Ramazan Duman
Köşe Yazarı
Ramazan Duman
 

EKONOMİK KRİZ FIRSATÇILARI VE MASUM HALK

Ülke olarak, ekonomik anlamda olarak zor günler geçirdiğimiz doğrudur. Vatandaşımızın alım gücünün düştüğünü ve giderlere yetişemediğini görüyoruz. Malum döviz yüksekliği, ülkemizde alenen bir fırsatçılık hamlesi başlattı. Evet, devletimizin içine düştüğü ekonomik sıkıntı ve halkın alım gücünün düşmesi,fırsatçıları da beraberinde getirdi. Zor şartlar altında geçinen dar gelirli insanımızı,bir de krizi fırsata çeviren kriz fırsatçılarını vurdu. Öyle bir hale geldik ki ülke olarak, kendi menfaatlerimiz dışında artık hiç bir şeyi önemsemez olduk. Evet ülkemizde bariz bir şekilde ekonomi sınıfları oluşmaya başladı. Şöyle sokakta bir tur atalım desen kimlerin nasıl ve ne kadar kazandığı ve ekonomik yapısı hemen ortaya çıkıyor. Önceden zengin ve fakir kavramları vardı,şimdi hiçbir şey belli olmuyor. Yaşantıya bakılırsa, evet herkes 2-3 bin liralık telefon kullanıyor,lüks arabalara biniliyor,alış veriş mekanları dolu,kafeler de yer yok,ama sokaktan rastgele birine işleriniz nasıl? kazanabiliyor musunuz?diye sorsak, kriz var işler kötü,kazanamıyoruz,ödemeler de zorluk çekiyoruz gibi ifadeler kullanılıyor. Peki bu ekonomik krizi kim yaşıyor? Bu ekonomik krizi, ülkemizi ayakta tutan ve kendi yağıyla kavrulan orta gelirli insanımız yaşıyor,küçük esnaf yaşıyor,üç beş dönüm tarlasıyla çiftçilik yapan insanımız yaşıyor,asgari ücretle çalışan işçimiz yaşıyor,iki üç ineği olan hayvancımız yaşıyor. Evet bu saydıklarım ekonomik krizi ve krizin getirdiği zorlukları iliklerine kadar hisseden insanlar. Evet bu saydıklarım ekonominin ve toplumun temel taşları olan meslek grupları. Gelin görün ki artık sapla saman birbirine karışmış durumda. Ekonomik krizi fırsata çevirmeye kalkan o kadar çok insanımız çıktı ki içimizde,döviz ve dolarla hiç bir bağı olmadığı halde, doları bahane ederek elindeki ürüne yüzde elli, bazı ürünlere  yüzde yetmiş zammı ekleyiverdi. Damacana plastiğine zam geldi diye suya zam yapanı da gördü bu gözler,jilet ve jöleye küçücük zam geldi diye saç sakal traşına zam yapanı da gördü. Gayrimenkul piyasası faiz oranlarının 2 'nin üzerinde olması nedeniyle nereyse bitmiş durumda. zaten borca girilerek alınan evler, faizlerin artmasıyla birlikte alınamaz hale geldi. Bugün normal bir daire alacak birisi yüz bin lira kredi çektiği zaman bunu 10 yılda yaklaşık 280.000 tl civarında ödeyecektir. Önceden yani faiz oranları 0.90 larda iken ödeyeceği rakam yaklaşık 180.000 tl arada tam yüz bin tl var. Soruyorum size üç beş dönüm arazisi olan üç beş ineği olan, fabrikada asgari ücretli çalışan biri bu krediyi alabilir mi? Bakıyorum da, her fırsatta yerli ve milli ekonomiyi savunduğumuz bu günlerde, vatan millet diyerek halka acımasızca zamları koyan vatandaşlarımızın hiç de yüzü kızarmıyor. Müslüman mahallesinde salyangoz satmak bizimkisi,dolar bahanesiyle her şeye zam yapacak,her türlü fırsatçılığı yapacak,yerli ve milli olalım diyecek ama yahudi malları diye tabir ettiğimiz ve onları satan firmalar mesela kolaya yüzde 10 zam yaparken, yerli ve milli olalım diyen vatandaşım, suya yüzde 80 zam yapacak ve bunun adı da ekonomik kriz yada dolar da artış bahanesi olacak ve bizde bunu yiyeceğiz öyle mi? yemezler.. Bir haftadır sosyal medyada da Gaziantep'in bir ilçesinin belediye başkanının pazarcı esnafıyla yaptığı diyalog konuşuluyor. Başkan soruyor 75 kuruş aldığın domatesi niye 5 liraya satıyorsun diyor,pazarcı sus pus başkan, ya fiyatları düşür ya da tezgahı mühürleyin diyor,başkan haklı fırsatçılık yapılıyor çünkü. Fiyat artışları,dolar kuru ve ekonomik veriler bizi bu hale getiriyor demenin bir manası yok,herkes elini vicdanına koyacak aldığı malın üzerine makul bir zam koyacak hepsi bu. Zaten Cumhurbaşkanımızın talimatıyla fırsatçılık yapan tüm satıcılar izlenecek ve raflarda ki fiyatlar araştırılarak fırsatçılık yapanlara yüklü miktarda cezalar kesilecek. En çok gıda ihtiyacımızı karşılamak üzere olan marketler zincirlerine dikkat etmeliyiz. Buralara günde binlerce vatandaşımız girip çıkıyor ve yüklü miktarlarda para bırakılıyor. Bu durumda marketlerdeki artışlara dikkat edip anormal olan fiyat artışlarını da gerekli mercilere şikayet etmeliyiz. Devlet olarak da yapmış olduğumuz yatırımları tekrar gözden geçirmeli ve Milli ekonominin yolunu sonuna kadar açacak projeler üretmeliyiz. Ülkemizde ki kaynakları sonuna kadar değerlendirip, dışa bağımlılığı azaltmanın yollarını aramalıyız. Bir metre kare toprağın işlenmediği yer bırakmamalı,ve tarım arazilerini maksimum derecede değerlendirmeliyiz. Yerli ve milli malların kullanımını sadece vatandaşa değil tüm kamu kurum ve kuruluşlarına da zorunlu hale getirmeliyiz. GÜZEL GÜNLER GELSİN ARTIK Ekonominin düzeldiği ve doların yükselmesinin hiç de bizi etkilemediği günler gelsin artık. Sokaklar   yüzü tebessüm eden insanlarla dolsun,çocuğuna pantolon almadığı için intihar etti diye verilen haberlerin yerine,çocuklarımıza kazandırdığımız güzel özellikler,ve onlara verilen iyi eğitimlerin haberleri yer alsın. Fırsatçılığın olmadığı,bir birimizi kandırmadığımız günler gelsin. Yöneticisiyle,işçisiyle,esnafıyla,çiftçisiyle,amiri ve memuruyla biz hep birlikte bir Türkiye'yiz. Son olarak ülkemizin gündemine bomba gibi düşen 16 bakanın denetimini vermek istediğimiz Abd şirketin tam bir fiyasko çıkması olası atacağımız yanlış bir adımın önüne engel oldu. Ekonomık bir durgunluk yaşadığımız bu günlerde, 16 bakanın denetimini Amerikalı bir şirket olan Mckinsey'e verilme kararı ülkemizde tepkiyle karşılandı. Ülkemizde yapılan bu anlaşmanın benzeri biliyorsunuz Ecevit döneminde Kemal Dervişin Abd'den apar topar getirilmesiyle yaşandı. Ekonomi olarak ülkemizin her türlü kaynaklarını istediği gibi yönlendirecek olması insanı şaşkına çeviriyor. Ve bu sayede ellerine geçirecekleri ülkenin her türlü verileri rapor edilecek hem de bütün ülkemizin kaynaklarının maddi haritası çıkarılmış olacaktı. İptal kararı isabetli olmuş,ülkemiz için de hayırlı olmuştur. saygılar  
Ekleme Tarihi: 10 Ekim 2018 - Çarşamba
Ramazan Duman

EKONOMİK KRİZ FIRSATÇILARI VE MASUM HALK

Ülke olarak, ekonomik anlamda olarak zor günler geçirdiğimiz doğrudur. Vatandaşımızın alım gücünün düştüğünü ve giderlere yetişemediğini görüyoruz. Malum döviz yüksekliği, ülkemizde alenen bir fırsatçılık hamlesi başlattı. Evet, devletimizin içine düştüğü ekonomik sıkıntı ve halkın alım gücünün düşmesi,fırsatçıları da beraberinde getirdi. Zor şartlar altında geçinen dar gelirli insanımızı,bir de krizi fırsata çeviren kriz fırsatçılarını vurdu.

Öyle bir hale geldik ki ülke olarak, kendi menfaatlerimiz dışında artık hiç bir şeyi önemsemez olduk. Evet ülkemizde bariz bir şekilde ekonomi sınıfları oluşmaya başladı. Şöyle sokakta bir tur atalım desen kimlerin nasıl ve ne kadar kazandığı ve ekonomik yapısı hemen ortaya çıkıyor. Önceden zengin ve fakir kavramları vardı,şimdi hiçbir şey belli olmuyor. Yaşantıya bakılırsa, evet herkes 2-3 bin liralık telefon kullanıyor,lüks arabalara biniliyor,alış veriş mekanları dolu,kafeler de yer yok,ama sokaktan rastgele birine işleriniz nasıl? kazanabiliyor musunuz?diye sorsak, kriz var işler kötü,kazanamıyoruz,ödemeler de zorluk çekiyoruz gibi ifadeler kullanılıyor.

Peki bu ekonomik krizi kim yaşıyor?

Bu ekonomik krizi, ülkemizi ayakta tutan ve kendi yağıyla kavrulan orta gelirli insanımız yaşıyor,küçük esnaf yaşıyor,üç beş dönüm tarlasıyla çiftçilik yapan insanımız yaşıyor,asgari ücretle çalışan işçimiz yaşıyor,iki üç ineği olan hayvancımız yaşıyor. Evet bu saydıklarım ekonomik krizi ve krizin getirdiği zorlukları iliklerine kadar hisseden insanlar.

Evet bu saydıklarım ekonominin ve toplumun temel taşları olan meslek grupları. Gelin görün ki artık sapla saman birbirine karışmış durumda. Ekonomik krizi fırsata çevirmeye kalkan o kadar çok insanımız çıktı ki içimizde,döviz ve dolarla hiç bir bağı olmadığı halde, doları bahane ederek elindeki ürüne yüzde elli, bazı ürünlere  yüzde yetmiş zammı ekleyiverdi. Damacana plastiğine zam geldi diye suya zam yapanı da gördü bu gözler,jilet ve jöleye küçücük zam geldi diye saç sakal traşına zam yapanı da gördü.

Gayrimenkul piyasası faiz oranlarının 2 'nin üzerinde olması nedeniyle nereyse bitmiş durumda. zaten borca girilerek alınan evler, faizlerin artmasıyla birlikte alınamaz hale geldi. Bugün normal bir daire alacak birisi yüz bin lira kredi çektiği zaman bunu 10 yılda yaklaşık 280.000 tl civarında ödeyecektir. Önceden yani faiz oranları 0.90 larda iken ödeyeceği rakam yaklaşık 180.000 tl arada tam yüz bin tl var. Soruyorum size üç beş dönüm arazisi olan üç beş ineği olan, fabrikada asgari ücretli çalışan biri bu krediyi alabilir mi?

Bakıyorum da, her fırsatta yerli ve milli ekonomiyi savunduğumuz bu günlerde, vatan millet diyerek halka acımasızca zamları koyan vatandaşlarımızın hiç de yüzü kızarmıyor. Müslüman mahallesinde salyangoz satmak bizimkisi,dolar bahanesiyle her şeye zam yapacak,her türlü fırsatçılığı yapacak,yerli ve milli olalım diyecek ama yahudi malları diye tabir ettiğimiz ve onları satan firmalar mesela kolaya yüzde 10 zam yaparken, yerli ve milli olalım diyen vatandaşım, suya yüzde 80 zam yapacak ve bunun adı da ekonomik kriz yada dolar da artış bahanesi olacak ve bizde bunu yiyeceğiz öyle mi? yemezler..

Bir haftadır sosyal medyada da Gaziantep'in bir ilçesinin belediye başkanının pazarcı esnafıyla yaptığı diyalog konuşuluyor. Başkan soruyor 75 kuruş aldığın domatesi niye 5 liraya satıyorsun diyor,pazarcı sus pus başkan, ya fiyatları düşür ya da tezgahı mühürleyin diyor,başkan haklı fırsatçılık yapılıyor çünkü.

Fiyat artışları,dolar kuru ve ekonomik veriler bizi bu hale getiriyor demenin bir manası yok,herkes elini vicdanına koyacak aldığı malın üzerine makul bir zam koyacak hepsi bu. Zaten Cumhurbaşkanımızın talimatıyla fırsatçılık yapan tüm satıcılar izlenecek ve raflarda ki fiyatlar araştırılarak fırsatçılık yapanlara yüklü miktarda cezalar kesilecek.

En çok gıda ihtiyacımızı karşılamak üzere olan marketler zincirlerine dikkat etmeliyiz. Buralara günde binlerce vatandaşımız girip çıkıyor ve yüklü miktarlarda para bırakılıyor. Bu durumda marketlerdeki artışlara dikkat edip anormal olan fiyat artışlarını da gerekli mercilere şikayet etmeliyiz.

Devlet olarak da yapmış olduğumuz yatırımları tekrar gözden geçirmeli ve Milli ekonominin yolunu sonuna kadar açacak projeler üretmeliyiz. Ülkemizde ki kaynakları sonuna kadar değerlendirip, dışa bağımlılığı azaltmanın yollarını aramalıyız. Bir metre kare toprağın işlenmediği yer bırakmamalı,ve tarım arazilerini maksimum derecede değerlendirmeliyiz. Yerli ve milli malların kullanımını sadece vatandaşa değil tüm kamu kurum ve kuruluşlarına da zorunlu hale getirmeliyiz.

GÜZEL GÜNLER GELSİN ARTIK

Ekonominin düzeldiği ve doların yükselmesinin hiç de bizi etkilemediği günler gelsin artık. Sokaklar   yüzü tebessüm eden insanlarla dolsun,çocuğuna pantolon almadığı için intihar etti diye verilen haberlerin yerine,çocuklarımıza kazandırdığımız güzel özellikler,ve onlara verilen iyi eğitimlerin haberleri yer alsın. Fırsatçılığın olmadığı,bir birimizi kandırmadığımız günler gelsin.
Yöneticisiyle,işçisiyle,esnafıyla,çiftçisiyle,amiri ve memuruyla biz hep birlikte bir Türkiye'yiz.

Son olarak ülkemizin gündemine bomba gibi düşen 16 bakanın denetimini vermek istediğimiz Abd şirketin tam bir fiyasko çıkması olası atacağımız yanlış bir adımın önüne engel oldu. Ekonomık bir durgunluk yaşadığımız bu günlerde, 16 bakanın denetimini Amerikalı bir şirket olan Mckinsey'e verilme kararı ülkemizde tepkiyle karşılandı. Ülkemizde yapılan bu anlaşmanın benzeri biliyorsunuz Ecevit döneminde Kemal Dervişin Abd'den apar topar getirilmesiyle yaşandı. Ekonomi olarak ülkemizin her türlü kaynaklarını istediği gibi yönlendirecek olması insanı şaşkına çeviriyor. Ve bu sayede ellerine geçirecekleri ülkenin her türlü verileri rapor edilecek hem de bütün ülkemizin kaynaklarının maddi haritası çıkarılmış olacaktı. İptal kararı isabetli olmuş,ülkemiz için de hayırlı olmuştur.

saygılar

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.