Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

BÜYÜK ZAFERİN GİZEMİ

Değerli dostlar, Ağustos ayının son haftasına geldik. Ama Ağustos ayı, biz Türk ulusu için “Zaferler Ayı”dır. Bu önemli ayın iki anlamlı tarihi, 26 Ağustos’tur. Biri 1071 yılının 26 Ağutos’u, öbürü de 1922 yılının 26 Ağustos’u. 1922 yılının 26 Ağustos’u ile ilgili çok anlamlı bir anı aktarmak istiyorum. Anıyı birlikte okuyalım. *** Tarih, 30 Ağustos 1968'di. Afyon Lisesi’nden bir grup ögretmen, Kocatepe'de yapılacak olan “Zafer Kutlamaları”na gittik. Konuşmaların  yapılacağı kürsünün yakınında yerimizi aldık. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’ndan sonra konuşmalara geçildi. Gazilere öncelik verildi. İlk konuşmacı, Kurtuluş Savaşı’mızın süvari kolordu komutanı Fahrettin Altay Paşa'ydı. Bir albay, Paşa'nın koluna girdi. Kürsüye çıkmasına yardımcı oldu. Konuşma süresince de elinde bir şemsiye ile onu güneşten korudu. Fahrettin Altay Paşa konuşmasına şöyle başladı. *** “Bana, Mustafa Kemal Paşa'yı anlatır mısın? dediler. Ben de memnuniyetle kabul ettim ve geldim. Ancak anlatımım kısa olacak. Size 26 Ağustos 1922 sabahı taarruz anındaki bir olayı aktaracağım. Böylece Mustafa Kemal Paşa’yı anlatmış olacağım.” dedi ve devam etti. *** Önceden planlandığı biçimde 26 Ağustos 1922 sabah saat 5'te başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere İsmet Paşa, Fevzi Çakmak, Nurettin Paşa, ben ve öbür komutanlar, ordu karargahı olarak Afyon Kocatepe'deydik. Plan gereği taarruz, önce top atışlarıyla başladı.  Bu bir baskındı. 20 dakika sürdü. Ardından “Tahrip” atışları yapıldı. Bu da 10 dakika devam etti. Yunan mevzilerindeki makineli tüfek yuvaları, Yunan topları, tel örgüleri hedef alındı. Komutanlar olarak bizler de top atışlarının sonucunu görmeye çalışıyor, alt kademelere iletmek üzere Mustafa Kemal Paşa’nın emrini bekliyorduk. Sonuçta Yunan mevzilerinde alevlerin yükseldiğini, hedeflerin vurulduğunu, düşmanın mevzilerini terk ederek geri çekilmekte olduğunu gördük. *** Hepimiz Mustafa Kemal Paşa'ya yöneldik. Onun taarruz ve takip emrini bekliyorduk. Ne ki o, gözlerini Yunan mevzilerinden ayırmıyor ve geri çekilen Yunan ordusunu izliyordu. Fevzi Çakmak, sessizliği bozdu. “Haydi Kemal, düşman kaçıyor, taarruz emrini ver!” dedi. Mustafa Kemal Paşa, “Dur Abi!” diye cevap verdi. Bir süre sonra Fevzi Çakmak, “Kemal, tarihi bir fırsatı kaçırıyorsun. Düşman yeni mevzilerine yerleşecek, emrini ver artık!” diye ısrarda bulundu. Mustafa Kemal Paşa, yine “Dur Abi!” dedi. Bir süre daha geçti. Fevzi Çakmak bu kez, “Allah aşkına Kemal, ver şu emri, komutanlar seni bekliyor, yeter artık!” diye sesini yükseltti. Mustafa Kemal Paşa, yine “Dur Abi!” dediği sırada beklenmedik bir olay gerçekleşti. *** Yunan ordusunun terk ettiği mevzilerde cehennem gibi patlamalar başladı. Mustafa Kemal Paşa'nın taarruz ve takip emrini geciktirme gerekçesi anlaşılmıştı. Yunan ordusu, geri çekilirken cephe boyunca mevzilere saatli bombaları yerleştirmiş, askerlerimize tuzak hazırlamışlardı. Mustafa Kemal Paşa'nın öngörüsü, büyük bir felaketi önlemişti. *** Taarruzda ısrar eden Fevzi Çakmak, Mustafa Kemal Paşa'ya sarıldı ve “Seni bize Allah mı gönderdi Kemal?” dedi.  Daha sonra süngü hücumu ve ileri top atışları emrini aldık. Emirleri alt birimlere ilettik. Sonucu biliyorsunuz. Bana Mustafa Kemal'i anlat dediler. İste Mustafa Kemal Paşa budur. dedi ve Fahrettin Altay Paşa yine albayın yardımıyla kürsüden indi.   İYİ NİYETLİ BİR ANLAYIŞ DEĞİL   Evet değerli dostlar, Büyük Taarruzu, 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta başarıyla sonuçlanan bu Zafer’i yalnızca Yunanların beceriksizliğ ile tesadüfen kazanılmış küçük bir "cephe savaşı" olarak görmek iyi niyetli bir anlayış değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehasını ve başarısını küçümseyip köreltmeye, Türk Ordusu’nu  beceriksiz zavallı bir ordu gibi göstermeye çalışmak kötü niyetliliktir.   TÜRK ORDUSU, YALNIZCA YUNANLARI YENMEDİ   Türk Ordusu, bu zafer ile yalnızca Yunanları yenmedi. Aynı zamanda İngiliz, Fransız, İtalyan İşgal Kuvvetleri ile eli kanlı Ermeni çetelerini de yendi. Ve bu işgalci emperyal güçleri işgal ettikleri topraklarımızdan püskürterek özgür bir ulus olduğumuzu ve Ulusal Bağımsızlığımızı dünyaya duyurdu.   ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUM   Bu güzel toprakları bize yurt yapan kahramanlarımızı; Sultan Alparslan’ı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve kutlu Türk yurdu için can veren, kan akıtan tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyor, şükranlarımı sunuyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.   Sözüm Özü: Rakibinizin sizi savunma yoluyla yenmesini önleyebilirsiniz, ancak saldırıya geçmeden onu yenemezsiniz. Sun Tzu    
Ekleme Tarihi: 26 Ağustos 2025 -Salı

BÜYÜK ZAFERİN GİZEMİ

Değerli dostlar, Ağustos ayının son haftasına geldik. Ama Ağustos ayı, biz Türk ulusu için “Zaferler Ayı”dır. Bu önemli ayın iki anlamlı tarihi, 26 Ağustos’tur. Biri 1071 yılının 26 Ağutos’u, öbürü de 1922 yılının 26 Ağustos’u. 1922 yılının 26 Ağustos’u ile ilgili çok anlamlı bir anı aktarmak istiyorum. Anıyı birlikte okuyalım.

***

Tarih, 30 Ağustos 1968'di. Afyon Lisesi’nden bir grup ögretmen, Kocatepe'de yapılacak olan “Zafer Kutlamaları”na gittik. Konuşmaların  yapılacağı kürsünün yakınında yerimizi aldık. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’ndan sonra konuşmalara geçildi. Gazilere öncelik verildi. İlk konuşmacı, Kurtuluş Savaşı’mızın süvari kolordu komutanı Fahrettin Altay Paşa'ydı. Bir albay, Paşa'nın koluna girdi. Kürsüye çıkmasına yardımcı oldu. Konuşma süresince de elinde bir şemsiye ile onu güneşten korudu. Fahrettin Altay Paşa konuşmasına şöyle başladı.

***

“Bana, Mustafa Kemal Paşa'yı anlatır mısın? dediler. Ben de memnuniyetle kabul ettim ve geldim. Ancak anlatımım kısa olacak. Size 26 Ağustos 1922 sabahı taarruz anındaki bir olayı aktaracağım. Böylece Mustafa Kemal Paşa’yı anlatmış olacağım.” dedi ve devam etti.

***

Önceden planlandığı biçimde 26 Ağustos 1922 sabah saat 5'te başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere İsmet Paşa, Fevzi Çakmak, Nurettin Paşa, ben ve öbür komutanlar, ordu karargahı olarak Afyon Kocatepe'deydik. Plan gereği taarruz, önce top atışlarıyla başladı.  Bu bir baskındı. 20 dakika sürdü. Ardından “Tahrip” atışları yapıldı. Bu da 10 dakika devam etti. Yunan mevzilerindeki makineli tüfek yuvaları, Yunan topları, tel örgüleri hedef alındı. Komutanlar olarak bizler de top atışlarının sonucunu görmeye çalışıyor, alt kademelere iletmek üzere Mustafa Kemal Paşa’nın emrini bekliyorduk. Sonuçta Yunan mevzilerinde alevlerin yükseldiğini, hedeflerin vurulduğunu, düşmanın mevzilerini terk ederek geri çekilmekte olduğunu gördük.

***

Hepimiz Mustafa Kemal Paşa'ya yöneldik. Onun taarruz ve takip emrini bekliyorduk. Ne ki o, gözlerini Yunan mevzilerinden ayırmıyor ve geri çekilen Yunan ordusunu izliyordu. Fevzi Çakmak, sessizliği bozdu. “Haydi Kemal, düşman kaçıyor, taarruz emrini ver!” dedi. Mustafa Kemal Paşa, “Dur Abi!” diye cevap verdi. Bir süre sonra Fevzi Çakmak, “Kemal, tarihi bir fırsatı kaçırıyorsun. Düşman yeni mevzilerine yerleşecek, emrini ver artık!” diye ısrarda bulundu. Mustafa Kemal Paşa, yine “Dur Abi!” dedi. Bir süre daha geçti. Fevzi Çakmak bu kez, “Allah aşkına Kemal, ver şu emri, komutanlar seni bekliyor, yeter artık!” diye sesini yükseltti. Mustafa Kemal Paşa, yine “Dur Abi!” dediği sırada beklenmedik bir olay gerçekleşti.

***

Yunan ordusunun terk ettiği mevzilerde cehennem gibi patlamalar başladı. Mustafa Kemal Paşa'nın taarruz ve takip emrini geciktirme gerekçesi anlaşılmıştı. Yunan ordusu, geri çekilirken cephe boyunca mevzilere saatli bombaları yerleştirmiş, askerlerimize tuzak hazırlamışlardı. Mustafa Kemal Paşa'nın öngörüsü, büyük bir felaketi önlemişti.

***

Taarruzda ısrar eden Fevzi Çakmak, Mustafa Kemal Paşa'ya sarıldı ve “Seni bize Allah mı gönderdi Kemal?” dedi.  Daha sonra süngü hücumu ve ileri top atışları emrini aldık. Emirleri alt birimlere ilettik. Sonucu biliyorsunuz. Bana Mustafa Kemal'i anlat dediler. İste Mustafa Kemal Paşa budur. dedi ve Fahrettin Altay Paşa yine albayın yardımıyla kürsüden indi.

 

İYİ NİYETLİ BİR ANLAYIŞ DEĞİL

 

Evet değerli dostlar, Büyük Taarruzu, 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta başarıyla sonuçlanan bu Zafer’i yalnızca Yunanların beceriksizliğ ile tesadüfen kazanılmış küçük bir "cephe savaşı" olarak görmek iyi niyetli bir anlayış değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehasını ve başarısını küçümseyip köreltmeye, Türk Ordusu’nu  beceriksiz zavallı bir ordu gibi göstermeye çalışmak kötü niyetliliktir.

 

TÜRK ORDUSU, YALNIZCA YUNANLARI YENMEDİ

 

Türk Ordusu, bu zafer ile yalnızca Yunanları yenmedi. Aynı zamanda İngiliz, Fransız, İtalyan İşgal Kuvvetleri ile eli kanlı Ermeni çetelerini de yendi. Ve bu işgalci emperyal güçleri işgal ettikleri topraklarımızdan püskürterek özgür bir ulus olduğumuzu ve Ulusal Bağımsızlığımızı dünyaya duyurdu.

 

ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUM

 

Bu güzel toprakları bize yurt yapan kahramanlarımızı; Sultan Alparslan’ı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve kutlu Türk yurdu için can veren, kan akıtan tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyor, şükranlarımı sunuyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.

 

Sözüm Özü:

Rakibinizin sizi savunma yoluyla yenmesini önleyebilirsiniz, ancak saldırıya geçmeden onu yenemezsiniz. Sun Tzu

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.