Ramazan Duman
Köşe Yazarı
Ramazan Duman
 

AKLIMIZI BAŞTAN ALAN SİNSİ GÜÇ "DOLAR"

24 Haziran  seçimlerinden önce ülke olarak adeta dolarla yatıp, altın ile uyandık. Ama gelin görün ki ne doların, ne de altının ateşi düşmüş durumda.Türkiye ekonomisi, döviz kurları,altın,borsa artık halkımız için günün en önemli konularından biri olmaya başladı. Ekonomiyle hiçbir ilişkisi olmayan vatandaşlarımız bile, adeta birer ekonomist kesildi. Dolar şöyle olur, altın uçtu, borsa çakıldı gibi ifadeler artık ekonomistler tarafından değil, bizzat halkımız tarafından dillendirilmeye başlandı. Peki haksız mıydı milletimiz? ilgisiz mi kalsındı tüm bu ekonomik verilere, elbette hayır, halkımız doğru olanı yaptı ve yapıyor. Evet, halkımızın bir çoğu ne dolarla, ne de euro ile iş yapıyor. Ama ekonomik girdiler ve döviz verileri hayatımızın içine o kadar girmiş durumda ki bu durumda halkımız, bana ne yada Dolar ne olursa olsun deme şansı bırakmıyor milletimize. Çiftçimizden esnafa, işçimizden patrona kadar dolar, içimize işledi sanki. Nasıl olmasın, nerdeyse aldığımız nefes bile dolara endeksli oldu ülkemizde. Dünya güçleri, bazı ülkeleri artık silahla topla tüfekle vurmuyor, o ülkeye ekonomik olarak baskı ve ambargo uygulayarak  teslim alıyor. Bunun en önemli nedeni ise, üretemeyen veya kendi Milli ve yerli ürünlerini geliştirememesinden kaynaklanıyor. Türkiye, itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.Emperyal güçler,bizim de gidişatımızın Yunanistan gibi olmasını istiyorlar. Yine İMF'ye boyun eğen ve onun her istediğini yapan bir ülke konumuna getirmek istiyorlar. Kendi silahlarımızı üretmemizden rahatsız olan dış mihraklar, ülkemizin önünü kesmek için, ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorlar. Öyle bir ekonomi düşünün ki sokakta gezen her on kişiden dokuzunu etkileyebilsin. Ama doğrudan ama dolaylı, mesela, çiftiyi ele alalım. Aldığı ve kullandığı kalemlere bakalım: Mazot,gübre,tohum,yem,ilaç, evet saydığım bu ürünler, ülke çiftçisinin can damarı ürünler ve hepsi de işin ilginç yanı ithal  yani dolara bağlı ürünler. Şimdi soruyorum size, tüm ürünlerini dolarla alan bir çift,i ekonomist olmasında kim olsun? Hangi birini ele alalım, müteahhitten tutun sanayide iş yapan en küçük esnafa kadar dolar, kanımıza işlemiş durumda. Seksen milyon nüfusun olduğu ülkemizde elli milyon cep telefonu kullanıcısı var ve bu telefonların yüzde doksanı ithal, yani dolarla alınan ürünler. Ekonomik veriler ve döviz kurları tüm insanımızın yüzüne yansımış sanki.Sokaklarda dolaşırken herkes vurdumduymaz gibi geziyor ama, işin aslı hiç de öyle değil. İnsanların yüzünde ki mutsuz ifadeler, onların yaşamış olduğu sıkıntılardan kaynaklandığını belli ediyor. Dolar mı altın mı borsa mı tartışmaları yapılırken, sokakta en çok duyduğumuz konu, dolar olarak alına borçlar, yada altın olarak alınan ödünç bilezikler,sokağın gündemi bu. Artık öyle bir duruma geldik ki düğünlerde çerez gibi giden küçük altın bile artık büyük lüksümüz oldu. Çeyrek altına gücü yetmeyen vatandaşımız çareyi gram altında buldu. Özsermayesi ve tüm alt yapıları bizim olan ürünlere yönelme vakti geldi, geçiyor bile. Artık sermayemizi AR-GE gibi araştırmalara yönlendirmemiz şart. Bakanlıklar ve kurumlar özellikle, dışardan aldığımız ithal ürünlere daha fazla ilgi ve alaka göstermeli. Ve bunların ülkemizde nasıl üretilebileceği konusunda kafa yormalıdırlar. Hatta yerli olan ürünler, desteklenerek ve vergi indirimi yapılarak, halkın yerli ve Milli ürüne yönlendirilmesi sağlanmalıdır. SIRADA İRAN MI VAR? ABD, İran'a olan ambargoyu bugünlerde başlattı, ve avrupa ülkelerine de bu ambargoya katılma çağrısında bulundu. Peki, neydi bunun anlamı? anlamı şu, emperyal güçler, kana susamış vampirler dişlerini bilemiş ısıracak mahsum ülke arıyor. Dedim ya bunlar hala sömürmenin tadını unutamamış, insan kanıyla beslenen yaratıklar. Emperyalist güçler, kendi egolarını tatmin etmek ve ekonomik güçlerini ortaya koymak için, şimdiye kadar sömürge altına alamadıkları devletleri sömürmek, ve buralarda ki doğal zenginlikleri elde etmek, emperyal güçlerin işatahlarını kabartmalarına sebep oluyor. Avrupa ülkeleri, ABD'nin ambargo çağrısına uymamalı. İran'la olan ilişkilerini kesmemeli. Hatta, ABD'yi bu konuda yalnız bırakarak ve  ABD'nin bu şeytanca oyununu bozarak, İrana olan desteğini devam ettirmeli ve Dünya'da ABD'nin tek güç olmadığını tüm Dünya'ya göstermelidir. Ülke olarak İran'a yapılan bu ambargoyu en sert şekilde kınamak ve ABD'ye karşı alternatif ülkelerle işbirliği içerisinde olup, ABD 'siz de bu topraklarda var olabileceğimizi tüm Dünya'ya göstermeliyiz. Saygılar    
Ekleme Tarihi: 08 Ağustos 2018 - Çarşamba
Ramazan Duman

AKLIMIZI BAŞTAN ALAN SİNSİ GÜÇ "DOLAR"

24 Haziran  seçimlerinden önce ülke olarak adeta dolarla yatıp, altın ile uyandık. Ama gelin görün ki ne doların, ne de altının ateşi düşmüş durumda.Türkiye ekonomisi, döviz kurları,altın,borsa artık halkımız için günün en önemli konularından biri olmaya başladı. Ekonomiyle hiçbir ilişkisi olmayan vatandaşlarımız bile, adeta birer ekonomist kesildi. Dolar şöyle olur, altın uçtu, borsa çakıldı gibi ifadeler artık ekonomistler tarafından değil, bizzat halkımız tarafından dillendirilmeye başlandı. Peki haksız mıydı milletimiz? ilgisiz mi kalsındı tüm bu ekonomik verilere, elbette hayır, halkımız doğru olanı yaptı ve yapıyor.
Evet, halkımızın bir çoğu ne dolarla, ne de euro ile iş yapıyor. Ama ekonomik girdiler ve döviz verileri hayatımızın içine o kadar girmiş durumda ki bu durumda halkımız, bana ne yada Dolar ne olursa olsun deme şansı bırakmıyor milletimize. Çiftçimizden esnafa, işçimizden patrona kadar dolar, içimize işledi sanki. Nasıl olmasın, nerdeyse aldığımız nefes bile dolara endeksli oldu ülkemizde.

Dünya güçleri, bazı ülkeleri artık silahla topla tüfekle vurmuyor, o ülkeye ekonomik olarak baskı ve ambargo uygulayarak  teslim alıyor. Bunun en önemli nedeni ise, üretemeyen veya kendi Milli ve yerli ürünlerini geliştirememesinden kaynaklanıyor.
Türkiye, itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.Emperyal güçler,bizim de gidişatımızın Yunanistan gibi olmasını istiyorlar. Yine İMF'ye boyun eğen ve onun her istediğini yapan bir ülke konumuna getirmek istiyorlar. Kendi silahlarımızı üretmemizden rahatsız olan dış mihraklar, ülkemizin önünü kesmek için, ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorlar.
Öyle bir ekonomi düşünün ki sokakta gezen her on kişiden dokuzunu etkileyebilsin. Ama doğrudan ama dolaylı, mesela, çiftiyi ele alalım. Aldığı ve kullandığı kalemlere bakalım: Mazot,gübre,tohum,yem,ilaç, evet saydığım bu ürünler, ülke çiftçisinin can damarı ürünler ve hepsi de işin ilginç yanı ithal  yani dolara bağlı ürünler.
Şimdi soruyorum size, tüm ürünlerini dolarla alan bir çift,i ekonomist olmasında kim olsun? Hangi birini ele alalım, müteahhitten tutun sanayide iş yapan en küçük esnafa kadar dolar, kanımıza işlemiş durumda. Seksen milyon nüfusun olduğu ülkemizde elli milyon cep telefonu kullanıcısı var ve bu telefonların yüzde doksanı ithal, yani dolarla alınan ürünler.
Ekonomik veriler ve döviz kurları tüm insanımızın yüzüne yansımış sanki.Sokaklarda dolaşırken herkes vurdumduymaz gibi geziyor ama, işin aslı hiç de öyle değil. İnsanların yüzünde ki mutsuz ifadeler, onların yaşamış olduğu sıkıntılardan kaynaklandığını belli ediyor.
Dolar mı altın mı borsa mı tartışmaları yapılırken, sokakta en çok duyduğumuz konu, dolar olarak alına borçlar, yada altın olarak alınan ödünç bilezikler,sokağın gündemi bu. Artık öyle bir duruma geldik ki düğünlerde çerez gibi giden küçük altın bile artık büyük lüksümüz oldu. Çeyrek altına gücü yetmeyen vatandaşımız çareyi gram altında buldu.
Özsermayesi ve tüm alt yapıları bizim olan ürünlere yönelme vakti geldi, geçiyor bile. Artık sermayemizi AR-GE gibi araştırmalara yönlendirmemiz şart. Bakanlıklar ve kurumlar özellikle, dışardan aldığımız ithal ürünlere daha fazla ilgi ve alaka göstermeli. Ve bunların ülkemizde nasıl üretilebileceği konusunda kafa yormalıdırlar. Hatta yerli olan ürünler, desteklenerek ve vergi indirimi yapılarak, halkın yerli ve Milli ürüne yönlendirilmesi sağlanmalıdır.
SIRADA İRAN MI VAR?
ABD, İran'a olan ambargoyu bugünlerde başlattı, ve avrupa ülkelerine de bu ambargoya katılma çağrısında bulundu. Peki, neydi bunun anlamı? anlamı şu, emperyal güçler, kana susamış vampirler dişlerini bilemiş ısıracak mahsum ülke arıyor. Dedim ya bunlar hala sömürmenin tadını unutamamış, insan kanıyla beslenen yaratıklar.
Emperyalist güçler, kendi egolarını tatmin etmek ve ekonomik güçlerini ortaya koymak için, şimdiye kadar sömürge altına alamadıkları devletleri sömürmek, ve buralarda ki doğal zenginlikleri elde etmek, emperyal güçlerin işatahlarını kabartmalarına sebep oluyor.
Avrupa ülkeleri, ABD'nin ambargo çağrısına uymamalı. İran'la olan ilişkilerini kesmemeli. Hatta, ABD'yi bu konuda yalnız bırakarak ve  ABD'nin bu şeytanca oyununu bozarak, İrana olan desteğini devam ettirmeli ve Dünya'da ABD'nin tek güç olmadığını tüm Dünya'ya göstermelidir.
Ülke olarak İran'a yapılan bu ambargoyu en sert şekilde kınamak ve ABD'ye karşı alternatif ülkelerle işbirliği içerisinde olup, ABD 'siz de bu topraklarda var olabileceğimizi tüm Dünya'ya göstermeliyiz.
Saygılar
 

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.