Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

Manisalılık dayanışması

Celal Bayar Üniversitesi ile Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği 4.Uluslararası Girişimcilik Kongresi Manisa’da yapıldı. Manisa’nın Kongre altyapısının yetersiz olduğunu bir kez daha çarpıcı biçimde görmüş olduk. Bu kentte mutlaka geniş katılımlı uluslararası toplantıların yapılabileceği Kongre Merkezi olmalı. Eğer Manisa Büyük Şehir olacaksa, eğer Manisa Turizm Kenti olacaksa, eğer Manisa dünya kenti olma yarışında bende varım diyorsa, kongre merkezimiz mutlaka olmalı. Gecikmeden kentimize Kongre Merkezi kazandıracak adımları atmalıyız. Elimizdeki her arsayı değerlendirme gündeme geldiğinde hemen “Ticaret Adası” yapalım demekten vazgeçmeliyiz. Manisa’nın girişimcilik dışında bunu gerçekleştirebilecek her türlü olanağı var. Olmayanların ilki GİRİŞİMCİLİK, İkincisi de ORTAKLIK KÜLTÜRÜ. Gelişme dediğimizde, işin olmazsa olmazları girişimcilik ve ortaklık kültürüdür. Girişimci kongresinde, sunulan tebliğler arasında, başarılı girişimci deneyimleri de olmalıydı. Bu kentte girişimcilik ve ortaklık kültürü yok denecek kadar az. Ortaklık kültürünü geliştirmeye çalışanları da girişimcileri de unutur bu kent hep. 15.000 konutluk Yeni Manisa Projesini başlatanları, ortaklık kültürü için ömrünün 35 yılını Manisa için harcayanları hatırlamaz hiç. Bize düşman gerekmez. Biz bize yeteriz. İçimizden bir yükselse ayaklarından çekeriz. Manisa’yız biz. Sadece İhtiyaç duyduğumuzda çalarız kapıları. Gel birlikte iş yapalım demeyi bilmeyiz… Girişimcilik Kongresi nedeniyle kentimize gelen, Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Balcı, Manisa Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Sayın Anarkül Urdaletova ve Anadolu Üniversitesinden Prof. Dr. Yavuz Odabaşı ile tanışma ve görüşme olanağı buldum. Kongrenin bana kazandırdığı bu değerli bilim adamları ile tanışmak ve görüşmek oldu. Sipil Dağında gerçekleştirmeye çalıştığımız OBASYA Zaman Geçidi Müzesini anlattım Kırgızistan’dan gelen bilim adamlarına. Geçtiğimiz yıl Celal Bayar Üniversitesinden gelenler bize anlattılar demesini beklerdim Sayın Balcı’nın. Çünkü, Bişkek’e giden Celal Bayar Üniversiteli bilim adamlarıyla konuşmuştuk. Öneriyi ileteceklerini söylemişlerdi. Oysa Sayın Balcı benden projeyi ilk kez duyuyordu. İlgisini çektiğini gördüm. Kendisine önceden anlatılsaydı. Obasya Projesi için yol almış olacaktık. Projeyle ilgilendiler, her türlü desteğe hazırız dediler. Yakınımızdakilerin esirgediği desteğin uzaklardan gelmesi beni hem sevindirdi hem de çok üzdü.  Sayın Odabaşı’nın Üçüncü Kuşak Üniversitelerle ilgili olarak söylediklerini bir başka yazının konusu yapmak isterim. Girişimcilik Kongresi sonunda, yeni girişimlerin adımını atabilirdik. Bişkek ile Manisa arasında yeni köprülerin kurulması için iyi niyet anlaşmaları imzalayabilirdik. OBASYA Projesi için Celal Bayar Üniversitesi, Manas Üniversitesi ve Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi arasında imzalanacak bir sözleşme ile girişimcilik için Kongreye önemli bir not düşebilirdik. Celal Bayar Üniversitesi Manisalıları hep bir şey istemek için değil, vermek içinde aramalı, ortaklık kültürü böyle gelişir… Ben, Kongreyi, kongreden iki üç gün önce, benden bir “çadır” istenince duydum. Oysa ben, en az bir yıl önce, Üniversitemize, gelin OBASYA’yı birlikte gerçekleştirelim önerisini götürmüştüm. Önerilerin es geçilmesi üzüyor insan. Evet denilip, yapılmaması, hayır denilmesinden daha kötü oluyor. Keşke baştan hayır deseler de boşu boşuna umutlandırmasalar insanı… Manisalılar ortak sorunları ortaklaşa çözme yolunda neden başarılı olamıyorlar? Bu sorunun yanıtını bulabilsek sorunu çözme yolunda ilk ve önemli adımı atmış olacağız. “Manisa olarak ulusal ekonomiye yaptığımız katkı oranında pay alamadığımızı” sık sık dile getiriyoruz. Yakınıyoruz. Yakınmanın ötesinde yaptığımız fazla bir şey yok. Kentlilik dayanışmasını gerçekleştirmeyi başarmış illerden birisi Denizli.  Denizli’nin ileri gelenleri,  yanlarına parti ayrımı yapmaksızın tüm milletvekillerini de alarak, Ankara’ya gidiyorlar. Başbakanla, başbakan yardımcılarıyla görüşüyorlar. Denizli’ye daha fazla yatırım, daha fazla katkı istiyorlar. Böyle bir davranışta bulunmayı yaşadıkları kent için kaçınılmaz bir görev sayıyorlar. Denizlilerin yaptığı dayanışmanın güzel bir örneği değil mi?  Peki, Manisa’da böyle güzel dayanışma örnekleri neden sergilenemiyor? Bu sorunun yanıtını birlikte aramalı ve mutlaka bulmalıyız. “Manisalılar dayanışma yapmayı bilmezler” sözünü tarihin çöp sepetine gömmeliyiz. Bu kentte yaşayanlar olarak, hepimizin bu kent için yapabileceği katkılar olacaktır. Güçlerimizi birleştirdiğimizde Manisa daha güzel, daha yaşanacak bir kent olur. Eğer Manisalıyım diyorsak, bunun bize yüklediği sorumlulukların olduğunu da bilmeliyiz. Birlik olursak, güçlerimiz birleştirirsek, bizi kimse tutamaz. Kentleri yönetenlerin görevi mazeret üretmek değil marifet göstermektir. Üretilmeyen hizmetin mazereti olmaz. Adı unutulmayanlar, tarihe geçenler,  bol olan imkanları kullananlar değil, olumsuz koşullarda, büyük hizmetler yapmayı başaranlardır. Girişimcilik kongresinin ardından Manisa’ya nelerin kaldığını, kongrenin hangi girişimlerin fitilin ateşlediğini göreceğiz. Ne olur, el uzatmayı ve uzatılan eli tutmayı öğrenelim. Manisa’nın ortaklık kültürüne ve girişimciliğe çok ihtiyacı var…
Ekleme Tarihi: 07 Mayıs 2012 - Pazartesi
Mustafa PALA

Manisalılık dayanışması

Celal Bayar Üniversitesi ile Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği 4.Uluslararası Girişimcilik Kongresi Manisa’da yapıldı.
Manisa’nın Kongre altyapısının yetersiz olduğunu bir kez daha çarpıcı biçimde görmüş olduk. Bu kentte mutlaka geniş katılımlı uluslararası toplantıların yapılabileceği Kongre Merkezi olmalı. Eğer Manisa Büyük Şehir olacaksa, eğer Manisa Turizm Kenti olacaksa, eğer Manisa dünya kenti olma yarışında bende varım diyorsa, kongre merkezimiz mutlaka olmalı. Gecikmeden kentimize Kongre Merkezi kazandıracak adımları atmalıyız. Elimizdeki her arsayı değerlendirme gündeme geldiğinde hemen “Ticaret Adası” yapalım demekten vazgeçmeliyiz. Manisa’nın girişimcilik dışında bunu gerçekleştirebilecek her türlü olanağı var. Olmayanların ilki GİRİŞİMCİLİK, İkincisi de ORTAKLIK KÜLTÜRÜ. Gelişme dediğimizde, işin olmazsa olmazları girişimcilik ve ortaklık kültürüdür.
Girişimci kongresinde, sunulan tebliğler arasında, başarılı girişimci deneyimleri de olmalıydı.
Bu kentte girişimcilik ve ortaklık kültürü yok denecek kadar az. Ortaklık kültürünü geliştirmeye çalışanları da girişimcileri de unutur bu kent hep. 15.000 konutluk Yeni Manisa Projesini başlatanları, ortaklık kültürü için ömrünün 35 yılını Manisa için harcayanları hatırlamaz hiç. Bize düşman gerekmez. Biz bize yeteriz. İçimizden bir yükselse ayaklarından çekeriz. Manisa’yız biz. Sadece İhtiyaç duyduğumuzda çalarız kapıları. Gel birlikte iş yapalım demeyi bilmeyiz…
Girişimcilik Kongresi nedeniyle kentimize gelen, Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Balcı, Manisa Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Sayın Anarkül Urdaletova ve Anadolu Üniversitesinden Prof. Dr. Yavuz Odabaşı ile tanışma ve görüşme olanağı buldum. Kongrenin bana kazandırdığı bu değerli bilim adamları ile tanışmak ve görüşmek oldu. Sipil Dağında gerçekleştirmeye çalıştığımız OBASYA Zaman Geçidi Müzesini anlattım Kırgızistan’dan gelen bilim adamlarına. Geçtiğimiz yıl Celal Bayar Üniversitesinden gelenler bize anlattılar demesini beklerdim Sayın Balcı’nın. Çünkü, Bişkek’e giden Celal Bayar Üniversiteli bilim adamlarıyla konuşmuştuk. Öneriyi ileteceklerini söylemişlerdi. Oysa Sayın Balcı benden projeyi ilk kez duyuyordu. İlgisini çektiğini gördüm. Kendisine önceden anlatılsaydı. Obasya Projesi için yol almış olacaktık. Projeyle ilgilendiler, her türlü desteğe hazırız dediler. Yakınımızdakilerin esirgediği desteğin uzaklardan gelmesi beni hem sevindirdi hem de çok üzdü.  Sayın Odabaşı’nın Üçüncü Kuşak Üniversitelerle ilgili olarak söylediklerini bir başka yazının konusu yapmak isterim.
Girişimcilik Kongresi sonunda, yeni girişimlerin adımını atabilirdik. Bişkek ile Manisa arasında yeni köprülerin kurulması için iyi niyet anlaşmaları imzalayabilirdik. OBASYA Projesi için Celal Bayar Üniversitesi, Manas Üniversitesi ve Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi arasında imzalanacak bir sözleşme ile girişimcilik için Kongreye önemli bir not düşebilirdik.
Celal Bayar Üniversitesi Manisalıları hep bir şey istemek için değil, vermek içinde aramalı, ortaklık kültürü böyle gelişir… Ben, Kongreyi, kongreden iki üç gün önce, benden bir “çadır” istenince duydum. Oysa ben, en az bir yıl önce, Üniversitemize, gelin OBASYA’yı birlikte gerçekleştirelim önerisini götürmüştüm. Önerilerin es geçilmesi üzüyor insan. Evet denilip, yapılmaması, hayır denilmesinden daha kötü oluyor. Keşke baştan hayır deseler de boşu boşuna umutlandırmasalar insanı…
Manisalılar ortak sorunları ortaklaşa çözme yolunda neden başarılı olamıyorlar? Bu sorunun yanıtını bulabilsek sorunu çözme yolunda ilk ve önemli adımı atmış olacağız.
“Manisa olarak ulusal ekonomiye yaptığımız katkı oranında pay alamadığımızı” sık sık dile getiriyoruz. Yakınıyoruz. Yakınmanın ötesinde yaptığımız fazla bir şey yok. Kentlilik dayanışmasını gerçekleştirmeyi başarmış illerden birisi Denizli.  Denizli’nin ileri gelenleri,  yanlarına parti ayrımı yapmaksızın tüm milletvekillerini de alarak, Ankara’ya gidiyorlar. Başbakanla, başbakan yardımcılarıyla görüşüyorlar. Denizli’ye daha fazla yatırım, daha fazla katkı istiyorlar. Böyle bir davranışta bulunmayı yaşadıkları kent için kaçınılmaz bir görev sayıyorlar. Denizlilerin yaptığı dayanışmanın güzel bir örneği değil mi?  Peki, Manisa’da böyle güzel dayanışma örnekleri neden sergilenemiyor? Bu sorunun yanıtını birlikte aramalı ve mutlaka bulmalıyız. “Manisalılar dayanışma yapmayı bilmezler” sözünü tarihin çöp sepetine gömmeliyiz.
Bu kentte yaşayanlar olarak, hepimizin bu kent için yapabileceği katkılar olacaktır. Güçlerimizi birleştirdiğimizde Manisa daha güzel, daha yaşanacak bir kent olur. Eğer Manisalıyım diyorsak, bunun bize yüklediği sorumlulukların olduğunu da bilmeliyiz. Birlik olursak, güçlerimiz birleştirirsek, bizi kimse tutamaz.
Kentleri yönetenlerin görevi mazeret üretmek değil marifet göstermektir. Üretilmeyen hizmetin mazereti olmaz. Adı unutulmayanlar, tarihe geçenler,  bol olan imkanları kullananlar değil, olumsuz koşullarda, büyük hizmetler yapmayı başaranlardır.
Girişimcilik kongresinin ardından Manisa’ya nelerin kaldığını, kongrenin hangi girişimlerin fitilin ateşlediğini göreceğiz.
Ne olur, el uzatmayı ve uzatılan eli tutmayı öğrenelim. Manisa’nın ortaklık kültürüne ve girişimciliğe çok ihtiyacı var…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.