Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

YAŞAMAK VE ÖĞRENMEK

Değerli dostlar, sosyal medyada o kadar ilginç ve etkileyici bilgiler var ki insan bunların içine daldıkça çıkası gelmiyor. Gerçekten ilham verici, ufuk açıcı, kendini geliştirici yüzlerce bilgiye ulaşıyorsunuz. İşte onlardan biri… *** Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümünün ünlü hocalarından Prof. Dr. Muhan Soysal, her günkü gibi yine dersine girer; ama bu kez öğrencilerine ilginç bir konudan söz eder. “Size bu derste ve izleyen iki ders boyunca Tango’yu anlatacağım. Çok dikkatli dinleyin ve mutlaka not tutun.” der. Hoca, normalde işletmeyle ilgili konular anlatması gerekirken niye tango konusunu anlattığına tüm öğrenciler şaşırır; ama yine de dersi dinlemeyi sürdürürler. Hoca, konuya önce tangonun tarihçesinden başlar. Sonra müziğin ritmine geçer. Daha sonra da tango figürlerini öğretir.  *** Adımların nasıl atılacağını şekillerle açıklar. Bir erkeğin bir kadını dansa nasıl davet edeceğini, elini belinde nereye koyacağını ve daha birçok bilgiyi en küçük ayrıntısına kadar anlatarak not ettirir. Üçüncü haftanın sonunda ise ertesi ders, tango konusunda yazılı sınav yapacağını bildirir. Öğrenciler, sınavda çok başarılı olurlar. Çünkü anlatılanları çok iyi dilemişler, çok dikkatli not tutmuşlar ve tüm yazdıklarını ezberlemişlerdir. Sorulan en küçük ayrıntıyı dahi yanıtlamışlardır. Sınavın başarı ortalaması, 90 puanın üzerindedir. *** Ertesi derste öğrenciler tahtada şu notu görürler: “Sınavın ikinci bölümü için herkes spor salonuna gelsin!” Tüm öğrenciler, spor salonunda toplanır. Muhan Hoca, önceden her şeyi gerektiği gibi düzenletmiştir. Duvar diplerinde sandalyeler sıralıdır; orta yer, dans pisti olarak boş bırakılmıştır. Salonun birkaç yerine de kameralar konmuştur.  *** Öğrenciler, çevreyi ve olup biteni merakla izlerken Muhan Hoca şöyle konuşur: “Şimdi herkes tango yapacak, öğrendiklerini uygulayacak. İşte müzik, buyurun piste!” Erkek öğrenciler, kız öğrencilere yaklaşıp önlerinde reverans yaparak onları dansa kaldırırlar. Ve hep birlikte müziğin ritmine ayak uydurup dans etmeye çalışırlarken çevredeki kameralar da onların tüm hareketlerini kaydeder. *** Sonuç, tam bir fiyaskodur. Yanlış ve acemice hareketler, duraklamalar, şaşırmalar, çarpışmalar… Öğrenciler, yazılı sınavına göre çok iyi bildikleri tangoyu bir türlü becerememektedir. Hemen hemen hepsi müzikle uyumsuz, tangoyla uzaktan yakından ilgisi olmayan hareketler yapmaktadır. Sonunda sınav, bir kaos ortamı içinde tamamlanır. *** Muhan Hoca, bir kaç gün boyunca kamera kayıtlarını inceler ve sonucu açıklar: Ortalama başarı notu bu kez 33’tür. Muhan Hoca’nın amacı aslında öğrencilerine tango öğretmek değildi. Bir şeyi, yaşamadıkça, onunla bütünleşmedikçe gerçek anlamda öğrenilemeyeceğini öğretmekti. Bunun dışında öğrenilmiş sanılanların hepsi eğretidir, verimsizdir, geçicidir. *** Bu ilginç öğretiden sonra aklımıza onlarca atasözü ve özdeyiş geliveriyor. Çinli ünlü düşünür Konfüçyüs’ün, “Söylersen unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim.” özdeyişi; “Bakmakla öğrenilseydi tüm kediler kasap olurdu.” atasözü, yukarıdaki öğretiyi çok güzel özetliyor. Okullarda, evde ve iş alanlarında yaparak ve yaşayarak öğrenme ortamları kalmadığı için çoğu işte ve davranışta başarısız olunuyor. Yılların deneyimi ve geleceğin de üzerinde durduğu öğreti sistemine geçilmediği sürece başarılı olmamız da beklentiden öte geçemeyecektir. *** Sözün Özü: Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir. Napoleon Bonaparte  
Ekleme Tarihi: 17 Ocak 2023 - Salı
Mustafa ATALAY

YAŞAMAK VE ÖĞRENMEK

Değerli dostlar, sosyal medyada o kadar ilginç ve etkileyici bilgiler var ki insan bunların içine daldıkça çıkası gelmiyor. Gerçekten ilham verici, ufuk açıcı, kendini geliştirici yüzlerce bilgiye ulaşıyorsunuz. İşte onlardan biri…

***

Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümünün ünlü hocalarından Prof. Dr. Muhan Soysal, her günkü gibi yine dersine girer; ama bu kez öğrencilerine ilginç bir konudan söz eder. “Size bu derste ve izleyen iki ders boyunca Tango’yu anlatacağım. Çok dikkatli dinleyin ve mutlaka not tutun.” der. Hoca, normalde işletmeyle ilgili konular anlatması gerekirken niye tango konusunu anlattığına tüm öğrenciler şaşırır; ama yine de dersi dinlemeyi sürdürürler. Hoca, konuya önce tangonun tarihçesinden başlar. Sonra müziğin ritmine geçer. Daha sonra da tango figürlerini öğretir. 

***

Adımların nasıl atılacağını şekillerle açıklar. Bir erkeğin bir kadını dansa nasıl davet edeceğini, elini belinde nereye koyacağını ve daha birçok bilgiyi en küçük ayrıntısına kadar anlatarak not ettirir. Üçüncü haftanın sonunda ise ertesi ders, tango konusunda yazılı sınav yapacağını bildirir. Öğrenciler, sınavda çok başarılı olurlar. Çünkü anlatılanları çok iyi dilemişler, çok dikkatli not tutmuşlar ve tüm yazdıklarını ezberlemişlerdir. Sorulan en küçük ayrıntıyı dahi yanıtlamışlardır. Sınavın başarı ortalaması, 90 puanın üzerindedir.

***

Ertesi derste öğrenciler tahtada şu notu görürler: “Sınavın ikinci bölümü için herkes spor salonuna gelsin!” Tüm öğrenciler, spor salonunda toplanır. Muhan Hoca, önceden her şeyi gerektiği gibi düzenletmiştir. Duvar diplerinde sandalyeler sıralıdır; orta yer, dans pisti olarak boş bırakılmıştır. Salonun birkaç yerine de kameralar konmuştur. 

***

Öğrenciler, çevreyi ve olup biteni merakla izlerken Muhan Hoca şöyle konuşur: “Şimdi herkes tango yapacak, öğrendiklerini uygulayacak. İşte müzik, buyurun piste!” Erkek öğrenciler, kız öğrencilere yaklaşıp önlerinde reverans yaparak onları dansa kaldırırlar. Ve hep birlikte müziğin ritmine ayak uydurup dans etmeye çalışırlarken çevredeki kameralar da onların tüm hareketlerini kaydeder.

***

Sonuç, tam bir fiyaskodur. Yanlış ve acemice hareketler, duraklamalar, şaşırmalar, çarpışmalar… Öğrenciler, yazılı sınavına göre çok iyi bildikleri tangoyu bir türlü becerememektedir. Hemen hemen hepsi müzikle uyumsuz, tangoyla uzaktan yakından ilgisi olmayan hareketler yapmaktadır. Sonunda sınav, bir kaos ortamı içinde tamamlanır.
***
Muhan Hoca, bir kaç gün boyunca kamera kayıtlarını inceler ve sonucu açıklar: Ortalama başarı notu bu kez 33’tür. Muhan Hoca’nın amacı aslında öğrencilerine tango öğretmek değildi. Bir şeyi, yaşamadıkça, onunla bütünleşmedikçe gerçek anlamda öğrenilemeyeceğini öğretmekti. Bunun dışında öğrenilmiş sanılanların hepsi eğretidir, verimsizdir, geçicidir.

***

Bu ilginç öğretiden sonra aklımıza onlarca atasözü ve özdeyiş geliveriyor. Çinli ünlü düşünür Konfüçyüs’ün, “Söylersen unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim.” özdeyişi; “Bakmakla öğrenilseydi tüm kediler kasap olurdu.” atasözü, yukarıdaki öğretiyi çok güzel özetliyor. Okullarda, evde ve iş alanlarında yaparak ve yaşayarak öğrenme ortamları kalmadığı için çoğu işte ve davranışta başarısız olunuyor. Yılların deneyimi ve geleceğin de üzerinde durduğu öğreti sistemine geçilmediği sürece başarılı olmamız da beklentiden öte geçemeyecektir.

***

Sözün Özü:
Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir. Napoleon Bonaparte
 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.