Sulak alanlar ilimizdeki Marmara Gölü gibi birer birer kuruyup yok oluyor. Dereler, göller, göletler gözlerimizin önünde çekiliyor. Koyulardaki su seviyeleri her geçen gün daha derinlere iniyor. Bir zamanlar cıvıl cıvıl kuşların, kurbağaların, balıkların yuvası olan bu alanlar, şimdi sessiz ve ıssız.
SUSUZLUĞUN GÖLGESİNDE
Su yalnızca insanın değil, tüm canlıların yaşam kaynağıdır. Nehirler kurursa balıklar ölür, sazlıklar yok olursa kuşlar çoğalamaz nesilleri tükenir. Doğadaki bu zincir kırıldığında, ekosistem sessizce çöker. Biz insanlar, bu zincirin bir halkasıyız. Halkalar koptuğunda bize sıra gelmesi an meselesi olur.
KENDİ SONUMUZU HAZIRLIYORUZ
İklim değişikliği, yanlış su kullanımı, betonlaşma ve kirlenme… Hepsi birlikte suyun yaşamdan çekilmesine neden oluyor. Kuruyan bir göl sadece bir su kaynağı değil, binlerce yılın hatırasıdır. Onu kaybetmek, hem doğayı hem kültürü yitirmektir.
UMUDU YAŞATMAK İÇİN
Çözüm hâlâ elimizde:
• Su kaynaklarını korumak ve kirlenmesini önlemek
• Yağmur hasadı ve geri dönüşüm sistemleri kurmak
• Beton yerine toprağı, asfalt yerine yeşili tercih etmek
• Her bireyin suyu bilinçle tüketmesini sağlamak
***
Su, yaşamın kaynağıdır. Onu kaybetmek, geleceğimizi kaybetmektir. Bundan böyle köşe yazılarımı kısa yazmaya çalışacağım. Hayatım boyunca köşe yazıları yazdım. Köşe yazısı yazmaya ilkokulda çıkardığımız duvar gazetesinde başlamıştım. Bu günden itibaren bu köşede yazılarım günlük yazmaya başlıyorum.
***
Her yazımda olmaz ama bazılarını bir öneri ile noktalamak istiyorum: Ülkemizde ilk kez Manisa’da gelin hep birlikte ÇİME HAYIR kampanyası başlatalım. Yarın bu köşemde kampanyanın ayrıntılarını ve önerilerimi yazmak istiyorum. Yarın buluşmak üzere güzel bir gün diliyorum…