Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

BİR GÜNEŞ ÜLKESİNDEYİZ

Düşüncelerimi bazen düz yazı ile bazen fıkra ile bazen kıssadan hisse ile bazen de şiir ile anlatmayı seviyorum. 90’lı yıllarda Yenilenebilir Enerjiyi Manisa Gündemine taşıyabilmek için, Bilim insanlarından oluşan Yenilenebilir Enerji Takımı kurmuş ve güneşle ısıtılıp güneşle soğutulabilecek yüksek enerji verimli bir konut tasarımı yapmıştık. Hiç unutamıyorum ekibimizde Norveçli Anna Grate Hesnes adında bir Profesör bayan da vardı. Manisa’nın beş yıllık meteoroloji verilerini inceledikten sonra “Manisa’da konutlarınızı yazın güneşle soğutup kışın güneşle ısıtabilirsiniz” diyordu. Güzel çalışmalar yapmış ancak uykusu derin kentimizde bir etkilenme sağlayamamıştık. **** Ben her ortamda, yenilenebilir enerjiyi gündemde tutmaya çaba gösterdim. Ülkemizde uygulan güneş enerjisi projelerini yerinde görmeye çalıştım. Kayseri’de Sanayi Sitesinde binaların çatılarının güneş tarlasına dönüştürüldüğünü gördüm. Güneş Enerjisi kooperatifi kuralım diye çalışmalar da yaptım. Yenilenebilir enerji dün olduğu gibi bundan sonra da hep gündemimde olacak. Manisa Ticaret ve Sanayi Odamızın bu tür girişimlere destek vereceğini bunu hep gündemde tuttuklarını görüyor ve bir Manisalı olarak mutlu oluyorum. Bir güneş ülkesinde bulunuyoruz bunun değerini bilelim. Elektrik fişlerimizi güreşe takalım. Çatılarımızı güneş panelleriyle donatalım… GÜNEŞ UYGARLIĞI           Bilginler, ‘Küresel ısınma sürüyor, artan bir hızla’ diyor ‘felakete sürükleniyoruz Geri dönülmezlerdeyiz ‘diyor                                    Bilginler araştırıyor, gözlüyor Soruyor, sorguluyor yazıyor ve söylüyor Duymayanınız kaldı mı? Küremiz ısınıyor buzullar eriyor, Denizler yükseliyor, ormanlar yok oluyor   Göller küçülüyor, ırmaklar kuruyor kuraklık çoğalıyor, ilkbahar erken geliyor, Ağaçlar aldanıyor, bitkiler erken çiçek açıyor, Çiçeklere don vuruyor, sonbahar gecikiyor, Kuşlar göç yollarını şaşırıyor Yaşama alanları ölüm alanlarına dönüşüyor Erozyon hızlanarak artıyor Hastalıklar çoğalıyor Ozon kalkanındaki delik büyüyor Söylenenler korkutucu ama gerçek Bilmem yaşadıklarımız daha nasıl söylenecek? Bilim adamları açık ve anlaşılır biçimde söylüyor Gerçekten söylüyor Söyledikleri görülüyor Gerçekten dünya ısınıyormuş Görmüyor musunuz ısınıyor? Biz duysak da duymasak da Bilsek de bilmesek de Görsek de görmesek de Dünya gerçekten ısınıyor Gerçekten küresel çölleşme olacakmış. Gerçekten denizler yükselecekmiş Gerçekten ormanlar yok olacakmış Gerçekten salgın hastalıklar artacakmış Gerçekten kıyamet kopacakmış Anlayın artık ne olur gerçekten kıyamet kopacakmış.                  Söylenenleri insanları korkutmak için bir kurgu Kafamızı karıştıracak bir tuzak temelsiz bir söylem Uydurulmuş bir kuram sanmayın Tüm bunlar gerçekten olacakmış Gerçekten kıyamet kopacakmış Kendi soyumuzun hazırladığı Adım adım yaklaştığımız Bir kıyamet varmış Ve saat tam on ikide duracakmış Saat on ikiyi vurmadan Haydi bir şeyler yapalım n’olur Kıyamet saatini durduralım Ya da geri alalım birkaç dakika daha Yaşam sürsün…                     Bir şeyler yapalım ne olur Yüzümüzü güneşe dönelim mesela Yüzümüzü güneşe döndüğünüzde Yüzümüz aydınlanır Yüzümüzü güneşe döndüğümüzde Gölgemiz arkamızda kalır Yüzümüzü güneşe döndüğümüzde Yolumuz aydınlık olur Yüzümüzü güneşe dönelim ne olur Çiçek gibi güzel Çiçekli bir güneş ülkesinde Karanlıktayız Don vuruyor filizlerimize Bir güneş ülkesindeyiz Bir güneş ülkesinde Ve karanlıkta ve aç ve susuz Çatlamıyor toprağa düşen tohum Boy vermiyor fidan Akmıyor dere Derinlere inerken su yükseklere tırmanıyor kirlilik Isıtan, ışıtan yaşamın kaynağı güneşi Yakan, kavuran, karabasan yapan İnsan soyu sorumlu Tüm yaşadıklarımızdan Ve yaşayacaklarımızdan Ve de yaklaşan sonumuzdan Sorumlu olanlar güneşi unutanlar İki tür insan var; Güneşi unutan İki büyük grup insan Bir grup aç gözlü hiç doymazlar Diğer grup da vurdum duymazlar Hiç doymazların büyük orduları Topları, tüfekleri, atom bombaları Dolu kasaları Dünyanın her yerinde bankaları var Çevreyi kirletiyorlar Sürekli tüketiyorlar Dünyanın Ali kıranı baş keseni oldular Ya vurdum duymazlar Elle gelen düğün bayram diyorlar. Başa gelen çekilir diyorlar Buna da şükür diyorlar Biliyor musunuz kabahatin büyüğü onlarda Kabahatli onlar vurdum duymazlar   Bir de bizim gibi şimdilik azınlıkta kalanlar var kıyamet saatinin yaklaştığını gören saçını başını yolanlar var Araştırıyorlar soruyorlar sorguluyorlar Toplanıyorlar, dağılıyorlar yine toplanıyorlar Yazıyorlar, konuşuyorlar Onlar konuştukça gerçeği haykırdıkça Onlara felaket tellalı diyorlar Bir güneş ülkesindeyiz Susuzluk karabasan gibi Ve kirlilik Delinen ozon tabakası Ve yitip giden umutlar Güneşi unuttuğumuz Çiçek gibi güzel Çiçekli bir güneş ülkesindeyiz Benim gibi yetmişi aşanlar bilirler Hani bir zamanlar Güneşi içenlerin türküsünü söylüyorduk “Akın var güneşe akın Güneşi zapt edeceğiz Güneşin zaptı yakın” diyorduk Şimdi bakın çevrenize Akın makın kalmadı Akın olsaydı böyle olmazdı Bir zamanlar umut vardı Akın vardı güneşe Güneşin zaptı yakındı… Ne olur akın yine olsun Yine birlikte söyleyelim Güneşi içenlerin türküsünü Yine akın başlasın güneşe akın Güneşe dönelim yüzümüzü Yüzümüz aydınlansın Güneşe dönelim yüzümüzü Gölgelerimiz arkamızda kalsın Güneşe dönelim yüzümüzü Yüzümüz gibi yolumuz da aydınlansın Güneşe akın başlasın             Yitip gidiyor dünyamızdan  Güzel olan ne varsa Bağlarımız kopuyor yaşamla Uygarlık diye diye mahvettik uygarlığı Uygarlık diye diye yok ettik güzel olan her şeyi Şimdi saat on ikiye beş var Kim bilir belki daha az kalmıştır Belki birazdan saat on ikiyi vuracak Bilin ki, saat tam on iki de duracak Gelin daha birkaç dakika varken on ikiye Yeni bir uygarlık kuralım hep birlikte Yeni bir uygarlık Uygarlığın adı kesin güneş uygarlığı olsun Güneş uygarlığında Hava temiz su temiz toprak temiz İnsan temiz olmalı Dünya aydınlanmalı Bırakıp, dünyamızı kirleten her şeyi  Güneşe yönelmeli Güneşin ve evrenin değerini bilmeli Güneş uygarlığı mutlaka kurulmalı Uygarlığın güneşi Çiçek gibi güzel çiçekli bir ülkeden Anadolu’dan doğmalı Güneş uygarlığının Sönmeyen ateşi hep yanmalı Haydi hep birlikte Güneşe dönelim yüzümüzü. Yüzümüz aydınlansın Güneşe dönelim yüzümüzü Yolumuz aydınlık olsun ‘Güneşe akın’başlasın
Ekleme Tarihi: 03 Şubat 2022 - Perşembe
Mustafa PALA

BİR GÜNEŞ ÜLKESİNDEYİZ

Düşüncelerimi bazen düz yazı ile bazen fıkra ile bazen kıssadan hisse ile bazen de şiir ile anlatmayı seviyorum. 90’lı yıllarda Yenilenebilir Enerjiyi Manisa Gündemine taşıyabilmek için, Bilim insanlarından oluşan Yenilenebilir Enerji Takımı kurmuş ve güneşle ısıtılıp güneşle soğutulabilecek yüksek enerji verimli bir konut tasarımı yapmıştık. Hiç unutamıyorum ekibimizde Norveçli Anna Grate Hesnes adında bir Profesör bayan da vardı. Manisa’nın beş yıllık meteoroloji verilerini inceledikten sonra “Manisa’da konutlarınızı yazın güneşle soğutup kışın güneşle ısıtabilirsiniz” diyordu. Güzel çalışmalar yapmış ancak uykusu derin kentimizde bir etkilenme sağlayamamıştık.

****

Ben her ortamda, yenilenebilir enerjiyi gündemde tutmaya çaba gösterdim. Ülkemizde uygulan güneş enerjisi projelerini yerinde görmeye çalıştım. Kayseri’de Sanayi Sitesinde binaların çatılarının güneş tarlasına dönüştürüldüğünü gördüm. Güneş Enerjisi kooperatifi kuralım diye çalışmalar da yaptım. Yenilenebilir enerji dün olduğu gibi bundan sonra da hep gündemimde olacak. Manisa Ticaret ve Sanayi Odamızın bu tür girişimlere destek vereceğini bunu hep gündemde tuttuklarını görüyor ve bir Manisalı olarak mutlu oluyorum.

Bir güneş ülkesinde bulunuyoruz bunun değerini bilelim. Elektrik fişlerimizi güreşe takalım. Çatılarımızı güneş panelleriyle donatalım…

GÜNEŞ UYGARLIĞI

         

Bilginler,

‘Küresel ısınma sürüyor, artan bir hızla’ diyor
‘felakete sürükleniyoruz

Geri dönülmezlerdeyiz ‘diyor

                                  

Bilginler araştırıyor, gözlüyor

Soruyor, sorguluyor yazıyor ve söylüyor

Duymayanınız kaldı mı?

Küremiz ısınıyor buzullar eriyor,

Denizler yükseliyor, ormanlar yok oluyor  

Göller küçülüyor, ırmaklar kuruyor
kuraklık çoğalıyor, ilkbahar erken geliyor,

Ağaçlar aldanıyor, bitkiler erken çiçek açıyor,

Çiçeklere don vuruyor, sonbahar gecikiyor,

Kuşlar göç yollarını şaşırıyor

Yaşama alanları ölüm alanlarına dönüşüyor
Erozyon hızlanarak artıyor

Hastalıklar çoğalıyor

Ozon kalkanındaki delik büyüyor

Söylenenler korkutucu ama gerçek

Bilmem yaşadıklarımız daha nasıl söylenecek?

Bilim adamları açık ve anlaşılır biçimde söylüyor

Gerçekten söylüyor

Söyledikleri görülüyor
Gerçekten dünya ısınıyormuş

Görmüyor musunuz ısınıyor?

Biz duysak da duymasak da

Bilsek de bilmesek de

Görsek de görmesek de

Dünya gerçekten ısınıyor

Gerçekten küresel çölleşme olacakmış.

Gerçekten denizler yükselecekmiş

Gerçekten ormanlar yok olacakmış

Gerçekten salgın hastalıklar artacakmış

Gerçekten kıyamet kopacakmış

Anlayın artık ne olur gerçekten
kıyamet kopacakmış.

                

Söylenenleri insanları korkutmak için bir kurgu

Kafamızı karıştıracak bir tuzak temelsiz bir söylem

Uydurulmuş bir kuram sanmayın

Tüm bunlar gerçekten olacakmış

Gerçekten kıyamet kopacakmış

Kendi soyumuzun hazırladığı

Adım adım yaklaştığımız

Bir kıyamet varmış

Ve saat tam on ikide duracakmış

Saat on ikiyi vurmadan

Haydi bir şeyler yapalım n’olur

Kıyamet saatini durduralım

Ya da geri alalım birkaç dakika daha

Yaşam sürsün…

                   

Bir şeyler yapalım ne olur

Yüzümüzü güneşe dönelim mesela

Yüzümüzü güneşe döndüğünüzde

Yüzümüz aydınlanır

Yüzümüzü güneşe döndüğümüzde
Gölgemiz arkamızda kalır

Yüzümüzü güneşe döndüğümüzde

Yolumuz aydınlık olur
Yüzümüzü güneşe dönelim ne olur

Çiçek gibi güzel

Çiçekli bir güneş ülkesinde

Karanlıktayız

Don vuruyor filizlerimize

Bir güneş ülkesindeyiz

Bir güneş ülkesinde

Ve karanlıkta ve aç ve susuz

Çatlamıyor toprağa düşen tohum

Boy vermiyor fidan

Akmıyor dere

Derinlere inerken su
yükseklere tırmanıyor kirlilik


Isıtan, ışıtan yaşamın kaynağı güneşi
Yakan, kavuran, karabasan yapan
İnsan soyu sorumlu

Tüm yaşadıklarımızdan

Ve yaşayacaklarımızdan

Ve de yaklaşan sonumuzdan

Sorumlu olanlar güneşi unutanlar

İki tür insan var;

Güneşi unutan

İki büyük grup insan

Bir grup aç gözlü hiç doymazlar

Diğer grup da vurdum duymazlar

Hiç doymazların büyük orduları

Topları, tüfekleri, atom bombaları

Dolu kasaları

Dünyanın her yerinde bankaları var

Çevreyi kirletiyorlar

Sürekli tüketiyorlar

Dünyanın Ali kıranı baş keseni oldular

Ya vurdum duymazlar

Elle gelen düğün bayram diyorlar.

Başa gelen çekilir diyorlar

Buna da şükür diyorlar

Biliyor musunuz kabahatin büyüğü onlarda

Kabahatli onlar vurdum duymazlar
 

Bir de bizim gibi şimdilik azınlıkta kalanlar var
kıyamet saatinin yaklaştığını gören
saçını başını yolanlar var

Araştırıyorlar soruyorlar sorguluyorlar

Toplanıyorlar, dağılıyorlar yine toplanıyorlar

Yazıyorlar, konuşuyorlar

Onlar konuştukça gerçeği haykırdıkça

Onlara felaket tellalı diyorlar

Bir güneş ülkesindeyiz

Susuzluk karabasan gibi

Ve kirlilik

Delinen ozon tabakası

Ve yitip giden umutlar

Güneşi unuttuğumuz

Çiçek gibi güzel
Çiçekli bir güneş ülkesindeyiz

Benim gibi yetmişi aşanlar bilirler

Hani bir zamanlar

Güneşi içenlerin türküsünü söylüyorduk

“Akın var güneşe akın

Güneşi zapt edeceğiz

Güneşin zaptı yakın” diyorduk

Şimdi bakın çevrenize

Akın makın kalmadı

Akın olsaydı böyle olmazdı

Bir zamanlar umut vardı

Akın vardı güneşe

Güneşin zaptı yakındı…

Ne olur akın yine olsun

Yine birlikte söyleyelim
Güneşi içenlerin türküsünü

Yine akın başlasın güneşe akın

Güneşe dönelim yüzümüzü

Yüzümüz aydınlansın

Güneşe dönelim yüzümüzü

Gölgelerimiz arkamızda kalsın

Güneşe dönelim yüzümüzü

Yüzümüz gibi yolumuz da aydınlansın

Güneşe akın başlasın

           

Yitip gidiyor dünyamızdan 

Güzel olan ne varsa

Bağlarımız kopuyor yaşamla

Uygarlık diye diye mahvettik uygarlığı

Uygarlık diye diye yok ettik güzel olan her şeyi

Şimdi saat on ikiye beş var

Kim bilir belki daha az kalmıştır

Belki birazdan saat on ikiyi vuracak

Bilin ki, saat tam on iki de duracak

Gelin daha birkaç dakika varken on ikiye

Yeni bir uygarlık kuralım hep birlikte

Yeni bir uygarlık

Uygarlığın adı kesin güneş uygarlığı olsun

Güneş uygarlığında

Hava temiz su temiz toprak temiz
İnsan temiz olmalı

Dünya aydınlanmalı

Bırakıp, dünyamızı kirleten her şeyi 

Güneşe yönelmeli

Güneşin ve evrenin değerini bilmeli

Güneş uygarlığı mutlaka kurulmalı

Uygarlığın güneşi

Çiçek gibi güzel çiçekli bir ülkeden

Anadolu’dan doğmalı

Güneş uygarlığının
Sönmeyen ateşi hep yanmalı

Haydi hep birlikte

Güneşe dönelim yüzümüzü.

Yüzümüz aydınlansın

Güneşe dönelim yüzümüzü

Yolumuz aydınlık olsun

‘Güneşe akın’başlasın

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.