Değerli dostlar, üç haftadır “Kariyer Basamakları” konusunu ele alıyorum. Bu hafta da işleyip bitirmek istiyorum. * Kariyer Basamakları konusunun gündeme geldiği günden beri ortaya konulan sorunların hiçbirine olumlu ya da olumsuz karşılık verilmediğini görüyoruz. Ayrıca bu kariyer basamakları ile ilgili uygulamaların o kadar çok mantıksız ve tutarsız yanları var ki sosyal medyada ve köşe yazılarında yüzlercesi paylaşıldı. Görünen ve anlaşılan o ki sorun çözme niyeti yok. Amacın, birtakım sorunlar üretilsin ki sonra da çözüyormuş gibi yapıp gün geçirilsin, olduğu düşüncesi ağır basıyor. Böylece asıl sorunlardan uzaklaşılmış oluyor. * Bu haftaki yazımıza kaldığımız yerden başlayalım ve bitirelim. Geçtiğimiz haftalardaki önerilerimizin yanında bir başka önerimiz ve Milli Eğitim Bakanlığından beklentimiz de şu:    Bir öğretmen göreve başladığında kendisine şöyle denilmeli. “Şimdi sen, öğretmen oldun. Önünde en az dört yıl var. Bu dört yıl boyunca mesleki gelişim (öğretmenlik başarısı) başta olmak üzere alanında da çalışmalar yapmak zorundasın. Hem alan hem de öğretmenlik konularında araştırmalar, incelemeler yapmalısın. Yaptıklarını yayım haline getirip paylaşıma sunmalısın. Her yıl yaptığın çalışmaları yayınlamalısın. Dört yıl boyunca yaptığın çalışmaları, değerlendirme kurulu önünde yükseklisans tezi sunumu gibi anlatacak ve sunacaksın. Sunumundan sonra değerlendirme kurulunun onayı ile bir üst kariyer olan ‘uzman öğretmen’ unvanına kavuşacaksın. Çalışmalarını buna göre planla.” * Uzman öğretmen olunduktan sonra uzman öğretmen olan kişiye de benzer bilgilendirme yapılmalı. Ona da “Dört yıl boyunca başarılı çalışmalarından dolayı uzman öğretmen oldun. Şimdi önünde en az altı yıl var. Bu altı yılda önceki dönemde olduğu gibi alanının ve öğretmenlik mesleğinin yanı sıra eğitime ve eğitim ortamına katkı sağlamak için araştırma ve inceleme çalışmaları yapmalısın. Yaptığın çalışmaları her yıl paylaşıma sunup yayımlamalısın. Bu paylaşımlar, gazete ve dergilerde yer almalı. Altı yıl boyunca yaptığın çalışmaları ve yayımları, değerlendirme kurulu önünde yükseklisans/doktora tezi sunumu gibi anlatacak ve sunacaksın. Sunumundan sonra  değerlendirme kurulunun onayı ile bir üst kariyer olan ‘doçent öğretmen’ unvanına kavuşacaksın. Çalışmalarını buna göre planla ve ona göre hazırlan.” denilmeli.  * Doçent öğretmen unvanı alan kişiye de önceki dönemlerde olduğu gibi benzer bilgilendirme yapılmalı. Doçent öğretmene, “Altı yıl boyunca yaptığın başarılı çalışmalarından dolayı doçent öğretmen oldun. Şimdi önünde çok önemli bir on yıl var. Bu on yılda önceki dönemlerde olduğu gibi alanının, öğretmenlik mesleğinin, eğitime ve eğitim ortamına katkı sağlamak için araştırma ve inceleme çalışmalarının yanı sıra yeni projeler, katkılar ve farkındalıklar oluşturmalısın. Yaptığın çalışmaları her yıl paylaşıma sunup yayımlamalısın. Bu paylaşımlar, gazete ve dergilerde yer aldığı gibi kitap haline de getirmelisin. On yıl boyunca yaptığın çalışmaları ve yayımları, değerlendirme kurulu önünde doktora tezi sunumu gibi anlatacak ve sunacaksın. Sunumundan sonra  değerlendirme kurulunun onayı ile bir üst kariyer olan ‘profesör öğretmen’ unvanına kavuşacaksın. Çalışmalarını buna göre planla ve ona göre hazırlan.” denilmeli.  * Tüm bu çalışma sürelerinin sonunda belirlenen koşulları yerine getiren ve başarılı olan öğretmenler, “Profesör Öğretmen” unvanı ile eğitimciliğini sürdürmeli. Bu sürecin üç ayrı yönü olmalı. Biri ekonomik biri yönetimsel diğeri de eğitimsel.  Önce ekonomik boyutuna bakalım. Öğretmenliğe yeni başlayan bir öğretmenin ek göstergesi 2200’den başlamalı. Uzman öğretmen olunca ek göstegesi 3000 olmalı. Doçent öğretmenin ek göstegesi 3800, profesör öğretmenin ek göstergesi de 4600 olmalı. Maaş ve ücretleri de buna göre düzenlenmeli.  * Bu kariyer basamaklarının yönetimsel boyutuna gelince okul ve kurumlarda yönetici yardımcısı olabilmek için en az uzman öğretmen, okul kurum yöneticisi olabilmek için de doçent öğretmen olma koşulu getirilmeli. Ayrıca okul ve kurumladaki yöneticilik için de ek bir görev ve hizmet ücreti verilmeli. * İl ve ilçelerde şube müdürü olabilmek için en az doçent öğretmen; il milli eğitim müdürü, il milli eğitim müdür yardımcısı ve ilçe milli eğitim müdürü olabilmek için de profesör öğretmen olmak ön koşul olmalı. Okul ve kurumlara yönetici olmak isteyenler, kariyer unvanlarını taşımak koşulu ile en az 8 haftalık yöneticilik eğitimine alınmalı, eğitimden sonra da sınav ve sunum uygulanmalı. Sınav ve sunumlarda başarılı olanlar, tercihleri doğrultusunda yöneticiliğe geçmeli. * Bu öneriler, olmayacak bir şey değil. Yeter ki niyet ve amaç doğru ve iyi olsun. Sürecin eğitimsel boyutunu da başka bir zamanda ayrı yazı konusu yapalım. Sözün Özü Bir şeyi biImek nasıI ki beceriyse onu öğretebiImek de beceridir. Marcus Tullius Cicero