Emperyalist güçlerin “Güç benim” diyen siyasi hırs hareketleri uluslararası hukuku hiçe sayarak, otoriter adı altında bireysel güçler yaratarak öne geçmesi bölgemizi kan gölüne çevirmektedir. Mahşerin beş atlısı, Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın “Dünya Beşten Büyüktür” söylemi, “ABD-Rusya-İngiltere-Fransa –Çin” (+) olarak maşaları olan örgüt teşekkülü yarattıkları terör örgütleri ve teröre endeksli sözde maşa devletler! Bölgemiz üzerinde yeni senaryo savaşlalar yaratarak oldu, bitti diyerek haritalar çizmeye çalışılmaktadır.
PEJAK’IN ÖNÜ MÜ AÇILIYOR?
Basında yer alan haber kaynaklarına bakılırsa; Güney Azerbaycan Millî Direniş Teşkilatı Sözcüsü-Stratejist Mecid Cevadi, Batum’dan Erivan’a ve Kuzey Irak ile Suriye’nin kuzeyinde olan ve yaşananlar kabartılmış, “Türkiye’yi kuşatma iştahının göstergesi” olarak nitelendiriyor. İsrail’in İran’a attığı her bombanın siyasi arka planı olduğunu kaydeden Mecid Cevadi; “Karadeniz’den Akdeniz’e Türkiye’nin kuşatılma planında son halka Urumiye kaldı. İsfahan ve Kirmanşah dâhil birçok şehirde İran’ın çok kritik askerî tesisleri var. Ama İsrail, Tebriz ve Urumiye’de dağ başındaki basit karakolları bombalıyor. Bunun tek bir sebebi var o da PEJAK’ın önünü açmak. Tıpkı Suriye’deki YPG örneğinde olduğu gibi PEJAK’ı konumlandığı yerden 50 kilometre getirip Türkiye sınırı ve Türk beldelerine yerleştirmek. Bu çok önceden yapılmış bir hesap. Açık bir biçimde plan tatbik ediliyor” diyor.
***
Durum ne? Durumu İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in açıklamaları; “Tahran’a yolumuz açık. İsrail pilotları Tahran semalarında özgürce faaliyet gösterebilirler’ diyor. Bundan sonrası etnik unsurların harekete geçirilmesi ve halkın sokaklara dökülmesi olacak. Hava gücü olmayan İran zaten ordu komuta kademesini de kaybetti. İç karmaşaya mukavemet gücü kalmadı” diyor. İsrail’de galiba ortam “Güllük, Gülistanlık mı?” neden İsrail halkı siren seslerinin çığlıkları arasında sığınaklara koşuyor, sığınağı olmayan bölgelerin insanları sığınağı olanlar tarafından itilerek kabul edilmediği basının çerçevesine yerleştiği görülmektedir.
***
Gelelim, İran içerisindeki Güney Azerbaycan Millî Direniş Teşkilatı Sözcüsü-Stratejist Mecid Cevadi’nin sözlerine; “İran müdahaleye teşebbüs ederse de İsrail havadan istediği an müdahil olacak. Ta ki felç olan mevcut rejimin can çekişme süresi ne zaman dolacak ve tam olarak iflasını nasıl ilan eder bu bilinmiyor. Hedef Beluciler, Kürtler, Farisi ve Türkmenleri sokağa dökmek ve uzun süreli bir kaosun ardından bölünmüş İran sonucuna ulaşmak” ifadelerini kullanıyor. Hal böyle olursa, burada bir yanlışlık var demek gerekir galiba, İsrail üst düzey yöneticilerin özel uçakları, Atina ve bazı batı ülkelerine konuşlandığını, neden bu yerlere gittikleri basında çeşitli yorumlarda yer alıyor.
İSRAİL’DE HÜKÜMET Mİ DEVRİLECEK?
Ayrıca İsrail İran içerisindeki ayrılıkçı kesimlere seslenerek iç ayaklanmaya teşvik etmeye çalışmaktadır. Karşılık bulur mu ne derseniz? Bana göre karşılık bulma yerine İsrail’e karşı İran’ın cephesi güçlenecek. Siyonozim hareketi ile Musevilik hareketleri biri, biriyle örtüşmemektedir. İsrail içinde, İsrail-Filistin savaşı öncesi iktidara karşı çeşitli eylemlerde bulunmaktaydılar. Yalnız halk değil İsrail Muhalefet Partileri’nin 11 Haziran 2025 tarihinde ortak kararlarının kaynağı “Kanal 12” tarafından açıklanan; Kanal 12 televizyonunun haberine göre, İsrail Meclisi'nde toplantı yapan muhalefet liderleri, meclisin feshi yoluyla ülkeyi erken seçime götürecek tasarının genel kurulda oylamaya sunulması kararını oybirliğiyle almış olmalarının ve muhalefet liderlerinin bir araya gelmesinin ardından, yayınlanan ortak bildiriye göre tüm çabaları tek bir hedefte toplanıyor. "mevcut hükümeti devirmeye" yoğunlaştırmak. İktidar ise muhalefetin sunduğu tüm tasarıların bugün gündemden çıkarılmasına karar verildiği duyulmaktadır.
ONAY İÇİN 61 MİLLETVEKİLİ GEREKİYOR
Netanyahu hükümeti, muhalefetin tasarıyı getirmesini engellemek için çok sayıda yasa tasarısını bugün Meclis'e taşıyor. Meclisin feshedilmesine ilişkin tasarının genel kurul gündemine alınıp alınmamasının tartışıldığı toplantıya aralarında Filistin asıllı İsrail vatandaşlarını temsil eden Raam (Birleşik Liste) ve Hadaş-Taal'in (Ortak Liste) partileri de olmak üzere tüm muhalefet unsurlarının liderlerinin katıldığı bildiriliyor. İsrail gerçeği, Haredilerin tam desteği olmaksızın tasarı oylamadan geçemiyor. Neden geçemeyeceği malum, Netanyahu hükümetinin iktidar koalisyonu ortağı 120 sandalye içerisinde İsrail Meclisi'nde 68 milletvekiliyle temsil ediliyor. Tasarının meclisten geçmesi için çoğunluğu sağlaması yani en az 61 milletvekilinin onayı gerekiyor.
***
İsrail basınındaki haberlerde, Birleşik Tevrat Yahudiliği (7 milletvekili) partisinin meclisin feshedilmesini de destekleyeceği ancak Şas'ın (11 milletvekili) ne yönde hareket edeceğinin henüz belli olmadığı belirtiliyor. Genel kurula getirilecek tasarının Şas'ın desteği olmadan oylamadan geçmesinin mümkün olmayacağı bir geçektir. Oysa Birleşik Tevrat Yahudiliğinin dini lideri olan hahamlar, koalisyondan çekilme ve meclisi feshetme seçeneklerinden ikisini de desteklediklerini belirten açıklamalarında yayımlamıştı.
***
Netenyahu hükümeti tasarıyı engellemek için, koalisyon iktidarının Ultra Ortodoks ortakları Şas ve Birleşik Tevrat Yadiliği partileri, Tevrat okullarında eğitim alanların askerlikten muaf tutulmasına ilişkin yasal düzenleme yapmaması nedeniyle sık sık hükümeti devirmekle tehdit ediyorlardı. Bu konu önem arz etiğinden aba altından gösterilen yağlı sopa olarak algılamakta gerekir galiba. İsrail basını tasarının geçmesi halinde meclisi feshederek ülkeyi üç ay içinde erken seçime götürecek tasarının oylanmasını geciktirmek amacıyla Netanyahu liderliğindeki koalisyon mensuplarının tasarının geçmemesi için çaba gösterdiğini yazıyor.
İRAN’DAN TÜRKİYE’YE GÖÇ BAŞLAR MI?
Şimdi biraz düşünürsek, savaşı iktidarda kalmanın zemini olarak görenler “Güneşin doğmasını engelleye bilir mi? İran’da mı, İsrail’de mi veya ABD’de mi, halk ayaklanmaları iç isyanlar iktidarlarında rejim değişikliğine yol açacaktır. Bu güne baktığımızda Suriye ve Irak’tan rejim kargaşası yaşandığı esnada Irak ve Suriye halkı ülkemize “Türkiye’ye” sığınmacı olarak akın ettiler. Bu gün İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından uluslararası kamuoyunda tansiyon yükselirken, Türkiye-İran sınırındaki Gürbulak Sınır Kapısı’nda dikkat çeken bir sakinlik gözlemlendiği belirtiliyor.
***
Kapıköy Gümrük Kapısı'nda ise araç saha sorumlusu Faruk Platin, "Savaş başladı, bizi de etkiledi tabii ki. Biraz yoğunluk düştü. Daha doğrusu bu savaşla ilgili hepimiz mağdur olduk. Şu anda karşılıklı geçiş sayısı düştü. İsrail’in İran’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, bölgede gerilimi arttırırken, Türkiye-İran sınırındaki en önemli geçiş noktalarından biri olan Gürbulak Sınır Kapısı’nda olağandışı bir hareketlilik yaşanmadığını, İran halkının korkmadan panikleme yaşamadan beklediği belirtiliyor. İran üzerindeki Şah Rıza Pehlevi’den, rejim değişikliğinin mimarı olan ABD şimdi bu çerçevede zamanlarda, “Pehlevi’yi deviren Ayetullah Humeyniyi kaldığı Fransa’dan İran’a gönderilmişti. ABD’de bu günde Humeyni rejmini devamını devirmek üzere yeni rejimi kurmak üzere yeniden dönüş hesaplarını ayrı bir “Pehlevi” üzerinden yapmak istiyor. İran halkı buna kucak açar mı bilemiyorum.
REJİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇAĞRISI
İslami devrimine müteakip, İran'dan 27 Temmuz 1980’de sürgün yaşayan Pehlevi Hanedanı Prens Rıza Pehlevi; Muhammed Rıza Pehlevi'nin ve Farah Pehlevi'nin oğludur. 1979'daki İran İslam Devrimi'nin ortaya çıkmasından dolayı İran'ı terk etti. Pehlevi Hanedanı prensi Rıza Pehlevi, sosyal medya ve basın aracılığıyla İranlı muhaliflere ve batılı ülkelere seslenerek. İran'da rejim değişikliği çağrısı yapıyor. Ayrıca İsrail; Halkı, askeri ve bütün devlet görevlilerini ayaklanmaya, isyana çağırıyor.
***
Türkiye’nin PKK ölçeğinde başlattığı terörsüz Türkiye sürecine ilişkin örgüt lideri Öcalan’ın ‘silah bırakın’ çağrısını PEJAK tarafından red edildiği biliniyor. İsrail ise PEJAK’ı Güney Azerbaycan’da Türkiye sınırına taşımak istiyor. Böylece İran’daki Türklerin Azerbaycan ve Türkiye ile bağını kesmeyi hedefliyorlar. Spekülatif haberler üzerinden ispatsız haberler yapmaktadırlar. Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı Mehmet Uçum son noktayı koyarak; “Terörsüz Türkiye hedefi kayıtsız, şartsız ve pazarlıksız bir şekilde yürürlüğe sokulmuş bir devlet politikasıdır” diyor.
İSRAİL RUSYA’DAN GÜÇLÜ DEĞİLDİR
Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Hikmət Hacıyev; Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış Politika İşleri Daire Başkanı Azerbaycan Cumhur Başkanı İlham Aliyev’in Filistin’e olan desteğini hatırlatarak, “İlham Aliyev'den Filistin'e Anlamlı Destek! Bakü'den Dünyaya iletildiğini ve Bölge için değil dünya için Zengezur Koridorunun açılmasının zorunluluğunu anlattı. Emperyalizmin çığırtkan Basın ajansları boş durmuyor, Türkiye ve Azerbaycan üzerinden Provokatör roller oynamaya çalışıyorlar. Çalışa dursunlar. “Güneş balçıkla sıvanamaz.” Unutmamak gerekir, İran Ukrayna’dan zayıf değildir, İsrail Rusya’dan güçlü değildir! 19 Haziran Perşembe gününü beklemek gerekiyor galiba, sahneye çıkmayan Rusya ve Çin Uluslararası barış çağrılarında etkili rollerini Türkiye’yi işaret ederek Türkiye ile birlikte yerlerini alacaklardır. Sağlıklı yaşayın, sağlıcakla kalın.