Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

KENT HALKININ BELEDİYENİN KARAR SÜREÇLERİNE KATILMASI

Dün bu köşede, Kent Konseyleri üzerine yazdığım yazıların ilki çıktı. Beklediğimden daha fazla geri dönüş aldım. Görüştüğüm arkadaşlarımın büyük bölümü “Kent Konseyleri konusunda ilgi ve bilgi eksikliği var” diyorlar. İlgi olmadan bilgi olmuyor. Önce İLGİ olacak, sonra İLGİ’nin başına bir (B) koyacağız BİLGİ olacak. Kısacası ilgi şartı. Uygulama için de bilgi şart. *** Kent Konseylerinin uymamız gereken açık ve anlaşılır bir yönetmeliği var. Yönetmeliğe ulaşmak hiçte zor değil. Google’a “Kent Konseyi Yönetmeliği” yazın ve arama yapın. Kolayca ulaşabileceğinizi görürsünüz. Kooperatife girenlerin çoğunun Kooperatif Anasözleşmesini okumadıkları gibi, kent konseylerinde görev alanların büyük çoğunluğu Kent Konseyi Yönetmeliğini okumuyorlar. Sonra da kalkıp “Öylede olurmuş, böylede olurmuş, olsa da olurmuş, olmasa da olurmuş” diyerek keyiflerince takılıyorlar. Kent Konseyleri keyfinize göre takılma yerleri değil, yasaya ve yönetmeliklere göre çalışma yerleridir. *** Kent Konseylerini dikkate aldığımızda, belediyeler ve kent konseylerinde görev alanlar gereği gibi çalıştıklarında halkın karar süreçlerine katılması konusunda büyük bir kapının aralandığını görürüz. Böyle olduğunda da cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırma yolunda önemli bir eşik sağlamış oluruz… *** Önerileriniz olursa yazın lütfen, kent konseyleri hepimiz için çok önemli bu konuya önemine yaraşır bir özenle yaklaşmalıyız; Sadece biz değil, kent konseylerine belediye yönetimleri de gerekli ilgiyi göstermeli vermek zorunda oldukları desteği vermelidirler… MANİSA KENT KONSEYİNİN KURUCU BAŞKANLIĞINI YAPTIM Yıllar önce, Manisa’da Kent Konseyi’nin kurucu başkanı olduğumda, bu yapıların geleceğiyle ilgili büyük bir umut taşıyordum. Çünkü Kent Konseyleri, halkın yalnızca seçimden seçime değil, her an karar süreçlerine katılabildiği bir demokrasi idealinin habercisiydi. Temsili demokrasinin sınırları, artık toplumların beklentilerine cevap veremiyor. Halk, yalnızca temsil edilmek değil, aynı zamanda yönetimde söz sahibi olmak istiyor. İşte tam da bu noktada Kent Konseyleri devreye giriyor. KENT KONSEYLERİ BİR YAŞAM BİÇİMİDİR Kent Konseyleri, farklı görüşlerin, farklı kesimlerin bir araya geldiği; ortak aklın yeşerdiği, dayanışmanın kurumsallaştığı alanlardır. Gençlerin, kadınların, engellilerin, çevre gönüllülerinin, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelip kenti birlikte düşündüğü, tartıştığı ve yön verdiği platformlardır. Benim için Kent Konseyleri yalnızca bir yapı değil, bir yaşam biçimidir. “Katılım olmadan atılım olmaz” ilkesini yıllardır savunuyorum. Bu ilke, kent konseylerinin ruhunu da özetler. Çünkü bu yapılar sayesinde artık “biz” diyebilme gücüne sahibiz. YETKİLERİ ARTIRILMALI Bugün geriye dönüp baktığımda, Kent Konseyleri’nin daha da güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yetkileri artırılmalı, kararları daha bağlayıcı hale gelmeli. Gerçek bir yerel demokrasi ancak böyle mümkün olabilir. Kent Konseyleri, demokrasinin mutfağıdır. Burada pişen fikirler, kentlerin kaderini değiştirir. Yeter ki bu yapılar işlevsizleştirilmesin, yalnızca vitrin olarak kullanılmasın. Çünkü halkın gerçek sesi, bu konseylerin çatısı altında yankılanır. Son sözüm şudur: Kent Konseyleri, temsili demokrasinin değil; katılımcı demokrasinin ta kendisidir. Ve bizler, bu katılım kültürünü ne kadar güçlendirirsek, demokrasiyi de o denli kökleştiririz. Yarın bu köşede Kent Konseyleri üzerine yazmaya devam edeceğim. İlgi ve desteğiniz sürdükçe de Kent Konseyleri hep gündeminin başında olacak.  
Ekleme Tarihi: 09 Temmuz 2025 -Çarşamba

KENT HALKININ BELEDİYENİN KARAR SÜREÇLERİNE KATILMASI

Dün bu köşede, Kent Konseyleri üzerine yazdığım yazıların ilki çıktı. Beklediğimden daha fazla geri dönüş aldım. Görüştüğüm arkadaşlarımın büyük bölümü “Kent Konseyleri konusunda ilgi ve bilgi eksikliği var” diyorlar. İlgi olmadan bilgi olmuyor. Önce İLGİ olacak, sonra İLGİ’nin başına bir (B) koyacağız BİLGİ olacak. Kısacası ilgi şartı. Uygulama için de bilgi şart.

***

Kent Konseylerinin uymamız gereken açık ve anlaşılır bir yönetmeliği var. Yönetmeliğe ulaşmak hiçte zor değil. Google’a “Kent Konseyi Yönetmeliği” yazın ve arama yapın. Kolayca ulaşabileceğinizi görürsünüz. Kooperatife girenlerin çoğunun Kooperatif Anasözleşmesini okumadıkları gibi, kent konseylerinde görev alanların büyük çoğunluğu Kent Konseyi Yönetmeliğini okumuyorlar. Sonra da kalkıp “Öylede olurmuş, böylede olurmuş, olsa da olurmuş, olmasa da olurmuş” diyerek keyiflerince takılıyorlar. Kent Konseyleri keyfinize göre takılma yerleri değil, yasaya ve yönetmeliklere göre çalışma yerleridir.

***

Kent Konseylerini dikkate aldığımızda, belediyeler ve kent konseylerinde görev alanlar gereği gibi çalıştıklarında halkın karar süreçlerine katılması konusunda büyük bir kapının aralandığını görürüz. Böyle olduğunda da cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırma yolunda önemli bir eşik sağlamış oluruz…

***

Önerileriniz olursa yazın lütfen, kent konseyleri hepimiz için çok önemli bu konuya önemine yaraşır bir özenle yaklaşmalıyız; Sadece biz değil, kent konseylerine belediye yönetimleri de gerekli ilgiyi göstermeli vermek zorunda oldukları desteği vermelidirler…

MANİSA KENT KONSEYİNİN KURUCU BAŞKANLIĞINI YAPTIM

Yıllar önce, Manisa’da Kent Konseyi’nin kurucu başkanı olduğumda, bu yapıların geleceğiyle ilgili büyük bir umut taşıyordum. Çünkü Kent Konseyleri, halkın yalnızca seçimden seçime değil, her an karar süreçlerine katılabildiği bir demokrasi idealinin habercisiydi. Temsili demokrasinin sınırları, artık toplumların beklentilerine cevap veremiyor. Halk, yalnızca temsil edilmek değil, aynı zamanda yönetimde söz sahibi olmak istiyor. İşte tam da bu noktada Kent Konseyleri devreye giriyor.

KENT KONSEYLERİ BİR YAŞAM BİÇİMİDİR

Kent Konseyleri, farklı görüşlerin, farklı kesimlerin bir araya geldiği; ortak aklın yeşerdiği, dayanışmanın kurumsallaştığı alanlardır. Gençlerin, kadınların, engellilerin, çevre gönüllülerinin, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelip kenti birlikte düşündüğü, tartıştığı ve yön verdiği platformlardır. Benim için Kent Konseyleri yalnızca bir yapı değil, bir yaşam biçimidir. “Katılım olmadan atılım olmaz” ilkesini yıllardır savunuyorum. Bu ilke, kent konseylerinin ruhunu da özetler. Çünkü bu yapılar sayesinde artık “biz” diyebilme gücüne sahibiz.

YETKİLERİ ARTIRILMALI

Bugün geriye dönüp baktığımda, Kent Konseyleri’nin daha da güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yetkileri artırılmalı, kararları daha bağlayıcı hale gelmeli. Gerçek bir yerel demokrasi ancak böyle mümkün olabilir. Kent Konseyleri, demokrasinin mutfağıdır. Burada pişen fikirler, kentlerin kaderini değiştirir. Yeter ki bu yapılar işlevsizleştirilmesin, yalnızca vitrin olarak kullanılmasın. Çünkü halkın gerçek sesi, bu konseylerin çatısı altında yankılanır.

Son sözüm şudur:

Kent Konseyleri, temsili demokrasinin değil; katılımcı demokrasinin ta kendisidir. Ve bizler, bu katılım kültürünü ne kadar güçlendirirsek, demokrasiyi de o denli kökleştiririz. Yarın bu köşede Kent Konseyleri üzerine yazmaya devam edeceğim. İlgi ve desteğiniz sürdükçe de Kent Konseyleri hep gündeminin başında olacak.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.