Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

İYİ EĞİTİMCİLİK

Değerli dostlar, yeni eğitim öğretim yılı başladı. Okullar açıldı. Aradan bir aydan fazla süre geçti. Bu süre içinde bazı gelişmeler ve değişiklikler de oldu. O, ayrı bir konu ama üzerinde durulması ve idelenmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yıllarda her eğitim ve öğretim yılının başlamasından sonra yeni eğitim ve öğretim yılı ve beklentileri üzerine yazılar yazdığım gibi bu yıl da yazacağım, unutmuş değilim. Bu yılki yazımızda, eğitimcilerimizin ve eğitimle uğraşanlaın işine yarayacağını umduğum birtakım bilgiler paylaşmak istiyorum. LİYAKATLİ OLMAK, ADALETLİ OLMAK, VİCDANLI OLMAK… Son zamanlarda her yerde ve her ortamda eğitimle, öğretmenlikle ilgili evrensel bilgiler ve doğrular paylaşılıyor. Yaşananlardan ve deneyimlerden oluşan doğruların paylaşılmasında yarar var. Peki, iyi bir eğitimci veya öğretmen için belli başlı kriterler neler olabilir? Dürüst olmak, güvenilir olmak, çalışkan olmak, planlı olmak, liyakatli olmak, disiplinli olmak, adaletli olmak, vicdanlı olmak… Bu nitelikleri daha da çoğaltabiliriz. AKIL YÜRÜTÜCÜ, ÇÖZÜMLEYİCİ, ÜRETİCİ… Okuyucularımızdan bir ricam var. Buraya sıraladığım bu nitelikleri öncelik sırasına göre numaralandıralım; sizin için ilk üç sıra, olmazsa olmaz ilk üç hangileri? İyi bir eğitimci veya öğretmen olabilmak için iyi soru soran, sorabilen olmak gerekiyor. İyi soru nasıl olacak? Ufuk açıcı, düşündürücü, sorgulayıcı ve sorgulatıcı, akıl yürütücü, çözümleyici, üretici… Bu çıkarımlardan sonra size ilginç bir öykü aktarayım. *** Genç yaşta büyük başarılara ulaşan çok tanınmış bir bilim insanı, ülkenin çeşitli üniversitelerinde konferanslar verip öğrencilerle söyleşiler yapar. Her gittiği yerde yüzlerce, binlerce insan onu dinler. Yine konferans ve söyleşi için gittiği bir üniversitede konuşmalar ve sunumlar bittikten sonra öğrencilerle söyleşiye geçilir. Öğrencilerden biri şöyle bir soru sorar: “Efendim, bu başarınızı neye borçlusunuz?” Ünlü bilim insanı, bu soru üzerine hafifçe gülümser ve duygusallaşır. Biraz durakladıktan sonra duygusal bir tavırla “Anneme!” der. Salonda hafif bir uğultu oluşur. Ünlü bilim insanı, salonda oluşan hafif uğultunun dinmesini bekler ve “Evet, yanlış duymadınız; bu başarımı anneme borçluyum. Çünkü ben daha küçükken, ilkokula giderken mahalledeki arkadaşlarımla hep birlikte okuldan eve döndüğümüzde diğer çocukların anneleri onlara ‘Bugün öğretmeninin kaç sorusuna cevap verdin?’ diye sorarlarken benim annem ise bana ‘Bugün öğretmenine kaç soru sordun?’ diye sorardı. İşte bu yönlerdirme ve bilinçlendirme beni buralara getirdi.” der. *** İşte değerli dostlar, ilginç ve bir o kadar da önemli bir durum: “Soru sormak, soru sorabilmek!” Yine değerli bir bilim insanımızın önemli bir tespiti var: “İlgi olmadan bilgi olmaz.” Başarı için en önemli değerler; ilgi, merak ve istek. Bunlar sağlandığında başarı, kaçınılmaz olacaktır. Değerli dostlar, geçtiğimiz aylarda da bu konuya benzer bir yazı ele almıştım. Orada da “iyi soru” konusunu işlemiştim. İyi soru, kalitenin, başarının, ilginin, merakın ürünüdür. Soru sormuş olmak için soru sorulmaz. Sorular; düşündürücü, ufuk açıcı, merak uyandırıcı, sorgulayıcı ve sorgulatıcı olmalı. GERÇEKÇİ ADIMLAR ATILMALI İşte iyi eğitimciliğin veya öğretmenliğin kriteri de burada başlıyor. Derslerde, görüşmelerde, çeşitli ortamlarda yapılan konuşmalarda, söyleşilerde bunlara dikkat edilmeli, önem verilmeli, üzerinde durulmalı. Öğrencilerimizin, çocuklarımızın gelecekte daha başarılı, üretken, çalışkan, dürüst, güvenilir olmaları için aklını kullanma yöntemleri geliştirilmelidir. Bunun da yolu, yukarıda sıklıkla belirttiğim gibi doğru ve mantıklı soru sormayı öğrenmek ve öğretmek. Okullarda yapılan sınavların, sınavlarda sorulan soruların daha gerçekçi, öğretici ve sorgulatıcı olması gerekir. Ama ne yazıkki çoğu sınavlar, sınıf geçirmek için yapılır duruma gelmiş. İşte oluşan tüm kısır döngülerden kurtulmak için gerçekçi adımlar atılmalı. Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıldan geçerli olmak üzere çoğu derslerde sınav yöntemini değiştirdi. Bu değişiklik, önemli bir adım. Ama öyle damdan düşer gibi pat diye olmaz. SÖZÜN ÖZÜ: Okul, öğrencilerin kendi aklını keşfederek onu kullanmayı öğrenme yeridir. Sokrates
Ekleme Tarihi: 17 Ekim 2023 - Salı
Mustafa ATALAY

İYİ EĞİTİMCİLİK

Değerli dostlar, yeni eğitim öğretim yılı başladı. Okullar açıldı. Aradan bir aydan fazla süre geçti. Bu süre içinde bazı gelişmeler ve değişiklikler de oldu. O, ayrı bir konu ama üzerinde durulması ve idelenmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yıllarda her eğitim ve öğretim yılının başlamasından sonra yeni eğitim ve öğretim yılı ve beklentileri üzerine yazılar yazdığım gibi bu yıl da yazacağım, unutmuş değilim. Bu yılki yazımızda, eğitimcilerimizin ve eğitimle uğraşanlaın işine yarayacağını umduğum birtakım bilgiler paylaşmak istiyorum.

LİYAKATLİ OLMAK, ADALETLİ OLMAK, VİCDANLI OLMAK…

Son zamanlarda her yerde ve her ortamda eğitimle, öğretmenlikle ilgili evrensel bilgiler ve doğrular paylaşılıyor. Yaşananlardan ve deneyimlerden oluşan doğruların paylaşılmasında yarar var. Peki, iyi bir eğitimci veya öğretmen için belli başlı kriterler neler olabilir? Dürüst olmak, güvenilir olmak, çalışkan olmak, planlı olmak, liyakatli olmak, disiplinli olmak, adaletli olmak, vicdanlı olmak… Bu nitelikleri daha da çoğaltabiliriz.

AKIL YÜRÜTÜCÜ, ÇÖZÜMLEYİCİ, ÜRETİCİ…

Okuyucularımızdan bir ricam var. Buraya sıraladığım bu nitelikleri öncelik sırasına göre numaralandıralım; sizin için ilk üç sıra, olmazsa olmaz ilk üç hangileri? İyi bir eğitimci veya öğretmen olabilmak için iyi soru soran, sorabilen olmak gerekiyor. İyi soru nasıl olacak? Ufuk açıcı, düşündürücü, sorgulayıcı ve sorgulatıcı, akıl yürütücü, çözümleyici, üretici… Bu çıkarımlardan sonra size ilginç bir öykü aktarayım.

***

Genç yaşta büyük başarılara ulaşan çok tanınmış bir bilim insanı, ülkenin çeşitli üniversitelerinde konferanslar verip öğrencilerle söyleşiler yapar. Her gittiği yerde yüzlerce, binlerce insan onu dinler. Yine konferans ve söyleşi için gittiği bir üniversitede konuşmalar ve sunumlar bittikten sonra öğrencilerle söyleşiye geçilir. Öğrencilerden biri şöyle bir soru sorar: “Efendim, bu başarınızı neye borçlusunuz?” Ünlü bilim insanı, bu soru üzerine hafifçe gülümser ve duygusallaşır. Biraz durakladıktan sonra duygusal bir tavırla “Anneme!” der. Salonda hafif bir uğultu oluşur. Ünlü bilim insanı, salonda oluşan hafif uğultunun dinmesini bekler ve “Evet, yanlış duymadınız; bu başarımı anneme borçluyum. Çünkü ben daha küçükken, ilkokula giderken mahalledeki arkadaşlarımla hep birlikte okuldan eve döndüğümüzde diğer çocukların anneleri onlara ‘Bugün öğretmeninin kaç sorusuna cevap verdin?’ diye sorarlarken benim annem ise bana ‘Bugün öğretmenine kaç soru sordun?’ diye sorardı. İşte bu yönlerdirme ve bilinçlendirme beni buralara getirdi.” der.

***

İşte değerli dostlar, ilginç ve bir o kadar da önemli bir durum: “Soru sormak, soru sorabilmek!” Yine değerli bir bilim insanımızın önemli bir tespiti var: “İlgi olmadan bilgi olmaz.” Başarı için en önemli değerler; ilgi, merak ve istek. Bunlar sağlandığında başarı, kaçınılmaz olacaktır. Değerli dostlar, geçtiğimiz aylarda da bu konuya benzer bir yazı ele almıştım. Orada da “iyi soru” konusunu işlemiştim. İyi soru, kalitenin, başarının, ilginin, merakın ürünüdür. Soru sormuş olmak için soru sorulmaz. Sorular; düşündürücü, ufuk açıcı, merak uyandırıcı, sorgulayıcı ve sorgulatıcı olmalı.

GERÇEKÇİ ADIMLAR ATILMALI

İşte iyi eğitimciliğin veya öğretmenliğin kriteri de burada başlıyor. Derslerde, görüşmelerde, çeşitli ortamlarda yapılan konuşmalarda, söyleşilerde bunlara dikkat edilmeli, önem verilmeli, üzerinde durulmalı. Öğrencilerimizin, çocuklarımızın gelecekte daha başarılı, üretken, çalışkan, dürüst, güvenilir olmaları için aklını kullanma yöntemleri geliştirilmelidir. Bunun da yolu, yukarıda sıklıkla belirttiğim gibi doğru ve mantıklı soru sormayı öğrenmek ve öğretmek. Okullarda yapılan sınavların, sınavlarda sorulan soruların daha gerçekçi, öğretici ve sorgulatıcı olması gerekir. Ama ne yazıkki çoğu sınavlar, sınıf geçirmek için yapılır duruma gelmiş. İşte oluşan tüm kısır döngülerden kurtulmak için gerçekçi adımlar atılmalı. Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıldan geçerli olmak üzere çoğu derslerde sınav yöntemini değiştirdi. Bu değişiklik, önemli bir adım. Ama öyle damdan düşer gibi pat diye olmaz.

SÖZÜN ÖZÜ:

Okul, öğrencilerin kendi aklını keşfederek onu kullanmayı öğrenme yeridir. Sokrates

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.