Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

SENDİKALAR

Değerli dostlar, geçen hafta başında kamu çalışanlarının, kamu işvereni hükümetle olan “Toplu Sözleşme” süreci başlamıştı. Ben de bu sürecin başlaması üzerine “Toplu Sözleşme” başlıklı yazı yazmıştım. O yazımda bazı öneriler sıralamıştım. Toplu sözleşme süreci işliyor; ama bu süre içinde ne olup bittiği ile ilgili bir haber, duyum, gelişme yok. Bu sessizliğin nedense çok verimli olacağını düşünmüyorum.   HER KONFEDERASYON EN AZ YÜZDE 100 ZAM İSTEDİ   Geçen hafta konfederasyonlar, isteklerini kamu işverenine sıraladılar. Her konfederasyon, kamu çalışanlarının maaşlarına en az yüzde 100 zam istedi. İstediler de bu istekler ne kadar karşılık bulacak, işte o belirsiz. Çoğu kamu çalışanı hatırlar; 2018 ve 2019 yıllarını kapsayan 4. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde yetkili konfederasyon, 2018 yılı için yüzde 16 zam isteyip yüzde 7,5 zamma, 2019 yılı için ise yüzde 18 zam isteyip yüzde 9 zamma imza atmıştı.   ***   Yine 2020 ve 2021 yıllarını kapsayan 5. dönem toplu sözleşme döneminde 2020 yılı için taban aylığa 200 TL ile birlikte yüzde 3 refah payı ve yüzde 15 zam; 2021 yılı için yüzde 2 refah payı ile birlikte yüzde 12 zam istemişti. Bu oranlar kabul edilmedi ve hakem kurulunun kararı ile 2020 yılı için yüzde 8, 2021 yılı için de yüzde 6 zam kabul edilmiş oldu. 2022 ve 2023 yıllarını kapsayan 6. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde de benzer durumlar yaşandı. 2022 yılı için yüzde 21, 2023 yılı için yüzde 17 zammın yanı sıra 600 TL seyyanen zamla birlikte yüzde 6 refah payı istenmişti. Ama 2022 yılı için yüzde 12 zamma ve enflasyon farkına, 2023 yılı için de yüzde 14 zamma ve enflasyon farkına imza atıldı. 6. dönem toplu sözleşme döneminde neredeyse yüzde 50’ye yakın zam isteğine ancak yüzde 26’lık artışla karşılık verilmiş oldu.   AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI BAZ ALINMALI   Gelelim 2024 ve 2025 yıllarını kapsayacak 7. Dönem toplu sözleşme görüşmelerine. Geçen hafta yazmıştım, yüzdelik oranlarla artış istenirse günlük hesap yapılmış olur, demiştim. Türk-İş’in açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırı baz alınmalı, demiştim. Evet, 2023 yılı temmuz ayı itibariyle 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 37.974 TL. En düşük memur maaşı ya da ortamala memur maaşı bu değerde olmalı. Bu değer üzerinden T.C. Merkez Bankasının güncellediği yüzde 58’lik enflasyon oranına göre de 2024 yılının ortalama memur maaşı belirlenmeli. Bugünün değerlerine göre en düşük memur maaşına, 22 bin TL’ye yüzde yüz artış yapılsa bile bu değer, 44 bin TL’ye yükselecek. Zaten bu artışlar 2024 yılının Ocak ayında ele geçecek. Ocak ayına kadar piyasa koşulları ne duruma gelecek, alım gücü nasıl olacak, belli değil. 2023 yılının gerçek enflasyonu yüzde 58 bile olsa 6 ay sonra alınacak yeni maaşların alım gücü yarı yarıya azalmış olacak.   TEMEL MAAŞA ZAM YAPILMALIYDI Bu toplu sözleşmelerde yalnızca maaşlar ele alınmıyor. Asıl ele alınması gereken konular daha önemli; ama tüm dikkatler maaş artışlarına yoğunlaşıyor. Seyyanen verilen zamların emeklilikte hiçbir yararı yok. Seyyanen zam yerine temel maaşa zam yapılmalıydı. Bugün itibariyle bir devlet memurunun temel maaşı 7979,29 TL. 2000’li yılların başında ‘Bir memurun temel maaşı asgari ücretten az olamaz.’ diye hüküm vardı. Şimdi ise böyle bir uygulama, hüküm yok. Son dört beş yıldır devlet memurunun temel maaşı asgari ücretin altında ve memurların emeklilik hesaplamaları, bu değer üzerinden yapılıyor.   ***   “En düşük memur maaşı 22 bin TL olacak.” denilmişti ve tüm memurlara 8.077 TL seyyanen zam yapılarak en düşük değil ortalama memur maaşı 22 bin TL oldu. Bu iyileştirmeye sevinmek yerine keşke tüm memurların temel maaşı 22 bin TL’ye yükseltilseydi. Sendikaların ve sendikacıların bu duruma dikkat etmeleri gerekiyordu. Değerli dostlar, geçen haftaki yazımda dediğim gibi bu 7. dönem toplu sözleşmede oluşacak tablo sendikaların ve sendikacılığın gerçek durumlarını, etkilerini, yetkilerini ortaya çıkaracak.   GELİŞMELERİ HEP BİRLİKTE İZLEYELİM   Sendikaların ne olduğu ve ne olmadığı ile ilgili değerlendirmelerimizi toplu sözleşme görüşmeleri bittikten sonra ele almakta yarar var. Yazı konumuz çok ve uzun. İki üç haftalık yazı olur. Önümüzdeki haftalarda aynı konunun farklı noktalarına değinmek gerekiyor. Şimdilik bu kadar, deyip gelişmeleri hep birlikte izleyelim.   Sözün Özü: Zorluklar, zamanında yapmamız gerekip de yapmadığımız kolay şeylerin birikmesiyle oluşur. Henry Ford
Ekleme Tarihi: 08 Ağustos 2023 - Salı
Mustafa ATALAY

SENDİKALAR

Değerli dostlar, geçen hafta başında kamu çalışanlarının, kamu işvereni hükümetle olan “Toplu Sözleşme” süreci başlamıştı. Ben de bu sürecin başlaması üzerine “Toplu Sözleşme” başlıklı yazı yazmıştım. O yazımda bazı öneriler sıralamıştım. Toplu sözleşme süreci işliyor; ama bu süre içinde ne olup bittiği ile ilgili bir haber, duyum, gelişme yok. Bu sessizliğin nedense çok verimli olacağını düşünmüyorum.

 

HER KONFEDERASYON EN AZ YÜZDE 100 ZAM İSTEDİ

 

Geçen hafta konfederasyonlar, isteklerini kamu işverenine sıraladılar. Her konfederasyon, kamu çalışanlarının maaşlarına en az yüzde 100 zam istedi. İstediler de bu istekler ne kadar karşılık bulacak, işte o belirsiz. Çoğu kamu çalışanı hatırlar; 2018 ve 2019 yıllarını kapsayan 4. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde yetkili konfederasyon, 2018 yılı için yüzde 16 zam isteyip yüzde 7,5 zamma, 2019 yılı için ise yüzde 18 zam isteyip yüzde 9 zamma imza atmıştı.

 

***

 

Yine 2020 ve 2021 yıllarını kapsayan 5. dönem toplu sözleşme döneminde 2020 yılı için taban aylığa 200 TL ile birlikte yüzde 3 refah payı ve yüzde 15 zam; 2021 yılı için yüzde 2 refah payı ile birlikte yüzde 12 zam istemişti. Bu oranlar kabul edilmedi ve hakem kurulunun kararı ile 2020 yılı için yüzde 8, 2021 yılı için de yüzde 6 zam kabul edilmiş oldu. 2022 ve 2023 yıllarını kapsayan 6. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde de benzer durumlar yaşandı. 2022 yılı için yüzde 21, 2023 yılı için yüzde 17 zammın yanı sıra 600 TL seyyanen zamla birlikte yüzde 6 refah payı istenmişti. Ama 2022 yılı için yüzde 12 zamma ve enflasyon farkına, 2023 yılı için de yüzde 14 zamma ve enflasyon farkına imza atıldı. 6. dönem toplu sözleşme döneminde neredeyse yüzde 50’ye yakın zam isteğine ancak yüzde 26’lık artışla karşılık verilmiş oldu.

 

AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI BAZ ALINMALI

 

Gelelim 2024 ve 2025 yıllarını kapsayacak 7. Dönem toplu sözleşme görüşmelerine. Geçen hafta yazmıştım, yüzdelik oranlarla artış istenirse günlük hesap yapılmış olur, demiştim. Türk-İş’in açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırı baz alınmalı, demiştim. Evet, 2023 yılı temmuz ayı itibariyle 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 37.974 TL. En düşük memur maaşı ya da ortamala memur maaşı bu değerde olmalı. Bu değer üzerinden T.C. Merkez Bankasının güncellediği yüzde 58’lik enflasyon oranına göre de 2024 yılının ortalama memur maaşı belirlenmeli. Bugünün değerlerine göre en düşük memur maaşına, 22 bin TL’ye yüzde yüz artış yapılsa bile bu değer, 44 bin TL’ye yükselecek. Zaten bu artışlar 2024 yılının Ocak ayında ele geçecek. Ocak ayına kadar piyasa koşulları ne duruma gelecek, alım gücü nasıl olacak, belli değil. 2023 yılının gerçek enflasyonu yüzde 58 bile olsa 6 ay sonra alınacak yeni maaşların alım gücü yarı yarıya azalmış olacak.

 

TEMEL MAAŞA ZAM YAPILMALIYDI

Bu toplu sözleşmelerde yalnızca maaşlar ele alınmıyor. Asıl ele alınması gereken konular daha önemli; ama tüm dikkatler maaş artışlarına yoğunlaşıyor. Seyyanen verilen zamların emeklilikte hiçbir yararı yok. Seyyanen zam yerine temel maaşa zam yapılmalıydı. Bugün itibariyle bir devlet memurunun temel maaşı 7979,29 TL. 2000’li yılların başında ‘Bir memurun temel maaşı asgari ücretten az olamaz.’ diye hüküm vardı. Şimdi ise böyle bir uygulama, hüküm yok. Son dört beş yıldır devlet memurunun temel maaşı asgari ücretin altında ve memurların emeklilik hesaplamaları, bu değer üzerinden yapılıyor.

 

***

 

“En düşük memur maaşı 22 bin TL olacak.” denilmişti ve tüm memurlara 8.077 TL seyyanen zam yapılarak en düşük değil ortalama memur maaşı 22 bin TL oldu. Bu iyileştirmeye sevinmek yerine keşke tüm memurların temel maaşı 22 bin TL’ye yükseltilseydi. Sendikaların ve sendikacıların bu duruma dikkat etmeleri gerekiyordu. Değerli dostlar, geçen haftaki yazımda dediğim gibi bu 7. dönem toplu sözleşmede oluşacak tablo sendikaların ve sendikacılığın gerçek durumlarını, etkilerini, yetkilerini ortaya çıkaracak.

 

GELİŞMELERİ HEP BİRLİKTE İZLEYELİM

 

Sendikaların ne olduğu ve ne olmadığı ile ilgili değerlendirmelerimizi toplu sözleşme görüşmeleri bittikten sonra ele almakta yarar var. Yazı konumuz çok ve uzun. İki üç haftalık yazı olur. Önümüzdeki haftalarda aynı konunun farklı noktalarına değinmek gerekiyor. Şimdilik bu kadar, deyip gelişmeleri hep birlikte izleyelim.

 

Sözün Özü:

Zorluklar, zamanında yapmamız gerekip de yapmadığımız kolay şeylerin birikmesiyle oluşur. Henry Ford

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.