Lütfi  Vural
Köşe Yazarı
Lütfi Vural
 

SICAKTA KAVRULAN ŞEHİR MANİSA

Yaz güneşi Manisa’nın üzerine çökmüş… Sabahın dokuzunda bile kaldırımların taşları ayağınızın altını yakıyor. Gölgeler kısalmış, rüzgâr bile nefes almaktan yorulmuş gibi ağır ağır esiyor. Gediz Ovası’nın bereketli toprakları, bu yıl yine başını göğe kaldırmış kavurucu sıcağa meydan okuyor ama şehir, başka bir hikâye yaşıyor: Kentsel ısı adası dediğimiz, betonun, asfaltın ve eksik gölgelerin hikâyesi. *** Manisa… Bir zamanlar üzüm bağlarının, zeytinliklerin, serin meltemlerin şehri. Ama şimdi, ufka baktığınızda gördüğünüz yalnızca titreşen sıcak hava, çatlamış topraklar ve solgun ağaçlar. Son yıllarda giderek artan sıcak hava dalgaları, kontrolsüz sanayileşme ve büyüyen çevre sorunları, bu kenti adım adım yaşanmaz hale getiriyor. *** Manisa, tarih boyunca bağlarıyla, meyve bahçeleriyle, Spil Dağı’ndan esen serin yeliyle anıldı. Ama artık Spil’in esintisi şehrin merkezine ulaşamıyor. Beton binalar rüzgârı kesiyor, asfalt yollar güneşi yutuyor ve akşamları bile ısıyı salmaya devam ediyor. Sıcakta bunalan insanlar klimalara sığınıyor ama bu da bir kısır döngü: Klima çalıştıkça hava daha da ısınıyor. Oysa çözüm elimizin altında, doğanın ta kendisi. GÖKYÜZÜ ARTIK DAHA YAKICI Meteoroloji raporları, Manisa’nın yaz sıcaklıklarının son 30 yılda ortalama 2,5°C arttığını söylüyor. Ama rakamlar yetmiyor… Çarşıda yürürken asfalta düşen gölgenizin bile sıcaktan kaçmak istediğini hissediyorsunuz. Tarladaki üzüm salkımları güneşin öfkesine dayanamıyor; baraj göllerinden yükselen buhar, gökyüzüne karışırken ardında kurak topraklar bırakıyor. SANAYİLEŞMENİN GÖLGESİNDE SOLAN DOĞA Organize sanayi bölgelerindeki bacalar durmadan çalışıyor. Ekonomiye katkı sağlıyor, evet. Ama aynı zamanda havaya karışan duman, suya karışan atık ve devasa su tüketimi, Manisa’nın yaşam damarlarını kesiyor. Gediz Nehri, bir zamanlar balıkların dans ettiği berrak bir akarsuyken şimdi bulanık ve yorgun. *** Yanlış kentleşme, beton blokların toprağı mühürlemesi demek. Yağmur sularının yeraltına süzülüp kaynakları beslemesine izin verilmiyor. Ormanlık alanlar daralıyor, sulak alanlar yok oluyor. Her geçen yıl, doğa biraz daha nefesini tutuyor MANİSA’NIN “YEŞİL NEFES” PLANI: YEŞİL ALTYAPI Bir şehir, gölgede serinler. Ana caddelerde sıralı çınarlar, fıstık çamları ve meşeler… Yalnızca gölge değil, nemli ve serin bir hava da sağlar. Kaldırım kenarlarında kuruyan fidanların yerine yerel türler dikilmeli; yazın susuzluğa direnen, kökleriyle toprağı tutan ağaçlar… *** Binaların çatılarında yeşil bahçeler, duvarlarında sarmaşıklar hayal edin. Çatıdaki bitkiler, yazın evi serin tutar; kışın ısıyı içeride hapseder. Bir apartmanın duvarına tırmanan asma, sadece gölge değil, Manisa’nın bağ kültürünün de hatırasıdır. *** Yolların kenarındaki gri beton bloklar yerine geçirgen taşlar döşense, yağmur toprağa kavuşsa, yer altı suyu zenginleşse… Gediz Nehri’nin kıyısı yeniden yeşil kuşaklara kavuşsa, serinlik rüzgâr gibi şehrin içine süzülebilir. DOĞA TABANLI UMUTLAR Şehrin boş arsalarını düşünün… Çoğu yazın toz duman, kışın çamur. Oysa orada topluluk bahçeleri olsa… Domates, biber, nane yetiştiren mahalleli, bir yandan gıdasını üretir, bir yandan toprağın serinliğini şehre taşır. *** Yağmur bahçeleriyle yolların kenarında biriken sular depolansa, yazın parkları ve ağaçları sulasa… Gediz’in sulak alanları korunup kuşlara, balıklara yuva olsa; hem doğa kazanır hem şehir nefes alır. ŞEHİR PLANI MASALARINDA YALNIZCA BETON DEĞİL, YEŞİLİN DİLİ KONUŞULMALI Manisa, güneşiyle ünlü bir şehir olabilir ama gölgesiz kalmamalı. Biz gölgeyi artırmazsak, sıcaklık bizi eritecek. Yeşil alanları ve sulak alanları artırarak sıcak hava dalgalarının olumsuz etkilerini azaltacak ve yaşam kalitesini artıracak ekosistem oluşturabiliriz. Çünkü bazen bir ağaç dikmek, bir park tasarlamak, bin klimadan daha etkili bir serinlik getirir. Doğa, sıcağa karşı en güçlü müttefikimiz. Yeter ki onu şehirden uzak tutmayalım.
Ekleme Tarihi: 17 Ağustos 2025 -Pazar

SICAKTA KAVRULAN ŞEHİR MANİSA

Yaz güneşi Manisa’nın üzerine çökmüş… Sabahın dokuzunda bile kaldırımların taşları ayağınızın altını yakıyor. Gölgeler kısalmış, rüzgâr bile nefes almaktan yorulmuş gibi ağır ağır esiyor. Gediz Ovası’nın bereketli toprakları, bu yıl yine başını göğe kaldırmış kavurucu sıcağa meydan okuyor ama şehir, başka bir hikâye yaşıyor: Kentsel ısı adası dediğimiz, betonun, asfaltın ve eksik gölgelerin hikâyesi.

***

Manisa… Bir zamanlar üzüm bağlarının, zeytinliklerin, serin meltemlerin şehri. Ama şimdi, ufka baktığınızda gördüğünüz yalnızca titreşen sıcak hava, çatlamış topraklar ve solgun ağaçlar. Son yıllarda giderek artan sıcak hava dalgaları, kontrolsüz sanayileşme ve büyüyen çevre sorunları, bu kenti adım adım yaşanmaz hale getiriyor.

***

Manisa, tarih boyunca bağlarıyla, meyve bahçeleriyle, Spil Dağı’ndan esen serin yeliyle anıldı. Ama artık Spil’in esintisi şehrin merkezine ulaşamıyor. Beton binalar rüzgârı kesiyor, asfalt yollar güneşi yutuyor ve akşamları bile ısıyı salmaya devam ediyor. Sıcakta bunalan insanlar klimalara sığınıyor ama bu da bir kısır döngü: Klima çalıştıkça hava daha da ısınıyor.

Oysa çözüm elimizin altında, doğanın ta kendisi.

GÖKYÜZÜ ARTIK DAHA YAKICI

Meteoroloji raporları, Manisa’nın yaz sıcaklıklarının son 30 yılda ortalama 2,5°C arttığını söylüyor. Ama rakamlar yetmiyor… Çarşıda yürürken asfalta düşen gölgenizin bile sıcaktan kaçmak istediğini hissediyorsunuz. Tarladaki üzüm salkımları güneşin öfkesine dayanamıyor; baraj göllerinden yükselen buhar, gökyüzüne karışırken ardında kurak topraklar bırakıyor.

SANAYİLEŞMENİN GÖLGESİNDE SOLAN DOĞA

Organize sanayi bölgelerindeki bacalar durmadan çalışıyor. Ekonomiye katkı sağlıyor, evet. Ama aynı zamanda havaya karışan duman, suya karışan atık ve devasa su tüketimi, Manisa’nın yaşam damarlarını kesiyor. Gediz Nehri, bir zamanlar balıkların dans ettiği berrak bir akarsuyken şimdi bulanık ve yorgun.

***

Yanlış kentleşme, beton blokların toprağı mühürlemesi demek. Yağmur sularının yeraltına süzülüp kaynakları beslemesine izin verilmiyor. Ormanlık alanlar daralıyor, sulak alanlar yok oluyor. Her geçen yıl, doğa biraz daha nefesini tutuyor

MANİSA’NIN “YEŞİL NEFES” PLANI: YEŞİL ALTYAPI

Bir şehir, gölgede serinler. Ana caddelerde sıralı çınarlar, fıstık çamları ve meşeler… Yalnızca gölge değil, nemli ve serin bir hava da sağlar. Kaldırım kenarlarında kuruyan fidanların yerine yerel türler dikilmeli; yazın susuzluğa direnen, kökleriyle toprağı tutan ağaçlar…

***

Binaların çatılarında yeşil bahçeler, duvarlarında sarmaşıklar hayal edin. Çatıdaki bitkiler, yazın evi serin tutar; kışın ısıyı içeride hapseder. Bir apartmanın duvarına tırmanan asma, sadece gölge değil, Manisa’nın bağ kültürünün de hatırasıdır.

***

Yolların kenarındaki gri beton bloklar yerine geçirgen taşlar döşense, yağmur toprağa kavuşsa, yer altı suyu zenginleşse… Gediz Nehri’nin kıyısı yeniden yeşil kuşaklara kavuşsa, serinlik rüzgâr gibi şehrin içine süzülebilir.

DOĞA TABANLI UMUTLAR

Şehrin boş arsalarını düşünün… Çoğu yazın toz duman, kışın çamur. Oysa orada topluluk bahçeleri olsa… Domates, biber, nane yetiştiren mahalleli, bir yandan gıdasını üretir, bir yandan toprağın serinliğini şehre taşır.

***

Yağmur bahçeleriyle yolların kenarında biriken sular depolansa, yazın parkları ve ağaçları sulasa… Gediz’in sulak alanları korunup kuşlara, balıklara yuva olsa; hem doğa kazanır hem şehir nefes alır.

ŞEHİR PLANI MASALARINDA YALNIZCA BETON DEĞİL, YEŞİLİN DİLİ KONUŞULMALI

Manisa, güneşiyle ünlü bir şehir olabilir ama gölgesiz kalmamalı. Biz gölgeyi artırmazsak, sıcaklık bizi eritecek. Yeşil alanları ve sulak alanları artırarak sıcak hava dalgalarının olumsuz etkilerini azaltacak ve yaşam kalitesini artıracak ekosistem oluşturabiliriz. Çünkü bazen bir ağaç dikmek, bir park tasarlamak, bin klimadan daha etkili bir serinlik getirir.

Doğa, sıcağa karşı en güçlü müttefikimiz. Yeter ki onu şehirden uzak tutmayalım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.