Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

NEDEN KİTAP OKUMALIYIZ?

Değerli dostlar, bu hafta mübarek Ramazan Bayramı. Hafta sonunu bayram yaparak geçireceğiz. Tüm dostlarımın, okuyucularımızın ve İslam aleminin bayramı kutlu olsun. Bayramların sağlık, huzur, barış ve mutluluk getirmesini dilerim. Şimdiden bayramınız kutlu olsun. Gelelim bu haftaki yazımızın konusuna.  İsterseniz önce yazımızın başlığını yanıtlayarak başlayalım. Evet, “Neden kitap okumalıyız?” Kitap okumak için yüzlerce neden var. Ünlü düşünür Descartes (Dekart), “İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların insanlarıyla sohbet etmek gibidir.” der. Evet, bu sözden yola çıkarak kitap okumanın önemini ve değerini daha iyi anlayabiliriz. Kitap okumanın bir başka özelliği de zihin açıcı olması. Kitap okumak aynı zamanda sosyal ve duygusal zekayı da arttırıyor. Kısacası kitap okumakla düşünme gücümüz artıyor, öğrenmeyi geliştiriyor. Öyle ki farklı ve geniş açılı düşünebilmeyi, karşımızdakilerin psikolojilerini anlamayı, karşılaştırma ve değerlendirme yapabilmeyi öğreniriz. Nöroloji ve antropoloji uzmanlarının insanlar üzerinde yaptığı bilimsel araştırmalar, kitap okumanın bir başka önemini daha ortaya koyuyor. Bilindiği üzere insan beyni, iki lobdan oluşuyor. İnsanın olayları algılaması ve öğrenmesi, beynin genellikle sağ veya sol loblarından birine yöneliktir. Yani bazı kişilerin sağ lobları daha baskınken bazı kişilerin sol lobları daha baskındır. Bu görüş, bilim insanlarının ortaya koyduğu bir gerçeklik. İşte kitap okumanın önemi ve değeri, burada ortaya çıkıyor. Kitap okuyan kişilerin beyin lobları arasındaki uzak ara fark azalıyormuş. Kitap okumakla beynimizin sağ ve sol loblar arasındaki kullanılma baskınlığı azalıyor; az baskın olan lob, gelişim göstererek biribirine yakın duruma geliyormuş. Bu görüş, dünyadaki önemli antropolog ve nörologlar tarafından yüzlerce insan üzerinde yapılan araştırmalarla ortaya konulmuş. Yine resmi kayıtlardan alınan ilginç bir araştırmayı paylaşmakta yarar var. Kültür Bakanlığı tarafından yapılan araştırmalara göre dünyadaki farklı ülkelerde bir yılda basılan kitap, gazete okuyanların nüfusa oranı, kütüphane ve kahvehane sayılanırının karşılaştırılması ve kitap okuma oranları şöyle: Ülkelere göre bir yılda basılan kitapların türü: ABD’de 85 bin 121; Japonya’da 42 bin 217; İngiltere’de 64 bin 761; Almanya’da 64 bin 761; Türkiye’de 6 bin 151… Gazete okuyanların nüfusa oranları da şöyle: Japonya’da %62; Almanya’da %48; Türkiye’de %5… Türkiye’deki kahvehane ve kütüphane sayılarının karşılaştırmasına bakalım: Kütüphane sayısı 1.412; Kahvehane sayısı 570 bin…  Buna sayılara göre 49 bin 500 kişiye bir kütüphane düşerken 122 kişiye bir kahvehane düşmekte. Yine Gallup kamuoyu araştıma şirketinin yaptığı bir araştırmaya göre bazı ülkelerdeki kitap okuyanların nüfusa oranları da şöyle: Japonya’da %14; ABD’de %12; Almanya’da %11; İngiltere’de %11; Türkiye’de %0,01 (on binde bir) Bir Japon yılda ortalama 25; Şilili 18; İsviçreli 11 kitap okuyor. Bizde ise bir kişi 10 yılda bir kitap okuyabiliyor.  Türkiye’de ihtiyaç listesinde kitap, 235’inci sırada. 8 milyonluk dost ve kardeş Azerbaycan’da bir kitap 100 bin baskı yaparken bizde ise anca 3 bin baskı yapabilmekte.  Bir Norveçli kitap için yılda 147 dolar harcarken biz, ancak 33 sent harcıyoruz.  Yine ilginç bir veri; Türkiye’de bir günde televizyona 5 saat ayıran insanımız, kitap okumaya ise ancak yılda 6 saat ayırabilmekte. Bu tür karşılaştırmaları uzatmak mümkün. Daha çok yazıp moral bozmayalım.  Bir uzman bu karşılaştırmalarla ilgili şöyle bir yorum yapmış.  “Yalnız bu çok kitap okumanın iki tehlikesi var: Birincisi, kitap okuma alışkanlığı edindiğinizde şimdiye dek ne kadar boş olduğunuzu anlar ve üzülürsünüz. İkincisi de hemen her alanda sizi kullananların ne çapta kişiler olduğunu anlar, komplekse girersiniz. Böyle riskleri de var.” Cahillik, kader değildir. Mutlaka okumalıyız. Okuyarak bunu değiştirebiliriz. Eğer okumak istemiyorsanız, okumuyorsanız, okumaya zaman ayırmıyorsanız; seçiminiz, tercihiniz, kaderiniz olur. Tercih sizin. Ya okuyup zihnimizi geliştirip dünyamızı genişleteceğiz ya da rahatımızı bozmayıp keyfimize bakacağız. Ne demişti sessiz bilge? “30 liraya kitap almayın; 100 liraya fal baktırın!” Sözün Özü: Yetişen zekaları kitaplarla beslemeyen uluslar, hüsrana mahkûmdur. Kitap Yüzü
Ekleme Tarihi: 18 Nisan 2023 - Salı
Mustafa ATALAY

NEDEN KİTAP OKUMALIYIZ?

Değerli dostlar, bu hafta mübarek Ramazan Bayramı. Hafta sonunu bayram yaparak geçireceğiz. Tüm dostlarımın, okuyucularımızın ve İslam aleminin bayramı kutlu olsun. Bayramların sağlık, huzur, barış ve mutluluk getirmesini dilerim. Şimdiden bayramınız kutlu olsun.

Gelelim bu haftaki yazımızın konusuna. 

İsterseniz önce yazımızın başlığını yanıtlayarak başlayalım.

Evet, “Neden kitap okumalıyız?”

Kitap okumak için yüzlerce neden var.

Ünlü düşünür Descartes (Dekart), “İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların insanlarıyla sohbet etmek gibidir.” der.

Evet, bu sözden yola çıkarak kitap okumanın önemini ve değerini daha iyi anlayabiliriz.

Kitap okumanın bir başka özelliği de zihin açıcı olması. Kitap okumak aynı zamanda sosyal ve duygusal zekayı da arttırıyor. Kısacası kitap okumakla düşünme gücümüz artıyor, öğrenmeyi geliştiriyor. Öyle ki farklı ve geniş açılı düşünebilmeyi, karşımızdakilerin psikolojilerini anlamayı, karşılaştırma ve değerlendirme yapabilmeyi öğreniriz.

Nöroloji ve antropoloji uzmanlarının insanlar üzerinde yaptığı bilimsel araştırmalar, kitap okumanın bir başka önemini daha ortaya koyuyor.

Bilindiği üzere insan beyni, iki lobdan oluşuyor. İnsanın olayları algılaması ve öğrenmesi, beynin genellikle sağ veya sol loblarından birine yöneliktir. Yani bazı kişilerin sağ lobları daha baskınken bazı kişilerin sol lobları daha baskındır. Bu görüş, bilim insanlarının ortaya koyduğu bir gerçeklik.

İşte kitap okumanın önemi ve değeri, burada ortaya çıkıyor. Kitap okuyan kişilerin beyin lobları arasındaki uzak ara fark azalıyormuş. Kitap okumakla beynimizin sağ ve sol loblar arasındaki kullanılma baskınlığı azalıyor; az baskın olan lob, gelişim göstererek biribirine yakın duruma geliyormuş.

Bu görüş, dünyadaki önemli antropolog ve nörologlar tarafından yüzlerce insan üzerinde yapılan araştırmalarla ortaya konulmuş.

Yine resmi kayıtlardan alınan ilginç bir araştırmayı paylaşmakta yarar var.

Kültür Bakanlığı tarafından yapılan araştırmalara göre dünyadaki farklı ülkelerde bir yılda basılan kitap, gazete okuyanların nüfusa oranı, kütüphane ve kahvehane sayılanırının karşılaştırılması ve kitap okuma oranları şöyle:

Ülkelere göre bir yılda basılan kitapların türü: ABD’de 85 bin 121; Japonya’da 42 bin 217; İngiltere’de 64 bin 761; Almanya’da 64 bin 761; Türkiye’de 6 bin 151…

Gazete okuyanların nüfusa oranları da şöyle: Japonya’da %62; Almanya’da %48; Türkiye’de %5…

Türkiye’deki kahvehane ve kütüphane sayılarının karşılaştırmasına bakalım: Kütüphane sayısı 1.412; Kahvehane sayısı 570 bin… 

Buna sayılara göre 49 bin 500 kişiye bir kütüphane düşerken 122 kişiye bir kahvehane düşmekte.

Yine Gallup kamuoyu araştıma şirketinin yaptığı bir araştırmaya göre bazı ülkelerdeki kitap okuyanların nüfusa oranları da şöyle: Japonya’da %14; ABD’de %12; Almanya’da %11; İngiltere’de %11;

Türkiye’de %0,01 (on binde bir)

Bir Japon yılda ortalama 25; Şilili 18; İsviçreli 11 kitap okuyor.

Bizde ise bir kişi 10 yılda bir kitap okuyabiliyor. 

Türkiye’de ihtiyaç listesinde kitap, 235’inci sırada.

8 milyonluk dost ve kardeş Azerbaycan’da bir kitap 100 bin baskı yaparken bizde ise anca 3 bin baskı yapabilmekte. 

Bir Norveçli kitap için yılda 147 dolar harcarken biz, ancak 33 sent harcıyoruz. 

Yine ilginç bir veri; Türkiye’de bir günde televizyona 5 saat ayıran insanımız, kitap okumaya ise ancak yılda 6 saat ayırabilmekte.

Bu tür karşılaştırmaları uzatmak mümkün. Daha çok yazıp moral bozmayalım. 

Bir uzman bu karşılaştırmalarla ilgili şöyle bir yorum yapmış. 

“Yalnız bu çok kitap okumanın iki tehlikesi var: Birincisi, kitap okuma alışkanlığı edindiğinizde şimdiye dek ne kadar boş olduğunuzu anlar ve üzülürsünüz. İkincisi de hemen her alanda sizi kullananların ne çapta kişiler olduğunu anlar, komplekse girersiniz. Böyle riskleri de var.”

Cahillik, kader değildir. Mutlaka okumalıyız. Okuyarak bunu değiştirebiliriz. Eğer okumak istemiyorsanız, okumuyorsanız, okumaya zaman ayırmıyorsanız; seçiminiz, tercihiniz, kaderiniz olur. Tercih sizin. Ya okuyup zihnimizi geliştirip dünyamızı genişleteceğiz ya da rahatımızı bozmayıp keyfimize bakacağız.

Ne demişti sessiz bilge?

“30 liraya kitap almayın; 100 liraya fal baktırın!”

Sözün Özü:

Yetişen zekaları kitaplarla beslemeyen uluslar, hüsrana mahkûmdur. Kitap Yüzü

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.