Manisa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi üzerinden ortaya atılan “kütüphane kapatıldı, Nutuk kitapları çöpe atıldı, satranç kulübü yasaklandı” iddiaları, tamamen asılsız, temelsiz ve karalamadan ibarettir.
***
Okul yönetimi ve Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü net şekilde yalanladı: “Böyle bir olay yok!” Ama ne yazık ki çağımızda artık doğrunun değil, ilk paylaşanın kazandığı bir dönem yaşıyoruz. Bir yalan atılıyor ortaya, sosyal medyada paylaşılıyor, sonra da “çamura at, izi kalsın” mantığıyla binlerce kişiye ulaşıyor. Gerçek açıklama geldiğinde ise iş işten geçmiş oluyor.
***
Daha da üzücü olanı, bu yalanların bizim şehrimizde, bizim insanımızın kaleminden, yerel basında çıkması! Manisa’nın adını, kendi gençlerimizin eğitim gördüğü okulların itibarını, öğretmenlerin emeklerini hiçe sayan bu yaklaşım, sadece bir habercilik ayıbı değil; vicdan eksikliğidir.
KARALAMALARDAKİ AMAÇ NE?
Sormak lazım: Amaç ne?
Bu karalamalardan kim çıkar sağlıyor?
Bir okulun adını lekelerken, gençlerin geleceğini, öğretmenlerin emeğini, ailelerin güvenini hiçe sayan bu anlayışın kazandığı ne olabilir? Bugün yalan haberle bir okulu hedef alanlar, yarın aynı yöntemle başka kurumlara, belediyelere, hatta insanlara iftira atmaktan da çekinmezler. Bu, sadece bir okul meselesi değil; toplumsal ahlakın, haber etiğinin, insan onurunun meselesidir. Daha da üzücü olanı, bu yalanların bizim şehrimizde, bizim insanımızın kaleminden, yerel basında çıkması!
***
Manisa’nın adını, kendi gençlerimizin eğitim gördüğü okulların itibarını, öğretmenlerin emeklerini hiçe sayan bu yaklaşım, sadece bir habercilik ayıbı değil; vicdan eksikliğidir. Bu tür karalamalar hem şehrimizi, hem eğitim camiamızı, hem de öğrencilerimizi derinden etkiliyor. Kısacası bu yapılan, kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan farksız. Gerçekleri bilmeden, doğrulamadan yapılan her paylaşım, aslında bu kentin değerlerine sıkılmış bir kurşundur.
Çok yazık…
BU TÜR HABERLER DENETLENMELİ
Artık her önüne gelen, bir domain alıp “haber sitesi” kuruyor. Ne künye var, ne adres, ne iletişim… Sözde gazeteciler, “merdiven altı medya” üreticileri! Gazetecilik, karanlıkta taş atmaktır sanıyorlar. Oysa gerçek gazetecilik, ışık tutmaktır. Yalan habercilik, iftiranın dijital halidir. Bir kişiyi değil, bir kurumu, bir kenti, hatta bir nesli zehirler. Bu yüzden bu tür haber siteleri denetim altına alınmalı, hukuki yaptırımlar artırılmalı.
***
Çünkü “özgür basın” demek, “sınırsız iftira hakkı” demek değildir. Bugün gençlerimizin okuduğu, geleceğe hazırlandığı okulların adını kirletmeye çalışanlar, aslında kendi vicdanlarını kirletiyor.
Unutmayalım:
Yalan haber geçici, itibar kalıcıdır. Ve ne kadar çamur atarsanız atın, o çamurun izi en çok elinizi kirletir.