Turizm Hikaye Pazarlamamaktır.
Pazarlayamadığımız öyle güzel hikayelerimiz var ki….
Bunlardan birisi Manisa Tarzanımızdı. Tanıtımını yaptığımızı yaptığımızı düşünüyorum. Heykellerini yaptırdık, filminin yapılmasını sağladık. Tarzanı anlatan kitaplar yazdık.
Hikayesini yazmamız gereken bir Manisalı daha var:
Mir-i Alem Ahmed Ağa

O bir mitoloji kahramanı değil.
Osmanlı döneminde yaşamış
Osmanlı Herkül’ü olarak anılan
Tarihte adı geçen
Mezarı bilinen bir yiğit…

Manisa yalnızca şehzadeler şehri değil, Ahmet Ağa gibi yiğitlerin de toprağıdır.
Manisa, yalnızca verimli topraklarıyla, bağlarıyla, zeytinlikleriyle değil; tarihi boyunca yetiştirdiği kahramanlarıyla da övünür. İşte o kahramanlardan biri de Osmanlı’nın efsanevi kemankeşi, halkın “Âdem Ejderhası” dediği Mir-i Alem Ahmed Ağa’dır.
Çınar Gibi Güçlü Bir Manisalı
Ahmed Ağa, daha 18 yaşında odun yüklü bir eşşeği kucaklayıp kaldıracak kadar güçlüydü.
Manisalı Ahmet, Gücüyle ün salınca Manisa’da Şehzade Süleyman’ın dikkatini çekti. Şehzade, onu İstanbul’a götürdü ve padişah olduktan sonrada yanından hiç ayırmadı. Böylece Manisa’nın bağrından çıkan bir yiğit, Osmanlı sarayının ve savaş alanlarının en gözde isimlerinden biri haline geldi.
Ahmet Ağa sadece kuvvetli değil, aynı zamanda çevik ve atikti; üzengiye basmadan ata sıçraması ve Rodos Kalesi’ne 56 kiloluk gülleler fırlatması dillere destan oldu.
Osmanlı’nın Bayraktarı

“Mir-i Alem” unvanı, Osmanlı’da padişahın bayrağını taşıyan kumandan demektir. Ahmed Ağa bu onurlu görevi taşıdı, gücüyle, sadakatiyle Osmanlı tarihine damgasını vurdu. Halk onu “Her bir kolu bir çınar dalıydı” diye anlatır.
Gücün Ötesinde Bir Miras
• 40 yaşında iken bir deveyi sırtladı.
• 90 yaşında iken bacajlarıyla kavradığı atıyla birlikte güçlü kollarıyla barfiks çekmeyi başardı.
Onun hikâyesi yalnızca olağanüstü bir beden gücünün değil; azmin, disiplinin ve inancın da öyküsüdür.

Manisa’nın Övüncü
Bugün Manisa’da dolaşırken, Spil Dağı’nın eteklerinden Mesir Macunu’nun meydanına kadar her köşede bir tarih soluruz. Ama unutmamalıyız: Bu şehir, yalnızca doğasıyla değil; Mir-i Alem Ahmed Ağa gibi yiğitleriyle de büyüktür.
Manisa, gücün, iradenin ve sadakatin şehri olmayı Ahmed Ağa gibi kahramanlarla kanıtlamıştır.
Biz Manisalılar için Ahmet Ağa yalnızca geçmişin bir kahramanı değildir. Aynı zamanda bir hatırlatmadır: Genç yaşta fark edilen yetenek, çalışkanlıkla birleştiğinde tarih yazar.
1550 yılında vefat eden Mir-i Alem Ahmet Ağa’nın kabri, bugün Aksaray’da Şemi Molla Camii yakınındaki mezarlıktadır. Ama asıl hatırası Manisa’nın belleğinde, Manisalıların yüreğinde yaşamaktadır.
Kentin uygun bir alanında atıyla birlikte barfiks çeken bir Mir-i Alem Ahmet Ağa heykeli olsa, şehzadeler kentine yakışmaz mı? Bence çok yakışır…