Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

MANİSA VAKFI

472 yıllık bir geleneğe sahip olmak bir kente hem zenginlik getirir hem de büyük sorumluluk yükler. Hele bu etkinliğe “uluslararası” sözcüğü de eklenmişse, sorumluluk daha da büyümüş demektir. Mesir Manisa için öneli olduğuna göre biz düşen görev mesire önemine yaraşır bir özenle yaklaşmaktır. Mesir Festivalinin özü Mesir Karma ve Mesir Saçım Törenleridir. Buna bir de Saçım Töreni öncesinde düzenlenen korteji de eklemeliyiz. Hepsi bu kadar işte. Ulusal medyada haber olanlar da bunlardır zaten. “Geçtiğimiz yılarda yapılanlardan bir farkı yoktu.” diyenler oluyor. Her yapılan farklı olsaydı “GELENEK” denilmezdi değil mi? 472 yıllık gelenek dediğimize göre, yapılanlar aynı olacak elbet. Mesir nedeniyle yapılan her etkinlik Mesirin özüne uygun olmalı; Mesir’i gölgede bırakmamalı öne çıkmamalı. Uluslararası Mesir Festivali içinde, festivalin eğlence yanı da olacak elbet. Festival deyince insanlar sokaklara dökülmeli insanlar doyasıya eğlenmeli. Ancak, kentimizde eğlencenin altyapısı yok denecek kadar az, daha doğrusu yetersiz. Bu nedenle insanlar eğlenmeye İzmir’e gidiyorlar. Bu nedenle üniversite öğrencilerinin büyük bölümü İzmir’de oturmayı tercih ediyor. Manisa’nın büyük eğlence ve alışveriş merkezlerin ihtiyacı var. Bu cümlenin altını çizmiş olmak için bir kez daha yineliyorum: Bu kentin büyük eğlence ve alışveriş merkezlerine ihtiyacı var. Elbet kültür merkezlerine de ihtiyacı var. Uluslararası etkinlikler düzenleyebileceğimiz salonlarımız yok. Meydanlarımız yok. Manisa’da büyük bir alışveriş ve eğlence merkezleri kurmak için yeterli büyüklükte arsa ya da arazi var mı diye soranlar olabilir. Yanıtını hemen vereyim; İstersek olur… Yeter ki isteyelim isteyince olmasa da oldurulur. Önemli olan istemektir. Mesir Festivali, Manisa Tarzanını Anma ve Çevre Günleri gibi etkinliklerin düzenlenmesi için oluşturulan çalışma gruplarının içinde bulunuyorum genellikle. Çağrılıp da katılmadığım toplantı hiç olmadı. Bu tür toplantılara katılmak kentli bir yurttaş için ertelenmemesi gereken bir görevdir. Bu nedenle etkinliklerin düzenlenmesinde benden görev almam istendiğinde tereddütsüz katılırım. Etkinliklerin kapsamını genişletmeye yönelik önerilerim genellikle var olanla yetinmek isteyenleri kızdırır. “Bu da nereden çıktı?” diyenler çok oldu. Manisa Vakfı önerisi de “bu da nereden çıktı” denilen önerilerden bir tanesidir. Manisa’nın bir Tanıtım ve Geliştirme Vakfı’na ihtiyacının olduğu yıllardır gündeme getirilir durur. Ama nedense, vakıf kurulamaz bir türlü. Manisa Valiliğinin İl Özel İdaresi’nin, Manisa Belediyesi’nin, başta Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere tüm Meslek Odaları’nın, Borsa’nın, Organize Sanayi Yönetimi’nin içinde olacağı güçlü bir vakıf Uluslararası Mesir Festivali ve Manisa’nın tanıtımı için büyük imkanlar yaratacaktır.. Festival daha görkemli biçimde yapılabilir. Vakfın yararlarını sayacak değilim. Ancak Manisa Vakfı’nın Şehzadeler Kentine ve Mesire yakışacağını düşünüyorum. Yıllardır mesirin kente gelir getirmesi, tanıtıma katkı sağlaması tartışılır durur. Çeşitlendirme ancak “kazanç motivasyonu” ile mümkün olacağından, mesir’in ticari yönü de öne çıkarılmalıdır. Mesir’de tekelleşme kaldırılmalı, çeşitliliğin ve rekabetin önü açılmalıdır. Mesir adı altında üretim yapanlar, gelirlerinin bir bölümünü, Mesir Festivali’nde kullanılmak üzere bir fona, kurulacak vakfa aktarmalıdır. Mesir adının kullanılması Mesir Festivali için katkı yaratmalıdır. Söylenenlerin ve daha da söylenecek olanların tümü ancak yeni bir örgütlenme ile gerçekleştirilebilir. Bu örgütlenmenin şekli VAKIF adı da MANİSA VAKFI olmalıdır. Manisa Vakfı’nın tek işi Mesir Festivali olmayacak elbet. Vakıf kentin tanıtımına ve geliştirilmesine de katkıda bulunacaktır. Vakıf kurulabilirse Manisa’da dayanışmanın önü de açılmış olur. Birbirinden uzak durmayı alışkanlık haline getirenler, Vakıf çatısı altında bir araya gelebilirler… Ben evini işyerini, gelirlerini Manisa Vakfına bağışlayacak Manisalıların olacağını düşünüyorum. Manisa Vakfı, Manisa’da tanıtımın ve turizmin lokomotifi olabilir. Manisa Vakfı tartışılmalı bence. Yıllar önce tartışmayı kurulma aşamasına kadar taşımıştık. Hatta Vakıf Senedini yazmıştık bile. Manisa Birlik’ten kaynak aktardığımızı daha sonra da Vakıf kurulmadığı için paranın iade edildiğini hatırlıyorum. Manisa’da aidiyet duygusunun güçlenmesi için, birlikte başarmanın coşkusunu sıkça yaşamalıyız. Manisa Vakfı’nın kurulması, birliktelik için önemli bir adım olur. Manisa Vakfı yaptıklarıyla bize Manisalı olma keyfini yaşatabilir… Manisa Vakfı konunu yeniden tartışalım ve bu kez, kurmayı başaralım. Bu kez diyorum,
Ekleme Tarihi: 02 Nisan 2012 - Pazartesi
Mustafa PALA

MANİSA VAKFI

472 yıllık bir geleneğe sahip olmak bir kente hem zenginlik getirir hem de büyük sorumluluk yükler. Hele bu etkinliğe “uluslararası” sözcüğü de eklenmişse, sorumluluk daha da büyümüş demektir.

Mesir Manisa için öneli olduğuna göre biz düşen görev mesire önemine yaraşır bir özenle yaklaşmaktır. Mesir Festivalinin özü Mesir Karma ve Mesir Saçım Törenleridir. Buna bir de Saçım Töreni öncesinde düzenlenen korteji de eklemeliyiz. Hepsi bu kadar işte. Ulusal medyada haber olanlar da bunlardır zaten. “Geçtiğimiz yılarda yapılanlardan bir farkı yoktu.” diyenler oluyor. Her yapılan farklı olsaydı “GELENEK” denilmezdi değil mi? 472 yıllık gelenek dediğimize göre, yapılanlar aynı olacak elbet. Mesir nedeniyle yapılan her etkinlik Mesirin özüne uygun olmalı; Mesir’i gölgede bırakmamalı öne çıkmamalı. Uluslararası Mesir Festivali içinde, festivalin eğlence yanı da olacak elbet. Festival deyince insanlar sokaklara dökülmeli insanlar doyasıya eğlenmeli. Ancak, kentimizde eğlencenin altyapısı yok denecek kadar az, daha doğrusu yetersiz. Bu nedenle insanlar eğlenmeye İzmir’e gidiyorlar. Bu nedenle üniversite öğrencilerinin büyük bölümü İzmir’de oturmayı tercih ediyor. Manisa’nın büyük eğlence ve alışveriş merkezlerin ihtiyacı var. Bu cümlenin altını çizmiş olmak için bir kez daha yineliyorum: Bu kentin büyük eğlence ve alışveriş merkezlerine ihtiyacı var. Elbet kültür merkezlerine de ihtiyacı var. Uluslararası etkinlikler düzenleyebileceğimiz salonlarımız yok. Meydanlarımız yok. Manisa’da büyük bir alışveriş ve eğlence merkezleri kurmak için yeterli büyüklükte arsa ya da arazi var mı diye soranlar olabilir. Yanıtını hemen vereyim; İstersek olur… Yeter ki isteyelim isteyince olmasa da oldurulur. Önemli olan istemektir.

Mesir Festivali, Manisa Tarzanını Anma ve Çevre Günleri gibi etkinliklerin düzenlenmesi için oluşturulan çalışma gruplarının içinde bulunuyorum genellikle. Çağrılıp da katılmadığım toplantı hiç olmadı. Bu tür toplantılara katılmak kentli bir yurttaş için ertelenmemesi gereken bir görevdir. Bu nedenle etkinliklerin düzenlenmesinde benden görev almam istendiğinde tereddütsüz katılırım. Etkinliklerin kapsamını genişletmeye yönelik önerilerim genellikle var olanla yetinmek isteyenleri kızdırır. “Bu da nereden çıktı?” diyenler çok oldu. Manisa Vakfı önerisi de “bu da nereden çıktı” denilen önerilerden bir tanesidir.

Manisa’nın bir Tanıtım ve Geliştirme Vakfı’na ihtiyacının olduğu yıllardır gündeme getirilir durur. Ama nedense, vakıf kurulamaz bir türlü. Manisa Valiliğinin İl Özel İdaresi’nin, Manisa Belediyesi’nin, başta Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere tüm Meslek Odaları’nın, Borsa’nın, Organize Sanayi Yönetimi’nin içinde olacağı güçlü bir vakıf Uluslararası Mesir Festivali ve Manisa’nın tanıtımı için büyük imkanlar yaratacaktır.. Festival daha görkemli biçimde yapılabilir. Vakfın yararlarını sayacak değilim. Ancak Manisa Vakfı’nın Şehzadeler Kentine ve Mesire yakışacağını düşünüyorum.

Yıllardır mesirin kente gelir getirmesi, tanıtıma katkı sağlaması tartışılır durur. Çeşitlendirme ancak “kazanç motivasyonu” ile mümkün olacağından, mesir’in ticari yönü de öne çıkarılmalıdır. Mesir’de tekelleşme kaldırılmalı, çeşitliliğin ve rekabetin önü açılmalıdır.

Mesir adı altında üretim yapanlar, gelirlerinin bir bölümünü, Mesir Festivali’nde kullanılmak üzere bir fona, kurulacak vakfa aktarmalıdır. Mesir adının kullanılması Mesir Festivali için katkı yaratmalıdır. Söylenenlerin ve daha da söylenecek olanların tümü ancak yeni bir örgütlenme ile gerçekleştirilebilir. Bu örgütlenmenin şekli VAKIF adı da MANİSA VAKFI olmalıdır.

Manisa Vakfı’nın tek işi Mesir Festivali olmayacak elbet. Vakıf kentin tanıtımına ve geliştirilmesine de katkıda bulunacaktır. Vakıf kurulabilirse Manisa’da dayanışmanın önü de açılmış olur. Birbirinden uzak durmayı alışkanlık haline getirenler, Vakıf çatısı altında bir araya gelebilirler…

Ben evini işyerini, gelirlerini Manisa Vakfına bağışlayacak Manisalıların olacağını düşünüyorum. Manisa Vakfı, Manisa’da tanıtımın ve turizmin lokomotifi olabilir.

Manisa Vakfı tartışılmalı bence. Yıllar önce tartışmayı kurulma aşamasına kadar taşımıştık. Hatta Vakıf Senedini yazmıştık bile. Manisa Birlik’ten kaynak aktardığımızı daha sonra da Vakıf kurulmadığı için paranın iade edildiğini hatırlıyorum.

Manisa’da aidiyet duygusunun güçlenmesi için, birlikte başarmanın coşkusunu sıkça yaşamalıyız. Manisa Vakfı’nın kurulması, birliktelik için önemli bir adım olur. Manisa Vakfı yaptıklarıyla bize Manisalı olma keyfini yaşatabilir…

Manisa Vakfı konunu yeniden tartışalım ve bu kez, kurmayı başaralım. Bu kez diyorum,

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.