Siyaset bazen bir sonraki hamlenin ne olacağını kestirememekle ön plana çıkmıştır. Özellikle seçim arefesinde meydanlara çıkıyorsanız, her türlü hamlelere ve söylemlere hazır olmalısınız. Meydanlarda gezme ve halkın nabzını tutma noktasında kendinize ve partinize güveniyorsanız sorun yok, ama partinize güvenmiyorsanız işte o zaman da halktan gelebilecek tepkilere hazırlıklı olacaksınız demektir. Halkın canı yanmıştır söylenir, çiftçi traktörünü satmıştır söylenir, esnaf batmıştır söylenir, öğretmen adayı atanamamıştır söylenir, şehit yakınıdır söylenir, işten atılan işçi söylenir. Halkın nabzını tutuyorsan tüm bu toplumsal tepkilere hazırlıklı olmalısınız. Çelikten sinirleriniz, büyük bir hoşgörü fıtratınız olmalı. Yoksa sizi tahrik edende olur, size laf atanda, sataşanda. Nitekim geçtiğimiz gün İYİ Partili Lütfü Türkkan Bingöl'de şehit yakınıyla tartışmış ve ona küfür ederek skandal bir harekete imza atmıştır. Ülkemizin en hassas ve uç noktalarında olan şehit yakınlarımıza küfür izahı mümkün olmayan bir yaklaşımdır. Başta da yazdığım gibi, eğer meydanlara çıkıyorsanız halktan gelen her türlü tepkiyi göğüsleyecek ve her eleştire soğukkanlılıkla cevap verecek bir ekibiniz olmalı. Her eleştiride kendini kaybeden, soğukkanlı olmayan, donanımı eksik kişiler maalesef partiye en büyük zararı veriyor. TÜRKKAN'IN GAFI EKONOMİK KIRİZ SÖYLEMLERİNİN ÖNÜNE GEÇTİ İYİ Partili Türkkan'ın söylemiş olduğu skandal sözler son günlerde en çok konuşulan ve tartışılan ekonomik krizin bile önüne geçti. Artık gündemde ne dolar ne altın ne de borsa var. Ülke siyaseti ve sokaktaki vatandaş bile şehit yakınına küfür eden Türkkan'ı konuşuyor. Dedim ya bizim hassas uç noktalarımız var. Vatan, bayrak, asker, din, ezan, Atatürk gibi. Bu yazdıklarımız hangisi olursa olsun herhangi birine söylenecek söz veya fiillerde Türk Halkını karşısına alacağını unutmasın. KİBAR NEZAKET SAHİBİ SİYASİLERİ ÖZLÜYORUZ... Ne söylediğini bilmek, sözün nerelere gideceğini kestirmek iyi bir eğitim ve iyi bir şekilde yetişmekle alakalıdır. Hangi makam ve mevkide olursanız olun, isterse milyon dolarlarınız olsun, hatta emrinizde binlerce kişi çalışsın içinizde kin ve nefret söylemi varsa bir gün mutlaka dışarı vurma durumuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu yazdıklarım sadece Türkkan için geçerli değil. Meclis çatısı altında da seviyesi çok düşük, kırıcı olaylara şahit oluyoruz. Umarım bu seviye gelecek nesillere de yansımaz. Yeni nesillerin yani Z kuşağı dediğimiz gençlere nefret dilini değil sevgi dilini miras bırakmalıyız.  Aksi halde kavgacı, nefret dilini kullanan nezaket seviyesinden uzak bir gelecek gençlerimizi beklemektedir.