Okullar yeniden açıldı. Yeni kıyafetler, alınan defterler, sıralarına dönen çocuklar ve sınıfları dolduran yeni heyecanlar… Ancak tüm bu gözle görülebilen hazırlıkların yanı sıra, sessizce ilerleyen bir başka süreç daha var: okula uyum ve ruhsal adaptasyon. *** Birçok ebeveyn ve eğitimci için akademik başarı, ilk haftalardan itibaren öncelikli gündem haline geliyor. Ancak çocukların yeni döneme nasıl duygusal bir hazırlıkla başladığı, uzun vadede başarının temelini oluşturuyor. Ruhsal uyum sağlanmadan akademik başarıdan söz etmek mümkün değil. *** Her çocuk farklı bir psikolojik bagajla yeni eğitim yılına başlar. Bazıları için tatil, aileyle kaliteli zaman anlamına gelirken; bazıları için istikrarsız bir ev ortamının, yalnızlığın ya da dijital bağımlılığın yoğunlaştığı bir dönem olabilir. Bu nedenle, okulun ilk haftaları sadece derslere değil, aynı zamanda çocuğun ruh haline, davranışlarına ve sosyal ilişkilerine dikkatle bakmayı gerektirir. *** Örneğin; sabahları okula gitmek istemeyen, karın ağrısı şikayetleriyle uyanan ya da sınıfta içine kapanan çocukların sadece "utangaç" olmadığını, bunun bir uyum süreci işareti olduğunu unutmamalıyız. *** "Ağlama", "Büyüdün artık" gibi baskılayıcı tepkiler yerine, çocuğun duygularını ifade etmesine izin verin. Basitçe "Okula gitmek seni endişelendiriyor gibi, ne düşünüyorsun?" demek bile çok şey değiştirir. Çocuklar için öngörülebilirlik, güvende hissetmenin en temel yoludur. Yemek, uyku ve ders çalışma saatlerini düzenli hale getirmek, psikolojik stabilite sağlar. Özellikle anaokulu ve ilkokul düzeyinde, öğretmenlerin gözlemleri çok kıymetlidir. Ebeveynler, öğretmenlerle açık iletişim içinde olmalı; çocuğun okul içindeki davranışları evdekiyle tutarlı mı, dikkatle değerlendirilmelidir. Arkadaş ilişkileri, çocuklar için en güçlü iyileştirici faktörlerden biridir. Okul dışında küçük buluşmalar, grup oyunları, sosyalleşmeye destek olabilir. *** Her ne kadar birçok sorun zamanla çözülebilse de, bazı durumlarda bir uzmandan destek almak en sağlıklı yaklaşım olur. Okul fobisi, dikkat dağınıklığı, sosyal izolasyon gibi belirtiler göz ardı edilmemelidir. Unutmayalım: Bir çocuğun kendini güvende ve anlaşılmış hissettiği bir okul yılı, hayat boyu sürecek özgüvenin temellerini atar. Yeni eğitim döneminin hepimiz için sağlıkla, sevgiyle ve anlayışla geçmesini dilerim.