Kutsal kitaplarda anlatılan “Süleyman’ın Bilgeliği” hikâyesi, sadece dini bir kıssa değil, akılcılığın ve adalet arayışının evrensel bir örneğidir.
***
Süleyman’ın huzuruna çıkan iki kadın, aynı çocuğun annesi olduklarını iddia eder. Tanık yoktur, belge yoktur, söze güvenmek yeterli değildir. Süleyman işte bu noktada olağanüstü bir yol seçer: Çocuğun ikiye bölünmesini teklif eder. Onun niyeti gerçekten çocuğu bölmek değil, annelik sevgisinin gerçeğini açığa çıkarmaktır. Çünkü bazen hakikati gösterecek şey kanıt değil, insanın tepkisidir.
***
Sonuç herkesin bildiği gibi olur: Çocuğun yaşaması için kendi hakkından vazgeçen kadının gerçek anne olduğu ortaya çıkar. İşte bu, akılcılığın en sade ama en etkili örneğidir. Süleyman’ın yaptığı şey, soyut bir adalet anlayışını somut bir davranış üzerinden sınamak olmuştur.
BUGÜNE DÜŞEN PAY
Bugün bizim de önümüzde böyle davalar, böyle ikilemler yok mu?
• Kimin sözü doğru, kimin niyeti samimi?
• Kimin iddiası haklı, kimin çıkarı ağır basıyor?
Bir şehirde suyu koruma kararı alırken, doğayı savunanın mı yoksa beton isteyenin mi gerçek niyeti olduğunu nasıl ayırt edeceğiz? Bir köyde ya da bir mahallede kooperatif kurarken, kim gerçekten ortak fayda için uğraşıyor, kim sadece kendi çıkarını düşünüyor?
***
Tıpkı Süleyman gibi, biz de bazen “akılcı yöntemler” bulmak zorundayız. Gerçeği açığa çıkarmak için farklı yollar denemek, tepkileri sınamak, sonuçlardan ders çıkarmak zorundayız. İşte ortak akıl ve sevgi bu noktada en güçlü aracımızdır.
ORTAK AKIL İLE GERÇEĞE ULAŞMAK
Ortak akıl, yalnızca fikirlerin toplanması değildir. O fikirlerin sınanması, tartışılması, karşılaştırılması ve en doğru sonucun ortaya çıkmasıdır. Süleyman’ın kararında olduğu gibi, ortak akıl da bazen hakikati ortaya çıkaracak kıvılcımı yakar.
***
Bugün Kent Konseyleri bu iş için vardır. Çeşitli kesimlerden insanların aynı masa etrafında oturması, ortak aklın işleyişine hizmet eder. Kooperatifler de böyledir. Yıllardır söylediğim gibi:
“Katılım olmadan atılım olmaz.”
Katılımın olmadığı yerde gerçek ortaya çıkmaz, hakikat saklı kalır.
SONUÇ
Süleyman’ın bilgelik öyküsü bize şunu öğretir: Adalet, sadece yasa kitaplarında değil; aklın, vicdanın ve ortak düşünmenin birleşiminde gizlidir.