Katılımcı belediyeciliği söylemden çıkarıp eyleme dönüştürmeliyiz. Yönetişim diyoruz demesine de, bunu hayata geçirecek adımlar atılmadıkça süslü sloganlar havada asılı kalıyor. “Kenti Kent Halkıyla Birlikte Yönetiyoruz” pankartları tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Önemli olan, bu söylemi gerçek bir yönetim pratiğine dönüştürebilmek.
***
Bir kenti yönetmek yalnızca asfalt dökmek, binaları boyamak ya da park açmak değildir. Kent yönetmek, o kentin insanıyla birlikte düşünmek, birlikte karar almak ve birlikte uygulamaktır. Kent halkını karar süreçlerinin içine katacak kapıları açmaktır. İşte bu anlayışa katılımcı belediyecilik diyoruz. Katılımcı belediyecilik; halkın sadece beş yılda bir sandık başında değil, yönetim süreçlerinin her aşamasında söz sahibi olduğu bir modeldir. Bu modelde halk, seyirci değil oyuncudur; sorunların çözümünde pasif bir izleyici değil, etkin bir paydaştır.
KATILIM NEDEN ÖNEMLİDİR?
Çünkü her mahallenin farklı bir hikâyesi, her sokağın farklı bir ihtiyacı vardır. Masa başında alınan kararlar çoğu zaman sahadaki gerçeklerle örtüşmez. Halk sürece dâhil olduğunda, sorunlar yerinde ve doğru tespit edilir. Dahası, çözümün ortağı olan halk yapılan işe sahip çıkar; birlikte üretmenin tadını alır.
KATILIMCI BELEDİYECİLİK BİR DEVRİMDİR
Katılımcı belediyecilik, sadece bir yönetim biçimi değil, demokraside köklü bir dönüşümdür. Bu dönüşüm, yalnızca belediye yönetiminde değil, kent halkında da bir istek, bilgi ve örgütlenme bilinci gerektirir. Katılım, güveni artırır. Belediyeye olan inancı ve aidiyeti pekiştirir. Halk kendi fikrinin hayata geçtiğini gördükçe, yönetimle arasındaki mesafe azalır. Unutulmamalıdır ki, “Her şeyi ben bilirim” diyen, halka tepeden bakan bürokratlarla katılımcı belediyecilik inşa edilemez.
BAŞKANLARIN ÇEVRESİNE DUVARLAR ÖRMEYİN
Katılımcı belediyeciliğin önündeki en büyük engel, kenti ve kentliyi tanımayan bürokratların belediye başkanını kalın duvarların arkasına saklamasıdır. Halkla temas kesildiğinde, katılım da havada kalır.
KATILIMCI BELEDİYECİLİK NASIL MÜMKÜN OLUR?
Katılımcı belediyecilik iyi niyetle başlar, ama ancak güçlü bir sistemle devam eder. Bu sistemin araçları şunlardır:
• Çalışan ve çalıştırılan Kent Konseyleri
• Kent Konseyi tarafından oluşturulacak Kadın, Gençlik, Engelli ve Mahalle Meclisleri
• Öneriler, raporlar ve projeler hazırlayacak Çalışma Grupları
• Vatandaş Karnesi ve Anketler
• Paneller, konferanslar, ortak akıl toplantıları
Bu araçlar sadece kâğıt üzerinde kalmamalı; karar alma süreçlerine gerçek etki edecek şekilde işletilmelidir. Eğer çalışan bir Kent Konseyi yoksa katılım da bir hayalden ibaret olur.
BELEDİYE BAŞKANI KİMDİR?
Katılımcı belediyecilik anlayışında belediye başkanı bir reis değil, bir kolaylaştırıcıdır. Halkın önünde yürüyen bir lider değil, halkla yan yana yürüyen bir yoldaştır. O, kararları yukarıdan aşağıya dayatan değil, aşağıdan yukarıya taşıyan bir köprüdür.
ENGELLER VE UMUTLAR
Katılımcı belediyecilik kolay değildir; sabır, zaman ve kararlılık ister. Dirençle karşılaşır ama en kalıcı, en sürdürülebilir belediyecilik anlayışı da budur. Çünkü halkla birlikte alınan kararlar, halk tarafından sahiplenilir.
***
Unutmayalım ki, halkın katılmadığı bir belediyecilik, eksik bir demokrasidir. Halkı dinlemeyen yöneticiler, sonunda halktan kopar. Ama birlikte düşünen, birlikte üreten ve birlikte yöneten belediyeler hem bugünü hem de yarını güzelleştirir.
VE BİZ BİLİYORUZ:
Katılım olmadan atılım olmaz. Tartışarak karar alacağız, aldığımız kararlara tartışmasız uyacağız.