Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

LOZAN’I ANLAMAK

Değerli dostlar, 24 Temmuz 1923 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve yurttaşları için çok önemli ve anlamlı bir tarihtir. Çünkü bu tarih, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapusunun alındığı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin tam bağımsız ve özgür bir devlet olduğunun dünyaya duyurulduğu ve kabul ettirildiği tarihtir.  LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI 1919 yılının mayısında başlayan işgal ve paylaşım hareketliliği, 19 Mayıs 1919’da başlatılan kurtuluş ateşiyle durduruldu ve 3 yıldan fazla süren bir direniş ve savaş sonucunda kurtuluş, özgürlük ve bağımsızlık kazanıldı. İşte bu özgürlüğün ve bağımsızlığın resmi belgesi de 1923 yılının 24 Temmuz’unda imzalanan “Lozan Barış Antlaşması” oldu. Bunun bir başka önemi de özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapusu olmasıdır. PRANGALARDAN KURTULMUŞ OLDUK Kurtuluş Savaşımızın bir başka boyutu da şu. Kurtuluş Savaşı'nda yalnızca Yunanla savaşmadık. Kurtuluş Savaşını kazandıktan sonra Mudanya Ateşkes Antlaşmasını İngilizlerle, Fransızlarla, İtalyanlarla yaptık. Bu durumun da iyi anlaşılması gerekiyor. Aslında Kurtuluş Savaşını kazanmakla ve Lozan Barış Antlaşmasını imzalamakla üzerimizde büyük bir yükten ve prangalardan kurtulmuş olduk. Bakınız, o yılları kısaca anımsayalım. *** 1922 yılının eylül ayında ordularımız İzmir'i alınca zaman yitirmeden İstanbul'a yöneldi. O tarihlerde İstanbul, İngilizlerin işgali altındaydı. Türk ordusu İzmit'e yığınak yaptı. Harekat için gün sayıldı. Egemen güçler anladı ki durum pek iç açıcı değil, ateşkes önerdiler. Lozan Barış görüşmeleri 1922 yılının 11 Kasım’ında başladı. Türk ordusu, İzmit'te beklerken Lozan Barış Konferansı, 8 ay sürdü.  *** İyi ama niye?  Hangi konuda anlaşılamıyordu?  Musul mu? Hayır.  Musul, 1 ay konuşuldu.  Lozan Barış Konferansı'nın 8 ay sürmesinin 3 nedeni vardı... BİRİNCİ KONU: KAPİTÜLASYONLAR Birincisi, “kapitülasyonlar”. Yüzyıllarca “kapitülasyon” adı altında yabancılara öyle ayrıcalıklar verildi ki neredeyse tüm mallarımıza ve varlıklarımıza el koymaya kadar gitti. Bankalar, işletmeler, limanlar… onlarındı. Daha birçok neden, gerekçe… Yani öz yurdumuzda tutsak gibiydik. Neredeyse hiçbir hakkımız yok gibiydi. Kendi haklarımızı alamıyor, koruyamıyor, durumdaydık. İşte o ayrıcalıklı güçler, kendi çıkarlarına uygun kurdukları bu düzenin yani kapitülasyonların kaldırılmasını istemiyorlardı. Lozan'da bu kapitülasyonların kaldırılması için yoğun uğraşı verildi. Egemen güçler, 8 ay boyunca bunu direttiler; ama Türk heyetinin kararlılığı ve zafer kazanmışlığın verdiği güç karşısında kabul etmek zorunda kaldılar. İKİNCİ KONU: DUYUN-U UMUMİYE İkincisi de “Duyun-u Umumiye” konusuydu. Bilindiği üzere Osmanlı Devleti’nin ekonomisi dibe vurunca Duyun-u Umumiye kurulmuş ve yabancılar, Osmanlı maliyesine el koymuştu. Türk tarafı, Lozan Barış Konferansı boyunca “Yabancıların bu egemenliği bitecek.” diye diretti. Yani “Türk devletinin ekonomisi bağımsızdır.” denildi. Onlar da yine 8 ay boyunca direttiler; ama sonunda kabul ettiler. ÜÇÜNCÜ KONU: MAHKEMELER Üçüncüsü ise mahkemeler konusu idi. Özellikle bu kapitülasyonlardan dolayı Osmanlı Devleti içinde Gayrimüslim ile Müslüman’ın anlaşmazlığı çözülemiyordu. Çünkü o egemen güçler, Osmanlı mahkemelerini tanımıyorlardı. Bu ayrıcalığın ellerinden çıkmaması için direttiler. Türk heyeti, Lozan Barış Konferansı görüşmelerinde “Türk devletinin idari, adli, hukuki bağımsızlığını tanıyacaksınız.” dedi. Yani “Türkiye egemen olacaksa o halde bir yabancı suç işlediğinde Türk mahkemesinde yargılanacak, yargılanmalı!” denildi. O egemen güçler, yine 8 ay boyunca Türk yargısını tanımak istemediler. Ama Türk heyetinin kararlı ve azimli tutumu karşısında kabul etmek zorunda kaldılar.  TÜRK ZAFERİ BAŞLIKLARI Yani Lozan'da Türkler, yıllarca yabancılar tarafından tanınmayan Türk hukukunu ve egemenliğini yabancılara tanıttılar. Lozan Antlaşması’nın imzalandığı gün, ayrıcalıklı olan tüm yabancılar, evlerinden, dükkanlarından, idari kurumlardan yabancı bayraklarını kaldırdılar. Yabancı gazeteler, “Türk Zaferi” diye başlıklar attılar. *** Hükümeti düşen İngiltere eski Başbakanı Lloyd George, Lozan Antlaşması'nın İngiltere için bir hezimet olduğunu açıkladı. İşte Lozan budur. Lozan Barış Antlaşması’nın bir başka yönünü de haftaya anlatalım.  Sözün Özü: Dünya, vazgeçenleri değil, azim ve kararlılıkla mücadele edenleri hatırlar. Tayfun Topaloğlu
Ekleme Tarihi: 22 Temmuz 2025 -Salı

LOZAN’I ANLAMAK

Değerli dostlar, 24 Temmuz 1923 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve yurttaşları için çok önemli ve anlamlı bir tarihtir. Çünkü bu tarih, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapusunun alındığı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin tam bağımsız ve özgür bir devlet olduğunun dünyaya duyurulduğu ve kabul ettirildiği tarihtir. 

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI

1919 yılının mayısında başlayan işgal ve paylaşım hareketliliği, 19 Mayıs 1919’da başlatılan kurtuluş ateşiyle durduruldu ve 3 yıldan fazla süren bir direniş ve savaş sonucunda kurtuluş, özgürlük ve bağımsızlık kazanıldı. İşte bu özgürlüğün ve bağımsızlığın resmi belgesi de 1923 yılının 24 Temmuz’unda imzalanan “Lozan Barış Antlaşması” oldu. Bunun bir başka önemi de özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapusu olmasıdır.

PRANGALARDAN KURTULMUŞ OLDUK

Kurtuluş Savaşımızın bir başka boyutu da şu. Kurtuluş Savaşı'nda yalnızca Yunanla savaşmadık. Kurtuluş Savaşını kazandıktan sonra Mudanya Ateşkes Antlaşmasını İngilizlerle, Fransızlarla, İtalyanlarla yaptık. Bu durumun da iyi anlaşılması gerekiyor. Aslında Kurtuluş Savaşını kazanmakla ve Lozan Barış Antlaşmasını imzalamakla üzerimizde büyük bir yükten ve prangalardan kurtulmuş olduk. Bakınız, o yılları kısaca anımsayalım.

***

1922 yılının eylül ayında ordularımız İzmir'i alınca zaman yitirmeden İstanbul'a yöneldi. O tarihlerde İstanbul, İngilizlerin işgali altındaydı. Türk ordusu İzmit'e yığınak yaptı. Harekat için gün sayıldı. Egemen güçler anladı ki durum pek iç açıcı değil, ateşkes önerdiler. Lozan Barış görüşmeleri 1922 yılının 11 Kasım’ında başladı. Türk ordusu, İzmit'te beklerken Lozan Barış Konferansı, 8 ay sürdü. 

***

İyi ama niye? 
Hangi konuda anlaşılamıyordu? 
Musul mu? Hayır. 
Musul, 1 ay konuşuldu. 
Lozan Barış Konferansı'nın 8 ay sürmesinin 3 nedeni vardı...

BİRİNCİ KONU: KAPİTÜLASYONLAR

Birincisi, “kapitülasyonlar”. Yüzyıllarca “kapitülasyon” adı altında yabancılara öyle ayrıcalıklar verildi ki neredeyse tüm mallarımıza ve varlıklarımıza el koymaya kadar gitti. Bankalar, işletmeler, limanlar… onlarındı. Daha birçok neden, gerekçe… Yani öz yurdumuzda tutsak gibiydik. Neredeyse hiçbir hakkımız yok gibiydi. Kendi haklarımızı alamıyor, koruyamıyor, durumdaydık. İşte o ayrıcalıklı güçler, kendi çıkarlarına uygun kurdukları bu düzenin yani kapitülasyonların kaldırılmasını istemiyorlardı. Lozan'da bu kapitülasyonların kaldırılması için yoğun uğraşı verildi. Egemen güçler, 8 ay boyunca bunu direttiler; ama Türk heyetinin kararlılığı ve zafer kazanmışlığın verdiği güç karşısında kabul etmek zorunda kaldılar.

İKİNCİ KONU: DUYUN-U UMUMİYE

İkincisi de “Duyun-u Umumiye” konusuydu. Bilindiği üzere Osmanlı Devleti’nin ekonomisi dibe vurunca Duyun-u Umumiye kurulmuş ve yabancılar, Osmanlı maliyesine el koymuştu. Türk tarafı, Lozan Barış Konferansı boyunca “Yabancıların bu egemenliği bitecek.” diye diretti. Yani “Türk devletinin ekonomisi bağımsızdır.” denildi. Onlar da yine 8 ay boyunca direttiler; ama sonunda kabul ettiler.

ÜÇÜNCÜ KONU: MAHKEMELER

Üçüncüsü ise mahkemeler konusu idi. Özellikle bu kapitülasyonlardan dolayı Osmanlı Devleti içinde Gayrimüslim ile Müslüman’ın anlaşmazlığı çözülemiyordu. Çünkü o egemen güçler, Osmanlı mahkemelerini tanımıyorlardı. Bu ayrıcalığın ellerinden çıkmaması için direttiler. Türk heyeti, Lozan Barış Konferansı görüşmelerinde “Türk devletinin idari, adli, hukuki bağımsızlığını tanıyacaksınız.” dedi. Yani “Türkiye egemen olacaksa o halde bir yabancı suç işlediğinde Türk mahkemesinde yargılanacak, yargılanmalı!” denildi. O egemen güçler, yine 8 ay boyunca Türk yargısını tanımak istemediler. Ama Türk heyetinin kararlı ve azimli tutumu karşısında kabul etmek zorunda kaldılar. 

TÜRK ZAFERİ BAŞLIKLARI

Yani Lozan'da Türkler, yıllarca yabancılar tarafından tanınmayan Türk hukukunu ve egemenliğini yabancılara tanıttılar. Lozan Antlaşması’nın imzalandığı gün, ayrıcalıklı olan tüm yabancılar, evlerinden, dükkanlarından, idari kurumlardan yabancı bayraklarını kaldırdılar. Yabancı gazeteler, “Türk Zaferi” diye başlıklar attılar.

***

Hükümeti düşen İngiltere eski Başbakanı Lloyd George, Lozan Antlaşması'nın İngiltere için bir hezimet olduğunu açıkladı. İşte Lozan budur. Lozan Barış Antlaşması’nın bir başka yönünü de haftaya anlatalım. 
Sözün Özü:
Dünya, vazgeçenleri değil, azim ve kararlılıkla mücadele edenleri hatırlar. Tayfun Topaloğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.