler ve kooperatifler olarak bir araya gelelim. Kooperatifçilere zaman ayırın lütfen, istenilen parasal destek değil, istenilen işbirliği ortak çalışma birlikte üretim dengeli kalkınma, istenilen karşılıklı olarak işleri kolaylaştırma, üreticilerle tüketiciler arasındaki aracıları kaldırma. Kırsalda, belediye ile işbirliği içine gerecek kooperatifleri çoğaltma. İstenilen hızlı gelişme… İnanın sor değil. İnanırsak, çalışırsak başarırız. Belediye üreticilere, kent halkına el uzatacak, kentlinin belediyeye uzanan eli havada kalmayacak.