Ramazan Duman
Köşe Yazarı
Ramazan Duman
 

CEPHEDE VE MASA BAŞINDA SAVAŞMAK

Ülkelerin nasıl kırmızı çizgileri varsa, biz insanoğlu için de kırmızı çizgiler ve tartışmaya mahal bırakmayan konular vardır. Ülke olarak son günlerde ekonomik sıkıntıları yaşarken, bir de ülkemizin Fırat'ın doğusuna düzenlediği Barış Pınarı Harekat’ını yürütmesinin gururu ve onurunu yaşamaktayız. Ama gelin görün ki medyada olsun, siyasette olsun, tartışmalar öyle boyutlara ulaşıyor ki, ne yapmış olduğumuz operasyonun önemi kalıyor ne de ülke içinde yaşadığımız zor süreçlerin önemi kalıyor. Geçtiğimiz gün bir Televizyon kanalında yayınlanan canlı yayında, iki eski milletvekili birbirlerine o kadar ağza alınmayacak derecede hakaret ediyorlar ki, sanırsınız kıyamet kopacak. Sözde ikisi de devletini ve milletini çok sevdiğini iddia ediyorlar. “Ülkemiz, zor bir süreçten geçiyor” dedik. Karşımızda Dünyanın en büyük devletleri var. Hem silah olarak hem ekonomik olarak. Bizi her türlü zora sokabilecek güçleri var. Çok zor şartlar altında bir savaş veren ordumuz ve onun arkasında milli bir yapımız var. Sosyal medya da atıp tutanlar, yaptığımız operasyonu basit görenler, bunu hükümete bağlayıp eleştirenler… Çok yazık! Hangi görüşten olursak olalım, şu an ordumuz ve onların kınalı kuzuları Mehmetçiğimiz bir savaş veriyor. Onlar cephede bizim için canlarını hiçe sayarken, devletin yetkilileri de masa başında savaş veriyor. Malum, tarihte birçok örneği var. Savaşarak kazandığımız birçok yeri masa başında kaybettiğimiz yerler var. Eğer bu günlerde dahi, Türk Milleti olarak bir arada olamayacaksak ne zaman bir arada olacağız? Kınalı kuzularımız için duayı şimdi yapmayacaksak ne zaman yapacağız? TEHTİDLER KAPİTALİST DÜŞÜNCENİN ESERİ Sahada bizimle baş edemeyeceğini anlayan emperyalist güçler, bizi ekonomimizle vurmakla tehdit ediyorlar. Neden? Kırılgan bir ekonomimiz ve içimizde dolar seviciler var. “Ülke nasıl karışır da dolar yükselir” deyip avuçlarını ovalayanlar var. Bunu dış mihraklar da çok iyi biliyor. Ve bizi devamlı bununla sıkıştırıyorlar. Yıllardır yaklaşık 50 bin kişinin katili olan PKK, ilk defa kendi evinde sıkıştırılıyor. Orada kuracağımız bir güvenli bölge, hem Suriyeliler için hem de bizim için hayati önem taşıyor. Kendi evleri gibi gördükleri Suriye topraklarından artık kolayca gelip bizim karakollarımızı basamayacak ve operasyon yapamayacaklar. Buralara Suriye halkının da yerleştiğini düşünürsek, ileride burasının kalıcı olarak bizde kalacağı ve bir toprak kazanımı elde edeceğimiz aşikardır. AKILLI, SOĞUKKANLI VE ÇELİK GİBİ İRADE LAZIM Hem sahada hem masada savaşmak her ülkenin kaldırabileceği bir durum değil. Üstelik karşında dünya ülkeleri olunca ve de ekonomin tehdit edilince. Sinirlerine ve dışardan gelen tehditlere karşı akıllı olacak, sahada savaşacak kadar cesur ve siyaseten ilkeli olacaksın ki, başarılı olasın. Ama biz bunları ülke olarak yapmaya çalışırken, medyadan çatlak sesler gelmeye başlayınca morallerimiz ister istemez bozuluyor. Artık ülke olarak, çok uzun zamandır ilk defa taarruz eden ve düşmanını kendi sahasında yok etmek için hareket eden bir ülke konumuna geçtik. PKK alçaklarını, ilk defa bizim ordumuza saldırı yaptı diye vurmuyor, kendi inlerinde hem de başka ülke topraklarında vuruyoruz. Bu yapılan operasyonlar, yıllar önce yapılsaydı şimdi bu bölgede ülkemizin şanlı bayrağı dalgalanıyor olacaktı. Teröre bu kadar şehit vermeyecektik. ARTIK KILIÇLAR ÇEKİLDİ Nasıl Amerika kıtaları aşıp, burnumuzun dibine kadar geliyor ve bizim ülkemizi karıştırıyorsa, bundan sonra biz de sahneye çıkıp oyunlarını bozmalıyız. Gerekirse Suriye topraklarının daha da içlerine girip, terörün kökünü kurutuncaya kadar ilerlemeliyiz. Dünya devletleri Orta Doğuda biz olmadan hiç bir hareketin yapılamayacağını anlayana kadar bu bölgede hâkimiyetimizi sürdürmeliyiz. Tüm bunlar yaşanırken, bir kez daha yazmak istiyorum. Ülke olarak savaştan yana, kandan yana değiliz. Dost olana dostluğumuzu, düşman olmak isteyene yumruğumuzu vurmasını biliriz. Temennimiz bütün Dünya ülkelerinin ve insanlarının barış dolu, sevgi dolu bir dünya düzeninde yaşamasıdır. Ülkelerin barış içinde yaşayabileceği ve insanlarına zulüm etmediği bir dünya temenni ediyoruz. Allah ordumuzu ve ülkemizi korusun Saygılar
Ekleme Tarihi: 24 Ekim 2019 - Perşembe
Ramazan Duman

CEPHEDE VE MASA BAŞINDA SAVAŞMAK

Ülkelerin nasıl kırmızı çizgileri varsa, biz insanoğlu için de kırmızı çizgiler ve tartışmaya mahal bırakmayan konular vardır. Ülke olarak son günlerde ekonomik sıkıntıları yaşarken, bir de ülkemizin Fırat'ın doğusuna düzenlediği Barış Pınarı Harekat’ını yürütmesinin gururu ve onurunu yaşamaktayız.

Ama gelin görün ki medyada olsun, siyasette olsun, tartışmalar öyle boyutlara ulaşıyor ki, ne yapmış olduğumuz operasyonun önemi kalıyor ne de ülke içinde yaşadığımız zor süreçlerin önemi kalıyor.

Geçtiğimiz gün bir Televizyon kanalında yayınlanan canlı yayında, iki eski milletvekili birbirlerine o kadar ağza alınmayacak derecede hakaret ediyorlar ki, sanırsınız kıyamet kopacak. Sözde ikisi de devletini ve milletini çok sevdiğini iddia ediyorlar.

“Ülkemiz, zor bir süreçten geçiyor” dedik. Karşımızda Dünyanın en büyük devletleri var. Hem silah olarak hem ekonomik olarak. Bizi her türlü zora sokabilecek güçleri var. Çok zor şartlar altında bir savaş veren ordumuz ve onun arkasında milli bir yapımız var. Sosyal medya da atıp tutanlar, yaptığımız operasyonu basit görenler, bunu hükümete bağlayıp eleştirenler… Çok yazık!

Hangi görüşten olursak olalım, şu an ordumuz ve onların kınalı kuzuları Mehmetçiğimiz bir savaş veriyor. Onlar cephede bizim için canlarını hiçe sayarken, devletin yetkilileri de masa başında savaş veriyor. Malum, tarihte birçok örneği var. Savaşarak kazandığımız birçok yeri masa başında kaybettiğimiz yerler var. Eğer bu günlerde dahi, Türk Milleti olarak bir arada olamayacaksak ne zaman bir arada olacağız? Kınalı kuzularımız için duayı şimdi yapmayacaksak ne zaman yapacağız?

TEHTİDLER KAPİTALİST DÜŞÜNCENİN ESERİ

Sahada bizimle baş edemeyeceğini anlayan emperyalist güçler, bizi ekonomimizle vurmakla tehdit ediyorlar. Neden? Kırılgan bir ekonomimiz ve içimizde dolar seviciler var. “Ülke nasıl karışır da dolar yükselir” deyip avuçlarını ovalayanlar var. Bunu dış mihraklar da çok iyi biliyor. Ve bizi devamlı bununla sıkıştırıyorlar.

Yıllardır yaklaşık 50 bin kişinin katili olan PKK, ilk defa kendi evinde sıkıştırılıyor. Orada kuracağımız bir güvenli bölge, hem Suriyeliler için hem de bizim için hayati önem taşıyor. Kendi evleri gibi gördükleri Suriye topraklarından artık kolayca gelip bizim karakollarımızı basamayacak ve operasyon yapamayacaklar. Buralara Suriye halkının da yerleştiğini düşünürsek, ileride burasının kalıcı olarak bizde kalacağı ve bir toprak kazanımı elde edeceğimiz aşikardır.

AKILLI, SOĞUKKANLI VE ÇELİK GİBİ İRADE LAZIM

Hem sahada hem masada savaşmak her ülkenin kaldırabileceği bir durum değil. Üstelik karşında dünya ülkeleri olunca ve de ekonomin tehdit edilince. Sinirlerine ve dışardan gelen tehditlere karşı akıllı olacak, sahada savaşacak kadar cesur ve siyaseten ilkeli olacaksın ki, başarılı olasın. Ama biz bunları ülke olarak yapmaya çalışırken, medyadan çatlak sesler gelmeye başlayınca morallerimiz ister istemez bozuluyor.

Artık ülke olarak, çok uzun zamandır ilk defa taarruz eden ve düşmanını kendi sahasında yok etmek için hareket eden bir ülke konumuna geçtik. PKK alçaklarını, ilk defa bizim ordumuza saldırı yaptı diye vurmuyor, kendi inlerinde hem de başka ülke topraklarında vuruyoruz. Bu yapılan operasyonlar, yıllar önce yapılsaydı şimdi bu bölgede ülkemizin şanlı bayrağı dalgalanıyor olacaktı. Teröre bu kadar şehit vermeyecektik.

ARTIK KILIÇLAR ÇEKİLDİ

Nasıl Amerika kıtaları aşıp, burnumuzun dibine kadar geliyor ve bizim ülkemizi karıştırıyorsa, bundan sonra biz de sahneye çıkıp oyunlarını bozmalıyız. Gerekirse Suriye topraklarının daha da içlerine girip, terörün kökünü kurutuncaya kadar ilerlemeliyiz. Dünya devletleri Orta Doğuda biz olmadan hiç bir hareketin yapılamayacağını anlayana kadar bu bölgede hâkimiyetimizi sürdürmeliyiz.

Tüm bunlar yaşanırken, bir kez daha yazmak istiyorum. Ülke olarak savaştan yana, kandan yana değiliz. Dost olana dostluğumuzu, düşman olmak isteyene yumruğumuzu vurmasını biliriz. Temennimiz bütün Dünya ülkelerinin ve insanlarının barış dolu, sevgi dolu bir dünya düzeninde yaşamasıdır. Ülkelerin barış içinde yaşayabileceği ve insanlarına zulüm etmediği bir dünya temenni ediyoruz.

Allah ordumuzu ve ülkemizi korusun

Saygılar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.