Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

DEĞİNMELER DOKUNMALAR

Merhaba, Leyleği havada gördüm. Sürekli dolaşıyorum. Muş, Gaziantep, Hafta sonu Ankara, daha sonra da Bulgaristan Kırcaali var sırada. Gezilerin tümü, kırsal turizm ağırlıklı çalımalar. Gittiğim her yerde, Obasya’yı anlatma fırsatı buluyorum. Obasya ve kırsal turizm konusu başka illerde Manisa’da gördüğü ilginin daha fazlasını görüyor. Gaziantep’teki etkinlik Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü tarafından, GEÇMİŞE SAHİP ÇIKMAK, Arkeoloji ve Kültürel Miras Eğitimlerinin ilki olarak düzenlendi. Gaziantep’te restore edilerek, yeni işlevlerle kullanılan çok sayıda tarihi bina görme olanağı buldum. Eğitim çalışmalarının yapıldığı biran bir kiliseymiş öncede, restore edilerek, Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsünün kullanımına tahsis edilmiş. Gaziantep’te binaları aslına uygun biçimde korunmuş mahalleler gördüm. Mahalleleri gezerken, hem iç hem diş turizme yaptığı katkıyı bizzat gördüm. Mahallelerde gezen yabancı gruplar vardı. Zeugma kazı anını da görme ve kazı başkanı Prof. Dr. Kutalmış Görkay’dan dinleme fırsatı bulduk. Her gittiğim yerde fotoğraflar çektim yazımın içinde de paylaşayım diye. Obasya Olarak AB hibesi ile uygulamasını sürdürdüğümüz Kültür Sınır Tanımaz Projemiz Türkiye genelinde uygulanan 21 adet projeden birisi, diğer projeleri de dinlediğim için söyleyebilirim projeler içinde en sürdürülebilir olanı ve en kapsamlısı diyebilirim. Obasya’nın beş proje hazırlayıp beşinin de hibe desteği almaya hak kazanmasının bir Türkiye rekoru olduğunu söylemek beni çok mutlu ediyor. Bir kez daha tekrar edeyim: Obasya projesi her yerde Manisa’da sevildiğinden daha fazla seviliyor. Gelecekte daha çok tanınacak ve kırsal turizmin gelişmesine daha çok katkı sağlayacak, bundan hiç kuşkum yok benim. Gaziantep kenti, Yeşil Manisa’dan daha yeşil. Kent içindeki ağaçlar, kanser olacak kadar budanmayıp özgür bırakılmışlar. Kentin içinde gördüğüm “Saklı Bahçe” adeta bir orman gibiydi. Gaziantep’e ilişkin epey değinme yaptım. Şimdi de birkaç konuda dokunma-dokundurma yapmak istiyorum. Bizim belediyelerimizde peyzaj mimarları yok mu? Ağaçlandırılan boş alanlar, meyve bahçesi zeytin bahçesi gibi düzenleniyor. Yana genişleyen ağaçlar da, yukarı doğru büyüyen ağaçlar da hep 4-5 metre aralıklarla dikiliyor. Peyzaj düzenlemesi böyle olmaz. Ağaçlar ve çalılarla öbekler oluşturulur. Aralarda gezi yolları bırakılır. Hiç bir şey bilmiyorsak doğayı taklit edelim. Doğal güzelliği olan parklar yapalım. Çok takıldığım bir konuya daha dokunmak istiyorum: Ayrımcılık insanlığı tam kalbinden vuruyor. Bazı kişilerin haklarına yalnızca bu kişilerin kimlikleri ve inançları ve yaşam biçimleri nedeniyle zarar veriyor. Ayrımcılık zararlıdır ve eşitsizliği yerleşik hale getirir. Gelişmiş toplumlarda ayrımcılık yapılmaz. Uygar insan ayrımcılık yapmaz. Kadınlara ve kadın kooperatiflerine “POZİTİF AYRIMCILIK yapıyoruz” diyorlar. Ayrımcılığın Pozitifi negatifi olmaz. Kadınlara yapılan ayrımcılık değil önceliktir. Kadınlara öncelik yapılır, ayrımcılık değil. Kadınların “biz ne pozitif, ne negatif ayrımcılık istemiyoruz. Ayrımcılığı tümüyle reddediyoruz” diye seslerini yükseltmeli bence. Kadınlara öncelik uygar insanın ve gelişmiş toplumların geleneğidir. Türk törensinde kadınlara öncelik vardır, ayrımcılık değil. Devlet Kurumları ve belediyelerde yurttaşlarına ayrımcılık yapmamalıdır. “Bu bizden, bu bizden değil” yaklaşımı uygar yöneticiye yakışmaz. Belediye Başkanları elbet bir siyasi partinin adayı olarak seçimlere katılırlar ancak seçildikten sonra sadece kendi partililerinin değil seçildikleri kentin başkanı olurlar. Kentli yurttaşlarına ayrıcalık yapmayanlar daha çok sevilirler ve geride daha güzel bir isim bırakırlar. Esnafların her zaman “Müşteri Haklıdır” dedikleri gibi, kentli yurttaşlarının tümüne eşit mesafede durmaya özen gösterirler. Buna yapan başkanlar olduğu gibi, yurttaşlar arasında ayrımcılık yapanlar da oluyor maalesef. Ben bu kenti ve bu kentin insanlarını aralarında ayrımcılık yapmadan seviyorum. Benim kooperatiflerimde her görüşten insan var, hepsine eşit mesafede durmaya ve günlük siyasetin dışında kalmaya özen gösteriyorum. Böylesinin doğru olduğunu düşünüyorum. İşime parti siyasetini 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı yine coşkuyla kutlayacağız yarın. Ayyıldızlı bayrağımızla süsleyeceğiz balkonlarımızı binalarımızı. Kentlerimiz gelincik tarlası gibi olacak yarın. Bayraklarınızı bugünden hazırlayın. Atatürk “Benim naciz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” Diyor buna yürekten inanıyorum. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun…
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2021 - Perşembe
Mustafa PALA

DEĞİNMELER DOKUNMALAR

Merhaba, Leyleği havada gördüm. Sürekli dolaşıyorum. Muş, Gaziantep, Hafta sonu Ankara, daha sonra da Bulgaristan Kırcaali var sırada. Gezilerin tümü, kırsal turizm ağırlıklı çalımalar. Gittiğim her yerde, Obasya’yı anlatma fırsatı buluyorum. Obasya ve kırsal turizm konusu başka illerde Manisa’da gördüğü ilginin daha fazlasını görüyor.

Gaziantep’teki etkinlik Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü tarafından, GEÇMİŞE SAHİP ÇIKMAK, Arkeoloji ve Kültürel Miras Eğitimlerinin ilki olarak düzenlendi. Gaziantep’te restore edilerek, yeni işlevlerle kullanılan çok sayıda tarihi bina görme olanağı buldum. Eğitim çalışmalarının yapıldığı biran bir kiliseymiş öncede, restore edilerek, Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsünün kullanımına tahsis edilmiş.

Gaziantep’te binaları aslına uygun biçimde korunmuş mahalleler gördüm. Mahalleleri gezerken, hem iç hem diş turizme yaptığı katkıyı bizzat gördüm. Mahallelerde gezen yabancı gruplar vardı.

Zeugma kazı anını da görme ve kazı başkanı Prof. Dr. Kutalmış Görkay’dan dinleme fırsatı bulduk. Her gittiğim yerde fotoğraflar çektim yazımın içinde de paylaşayım diye.

Obasya Olarak AB hibesi ile uygulamasını sürdürdüğümüz Kültür Sınır Tanımaz Projemiz Türkiye genelinde uygulanan 21 adet projeden birisi, diğer projeleri de dinlediğim için söyleyebilirim projeler içinde en sürdürülebilir olanı ve en kapsamlısı diyebilirim.

Obasya’nın beş proje hazırlayıp beşinin de hibe desteği almaya hak kazanmasının bir Türkiye rekoru olduğunu söylemek beni çok mutlu ediyor. Bir kez daha tekrar edeyim: Obasya projesi her yerde Manisa’da sevildiğinden daha fazla seviliyor. Gelecekte daha çok tanınacak ve kırsal turizmin gelişmesine daha çok katkı sağlayacak, bundan hiç kuşkum yok benim.

Gaziantep kenti, Yeşil Manisa’dan daha yeşil. Kent içindeki ağaçlar, kanser olacak kadar budanmayıp özgür bırakılmışlar. Kentin içinde gördüğüm “Saklı Bahçe” adeta bir orman gibiydi.

Gaziantep’e ilişkin epey değinme yaptım. Şimdi de birkaç konuda dokunma-dokundurma yapmak istiyorum. Bizim belediyelerimizde peyzaj mimarları yok mu? Ağaçlandırılan boş alanlar, meyve bahçesi zeytin bahçesi gibi düzenleniyor. Yana genişleyen ağaçlar da, yukarı doğru büyüyen ağaçlar da hep 4-5 metre aralıklarla dikiliyor. Peyzaj düzenlemesi böyle olmaz. Ağaçlar ve çalılarla öbekler oluşturulur. Aralarda gezi yolları bırakılır. Hiç bir şey bilmiyorsak doğayı taklit edelim. Doğal güzelliği olan parklar yapalım.

Çok takıldığım bir konuya daha dokunmak istiyorum: Ayrımcılık insanlığı tam kalbinden vuruyor. Bazı kişilerin haklarına yalnızca bu kişilerin kimlikleri ve inançları ve yaşam biçimleri nedeniyle zarar veriyor. Ayrımcılık zararlıdır ve eşitsizliği yerleşik hale getirir. Gelişmiş toplumlarda ayrımcılık yapılmaz. Uygar insan ayrımcılık yapmaz. Kadınlara ve kadın kooperatiflerine “POZİTİF AYRIMCILIK yapıyoruz” diyorlar. Ayrımcılığın Pozitifi negatifi olmaz. Kadınlara yapılan ayrımcılık değil önceliktir. Kadınlara öncelik yapılır, ayrımcılık değil. Kadınların “biz ne pozitif, ne negatif ayrımcılık istemiyoruz. Ayrımcılığı tümüyle reddediyoruz” diye seslerini yükseltmeli bence. Kadınlara öncelik uygar insanın ve gelişmiş toplumların geleneğidir. Türk törensinde kadınlara öncelik vardır, ayrımcılık değil.

Devlet Kurumları ve belediyelerde yurttaşlarına ayrımcılık yapmamalıdır. “Bu bizden, bu bizden değil” yaklaşımı uygar yöneticiye yakışmaz. Belediye Başkanları elbet bir siyasi partinin adayı olarak seçimlere katılırlar ancak seçildikten sonra sadece kendi partililerinin değil seçildikleri kentin başkanı olurlar. Kentli yurttaşlarına ayrıcalık yapmayanlar daha çok sevilirler ve geride daha güzel bir isim bırakırlar. Esnafların her zaman “Müşteri Haklıdır” dedikleri gibi, kentli yurttaşlarının tümüne eşit mesafede durmaya özen gösterirler. Buna yapan başkanlar olduğu gibi, yurttaşlar arasında ayrımcılık yapanlar da oluyor maalesef.

Ben bu kenti ve bu kentin insanlarını aralarında ayrımcılık yapmadan seviyorum. Benim kooperatiflerimde her görüşten insan var, hepsine eşit mesafede durmaya ve günlük siyasetin dışında kalmaya özen gösteriyorum. Böylesinin doğru olduğunu düşünüyorum. İşime parti siyasetini

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı yine coşkuyla kutlayacağız yarın. Ayyıldızlı bayrağımızla süsleyeceğiz balkonlarımızı binalarımızı. Kentlerimiz gelincik tarlası gibi olacak yarın. Bayraklarınızı bugünden hazırlayın.

Atatürk “Benim naciz vücudumbir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” Diyor buna yürekten inanıyorum. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.