Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

YANLIŞLAR, YANLIŞLIKLAR

Değerli dostlar, bu haftaki yazımızın içeriği “yanlışlıklar”la ilgili olacak. Çevremizde, yaşadığımız ortamlarda o kadar çok yanlışlıklarla karşılaşıyoruz ki anlamak ve anlatmak mümkün değil. Yazımızın içeriğini daha iyi anlayabilmek için güzel bir öykücük aktarayım. Ünlü Türk düşünürü Nasrettin Hoca’yı bilmeyenimiz yoktur. Onun sözleri, davranışları ve fıkraları, güldürürken düşündüren, düşündürürken güldüren özelliktedir. Nasrettin Hoca bir gün kasabanın çarşısında gezinmektedir. Kasabanın halkından bazıları çarşıda gezinen Nasrettin Hoca’nın belinde koca bir kama olduğunu fark ederler. Kasabalı, hemen Hoca’nın çevresine toplaşır ve merakla sorar. “Hoca, bu nedir böyle?” derler. Nasrettin Hoca, “Ben bununla yanlışları kazırım.” diye karşılık verir. Bu açıklama üzerine halk, “Aman Hocam, bu ne büyük şey! Bununla yanlış kazınır mı?” diye şaşkınlıklarını belirtirlerken Nasrettin Hoca da o ibretlik açıklamasını yapar. “Siz ne diyorsunuz? Şu ortamda öyle yanlışlar var ki bu elimdeki bile ufak gelir!” Evet değerli dostlar, Nasrettin Hoca’nın elindeki kama, o gün için büyük görünebilir, ama günümüzde öyle büyük yanlışlar var ki bırakın kamayı, kazma kürek bile az gelir. Hatta ben işi biraz daha azıtayım, şu hafriyat işinde kullanılan kepçeler bile az gelir. Şöyle çevrenize bir bakın, neler görüyorsunuz? Bu soruyu sorarken biraz düşündüm; görmekten görmeye, fark etmekten fark etmeye, duymaktan duymaya o kadar çok fark var ki anlatamam. Adam, elindeki su şişesini, yiyecek anbalajını yere atıyor. “Elindeki çöpü niye yere atıyorsun?” diye sorduğununda “Ne var ki? Herkes atıyor. Hem bunca çöpçü boşuna mı? Toplasınlar, temizlesinler!” diyebiliyor. Evet, bakış açısı, anlama, görme, fark etme çok önemli. Yani o kişinin çöpü yere atması onun hakkı. Çöpçüler, temizlikçiler onun için çalışıyor. Anlayış bu. Sosyal medayda çokça dolaşan güzel bir söz var. “Elindeki çöpü yere atmak yerine, çöp kovası bulana kadar elinde tutan insan ‘eğitimli, ahlaklı, temiz, çevreye duyarlı ve saygılı’ insandır. Ünlü tarhçimiz İlber Ortaylı da şöyle diyor: Çöp kutusu bulamayınca çöpünü elinde taşıyanlar, bu ülkenin aydınlık yüzüdür. Evet, ne kadar doğru bir söz. Yanlışlar ve yanlışlıklar konusunda örneği en basitinden, en somut olanından verdim. O kadar çok yanlış davranışlarımız, alışkanlıklarımız var ki buradan hepsini sıralasam birkaç haftalık yazı dizisi olur. Birkaç başlık verebilirim. Yolda yürüyüşlerimiz, toplu alanlarda oturup kalkmamız, yiyip içmemiz, trafikteki davranışlarımız, araç kullanma biçimimiz, çevreye ve doğaya karşı tutum ve davranışlarımız, alış verişlerdeki davranışlarımız, apartmanlarda ve sitelerdeki davranışlarımız; öyle duruma geldik ki bencilik en üst düzeyde. Günümüz insanı “Ben varsam dünya var!” anlayışında. “Benden başkasının hiçbir önemi yok. Bana ne!” anlayışı çok yaygınlaştı. Son yılların bir başka anlayışı ve davranış biçimi de şu: Eskiden insanlar “iyi olma”ya çalışırdı; şimdi ise “iyi görünme”ye çalışıyor. “Bu kişi iyi biridir.” dediğimiz nice insanların birazcık damarına basıver ya da yanlış bir davranışını söyleyiver, bak o zaman neler oluyor? O, iyi bildiğiniz kişi, bir anda çılgınlaşıp canavarlaşabiliyor. İyi bildiğimiz, güvendiğimiz birçok kişi, küçük bir olumsuzlukta bizi yanıltabiliyor. Hiç bilmediğimiz, görmediğimiz ve hiç ummadığımız yüzle karşılaşıveriyoruz. Günümüzde birine güvenmek ve inanmak neredeyse delilikle eş değer duruma geldi. Çünkü insanlar, duygularını değil çıkarlarını ön plana alıyor. Yazımızın son cümleleri de şöyle olsun. Günümüzde doğru, dürüst ve düzgün insan bulmak zor. Çünkü çoğu kişi “doğru”, “dürüst”, “düzgün” görünmeye çalışıyor; ama kimse “doğru kalmayı”, “dürüst olmayı”, “düzgün davranmayı” göze almıyor, belki de alamıyor. Evet, çevremizde o kadar çok yanlışlar ve yanlışlıklar var ki anlamak ve anlayabilmek mümkün değil. Bu yanlışları değil bir Nasrettin Hoca, binlercesi olsa kazıyamaz, temizleyemez.  Nasrettin Hoca günümüzde yaşasaydı herhalde bu yanlışları kamayla değil kepçeyle (ekskavatörle) kazımaya çalışırdı. Başarabilir miydi bilemiyorum! Sözün Özü: Öyle yanlışlar var ki doğrunun tersi olmaktan çıkmışlar. Yanlış, artık bir başka yanlışın tersi durumuna gelmişse onun da tersini söylemek neye yarar. Cemal Süreya
Ekleme Tarihi: 18 Kasım 2025 -Salı

YANLIŞLAR, YANLIŞLIKLAR

Değerli dostlar, bu haftaki yazımızın içeriği “yanlışlıklar”la ilgili olacak.

Çevremizde, yaşadığımız ortamlarda o kadar çok yanlışlıklarla karşılaşıyoruz ki anlamak ve anlatmak mümkün değil.

Yazımızın içeriğini daha iyi anlayabilmek için güzel bir öykücük aktarayım.

Ünlü Türk düşünürü Nasrettin Hoca’yı bilmeyenimiz yoktur. Onun sözleri, davranışları ve fıkraları, güldürürken düşündüren, düşündürürken güldüren özelliktedir.

Nasrettin Hoca bir gün kasabanın çarşısında gezinmektedir. Kasabanın halkından bazıları çarşıda gezinen Nasrettin Hoca’nın belinde koca bir kama olduğunu fark ederler. Kasabalı, hemen Hoca’nın çevresine toplaşır ve merakla sorar.

“Hoca, bu nedir böyle?” derler.

Nasrettin Hoca, “Ben bununla yanlışları kazırım.” diye karşılık verir.

Bu açıklama üzerine halk, “Aman Hocam, bu ne büyük şey! Bununla yanlış kazınır mı?” diye şaşkınlıklarını belirtirlerken Nasrettin Hoca da o ibretlik açıklamasını yapar.

“Siz ne diyorsunuz? Şu ortamda öyle yanlışlar var ki bu elimdeki bile ufak gelir!”

Evet değerli dostlar, Nasrettin Hoca’nın elindeki kama, o gün için büyük görünebilir, ama günümüzde öyle büyük yanlışlar var ki bırakın kamayı, kazma kürek bile az gelir. Hatta ben işi biraz daha azıtayım, şu hafriyat işinde kullanılan kepçeler bile az gelir.

Şöyle çevrenize bir bakın, neler görüyorsunuz?

Bu soruyu sorarken biraz düşündüm; görmekten görmeye, fark etmekten fark etmeye, duymaktan duymaya o kadar çok fark var ki anlatamam.

Adam, elindeki su şişesini, yiyecek anbalajını yere atıyor. “Elindeki çöpü niye yere atıyorsun?” diye sorduğununda “Ne var ki? Herkes atıyor. Hem bunca çöpçü boşuna mı? Toplasınlar, temizlesinler!” diyebiliyor.

Evet, bakış açısı, anlama, görme, fark etme çok önemli.

Yani o kişinin çöpü yere atması onun hakkı. Çöpçüler, temizlikçiler onun için çalışıyor. Anlayış bu.

Sosyal medayda çokça dolaşan güzel bir söz var. “Elindeki çöpü yere atmak yerine, çöp kovası bulana kadar elinde tutan insan ‘eğitimli, ahlaklı, temiz, çevreye duyarlı ve saygılı’ insandır.

Ünlü tarhçimiz İlber Ortaylı da şöyle diyor: Çöp kutusu bulamayınca çöpünü elinde taşıyanlar, bu ülkenin aydınlık yüzüdür.

Evet, ne kadar doğru bir söz.

Yanlışlar ve yanlışlıklar konusunda örneği en basitinden, en somut olanından verdim. O kadar çok yanlış davranışlarımız, alışkanlıklarımız var ki buradan hepsini sıralasam birkaç haftalık yazı dizisi olur.

Birkaç başlık verebilirim. Yolda yürüyüşlerimiz, toplu alanlarda oturup kalkmamız, yiyip içmemiz, trafikteki davranışlarımız, araç kullanma biçimimiz, çevreye ve doğaya karşı tutum ve davranışlarımız, alış verişlerdeki davranışlarımız, apartmanlarda ve sitelerdeki davranışlarımız; öyle duruma geldik ki bencilik en üst düzeyde. Günümüz insanı “Ben varsam dünya var!” anlayışında. “Benden başkasının hiçbir önemi yok. Bana ne!” anlayışı çok yaygınlaştı.

Son yılların bir başka anlayışı ve davranış biçimi de şu:

Eskiden insanlar “iyi olma”ya çalışırdı; şimdi ise “iyi görünme”ye çalışıyor.

“Bu kişi iyi biridir.” dediğimiz nice insanların birazcık damarına basıver ya da yanlış bir davranışını söyleyiver, bak o zaman neler oluyor? O, iyi bildiğiniz kişi, bir anda çılgınlaşıp canavarlaşabiliyor.

İyi bildiğimiz, güvendiğimiz birçok kişi, küçük bir olumsuzlukta bizi yanıltabiliyor. Hiç bilmediğimiz, görmediğimiz ve hiç ummadığımız yüzle karşılaşıveriyoruz.

Günümüzde birine güvenmek ve inanmak neredeyse delilikle eş değer duruma geldi. Çünkü insanlar, duygularını değil çıkarlarını ön plana alıyor.

Yazımızın son cümleleri de şöyle olsun.

Günümüzde doğru, dürüst ve düzgün insan bulmak zor. Çünkü çoğu kişi “doğru”, “dürüst”, “düzgün” görünmeye çalışıyor; ama kimse “doğru kalmayı”, “dürüst olmayı”, “düzgün davranmayı” göze almıyor, belki de alamıyor.

Evet, çevremizde o kadar çok yanlışlar ve yanlışlıklar var ki anlamak ve anlayabilmek mümkün değil. Bu yanlışları değil bir Nasrettin Hoca, binlercesi olsa kazıyamaz, temizleyemez. 

Nasrettin Hoca günümüzde yaşasaydı herhalde bu yanlışları kamayla değil kepçeyle (ekskavatörle) kazımaya çalışırdı. Başarabilir miydi bilemiyorum!

Sözün Özü:

Öyle yanlışlar var ki doğrunun tersi olmaktan çıkmışlar. Yanlış, artık bir başka yanlışın tersi durumuna gelmişse onun da tersini söylemek neye yarar. Cemal Süreya

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.