Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

ÇELİŞKİLER YUMAĞI

Değerli dostlar, bu hafta ara tatil. Öğrenciler, yoğun(!) geçen iki ayın ardından bir haftalık dinlenme dönemine girdiler. Öğrenciler dinlenme tatiline girdiler ama öğretmenler için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Çünkü bu bir haftalık ara tatilde bakanlığın belirlediği seminerleri izleyecekler. Ama asıl sorun başka. Milli Eğitim Bakanlığının bu yıl uygulamaya geçtiği yeni ölçme değerlendirme sistemi. BİRÇOK ÖĞRETMENİ AFALLADI Bu yıl uygulamaya geçilen açık uçlu sorularla yapılan ölçme değerlendirme sistemi, birçok öğretmeni afallattı, şaşkına çevirdi. Yok birinci, ikinci bilmem kaçıncı senaryolar, yok şu kazanımlar, yok bu değerler derken öğretmen, resmen kıskaca alınmış, cendereye sokulmuş durumda. Öyle ki hangi konudan kaç soru sorulacağı bile belirlenmiş. Sınıfın ve öğrencilerin durumuna göre soru sormak yok! ARA TATİLDE YETİŞTİRMEDİKLERİ İŞLERİNİ TAMAMLAYACAKLAR İşin bir başka ilginç yönü de şöyle. Özellikle ortaokullarda Türkçe, liselerde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri şaşkınlık içinde ne yapacaklarını bilemez duruma düştüler. Bu branş öğretmenleri bir sınav için bir öğrenciyi üç kez sınav yapmak zorunda kaldı. Sınav kağıdı okuma ve değerlendirme işlerini bitiremedikleri için bu ara tatilde yarım kalan, yetiştirmedikleri işlerini tamamlayacaklar. SINAVLAR ÖĞRENCİ İÇİN BÜYÜK SÜRPRİZ Bu yeni uygulama öğrenciler için de sorun oluşturacak gibi. Yeni sisteme göre sınavlar yapılınca çoğu öğrenci için büyük sürpriz oldu. Özellikle Türkçe ile Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde dinleme sınavı ayrı, konuşma sınavı ayrı, normal sınav ayrı ki o da klasik yöntemle, açık uçlu sorularla yapıldı. Sınavlarda doldurmalı soru, eşleştirmeli soru, doğru-yanlış sorusu, çoktan seçmeli soru (test) sorulamadı. Diğer derslerin sınavları da böyle. Ama öğrenciler, özellikle sekizinci ve on ikinci sınıflar, harıl harıl haziranda yapılacak yerleştirme sınavına hazırlanıyor; hem de test yöntemiyle yapılacak olan sınava! ÖĞRETMENLER AÇISINDAN SORUN OLUŞTURACAK Değerli dostlar, Milli Eğitim Bakanlığı bu yeni ölçme değerlendirme sistemine geçti ama bu ani geçişin sıkıntıları da oldu. Özellikle soruların kapsamı, biçimi, hazırlanması, bir kalıba sokulmaya çalışılması öğretmenler açısından sorun oluşturacak. *** Bu çelişkili durumu anlatan güzel bir öykü var; onu sizlerle paylaşmak istiyorum. Okul çağına gelmiş küçük çocuk, okula başlar. Her gün düzenli olarak okula gider. Her günkü gibi yine okula gider, ders başlar. Öğretmen seslenir: Çocuklar, bugün resim yapacağız, der. Küçük çocuk, çok sevinir. Çünkü resim yapmayı çok sever. Her türlü resim yapabilmektedir. Aslanlar, kaplanlar, tavuklar, inekler, trenler, tekneler… çocuk, mum boyalarını çıkarır ve çizmeye başlar; ama öğretmen: Durun, bekleyin! Daha başlamayın, diye bağırı. Herkes hazırlanana kadar beklenir. *** Öğretmen, şimdi çiçek resmi yapacağız, der çocuklara. Küçük çocuk sevinir, çünkü çocuk çiçek resmi yapmayı çok sever. Güzel güzel çiçekler yapmaya başlar. Pembe, portakal rengi ve mavi rengarenk çiçekler. Ama tam o anda öğretmenin sesi duyulur: Durun, bekleyin! Ben size nasıl yapacağınızı göstereceğim, der. Öğretmen, tahtaya bir çiçek resmi çizer. Sapı yeşil, kendisi kırmızı. Sonra, işte böyle, tamam; şimdi başlayabilirsiniz, der öğretmen. Küçük çocuk, bir öğretmeninin çizdiği çiçeğe bakar, bir de kendi çiçeğine. Kendi çizdiği çiçeği daha çok sever. Ama bunu öğretmenine söyleemez. *** Küçük çocuk, kağıdın öteki yüzünü çevirir ve öğretmeninkine benzer bir çiçek çizer. Yeşil saplı kırmızı renkli bir çiçek. Diğer günlerde de benzer uygulamalar olur. Öğretmen, her çalışmada “Durun, bekleyin! Ben size nasıl yapacağınızı göstereceğim.” der. Küçük çocuk, çok geçmeden beklemeyi, izlemeyi, öğretmeninkine benzer şeyler yapmayı öğrenir! Çocuk, çok geçmeden kendine özgü şeyler yapamaz olur, yaratıcılığını yitirmeye başlar. Aradan birkaç ay geçtikten sonra küçük çocuğun ailesi başka bir kente yeni bir eve taşınırlar. Küçük çocuk da başka bir okula gitmek zorundadır. Bu öyküden de anlaşılacağı üzere bakanlığın ne yapmaya çalıştığını anlamak zor olmasa gerek! Sözün Özü Dünyada yeteneksiz insan yoktur. Yalnızca iyi yetiştirlmemiş, iyi eğitilmemiş ve iyi yönlendirilmemiş insanlar vardır. Angle Peartri
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2023 - Salı
Mustafa ATALAY

ÇELİŞKİLER YUMAĞI

Değerli dostlar, bu hafta ara tatil. Öğrenciler, yoğun(!) geçen iki ayın ardından bir haftalık dinlenme dönemine girdiler. Öğrenciler dinlenme tatiline girdiler ama öğretmenler için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Çünkü bu bir haftalık ara tatilde bakanlığın belirlediği seminerleri izleyecekler. Ama asıl sorun başka. Milli Eğitim Bakanlığının bu yıl uygulamaya geçtiği yeni ölçme değerlendirme sistemi.

BİRÇOK ÖĞRETMENİ AFALLADI

Bu yıl uygulamaya geçilen açık uçlu sorularla yapılan ölçme değerlendirme sistemi, birçok öğretmeni afallattı, şaşkına çevirdi. Yok birinci, ikinci bilmem kaçıncı senaryolar, yok şu kazanımlar, yok bu değerler derken öğretmen, resmen kıskaca alınmış, cendereye sokulmuş durumda. Öyle ki hangi konudan kaç soru sorulacağı bile belirlenmiş. Sınıfın ve öğrencilerin durumuna göre soru sormak yok!

ARA TATİLDE YETİŞTİRMEDİKLERİ İŞLERİNİ TAMAMLAYACAKLAR

İşin bir başka ilginç yönü de şöyle. Özellikle ortaokullarda Türkçe, liselerde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri şaşkınlık içinde ne yapacaklarını bilemez duruma düştüler. Bu branş öğretmenleri bir sınav için bir öğrenciyi üç kez sınav yapmak zorunda kaldı. Sınav kağıdı okuma ve değerlendirme işlerini bitiremedikleri için bu ara tatilde yarım kalan, yetiştirmedikleri işlerini tamamlayacaklar.

SINAVLAR ÖĞRENCİ İÇİN BÜYÜK SÜRPRİZ

Bu yeni uygulama öğrenciler için de sorun oluşturacak gibi. Yeni sisteme göre sınavlar yapılınca çoğu öğrenci için büyük sürpriz oldu. Özellikle Türkçe ile Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde dinleme sınavı ayrı, konuşma sınavı ayrı, normal sınav ayrı ki o da klasik yöntemle, açık uçlu sorularla yapıldı. Sınavlarda doldurmalı soru, eşleştirmeli soru, doğru-yanlış sorusu, çoktan seçmeli soru (test) sorulamadı. Diğer derslerin sınavları da böyle. Ama öğrenciler, özellikle sekizinci ve on ikinci sınıflar, harıl harıl haziranda yapılacak yerleştirme sınavına hazırlanıyor; hem de test yöntemiyle yapılacak olan sınava!

ÖĞRETMENLER AÇISINDAN SORUN OLUŞTURACAK

Değerli dostlar, Milli Eğitim Bakanlığı bu yeni ölçme değerlendirme sistemine geçti ama bu ani geçişin sıkıntıları da oldu. Özellikle soruların kapsamı, biçimi, hazırlanması, bir kalıba sokulmaya çalışılması öğretmenler açısından sorun oluşturacak.

***

Bu çelişkili durumu anlatan güzel bir öykü var; onu sizlerle paylaşmak istiyorum. Okul çağına gelmiş küçük çocuk, okula başlar. Her gün düzenli olarak okula gider. Her günkü gibi yine okula gider, ders başlar. Öğretmen seslenir: Çocuklar, bugün resim yapacağız, der. Küçük çocuk, çok sevinir. Çünkü resim yapmayı çok sever. Her türlü resim yapabilmektedir. Aslanlar, kaplanlar, tavuklar, inekler, trenler, tekneler… çocuk, mum boyalarını çıkarır ve çizmeye başlar; ama öğretmen: Durun, bekleyin! Daha başlamayın, diye bağırı. Herkes hazırlanana kadar beklenir.

***

Öğretmen, şimdi çiçek resmi yapacağız, der çocuklara. Küçük çocuk sevinir, çünkü çocuk çiçek resmi yapmayı çok sever. Güzel güzel çiçekler yapmaya başlar. Pembe, portakal rengi ve mavi rengarenk çiçekler. Ama tam o anda öğretmenin sesi duyulur: Durun, bekleyin! Ben size nasıl yapacağınızı göstereceğim, der. Öğretmen, tahtaya bir çiçek resmi çizer. Sapı yeşil, kendisi kırmızı. Sonra, işte böyle, tamam; şimdi başlayabilirsiniz, der öğretmen. Küçük çocuk, bir öğretmeninin çizdiği çiçeğe bakar, bir de kendi çiçeğine. Kendi çizdiği çiçeği daha çok sever. Ama bunu öğretmenine söyleemez.

***

Küçük çocuk, kağıdın öteki yüzünü çevirir ve öğretmeninkine benzer bir çiçek çizer. Yeşil saplı kırmızı renkli bir çiçek. Diğer günlerde de benzer uygulamalar olur. Öğretmen, her çalışmada “Durun, bekleyin! Ben size nasıl yapacağınızı göstereceğim.” der. Küçük çocuk, çok geçmeden beklemeyi, izlemeyi, öğretmeninkine benzer şeyler yapmayı öğrenir! Çocuk, çok geçmeden kendine özgü şeyler yapamaz olur, yaratıcılığını yitirmeye başlar. Aradan birkaç ay geçtikten sonra küçük çocuğun ailesi başka bir kente yeni bir eve taşınırlar. Küçük çocuk da başka bir okula gitmek zorundadır. Bu öyküden de anlaşılacağı üzere bakanlığın ne yapmaya çalıştığını anlamak zor olmasa gerek!

Sözün Özü

Dünyada yeteneksiz insan yoktur. Yalnızca iyi yetiştirlmemiş, iyi eğitilmemiş ve iyi yönlendirilmemiş insanlar vardır. Angle Peartri

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.