Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

CAHİL CESARETİ

Değerli dostlar, geçen haftaki “Tartışabilmek” adlı yazımızdan sonra bundan dört beş yıl kadar önce paylaştığım bir araştırma-inceleme yazısını yeniden aktarmak gerekli oldu. Çünkü geçen haftaki yazımızın içeriği ve iletisi ile bu yazının içeriği ve iletisi birbirini tamamlıyor.  *** Aşağıdaki yazının büyük çoğunluğu “Tüz-Der” (Tüm Üstün Zekalılar Deneği) adlı kuruluşun sayfasından alıntılanmış. İlgili araştırma ve inceleme, Amerike Birleşik Devletlerinde yapılmış ve içeriği şöyle: İki psikiyatri uzmanı, 20 yıl kadar önce bir teori ortaya atarlar. “Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır.” Ve bunun üzerine bir araştırma başlatılır.  * Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşılır. * Niteliksiz insanlar, ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. * Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir. * Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler. * Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar. *** Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapılır ve klasikleşen “Nasıl geçti?” sorusuna öğrencilerden yanıtlar istenir. Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin “kendilerine güvenleri” en üst düzeydedir. Onların “testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini” düşündükleri; hatta “iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları” ortaya çıkar.  *** Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise “en alçakgönüllü” deneklerdir ve soruların yüzde 70’ine doğru yanıt verdiklerini düşünürler. Tüm bu sonuçlar bir araya getirilir ve Dunning Kruger Sendromu'nun metni yazılır. “İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan “yetersiz” kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür! *** Ancak bu “cahillik ve haddini bilmeme” karışımı, mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. “Eksiler”, kariyer açısından “artıya” dönüşür. Sonuçta “kifayetsiz muhterisler” her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler. İHTİRAS EKSİKLİĞİ Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar, çalışma hayatında “fazla alçakgönüllü” davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, değerlerinin bilinmesini beklerler. Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler. Büyük olasılıkla üstleri tarafından da “ihtiras eksikliği” ile suçlanırlar. Yapılan araştırmanın içeriği, değerlendirmesi ve yorumu böyle.  ALLAH AKIL FİKİR VERSİN Değerli dostlar, ben bu satırları aktarırken aklımdan ve gözümün önünden onlarca hatta yüzlerce kişi geldi, geçti. Siz de bu yazıyı okurken “Çevrenize şöyle bir bakın, gözünüzün önünden ve aklınızdan kimler gelip geçecek?” Çevremizde o kadar çok kendini bilmez var ki kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanıyorlar ve her yere de kendilerini layık görüp oraya buraya zıplıyorlar. Ne diyelim, Allah akıl fikir versin; en önemlisi de haddini ve hakkını bilmeyi öğrensinler.  BAKMASINI VE GÖRMESİNİ BİLELİM Geçen haftaki yazımızın içeriği ve iletisi ile şöyle bağdaştırayım. “Niteliksiz insanlar ‘En iyi ben bilirim.’ derler; tartışmayı severler, güçle tartışmanın galibi olmak isterler.” Çok emin olamadıysanız bir kez daha, daha dikkatli bakın, çok şeyin farkında olacaksınız. Yeter ki bakmasını ve görmesini bilelim.  *** Son sözümüz de şu olsun. Aslında çok da mütevazı olmamak gerekiyor; ama hadsizlerden de sıra gelmiyor ki! Sözün Özü Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır. Kitap Yüzü  
Ekleme Tarihi: 21 Ekim 2025 -Salı

CAHİL CESARETİ

Değerli dostlar, geçen haftaki “Tartışabilmek” adlı yazımızdan sonra bundan dört beş yıl kadar önce paylaştığım bir araştırma-inceleme yazısını yeniden aktarmak gerekli oldu. Çünkü geçen haftaki yazımızın içeriği ve iletisi ile bu yazının içeriği ve iletisi birbirini tamamlıyor. 

***

Aşağıdaki yazının büyük çoğunluğu “Tüz-Der” (Tüm Üstün Zekalılar Deneği) adlı kuruluşun sayfasından alıntılanmış. İlgili araştırma ve inceleme, Amerike Birleşik Devletlerinde yapılmış ve içeriği şöyle: İki psikiyatri uzmanı, 20 yıl kadar önce bir teori ortaya atarlar. “Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır.” Ve bunun üzerine bir araştırma başlatılır. 

* Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşılır.
* Niteliksiz insanlar, ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
* Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
* Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
* Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

***

Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapılır ve klasikleşen “Nasıl geçti?” sorusuna öğrencilerden yanıtlar istenir. Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin “kendilerine güvenleri” en üst düzeydedir. Onların “testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini” düşündükleri; hatta “iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları” ortaya çıkar. 

***

Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise “en alçakgönüllü” deneklerdir ve soruların yüzde 70’ine doğru yanıt verdiklerini düşünürler. Tüm bu sonuçlar bir araya getirilir ve Dunning Kruger Sendromu'nun metni yazılır. “İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan “yetersiz” kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!

***

Ancak bu “cahillik ve haddini bilmeme” karışımı, mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. “Eksiler”, kariyer açısından “artıya” dönüşür. Sonuçta “kifayetsiz muhterisler” her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler.

İHTİRAS EKSİKLİĞİ

Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar, çalışma hayatında “fazla alçakgönüllü” davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, değerlerinin bilinmesini beklerler. Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler. Büyük olasılıkla üstleri tarafından da “ihtiras eksikliği” ile suçlanırlar. Yapılan araştırmanın içeriği, değerlendirmesi ve yorumu böyle. 

ALLAH AKIL FİKİR VERSİN

Değerli dostlar, ben bu satırları aktarırken aklımdan ve gözümün önünden onlarca hatta yüzlerce kişi geldi, geçti. Siz de bu yazıyı okurken “Çevrenize şöyle bir bakın, gözünüzün önünden ve aklınızdan kimler gelip geçecek?” Çevremizde o kadar çok kendini bilmez var ki kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanıyorlar ve her yere de kendilerini layık görüp oraya buraya zıplıyorlar. Ne diyelim, Allah akıl fikir versin; en önemlisi de haddini ve hakkını bilmeyi öğrensinler. 

BAKMASINI VE GÖRMESİNİ BİLELİM

Geçen haftaki yazımızın içeriği ve iletisi ile şöyle bağdaştırayım. “Niteliksiz insanlar ‘En iyi ben bilirim.’ derler; tartışmayı severler, güçle tartışmanın galibi olmak isterler.” Çok emin olamadıysanız bir kez daha, daha dikkatli bakın, çok şeyin farkında olacaksınız. Yeter ki bakmasını ve görmesini bilelim. 

***

Son sözümüz de şu olsun. Aslında çok da mütevazı olmamak gerekiyor; ama hadsizlerden de sıra gelmiyor ki!

Sözün Özü

Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır. Kitap Yüzü

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.