Kentlerimizin ve kırsal alanların geleceğini şekillendiren en önemli iki kurum belediyeler ve kooperatiflerdir. Birisi halkın seçilmiş temsilcisi, diğeri halkın örgütlü gücüdür. İkisi de katılımcı demokrasinin temel taşlarıdır.
NEDEN İŞBİRLİĞİ?
Belediyeler, kentlerin altyapısını, planlamasını ve kamu hizmetlerini üstlenir. Kooperatifler ise yurttaşların dayanışma içinde ihtiyaçlarını karşılamasını sağlar. Bir belediye ile bir kooperatifin yolları kesiştiğinde ortaya sadece projeler değil, yaşayan modeller çıkar.
Bu işbirliği;
• Konut sorununu çözebilir,
• Kırsal turizmi geliştirebilir,
• Kültür ve sanatı yaygınlaştırabilir,
• Kadın, genç ve engelli yurttaşlara yeni alanlar açabilir.
KOOPERATİFÇİLİĞİN SACAYAĞI
Kooperatifçilik, sağlam bir sacayağına benzer; üç ayağı olduğunda dimdik ayakta kalır.
• Birinci ayak: Talebi örgütleyecek kooperatifler.
• İkinci ayak: Yasal düzenlemeleri yapacak, ekonomik destek sağlayacak devlet.
• Üçüncü ayak: İmar planlarıyla, altyapı desteğiyle ve ortak projelerle kooperatiflerle birlikte çalışacak belediyeler.
Bir ayağı eksik olan sacayağı nasıl devrilirse, bu üç güçten biri eksik olduğunda kooperatifçilik de gelişemez.
TÜRKİYE’DEN ÖRNEKLER
Yakın tarihte bu birlikteliğin iki büyük örneğini gördük: Ankara Batıkent ve Manisa Güzelyurt Mahallesi. Ayrıca Yuntdağı’nda Obasya Turizm Kooperatifi, belediye destekli ekoturizm çalışmalarının öncüsü oldu. Bu örnekler bize şunu söylüyor:
Belediyeler ve kooperatifler ortaklaştığında kentler büyür, insanlar güçlenir, demokrasi kök salar.
SONUÇ
Bugün belediyelerimizin önünde önemli bir görev var: Halkın örgütlü gücüyle buluşmak, kooperatifleri desteklemek. Çünkü katılım olmadan atılım olmaz. Çünkü geleceğin kentleri ve kırsal mahalleleri belediyeler ile kooperatiflerin el ele verdiği yerlerde yükselecek.
