İsmail Aydın
Köşe Yazarı
İsmail Aydın
 

SÜPER GÜÇLER VE ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI: TARİHTEN DERS ALINMALI

Dünya, hızla bir felakete, belki de Üçüncü Dünya Savaşı’na doğru ilerliyor. Ortadoğu’da yıllardır devam eden istikrarsızlık, bugün daha tehlikeli bir hâl aldı. İsrail’in Filistin ve diğer Müslüman ülkelere karşı sürdürdüğü saldırgan tutum, sadece bölgeyi değil tüm dünyayı ateşe atabilecek bir noktaya geldi. Bu politikanın arkasında, hiç şüphesiz ki Amerika Birleşik Devletleri’nin aleni desteği var. Ancak ABD şunu unutmamalı: Girdiği bu ateş çemberinden çıkmak, sandığı kadar kolay olmayacak. Tarih bize neyi gösteriyor? Güçlü olan her devletin sonsuza dek güçlü kalmadığını. Ne Moğollar, ne Büyük İskender’in Makedonya’sı, ne Osmanlı, ne de diğer büyük imparatorluklar ayakta kalabildi. Hepsinin bir yükselişi olduğu gibi, kaçınılmaz bir çöküşü de oldu. Gücün sarhoşluğuna kapılanlar, sonunu göremez. Bugün Ortadoğu’da yanan bu ateş, Türkiye’nin sınırlarına kadar dayandı. İsrail, pervasızca hareket etmeye devam ederse, bu ateşin ülkemize de sıçraması kaçınılmaz olur. O gün geldiğinde Türkiye gereken cevabı verir; bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Türk milleti sabırlıdır ama sabrının bir sınırı vardır. İran da bu denklemin önemli bir aktörü. Pers İmparatorluğu’nun mirasını taşıyan bu ülkeyi, kolay yutulacak bir lokma sananlar büyük bir yanılgı içindedir. İran’ın arkasındaki tarihsel ve kültürel güç küçümsenmemelidir. ABD, geçmişte Vietnam’da, Afganistan’da ve daha pek çok yerde büyük bedeller ödedi. Bugün aynı hataları tekrarlamaya hazırlanıyor. Oysa artık dünyanın çok kutuplu bir yapıya doğru ilerlediğini görmek gerekiyor. ABD ve Batı, bu tehlikeli oyunun birincil aktörleri olmaktan vazgeçmeli. Eğer vazgeçmezlerse, belki yeni bir dünya kurulur ama o dünyada ABD’nin bir yeri olmayabilir. Kendi sonunu kendi elleriyle hazırlayan bir süper güç, tarihte ilk olmayacaktır. İsrail saldırılarına dünya sessiz kalırsa, küresel dengeler altüst olur. Ve bu kez yaşanacak bir savaşta kaybeden sadece birkaç ülke değil, tüm insanlık olur. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında olduğu gibi, kimse gerçek anlamda kazanamaz. Sadece şehirler yıkılır, çocuklar ölür, umutlar kaybolur. Bu nedenle başta ABD olmak üzere, bu yangını körükleyen tüm ülkeler aklıselime dönmeli. Diplomasi yoluyla barış mümkünken, savaşı seçenler eninde sonunda kendi halklarına da hesap vermek zorunda kalacaktır. Bu dünya hepimize yeter ama paylaşmayı öğrenebilirsek…
Ekleme Tarihi: 26 June 2025 - Thursday

SÜPER GÜÇLER VE ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI: TARİHTEN DERS ALINMALI

Dünya, hızla bir felakete, belki de Üçüncü Dünya Savaşı’na doğru ilerliyor. Ortadoğu’da yıllardır devam eden istikrarsızlık, bugün daha tehlikeli bir hâl aldı. İsrail’in Filistin ve diğer Müslüman ülkelere karşı sürdürdüğü saldırgan tutum, sadece bölgeyi değil tüm dünyayı ateşe atabilecek bir noktaya geldi. Bu politikanın arkasında, hiç şüphesiz ki Amerika Birleşik Devletleri’nin aleni desteği var. Ancak ABD şunu unutmamalı: Girdiği bu ateş çemberinden çıkmak, sandığı kadar kolay olmayacak.

Tarih bize neyi gösteriyor? Güçlü olan her devletin sonsuza dek güçlü kalmadığını. Ne Moğollar, ne Büyük İskender’in Makedonya’sı, ne Osmanlı, ne de diğer büyük imparatorluklar ayakta kalabildi. Hepsinin bir yükselişi olduğu gibi, kaçınılmaz bir çöküşü de oldu. Gücün sarhoşluğuna kapılanlar, sonunu göremez.

Bugün Ortadoğu’da yanan bu ateş, Türkiye’nin sınırlarına kadar dayandı. İsrail, pervasızca hareket etmeye devam ederse, bu ateşin ülkemize de sıçraması kaçınılmaz olur. O gün geldiğinde Türkiye gereken cevabı verir; bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Türk milleti sabırlıdır ama sabrının bir sınırı vardır.

İran da bu denklemin önemli bir aktörü. Pers İmparatorluğu’nun mirasını taşıyan bu ülkeyi, kolay yutulacak bir lokma sananlar büyük bir yanılgı içindedir. İran’ın arkasındaki tarihsel ve kültürel güç küçümsenmemelidir. ABD, geçmişte Vietnam’da, Afganistan’da ve daha pek çok yerde büyük bedeller ödedi. Bugün aynı hataları tekrarlamaya hazırlanıyor. Oysa artık dünyanın çok kutuplu bir yapıya doğru ilerlediğini görmek gerekiyor.

ABD ve Batı, bu tehlikeli oyunun birincil aktörleri olmaktan vazgeçmeli. Eğer vazgeçmezlerse, belki yeni bir dünya kurulur ama o dünyada ABD’nin bir yeri olmayabilir. Kendi sonunu kendi elleriyle hazırlayan bir süper güç, tarihte ilk olmayacaktır.

İsrail saldırılarına dünya sessiz kalırsa, küresel dengeler altüst olur. Ve bu kez yaşanacak bir savaşta kaybeden sadece birkaç ülke değil, tüm insanlık olur. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında olduğu gibi, kimse gerçek anlamda kazanamaz. Sadece şehirler yıkılır, çocuklar ölür, umutlar kaybolur.

Bu nedenle başta ABD olmak üzere, bu yangını körükleyen tüm ülkeler aklıselime dönmeli. Diplomasi yoluyla barış mümkünken, savaşı seçenler eninde sonunda kendi halklarına da hesap vermek zorunda kalacaktır. Bu dünya hepimize yeter ama paylaşmayı öğrenebilirsek…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Cookies are used to ensure you get the best experience on our website. By continuing to use our site, you accept our use of cookies.