Sayın okurlarım; Muharrem, İslami takvimin ilk ayıdır ve İslam'da savaşın yasak olduğu dört kutsal aydan biridir. “Muherremu’l” Haram ayı, (Hicrî kameri) takviminin ilk ayı ve Müslümanların inancına göre savaşın ve haramın yasak olduğu aydır. Hz. Muhammed (s.a.a) de Kur’an hükmü gereği bu geleneği İslamiyet için şart koşmuştur. Hz. Muhammed (s.a.a) Muharrem ayının ilk gün ve gecesi kameri ayların ilki olduğundan dolayı namaz kılmayı ve zikir adapları göstermiştir.
MUHARREM AYI SAVAŞIN YASAK OLDUĞU AYDI
Muharrem ayı, İmam Hüseyin sevenleri olan Şialar için hüzün ve matem ayı sayılmaktadır. Bu ayda İmam Hüseyin (a.s) taraftarları ve Hz. Muhammed (s.a.a) soyu, beşikteki çocuğa kadar hunharca bir şekilde Maviye soyu ve oğlu “Yezit” tarafından şehit edilmiş ve kadın ve çocukları esir alınarak Şam’a götürülmüştür. Oysa; Muharrem ayı haram ve savaşın yasak olduğu aydı. İslam peygamberi Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'nin ölümü bu törenlerle anılmaktadır. Dünyanın belli yerlerinde gerçekleştirilen anma merasimleri ülkemizde İstanbul, İzmir, Kars, Iğdır, Turgutlu ve Manisa başta olmak üzere birçok ilde anım merasimleri yapılmaktadır.
MANİSA’DA ANMA PROGRAMI YAPILDI
Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki Güzelyurt Mahallesi’ndeki “Ayyıldız Ehlibeyt camisinde” 10. Muharrem Gününde (10 Muharrem 680) Kerbela şehitlerini anmak için bir anma programı yapıldı. Cami imamı Göksel Atalay günün önemini ve tarihin akışını anlattı. Anma törenine Manisa Valisi sayın Vahdettin Özkan, Manisa İl Emniyet Müdürü sayın Fahri Aktaş, cami imamı sayın Göksel Atalay Dernek Başkanı sayın İdris Öztürk, siyasi parti temsilcileri, Manisa Dostlar Meclisi Başkanı Sayın Cihan Uyar ve yönetimi Azerbaycan Kültür Evi başkanı ‘Seyfettin Ayakyay’ olarak şahsım ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Manisa Etkinliksen İl Başkanı sayın Yalçın Taşdemir ve yönetimi ile birlikte anma törenine katıldılar.
***
Sayın Valimiz Vahdettin Özkan, tören için geldiği ve halkın arasına sade bir kıyafetle katılarak konuşma yaparak taziye dileğinde bulundu, “Kardeşlik, dostluk, birlik ve beraberliğin ülkemiz için olan önemini” anlattı. Camiden ayrılırken ayaküstü sohbette galiba sürçülisan eylemiş olmalıyım, bana hitaben güler yüzle ve yumuşak ifadeyle “Sen bir şiir yaz bana getir konuşalım “dedi. Bende acizane (âcizane) Sayın Valimizin hoşgörüsüne sığınarak bir şiir yazma gereği duydum.
SAYIN VALİMİZ VAHDETTİN ÖZKAN’A
Ülkemiz yanıyor alevler sarmış ormanlarımızı
Çam kozaları mermi misali
Karıncalar su taşıyor
Toprak kızgın, yürekler kızgın.
Kalemim suskun, şiirler yazamıyor.
***
Bu gün Aşure bir matem günü
Gökyüzünü kara bulutlar sarmış
Kurumuş gözyaşları artık ağlayamıyor
Yeryüzünden yükseliyor Mersiyeler ağıtlar
Keder hüzün örtmüş Matem sarmış yüreklerimizi
***
Su serpiyor acımıza paylaşmaya gelmiş valimiz
Sözlerimizi süzercesine konuştuk sürçülisan da bulundum galiba
Bana ” Şiir” yaz dedi.
Bedri Rahmi Eyüboğlu diyor ya
"Şairim, Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası, Ayak seslerinden tanırım.
Ne zaman bir köy türküsü duysam, Şairliğimden utanırım.
Emrin başım üstüne, Başımı koyum dizin üstüne
***
Yazayım Şiir’i
“Şairim korkuyorum Şiir yazam,
Şiir yazam, özüme mezar kazam”
“Cönklere yazılmadı, Halkın zulme söylediği ağıtlar
Dudaklarımdan döküldü
Dogmadan ölen çocuklar gibi Şiir’ler.
Nasıl Şiir yazayım?