Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

KARİYER BASAMAKLARI

Değerli dostlar, geçen hafta “Kariyer Basamakları Üzerine” adlı yazımızda, konunun uzun olduğunu belirterek haftaya devam edeceğimi belirtmiştim. Evet, konumuz uzun.  Önerilerimizi ve görüşlerimizi aktarmayı sürdürelim. Bir öğretmen; eğitim yönetimi, sınıf yönetimi, eğitimde iyi örnekler, akran eğitimi gibi adını sayamadığım onlarca eğitim dalında gerçek anlamda öğretmenlikle doğrudan ya da dolaylı alanlarda yükseklisans veya doktora yapmışsa doğrudan uzman öğretmen, başöğretmen olabilir. Doğru olan budur. Kariyer basamakları, öğretmenlik mesleği ile ilgiliyse o zaman alan uzmanlığı değil; meslek uzmanlığı dikkate alınmalıdır. *** Uzman ve Başöğretmen adaylarının izlemesi istenilen videoların tüm öğretmenleri kapsayacak biçimde sunulması ve izlenmesinin zorunlu tutulması da yanlış olmuş. Nasıl ki okulların kademeleri varsa öğretmenlerin de kademeleri var. Yani anaokulu öğretmeni ile ortaokul veya lise öğretmeni aynı kategoride değerlendirilmemeli. İlkokul öğretmeni ile meslek dersleri öğretmeninin ortamları benzer değil. Bu öğretmen gruplarının bulundukları ortam, öğrencilerin durumu, öğrencilerin ve velilerin beklentileri çok farklı. Hatta Milli Eğitim Bakanlığının şu anki bazı uygulamaları çok çelişkili ve tutarsız. Öğretmenlere “Uzman öğretmenlik” ve “Başöğretmenlik” gibi unvan verilecekse bunun yolu ve yöntemi şu anda uygulanan yöntemle olmamalı. Şu anda bakanlığın uyguladığı sistem yerine haziran ve eylül aylarındaki seminer dönemlerinde bu tür eğitimler, “uzman ve başöğretmen” eğitimleri yüz yüze verilseydi, uygulamalı yapılsaydı daha verimli ve yararlı olmaz mıydı? İşin uzmanı onlarca eğitimci varken bu işi uzaktan video izlemekle yaptırmanın mantığını anlamak çok zor. *** On binlerce öğretmene yapılan video izletme uygulaması, samimiyetten ve ciddiyetten uzak bir yaptırım. Bu uygulama ile amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olmuş. Bu yaz gününde ve tatil döneminde böyle bir dayatma ancak bağcıyı dövmek olarak yorumlanabilir. Şunu da belirtmeliyim; izlenmesi istenilen videoların bazıları yararlı, gerçekten önemli ama herkesi ilgilendirmeyenler de var. Şimdi, on binlerce öğretmen saatlerce video izliyor, gönderilen/paylaşılan notları, bilgileri okuyor. Sonra sınava girecek. Tüm anlatılanları izledi, dinledi; notları okudu, sınava hazırlandı. Sınav günü bazı talihsizlikler yaşayabilir. O anki psikolojik durumu, sınavını olumsuz etkileyebilir. Başka nedenlerden dolayı sorun yaşayabilir. Elde olmayan nedenlerden dolayı sınavda başarısız oldu. Bunca emek ne olacak? Bence bir sınava dayalı başarı ölçüt olmamalı. Tümüyle uygulamalı, yapmaya ve yaptırmaya dayalı bir uygulama olmalı. Bu işin yolu yöntemi bu değil. Çözüm önerilerimizi Konfüçyüs’ün o ünlü öğretisi ile sunalım. "Duyarsam unuturum; görürsem hatırlarım; yaparsam öğrenirim." *** Öğretmenlerimizi gerçekten kariyer sahibi yapmak istiyorsak birinci önceliğimiz “değer vermek” olmalı. Sonra “güven verilmeli”. “İtibar kazandırılmalı”. Bunların yanı sıra elde edeceği kariyeri, yaşamı boyunca kalmalı ve kullanmalı. Bir akademisyen aldığı unvanı (Doçenliği, Profesörlüğü), emekli olunca bırakıyor mu? Emekli olunca emekli maaşını doçenlik, profesörlük derecesi ile almıyor mu? Peki, uzman öğretmen veya başöğretmen emekli olunca bu unvanları niye bırakıyor? Çalışırken aldığı uzman öğretmen-başöğretmen ücret farkını emekli olunca niye alamıyor? Yıllardır eğitim ve öğretim alanında emek veriyor, çalışıyoruz. Çeşitli ortamlarda görüş, öneri, eleştiri, düşünceler paylaşıyoruz. Yazılarımızla, paylaşımlarımızla ufuk açmaya, yol göstermeye ışık tutmaya çalışıyoruz. Çeşitli etkinliklerde, toplantılarda, çalıştaylarda bu bilgilerimizi paylaşıyoruz. Yüzlerce güzel, mantıklı, anlamlı ve yararlı görüş ve önerilerden iyi bir sistem çıkacağını, yararlı işler yapılacağını umarken bir de bakıyoruz ki iyiye, güzele, mükemmele gitmesi gereken sistem, her geçen gün daha kötüye gidiyor. O güzel ve yararlı görüş ve önerilerin, dosyalara sıkıştırılıp bir yerlere kaldırıldığını düşünüyoruz. Değerli dostlar, yerimiz dar, konumuz uzun. Kariyer basamakları ile ilgili görüş ve önerilerimizi haftaya sürdürelim. Sözün Özü: Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır. Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk     
Ekleme Tarihi: 03 Ağustos 2022 - Çarşamba
Mustafa ATALAY

KARİYER BASAMAKLARI

Değerli dostlar, geçen hafta “Kariyer Basamakları Üzerine” adlı yazımızda, konunun uzun olduğunu belirterek haftaya devam edeceğimi belirtmiştim.

Evet, konumuz uzun.  Önerilerimizi ve görüşlerimizi aktarmayı sürdürelim.

Bir öğretmen; eğitim yönetimi, sınıf yönetimi, eğitimde iyi örnekler, akran eğitimi gibi adını sayamadığım onlarca eğitim dalında gerçek anlamda öğretmenlikle doğrudan ya da dolaylı alanlarda yükseklisans veya doktora yapmışsa doğrudan uzman öğretmen, başöğretmen olabilir. Doğru olan budur. Kariyer basamakları, öğretmenlik mesleği ile ilgiliyse o zaman alan uzmanlığı değil; meslek uzmanlığı dikkate alınmalıdır.

***

Uzman ve Başöğretmen adaylarının izlemesi istenilen videoların tüm öğretmenleri kapsayacak biçimde sunulması ve izlenmesinin zorunlu tutulması da yanlış olmuş. Nasıl ki okulların kademeleri varsa öğretmenlerin de kademeleri var. Yani anaokulu öğretmeni ile ortaokul veya lise öğretmeni aynı kategoride değerlendirilmemeli. İlkokul öğretmeni ile meslek dersleri öğretmeninin ortamları benzer değil. Bu öğretmen gruplarının bulundukları ortam, öğrencilerin durumu, öğrencilerin ve velilerin beklentileri çok farklı.

Hatta Milli Eğitim Bakanlığının şu anki bazı uygulamaları çok çelişkili ve tutarsız. Öğretmenlere “Uzman öğretmenlik” ve “Başöğretmenlik” gibi unvan verilecekse bunun yolu ve yöntemi şu anda uygulanan yöntemle olmamalı. Şu anda bakanlığın uyguladığı sistem yerine haziran ve eylül aylarındaki seminer dönemlerinde bu tür eğitimler, “uzman ve başöğretmen” eğitimleri yüz yüze verilseydi, uygulamalı yapılsaydı daha verimli ve yararlı olmaz mıydı? İşin uzmanı onlarca eğitimci varken bu işi uzaktan video izlemekle yaptırmanın mantığını anlamak çok zor.

***

On binlerce öğretmene yapılan video izletme uygulaması, samimiyetten ve ciddiyetten uzak bir yaptırım. Bu uygulama ile amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olmuş. Bu yaz gününde ve tatil döneminde böyle bir dayatma ancak bağcıyı dövmek olarak yorumlanabilir.

Şunu da belirtmeliyim; izlenmesi istenilen videoların bazıları yararlı, gerçekten önemli ama herkesi ilgilendirmeyenler de var.

Şimdi, on binlerce öğretmen saatlerce video izliyor, gönderilen/paylaşılan notları, bilgileri okuyor. Sonra sınava girecek. Tüm anlatılanları izledi, dinledi; notları okudu, sınava hazırlandı. Sınav günü bazı talihsizlikler yaşayabilir. O anki psikolojik durumu, sınavını olumsuz etkileyebilir. Başka nedenlerden dolayı sorun yaşayabilir. Elde olmayan nedenlerden dolayı sınavda başarısız oldu. Bunca emek ne olacak? Bence bir sınava dayalı başarı ölçüt olmamalı. Tümüyle uygulamalı, yapmaya ve yaptırmaya dayalı bir uygulama olmalı.

Bu işin yolu yöntemi bu değil.

Çözüm önerilerimizi Konfüçyüs’ün o ünlü öğretisi ile sunalım. "Duyarsam unuturum; görürsem hatırlarım; yaparsam öğrenirim."

***

Öğretmenlerimizi gerçekten kariyer sahibi yapmak istiyorsak birinci önceliğimiz “değer vermek” olmalı. Sonra “güven verilmeli”. “İtibar kazandırılmalı”.

Bunların yanı sıra elde edeceği kariyeri, yaşamı boyunca kalmalı ve kullanmalı. Bir akademisyen aldığı unvanı (Doçenliği, Profesörlüğü), emekli olunca bırakıyor mu? Emekli olunca emekli maaşını doçenlik, profesörlük derecesi ile almıyor mu?

Peki, uzman öğretmen veya başöğretmen emekli olunca bu unvanları niye bırakıyor? Çalışırken aldığı uzman öğretmen-başöğretmen ücret farkını emekli olunca niye alamıyor?

Yıllardır eğitim ve öğretim alanında emek veriyor, çalışıyoruz. Çeşitli ortamlarda görüş, öneri, eleştiri, düşünceler paylaşıyoruz. Yazılarımızla, paylaşımlarımızla ufuk açmaya, yol göstermeye ışık tutmaya çalışıyoruz. Çeşitli etkinliklerde, toplantılarda, çalıştaylarda bu bilgilerimizi paylaşıyoruz. Yüzlerce güzel, mantıklı, anlamlı ve yararlı görüş ve önerilerden iyi bir sistem çıkacağını, yararlı işler yapılacağını umarken bir de bakıyoruz ki iyiye, güzele, mükemmele gitmesi gereken sistem, her geçen gün daha kötüye gidiyor. O güzel ve yararlı görüş ve önerilerin, dosyalara sıkıştırılıp bir yerlere kaldırıldığını düşünüyoruz.

Değerli dostlar, yerimiz dar, konumuz uzun.

Kariyer basamakları ile ilgili görüş ve önerilerimizi haftaya sürdürelim.

Sözün Özü:

Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır. Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk

    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.