Bugün, Manisa’nın simgelerinden biri olan Ahmet Bedevi’yi, yani halk arasında bilinen adıyla Manisa Tarzanı’nı yitirmenin üzerinden tam 62 yıl geçti. 31 Mayıs 1963’te aramızdan ayrılan bu eşsiz doğa sevdalısını sadece anmakla kalmamalı, onu anlamaya çalışmalıyız. Çünkü Manisa Tarzanı’nı anlatmak için önce anlamak gerekir.
Manisa Tarzanı , çınarların, meşelerin, çam ağaçlarının zakkumların, özetle yeşilim dağ lalelerinin dostuydu. Yaşamı boyunca doğayla bütünleşmiş, modern insanın tüketim ve konfor alışkanlıklarına sırtını dönmüş bir çevre öncüsüydü. Bugün adına “çevreci” dediğimiz pek çok hareketin öncüsünü o, bundan onlarca yıl önce, Manisa’nın sıcağında, kendini Manisa’nın ağaçlandırılmasına adamıştı. O bir dağ adamı değil, bir kentin ta kendisiydi. O ülkemizin tüm zirvelerine tırmanan bir dağcıydı.
Manisa Tarzanı’nı sadece bir hikâye kahramanı olarak değil; bir yaşam biçimi, bir felsefe olarak görmeliyiz. O, betonlaşmanın karşısında yeşilin, duyarsızlığın karşısında vicdanın sesi oldu.
Benim için Manisa Tarzanı, bir geçmiş değil; canlı, yaşayan bir değer. Kurulmasına öncülük ettiğim 15 bin konuttan oluşan Güzelyurt Mahallesi’ne onun heykellerini yerleştirirken amacım, çocuklarımızın, gençlerimizin ve kentimizin sakinlerinin bu eşsiz kişiliği unutmamasını sağlamaktı. Sadece taş yığınları değil; anlam, ruh ve tarih de inşa etmek istedim.
Manisa Tarzanı’nın yaşamı sinemaya da taşınmalıydı; çünkü onun hikâyesi yalnızca Manisa’nın değil, tüm insanlığın ortak mirasıydı. Bu inançla Manisa Tarzanı filminin çevrilmesine öncülük ettim. Yazdığım makalelerle, yaptığım sunumlarla bu kıymetli ismin geniş kesimlerce tanınması için çabaladım. Herkesin bildiği ama pek az kişinin derinlemesine tanıdığı bu çınarı anlatmak, bir vefa değil, bir sorumluluktu benim için.
Bugün, 31 Mayıs’ta, Manisa’nın göğsünde bir boşluk var. Ama aynı zamanda bir umut da var: Her fidanla, her parkla, her çocuğun “Manisa Tarzanı kimdi?” diye sormasıyla yeşeren bir umut…
Onu unutmamak, yeşile sahip çıkmaktır. Onu anlamak, doğaya kulak vermektir.
Benim uykusu derin kentimin unutkan insanları Manisa Tarzanının çevrenin öne çıktığı yeşilin giderek azaldığı günümüzde Manisa Tarzanımızı dünyaya tanıtmak ertelemez bir görevimiz olmaktır. O’nu anlarsak daha güze anlatırız. O’nu anlarsak adını ve anısını sonsuza dek yaşatırız.
Saygıyla, özlemle…