Harun Ülger
Köşe Yazarı
Harun Ülger
 

RUH SUSAR BEDEN KONUŞUR

Dermatologlara gittiğinizde egzema için bir şey sürmeden geçmez derler. O bölgeye dokunman gerekir ki zaten egzema dokunulmama hastalığıdır. İşte bir çocuk da dokunulmayı bekler ona bedenen dokunmana gerek yoktur ruhuna dokunman duygusal olarak onu okşaman gerekir. Genellikle çocuklarda gördüğümüz enürezis denilen alt ıslatmaların yaşanmasında o çocuğu sarıp sarmalayacaksın, anlayacaksın, kucaklayacaksın, hissedeceksin ve bir anne baba olarak içinizdeki sevgiyi ona aktaracaksın.  Hocam biz doğru dürüst sevgi göremedik ki, olmayanı nasıl verelim bir kabın içinde ne varsa onu sızdırır derler bizim kabımızda sevgi yok ki diyorlar. Olmayınca neyi vereceksin ama dokunuyorsun çünkü dokunmak bir duygu geçişidir, duygu aktarımıdır. Evet gelelim dokundun ama duygu aktaramadın ki çünkü duygu yoktu varsa da öfke, tahammülsüzlük, kırgınlık, kızgınlık doluydu heybende. O çocuğun ellerine merhem sürüyorsun ama böyle acıta acıta sürüyorsun. Hocam annem saçlarımı tarardı ama öyle bir tarardı ki canım çok yanardı, sanki öç alır gibi öfkeyle tarardı saçlarımı diyor. Şimdilerde sıklıkla görüyorum hocam ben çocuğuma yansıtmıyorum, onun yanında tam tersi bir hale bürünüyorum diyorlar ama davranışlarından, farkında olmadan gün içerisinde kurduğun yüzlerce cümleden her şey anlaşılıyor ve günün sonunda çocuğum altına ıslatmaya başladı diyor.   Sabah bir kalkıyorsun yatak yorgan batmış anne evin içerisinde hele bir de kaynana varsa o hengamede seni yıkar, yatağı yorganı temizler daha ne olsun travma travma üstüne sonra o çocukta öz benlik algısı olumsuza döner, içine kapanır, kendini değersiz, pis ve tiksinç olarak görür. Gün içerisinde de sanki herkes onun ne yaptığını biliyormuşçasına o çocuk sessiz kalır, hakkını savunamaz, sesi çıkmaz, sessiz, içe dönük, sosyal ilişkileri sıkıntılı bir hale bürünür tabiri caizse. Çocukken sende ıslatıyordun belki de çünkü benimde ıslattığım olmuştu hatırlıyorum ama hep şunu derler büyüyünce geçer. Evet büyüyünce geçiyor ama derler ya göle su gelir ama gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar diye zaten kurbağanın gözü patlıyor ve bunlar geçtiğinde çocukluk dönemi sona ermiş oluyor. Zaten kişiliği de tamamlanmış oluyor artık büyümüş ve alt ıslatma bitmiştir ama o kişiliğin inşası da bitmiştir.  Şimdi gelelim o inşanın temeline bakalım tamamen kendisini aileye yük olarak gören, sidikli olarak niteleyen ve özgüveni sıfırlarda, kendilik algısı tamamen olumsuz bir kişilik var. Ruhu göremiyorsun bari bedeni gör. Ruhu susan çocuğun bedenini oku emin ol sana her davranışıyla, her yaşadığıyla onu fark edebilmen için ipuçları veriyor, mesajlar veriyor. Kendine körsün ama çocuğuna da mı körsün derler insana bunun bilincinde olarak heybende öfke, tahammülsüzlük ve geçmişin kini varsa bunları boşalt sonra çocuğunun ruhuna dokun, onun yarasına sevgiyle, şefkatle dokunarak merhem sür. Bir şeyler sürmen önemli değil, önemli olan dokunman, temas etmen. Bedene dokunurum sanırsın ama ruhunun en derinlerine inersin. Ama her şeyden önce heybende insanlara verecek olanları gör önce bunları boşaltmayı öğren gerek terapilerle, gerek travmalarla.
Ekleme Tarihi: 04 Haziran 2022 - Cumartesi
Harun Ülger

RUH SUSAR BEDEN KONUŞUR

Dermatologlara gittiğinizde egzema için bir şey sürmeden geçmez derler. O bölgeye dokunman gerekir ki zaten egzema dokunulmama hastalığıdır. İşte bir çocuk da dokunulmayı bekler ona bedenen dokunmana gerek yoktur ruhuna dokunman duygusal olarak onu okşaman gerekir. Genellikle çocuklarda gördüğümüz enürezis denilen alt ıslatmaların yaşanmasında o çocuğu sarıp sarmalayacaksın, anlayacaksın, kucaklayacaksın, hissedeceksin ve bir anne baba olarak içinizdeki sevgiyi ona aktaracaksın. 

Hocam biz doğru dürüst sevgi göremedik ki, olmayanı nasıl verelim bir kabın içinde ne varsa onu sızdırır derler bizim kabımızda sevgi yok ki diyorlar. Olmayınca neyi vereceksin ama dokunuyorsun çünkü dokunmak bir duygu geçişidir, duygu aktarımıdır. Evet gelelim dokundun ama duygu aktaramadın ki çünkü duygu yoktu varsa da öfke, tahammülsüzlük, kırgınlık, kızgınlık doluydu heybende. O çocuğun ellerine merhem sürüyorsun ama böyle acıta acıta sürüyorsun. Hocam annem saçlarımı tarardı ama öyle bir tarardı ki canım çok yanardı, sanki öç alır gibi öfkeyle tarardı saçlarımı diyor. Şimdilerde sıklıkla görüyorum hocam ben çocuğuma yansıtmıyorum, onun yanında tam tersi bir hale bürünüyorum diyorlar ama davranışlarından, farkında olmadan gün içerisinde kurduğun yüzlerce cümleden her şey anlaşılıyor ve günün sonunda çocuğum altına ıslatmaya başladı diyor.  

Sabah bir kalkıyorsun yatak yorgan batmış anne evin içerisinde hele bir de kaynana varsa o hengamede seni yıkar, yatağı yorganı temizler daha ne olsun travma travma üstüne sonra o çocukta öz benlik algısı olumsuza döner, içine kapanır, kendini değersiz, pis ve tiksinç olarak görür. Gün içerisinde de sanki herkes onun ne yaptığını biliyormuşçasına o çocuk sessiz kalır, hakkını savunamaz, sesi çıkmaz, sessiz, içe dönük, sosyal ilişkileri sıkıntılı bir hale bürünür tabiri caizse. Çocukken sende ıslatıyordun belki de çünkü benimde ıslattığım olmuştu hatırlıyorum ama hep şunu derler büyüyünce geçer. Evet büyüyünce geçiyor ama derler ya göle su gelir ama gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar diye zaten kurbağanın gözü patlıyor ve bunlar geçtiğinde çocukluk dönemi sona ermiş oluyor. Zaten kişiliği de tamamlanmış oluyor artık büyümüş ve alt ıslatma bitmiştir ama o kişiliğin inşası da bitmiştir. 

Şimdi gelelim o inşanın temeline bakalım tamamen kendisini aileye yük olarak gören, sidikli olarak niteleyen ve özgüveni sıfırlarda, kendilik algısı tamamen olumsuz bir kişilik var. Ruhu göremiyorsun bari bedeni gör. Ruhu susan çocuğun bedenini oku emin ol sana her davranışıyla, her yaşadığıyla onu fark edebilmen için ipuçları veriyor, mesajlar veriyor. Kendine körsün ama çocuğuna da mı körsün derler insana bunun bilincinde olarak heybende öfke, tahammülsüzlük ve geçmişin kini varsa bunları boşalt sonra çocuğunun ruhuna dokun, onun yarasına sevgiyle, şefkatle dokunarak merhem sür. Bir şeyler sürmen önemli değil, önemli olan dokunman, temas etmen. Bedene dokunurum sanırsın ama ruhunun en derinlerine inersin. Ama her şeyden önce heybende insanlara verecek olanları gör önce bunları boşaltmayı öğren gerek terapilerle, gerek travmalarla.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.