Harun Ülger
Köşe Yazarı
Harun Ülger
 

SINAVLAR YAKLAŞTI KAYGILAR BAŞLADI

     Öğrencilik dönemlerinin en çalkantılı dönemleri sınavların yaklaştığı dönemdir. Bu sınavlar hele ki öğrenim hayatımızın dönüm noktası olarak tanımlanmış sınavlar ise kaygı kaçınılmaz oluyor. LGS ve YKS sınavlarına az bir zaman kaldı ve öğrencilerimiz yoğun şekilde kaygı yaşamaya başladı. Kaygının oluşumunda kaygı duyulan duruma karşı bir anlam yükleme ve değer verme vardır. Öğrencinin sınavı algılayış şekli bu kaygının oluşumunda çok büyük önem arz etmektedir. Kimi zaman toplum, kimi zaman öğretmenler, çoğunlukla da aileler bu kaygıların oluşumunda en büyük etken oluyor. Ailenin beklentileri eğer çocuğun potansiyeline göre düzenlenmemişse ve çocuktan yeteneği ve başarı düzeyi üstünde bir sonuç beklentisi varsa öğrencinin sınavla ilgili kaygı duymaması söz konusu değildir. Öğrencinin duyduğu kaygının oluşumunda zamanı etkin kullanamaması, yanlış ders çalışma alışkanlıkları, aile baskısı, mükemmeliyetçilik, başarısızlık korkusu gibi nedenler etkilidir. Bu nedenlerin zihinsel, duygusal ve davranışsal bir takım belirtileri ortaya çıkmaktadır. Zihinsel olarak felaket yorumları içeren düşünceler, unutkanlık, dikkati toplayamama, konuları hatırlayamama gibi belirtiler görülür. Duygusal olarak gerginlik, sinirlilik, karamsarlık, korku, panik, kontrolü yitime hissi ve güvensizlik gibi belirtiler görülür. Davranışsal olarak ise ders çalışmaktan kaçma, ders çalışmayı erteleme ve sınava girmek istememe gibi belirtiler görülür.  Tüm bu belirtilere ve kaygının oluşmasında yer alan etmenlere bakıldığında bu kaygının oluşumu algı ve düşüncelerde başlıyor. O yüzden çocuğun düşünce ve inançlarını olumlu yöne çekmek gerekiyor. Başarılı bir çocuk da kaygı duyabilir. Başaramama ihtimali her zaman olabileceği  ve beynimiz de yapısı gereği olumsuzluğa ve felaketlere daha yatkın olduğu için bu ihtimali düşünmek ve oraya odaklanmak daha kolay olacaktır. Kaygıyla baş etmek için odağı ve düşünceleri değiştirmek gerekiyor. Beynimiz bizi felaketleri düşünmeye yöneltirken felaketin oluşmaması için harekete geçmemizi istiyor fakat bunun düzeyi çok önemlidir. Aşırı düzeyde yoğun kaygı yaşamak çözüm ve yapılabilecek olanları görmemizi engellerken, düşük düzeyde olan kaygı bizi ders çalışmaya veya bir şeyler yapmaya itmeyecek çünkü başarılı olmayı hatta istediği hedefe ulaşmayı önemsiz gördüğü için kaygı da oluşmayacak. Kaygı, önem verdiğimiz, değer verdiğimiz ve anlam yüklediğimiz durumlara yönelik oluşur. Kaygının yapıcı olanı normal düzeyde yaşanan kaygıdır. Aşırı kaygı bizi telaşlandıracak ve hareketten alıkoyacak, düşük düzeyde yaşanan kaygı önemsemediğimiz için enerji sarf etmeye dahi bizi itmeyecek fakat normal düzeyde yaşanan kaygı bizi çözüme yönelik harekete geçirecektir. Kaygının düzeyini ayarlamak çocuğun algılayış biçiminden, oluşan şemalarından ve beklenti düzeyinden geçer. Kaygıya en güzel çözüm şimdi burada tekniğidir. Kaygı duymaya başladığımız an, şuan bu durumla ilgili ne yapabilirim? sorusunu kendimize sormalı ve yapabileceğimiz ne varsa o an yapmalıyız. Fakat yapabileceğimiz  herhangi bir şey yoksa odağımızı başka bir yöne çekmeliyiz. Çünkü beynimiz bize felaketi düşündürmeye devam edecek eğer herhangi yapılacak bir şey bulamazsak. Bunu da yaparken ki amacı bu kaygının ve felaketin hiç yaşanmaması için senin çözüm bulmanı sağlamak. Beyin görevini yapıyor ama biz mi yönetiyoruz o beyni yoksa yönetiliyor muyuz? bu soruyu kendimize sormak gerekir. Hayatın her alanında yaşanabilecek kaygıya yönelik şimdi ve burada yöntemi ile yaklaşım sağlayabiliriz. Çocuklar kendi potansiyellerinin farkındalar, ne yapacaklarını biliyorlar, sevgili aileler ve öğretmenlerimiz lütfen potansiyelin üstünde bir beklenti ile çocuklarımıza yaklaşmayalım ve onların kendisini yetersiz hissedeceği durumlarda başarılarına dikkat çekerek yetersizlik ve başarısızlık korkularından sıyrılmalarına destek olalım. Tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum.
Ekleme Tarihi: 28 Mayıs 2022 - Cumartesi
Harun Ülger

SINAVLAR YAKLAŞTI KAYGILAR BAŞLADI

     Öğrencilik dönemlerinin en çalkantılı dönemleri sınavların yaklaştığı dönemdir. Bu sınavlar hele ki öğrenim hayatımızın dönüm noktası olarak tanımlanmış sınavlar ise kaygı kaçınılmaz oluyor. LGS ve YKS sınavlarına az bir zaman kaldı ve öğrencilerimiz yoğun şekilde kaygı yaşamaya başladı. Kaygının oluşumunda kaygı duyulan duruma karşı bir anlam yükleme ve değer verme vardır. Öğrencinin sınavı algılayış şekli bu kaygının oluşumunda çok büyük önem arz etmektedir. Kimi zaman toplum, kimi zaman öğretmenler, çoğunlukla da aileler bu kaygıların oluşumunda en büyük etken oluyor. Ailenin beklentileri eğer çocuğun potansiyeline göre düzenlenmemişse ve çocuktan yeteneği ve başarı düzeyi üstünde bir sonuç beklentisi varsa öğrencinin sınavla ilgili kaygı duymaması söz konusu değildir. Öğrencinin duyduğu kaygının oluşumunda zamanı etkin kullanamaması, yanlış ders çalışma alışkanlıkları, aile baskısı, mükemmeliyetçilik, başarısızlık korkusu gibi nedenler etkilidir. Bu nedenlerin zihinsel, duygusal ve davranışsal bir takım belirtileri ortaya çıkmaktadır. Zihinsel olarak felaket yorumları içeren düşünceler, unutkanlık, dikkati toplayamama, konuları hatırlayamama gibi belirtiler görülür. Duygusal olarak gerginlik, sinirlilik, karamsarlık, korku, panik, kontrolü yitime hissi ve güvensizlik gibi belirtiler görülür. Davranışsal olarak ise ders çalışmaktan kaçma, ders çalışmayı erteleme ve sınava girmek istememe gibi belirtiler görülür.  Tüm bu belirtilere ve kaygının oluşmasında yer alan etmenlere bakıldığında bu kaygının oluşumu algı ve düşüncelerde başlıyor. O yüzden çocuğun düşünce ve inançlarını olumlu yöne çekmek gerekiyor. Başarılı bir çocuk da kaygı duyabilir. Başaramama ihtimali her zaman olabileceği  ve beynimiz de yapısı gereği olumsuzluğa ve felaketlere daha yatkın olduğu için bu ihtimali düşünmek ve oraya odaklanmak daha kolay olacaktır. Kaygıyla baş etmek için odağı ve düşünceleri değiştirmek gerekiyor. Beynimiz bizi felaketleri düşünmeye yöneltirken felaketin oluşmaması için harekete geçmemizi istiyor fakat bunun düzeyi çok önemlidir. Aşırı düzeyde yoğun kaygı yaşamak çözüm ve yapılabilecek olanları görmemizi engellerken, düşük düzeyde olan kaygı bizi ders çalışmaya veya bir şeyler yapmaya itmeyecek çünkü başarılı olmayı hatta istediği hedefe ulaşmayı önemsiz gördüğü için kaygı da oluşmayacak. Kaygı, önem verdiğimiz, değer verdiğimiz ve anlam yüklediğimiz durumlara yönelik oluşur. Kaygının yapıcı olanı normal düzeyde yaşanan kaygıdır. Aşırı kaygı bizi telaşlandıracak ve hareketten alıkoyacak, düşük düzeyde yaşanan kaygı önemsemediğimiz için enerji sarf etmeye dahi bizi itmeyecek fakat normal düzeyde yaşanan kaygı bizi çözüme yönelik harekete geçirecektir. Kaygının düzeyini ayarlamak çocuğun algılayış biçiminden, oluşan şemalarından ve beklenti düzeyinden geçer. Kaygıya en güzel çözüm şimdi burada tekniğidir. Kaygı duymaya başladığımız an, şuan bu durumla ilgili ne yapabilirim? sorusunu kendimize sormalı ve yapabileceğimiz ne varsa o an yapmalıyız. Fakat yapabileceğimiz  herhangi bir şey yoksa odağımızı başka bir yöne çekmeliyiz. Çünkü beynimiz bize felaketi düşündürmeye devam edecek eğer herhangi yapılacak bir şey bulamazsak. Bunu da yaparken ki amacı bu kaygının ve felaketin hiç yaşanmaması için senin çözüm bulmanı sağlamak. Beyin görevini yapıyor ama biz mi yönetiyoruz o beyni yoksa yönetiliyor muyuz? bu soruyu kendimize sormak gerekir. Hayatın her alanında yaşanabilecek kaygıya yönelik şimdi ve burada yöntemi ile yaklaşım sağlayabiliriz. Çocuklar kendi potansiyellerinin farkındalar, ne yapacaklarını biliyorlar, sevgili aileler ve öğretmenlerimiz lütfen potansiyelin üstünde bir beklenti ile çocuklarımıza yaklaşmayalım ve onların kendisini yetersiz hissedeceği durumlarda başarılarına dikkat çekerek yetersizlik ve başarısızlık korkularından sıyrılmalarına destek olalım. Tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.