Harun Ülger
Köşe Yazarı
Harun Ülger
 

KISKANÇLIK-HASET

Kıskançlık tüm duygular gibi evrensel ve doğaldır. Duygular, uyaranlara karşı verilen tepkilerdir ki haset veya kıskançlık diye tabir ettiğimiz duygu da içeriğinde bazı mesajları barındırır. Kıskandığımız şey bize kendimizle ilgili ayna işlevi gören bir araçtır. Eksik olan, tamamlamak istediğimiz yanımızı bize işaret eder. Kıskançlık her yaratıcılığı hem de yıkıcılığı içerisinde barındırır. *** Bazı özelliklerden mahrum olduğumuza inanıyorsak karşımızdaki birey bizim eksik olduğumuz şeylere sahipse ve biz de onun da bunlardan mahrum kalmasını istiyorsak bu yıkıcı bir hasettir. Hayat içerisinde yargılayıcı ve öfkeli tutumlarımızın altında bu duygunun izleri vardır. Sahip olamadıklarımıza sahip olan ve kıskançlık duyduğumuz şeylere sahip bireylere aşağılayıcı belki de alaycı yaklaşabiliriz bu muhtemeldir. Bu şekilde her an ortaya çıkabilme riski olan eksiklerimizin üstünü örteriz ve bu bağlamda kıskançlık yıkıcıdır. *** Hased bireyin sadece sahip olma arzusu değil, arzulanan nesnede ötekinin alacağı hazzın yok edilmesine dair bir ihtiyaçtır. Yani haset duyduğumuzu ortadan kaldırmak isteriz, yok etmek isteriz. Bir örnekle açıklayacak olursak anne meme aracılığıyla bebeği hem doyuma ulaştırmakta hem de bebeği memeden mahrum bırakabilmektedir. Bu iki güce sahiptir anne fakat bebeğin yoksunluğuna da bir işarettir. Bebeğin anneye karşı, meme üzerinden hasedi ‘ihtiyacım olan her şey neden sende? Neden ben eksiğim ve sana muhtacım’ minvalindedir. *** Gelin hep beraber bu kıskançlığın asıl kökenine ve geleceğe yansımalarına bakalım. Biraz önce anlattıklarım kafanızı karıştırmış olabilir fakat sosyal çevremiz çocukluktan itibaren kendimizi eksik görmüş isek ya da görmeye itilmişsek ki genellikle daha çocukken ne olduğumuzu bilmiyoruz gözlerimiz dışarda kendimiz ve dünya ile ilgili veriler kazanıyor öğrenmeler gerçekleştiriyoruz. Çocukken eksik görülüşümüz, yetersizlik duygularına mahkum edilişimiz, takdir değil sürekli eleştiri görüşümüz, bir şeylere layık görülmeyişimiz örneğin açıklamasız şekilde çocuğun arkadaşlarında olan şeylerin çocuğa alınmaması gibi çocukluğunuz yetersizlik ve değersizlik duygularıyla harmanlanmış ise kıskançlık ve içinizdeki hasedi anlayabiliyorum. *** Size layık görülmeyen şeylerin başkalarında olması size hala o zamanki duyguları hissettiriyor ve kendinizi değersiz hissediyorsunuz. Bu değersizlik o kadar acı ki bu acıyı hissetmemek için haset besleyerek onun da mahrum kalmasını size değersizliği hatırlatmaması için çabalarsınız. Başka insanların iyi özelliklerine şahit olmak sizi yetersiz hissettirerek eleştirmenize ve bu şekilde onu basite indirgeyerek yetersizliğin acısından kurtulmaya çalışırsınız. Başkaları her şeye sahip olabilir bu benim eksikliğim değil veya değersizliğim değil ama ben bunları hissediyorum diyorsanız dış odaktan kurtulup iç odaklı bir yaşama geçmeniz gerekiyor. *** Sosyal çevrenin seni değersiz hissettirmesi değersiz olduğunu göstermez sen var olduğun için değerlisin. Her şeyi yapamazsın ama bir şeyleri iyi yapabilirsin ve her insan bu noktalarda yeterlidir. Hissetmeye zorlatıldığın bu duygulardan ibaret değilsin o yüzden öz şefkati ortaya çıkar kendine şefkat göster bunun için ilk adımın psikolojik destek almak olsun sevgili okurum.
Ekleme Tarihi: 01 Ekim 2022 - Cumartesi
Harun Ülger

KISKANÇLIK-HASET

Kıskançlık tüm duygular gibi evrensel ve doğaldır. Duygular, uyaranlara karşı verilen tepkilerdir ki haset veya kıskançlık diye tabir ettiğimiz duygu da içeriğinde bazı mesajları barındırır. Kıskandığımız şey bize kendimizle ilgili ayna işlevi gören bir araçtır. Eksik olan, tamamlamak istediğimiz yanımızı bize işaret eder. Kıskançlık her yaratıcılığı hem de yıkıcılığı içerisinde barındırır.

***

Bazı özelliklerden mahrum olduğumuza inanıyorsak karşımızdaki birey bizim eksik olduğumuz şeylere sahipse ve biz de onun da bunlardan mahrum kalmasını istiyorsak bu yıkıcı bir hasettir. Hayat içerisinde yargılayıcı ve öfkeli tutumlarımızın altında bu duygunun izleri vardır. Sahip olamadıklarımıza sahip olan ve kıskançlık duyduğumuz şeylere sahip bireylere aşağılayıcı belki de alaycı yaklaşabiliriz bu muhtemeldir. Bu şekilde her an ortaya çıkabilme riski olan eksiklerimizin üstünü örteriz ve bu bağlamda kıskançlık yıkıcıdır.

***

Hased bireyin sadece sahip olma arzusu değil, arzulanan nesnede ötekinin alacağı hazzın yok edilmesine dair bir ihtiyaçtır. Yani haset duyduğumuzu ortadan kaldırmak isteriz, yok etmek isteriz. Bir örnekle açıklayacak olursak anne meme aracılığıyla bebeği hem doyuma ulaştırmakta hem de bebeği memeden mahrum bırakabilmektedir. Bu iki güce sahiptir anne fakat bebeğin yoksunluğuna da bir işarettir. Bebeğin anneye karşı, meme üzerinden hasedi ‘ihtiyacım olan her şey neden sende? Neden ben eksiğim ve sana muhtacım’ minvalindedir.

***

Gelin hep beraber bu kıskançlığın asıl kökenine ve geleceğe yansımalarına bakalım. Biraz önce anlattıklarım kafanızı karıştırmış olabilir fakat sosyal çevremiz çocukluktan itibaren kendimizi eksik görmüş isek ya da görmeye itilmişsek ki genellikle daha çocukken ne olduğumuzu bilmiyoruz gözlerimiz dışarda kendimiz ve dünya ile ilgili veriler kazanıyor öğrenmeler gerçekleştiriyoruz. Çocukken eksik görülüşümüz, yetersizlik duygularına mahkum edilişimiz, takdir değil sürekli eleştiri görüşümüz, bir şeylere layık görülmeyişimiz örneğin açıklamasız şekilde çocuğun arkadaşlarında olan şeylerin çocuğa alınmaması gibi çocukluğunuz yetersizlik ve değersizlik duygularıyla harmanlanmış ise kıskançlık ve içinizdeki hasedi anlayabiliyorum.

***

Size layık görülmeyen şeylerin başkalarında olması size hala o zamanki duyguları hissettiriyor ve kendinizi değersiz hissediyorsunuz. Bu değersizlik o kadar acı ki bu acıyı hissetmemek için haset besleyerek onun da mahrum kalmasını size değersizliği hatırlatmaması için çabalarsınız. Başka insanların iyi özelliklerine şahit olmak sizi yetersiz hissettirerek eleştirmenize ve bu şekilde onu basite indirgeyerek yetersizliğin acısından kurtulmaya çalışırsınız. Başkaları her şeye sahip olabilir bu benim eksikliğim değil veya değersizliğim değil ama ben bunları hissediyorum diyorsanız dış odaktan kurtulup iç odaklı bir yaşama geçmeniz gerekiyor.

***

Sosyal çevrenin seni değersiz hissettirmesi değersiz olduğunu göstermez sen var olduğun için değerlisin. Her şeyi yapamazsın ama bir şeyleri iyi yapabilirsin ve her insan bu noktalarda yeterlidir. Hissetmeye zorlatıldığın bu duygulardan ibaret değilsin o yüzden öz şefkati ortaya çıkar kendine şefkat göster bunun için ilk adımın psikolojik destek almak olsun sevgili okurum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.